4 Sinif Demokrasi ve Insan Haklari Ozet Konu Anlatimi

Okuma Süresi:8 Dakika, 17 Saniye

HAK VE ÖZGÜRLÜK İHLALİ

Dili, dini, ırkı ne olursa olsun her çocuk, sadece çocuk olduğu için hak ve özgürlüklere sahiptir. Bu haklar uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmıştır. Çocukların bu hak ve özgürlükleri elde etmek için herhangi bir çaba göstermesi gerekmez. Ancak kimi zaman hak ve özgürlüklerimizin ihlal edildiği durumlarla karşılaşabiliriz. Bu durumda kendimizi dışlanmış, değersiz ve incinmiş hissederiz. İnsanlara karşı güvenimizi yitiririz. Çevremizdeki insanlar ile sağlıklı ilişkiler kuramayız. Bu yüzden başkalarının hak ve özgürlüklerinin kısıtlanması karşısında onların neler hissedebileceklerinin farkında olup duyarlı olmalıyız. Kendimize yapılmasını istemediğimiz bir davranışın başkalarına da yapılmaması için çaba göstermeliyiz

HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİN KULLANILMASI

Çocuk hakları, kanunen ve ahlaki olarak dünya üzerindeki tüm çocukların doğuştan sahip olduğu haklardır. Ancak bazen onların bu hakları anlaması ve kullanmasının önünde büyük engeller bulunmaktadır. Örneğin, barış ortamında yaşamak her çocuğun temel hakkıdır. Buna rağmen günümüzde milyonlarca çocuk savaşın ortasında yaşamak zorunda kalmaktadır.

Her çocuğun bedensel, zihinsel, ruhsal ve ahlaki gelişimini sağlayacak bir hayat seviyesinde yaşama hakkı vardır. Ancak birçok çocuk açlık sınırında yaşamakta, şiddet görmekte veya şiddete tanık olmaktadır.

Her çocuğun, kendi yaşamı hakkında kararlar alınırken fikirlerini söyleme hakkı vardır. Ancak pek çok yetişkin onların görüşlerini dinlemeyip bu konuda onlarla işbirliği yapmamaktadır.

2.ÜNİTE: HAK, ÖZGÜRLÜK VE SORUMLULUK

DOĞUŞTAN KAZANILAN TEMEL HAKLARIMIZ

Başkalarının yaşama şekline karışmadan kendi yaşamımıza yön verme özgürlüğüne hak denir. Temel haklarımız şunlardır:

-Yaşama hakkı

-Sağlık hakkı

-Düşünce özgürlüğü ve İfade özgürlüğü

-Din ve vicdan özgürlüğü

-Eğitim hakkı

– Özel yaşamın gizliği hakkı

– Vatandaşlık hakkı

– Kişi dokunulmazlığı hakkı

Özgürlük: İnsanın, kendisi ve etrafına zarar vermeden istediğini yapabilmesi demektir.

Sorumluluk: İnsanın kendisine ve çevresine karşı yerine getirmesi gereken görevlerdir. (Dersine çalışmak… gibi)

Hak: Adaletin, hukukun gerektirdiği şey ya da kazançtır.

-Bütün hakların ortak kökeni özgürlüktür. Örneğin, çalışmak her insanın hakkıdır ve bu hak sayesinde insan dilediği işte çalışma özgürlüğüne sahiptir.

-Her insan, hakkını kullanırken başkalarının haklarına da saygı duymak zorundadır.

-Hiçbir hak sonsuz ve sınırsız değildir.

-Haklarımızı ararken mutlaka özgürlüklerimize ve sorumluluklarımıza dikkat etmeliyiz.

-Haklarımızı ararken haklı durumdan haksız duruma düşmemeliyiz.

-İnsanlar toplum içinde yaşadığı için hem kendisine hem de içinde bulunduğu çevreye ve canlılara karşı sorumlulukları vardır.

-İnsanlık sadece yaşadığı döneme değil geleceğe de güzel şeyler bırakmakla sorumludur.

TOPLUMA KARŞI SORUMLULUKLARIMIZ

-Birbirimizi sevmeli ve karşılıklı haklarımıza saygı duymalıyız.

-Yardımlaşmalıyız. Muhtaçlara yardım etmeliyiz.

-Kamu mallarını korumalıyız.

DOĞAYA KARŞI SORUMLULUKLARIMIZ

-Doğa, insanlara üzerinde yaşamaları, yemeleri,içmeleri için bir armağandır.

-Nasıl ki bize verilen bir hediyeyi koruyorsak çevremizi de korumalıyız.

-Çevremizi kirletmemeli, kirletenleri de kibar bir dil ile uyarmalıyız.

AİLEMEİZE KARŞI SORUMLULUKLARIMIZ

-Odamızı temiz tutmalıyız.

-Ev işlerine yardımcı olmalıyız.

-Eve zamanında gelmeliyiz.

-Dersimize çok çalışmalıyız…

HAK: Bizim isteyebileceğimiz, yeri geldiğinde kullanabileceğimiz durumlardır.

-Haklar toplumsal düzeni sağladığı ve kişilerin yaşamını düzenlediği için kullanılmalıdır.

-Özgürlüklerimiz sınırsız değildir.

-Bizim özgürlüğümüz bir başkasının haklarını kısıtlamaması ve başkalarını rahatsız etmemesi gerekmektedir.

-Bizim özgürlüğümüzü bir başkası kısıtlayamaz.

-Yasalar çerçevesinde özgürlüğümüzü kullanırız.

-Sınıfta, evde, bazen mahallede arkadaşlarımızla oynarken veya alışveriş sırasında haklarımız ve özgürlüklerimiz kısıtlanabilmektedir.

Çocukluk ve Yetişkinlik: Çocukların ve yetişkinlerin görev ve sorumlulukları birbirinden farklıdır. Yetişkin bir insan kendi kararlarını alıp, kendi ihtiyaçlarını karşılayabilir. Ancak çocuklar bazı konularda yetişkinlerin destek ve yardımına ihtiyaç duyar. Büyüdükçe görev ve sorumluluklarımız da değişir. Örneğin bebekken nerdeyse hiç sorumluluğumuz yokken şimdi ev ortamını temiz tutmak, ödevlerimizi yapmak gibi sorumluluklarımız vardır. Ayrıca bazı konularda fikirlerimizi söyleme hakkımız da vardır.

ÇOCUK

Çocuk Hakları Sözleşmesine Göre; “Her birey 18 (on sekiz) yaşına kadar çocuk olarak kabul edilir.

-Her çocuk vazgeçilmez haklara sahiptir.

-Çocukların yetişmesinden ve gelişmesinden BÜYÜKLER sorumludur.

-Hiç kimse,çocuklara karşı sorumluluklarını onlara zarar verecek şekilde kullanamaz

ÇOCUKLARIN:

-Okula gitme,

-Oyun oynama hakkı vardır.

-Onlar yetişkinler gibi çalıştırılamazlar. Çalışacaklarsa da yaptıkları iş,onların sağlığına ve eğitimine zarar vermemelidir.

-Bir suça itilmiş olan çocuğa verilecek ceza yaşına ve gelişimine uygun olmalı, onun eğitimini engellememelidir.

-18 yaşından itibaren yetişkin olarak kabul edilen bireyler OY kullanabilirler.

-Kendi kararlarını kendileri verebilirler.

3. ÜNİTE ADALET VE EŞİTLİK

Biz insanlar düşünür, sorgular ve fikirler üretiriz. Hepimiz değişik duygular taşırız. Ancak düşünce biçimimiz, fikirlerimiz, tercihlerimiz, yaşam şeklimiz, zevklerimiz, ilgi ve yeteneklerimiz gibi özelliklerle birbirimizden ayrılırız. Duygu ve düşüncelerimizi gibi fiziksel özelliklerimiz de farklılık gösterebilir. Farklılıklarımız insan olmamızın doğal bir sonucudur. O halde farklılıklarımıza saygılı olmalıyız. Ayrıca engeli olan ve özel gereksinimi olan bireylerin de çeşitli düzenlemeler ile hayatı kolaylaştırılmalıdır.

ADİL DAVRANILMAZSA

Hayatımızda bazen adil olmayan durumlarla karşılabiliriz. Adaletin sağlanmadığı eşitsizliğin giderilmediği durumlarda kendimizi güvende hissetmeyiz. Güvensizlik hissi ise topluma karşı olumsuz duygular beslememize sebep olur. Böylece o toplumda insanların birbirine güveni, sevgisi saygısı azalır.

Adaletin sağlandığı bir toplumda yaşayan insanlar, yaşadıkları toplumun bir parçası olmaktan mutludurlar. Kendilerini yaşadıkları topluma ait, güvende ve mutlu hissederler. Böyle bir toplum ise daha mutlu olur.

ADALET VE EŞİTLİK SAĞLANMALI

Bir toplumda haksızlığın önlenebilmesinin koşulu eşitliğin ve adaletin sağlanmasıdır. Bu nedenle hem bireyler hem de yasalar adil olmalıdır. Böylece toplumsal düzen adil olur. Adil bir toplumda birlikte yaşama arzusu güçlenir, birlik ve beraberlik sağlanır.

Adalet ve eşitliğin sağlanmadığı toplumlarda insan hak ve özgürlükleri çiğnenir ve düzen bozulur. Bu nedenle birey olarak hem kendimize adil davranılmasını gözetmeli hem de diğer insanlara karşı adil davranmalıyız

İnsanlar Eşittir

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na göre: Herkes dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Toplumda eşitlik yasalar ve kurallarla sağlanıp güvence altına alınır. Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Yani haklar ve özgürlükler bakımından zengin-yoksul, kadın-erkek, yaşlı-genç vb. ayrımcılık yapılamaz.

Haklıyla haksızı ayırt etmek, herkese hakkı olanı vermeye adalet denir.

Bedensel ve düşünsel farklılıkları ne olursa olsun, bütün insanlar arasında toplumsal ve siyasal haklar bakımından hiçbir ayrım bulunmaması durumuna eşitlik denir.

Bütün insanlar sahip olduğu haklar bakımından eşittir. Ancak çeşitli sebeplerle bu haklarımızı kullanırken eşit imkanlara sahip olmayabiliriz. Bedensel, zihinsel, duygusal bir engel veya yaşadığımız çevrenin şartları,

ekonomik durum gibi sebepler buna örnektir. Devlet bu gibi olumsuz durumları ortadan kaldırmak için gerekli düzenlemeleri yapar.

HAK ARAYIŞI

Hak ve özgürlüklerimiz bazen kişiler bazen de kamu kurum ve kuruluşları tarafından ihlal edilebilir. Hak ve özgürlüklerimiz ihlal edildiği zaman hakkımızı aramak için çeşitli yollara başvururuz. Bu durumda öncelikle karşı tarafla anlaşmaya çalışmalıyız. Bunu, karşılıklı konuşarak veya güvendiğimiz birinin arabuluculuğu ile yapabiliriz. Eğer anlaşma sağlayamazsak yasal yollara başvururuz.

Demokratik toplumlarda insanlar haksızlığa uğradığında sorunlarını uzlaşarak çözerler. Şiddet ve öfke sorunların çözümünde doğru bir yol değildir. Aksine sorunu daha da büyütmüş oluruz.

Yardım alabileceğimiz kurum ve kuruluşlar şunlardır: Kamu Denetçiliği Kurumu, Okul Meclisleri, İl ve İlçe İnsan Hakları Kurulları

İNSAN HAKLARI YURTTAŞLIK VE DEMOKRASİ

DOĞUŞTAN KAZANILAN TEMEL HAKLARIMIZ

Başkalarının yaşama şekline karışmadan kendi yaşamımıza yön verme özgürlüğüne hak denir. Temel haklarımız şunlardır :

-Yaşama hakkı

-Sağlık hakkı

-Düşünce özgürlüğü ve İfade özgürlüğü

-Din ve vicdan özgürlüğü

-Eğitim hakkı

– Özel yaşamın gizliği hakkı

– Vatandaşlık hakkı

– Kişi dokunulmazlığı hakkı

ÜNİTE 4 : UZLAŞI

ANLAŞMAZLIKLARIN NEDENLERİ

İnsanların duygu düşüncelerinin farklı olduğunu biliyoruz. Bunun sonucunda bazen istek ve tercihlerimizde farklı olabilir. Bu farklılıklar bazen anlaşmazlıklara neden olabilir. Bu doğaldır. Ancak bazen ortada haklı veya haksız yoktur. Taraflar kendi açılarından haklıdırlar. Böyle bir durumda taraflar bakış açısını değiştirip doğru iletişim kurabilirse sorun ortadan kalkar

ANLAŞMAZLIK VE UZLAŞI

Bizim haklarımız ve özgürlüklerimiz olduğu başkalarının da hak ve özgürlükleri olduğunu unutmamalıyız. Anlaşmasak da katılmasak da herkesin fikirlerini söylemesine imkan verilmelidir. Uzlaşı sağlamak için çaba harcamamız gerekir. Uzlaşı sağlayamadığımız zaman anlaşmazlıklar devam eder. Uzlaşamamış kişiler arasında güven ve saygı olması mümkün değildir. Uzlaşı sağlandığı takdirde insanların birbirine güveni ve saygısı artar. Bu sebeple uzlaşı için gayret etmeliyiz.

Birlikte Yaşama Kültürü

Hak ve özgürlüklerimizin olması ve onları kullanabilmemizin ilk şartı ülkemizin bağımsız olmasıdır.

İnsan haklarının amacı, bir toplumda yaşayan insanların eşit, özgür ve onurlu yaşama hakkını sağlamaktır. Devletler bu hakların gerçekleşmesi için gereken ortamı oluşturmak zorundadır. Bunu sağlayan en iyi yönetim biçimi cumhuriyettir. Bizim ülkemizin de yönetim şekli cumhuriyettir.

Cumhuriyet yönetiminde halk yöneticilerini kendisi seçer. Cumhuriyet yönetiminde halk eşit koşullarda yaşar, herhangi bir kişi veya toplumsal sınıf ayrıcalıklı değildir.

Hak ve Özgürlüklere Saygı

Günlük yaşamımızda zaman zaman hak ve özgürlüklerimizin ihlal edildiği durumlar yaşarız. Kendimiz de bazen bunu yapabiliriz. Örneğin, sırada bekleyen arkadaşımızın önüne geçmeye çalışmak, başkalarının eşyalarını izinsiz kullanmak, sınıfta söz alan arkadaşımızın sözünü kesmek onların haklarını ihlal etmektir.

Hak ve özgürlüklerimizi kullanırken başkalarının da hakları olduğunu unutmamalıyız. Kendimize gösterilmesini beklediğimiz saygıyı biz de başkalarına göstermeliyiz.

5. ÜNİTE : KURALLAR

Kurallar ve Özgürlükler

Toplumsal kurallar hak ve özgürlüklerimizin kullanımını düzenler, onların korunmasına hizmet eder. Bu kurallar aynı zamanda bize sorumluluklar yükler. Örneğin okula gitmek hakkımızdır. Fakat okulda uymamız gereken kurallara uymadığımız zaman eğitim hakkımızdan yeterince faydalanmamış oluruz. Kurallar hak ve özgürlüklerimizi kısıtlıyor gibi algılansa da aslında hak ve özgürlükleri koruma amacı taşır. Unutmayalım ki kurallar olmazsa hayatımızın bir çok alanında karmaşa yaşanır.

KURALLARA UYARIM

İyi bir vatandaş ülkesine ve onun düzen ve devamını sağlayan kanunlarına bağlıdır. Kanunlara uymayı temel bir değer olarak benimser. Kurallara uymak ve bunlara uyulmasını sağlamak bir vatandaşlık görevidir. Bu, yaşadığımız toplumun düzen ve devamlılığına karşı duyarlılığımızı gösterir.

İyi bir vatandaş, vatandaşlık bilincine sahiptir. Bilinçli vatandaş, ülkesine ve devletine bağlıdır. Vatandaşlık bilinciyle hareket ederek yurttaşlık sorumluluklarını yerine getirir. Bu sorumluluklardan biri de kanunlara uyulmasını takip etmektir.

KURALLAR VE TOPLUMSAL AHENK

Kurallar hayatımızın her alanında düzeni sağlar. Kurallar olmasaydı hayatımız hemen her alanında bir karmaşa olurdu. Bu karmaşa içinde de hak ve özgürlüklerimizi kullanmamız söz konusu olamazdı. Böyle bir ortamda adalet ve eşitlikten de bahsedilemez. Kısacası huzur ve güven içinde yaşamamız için kurallar vardır. Kurallara uymayanlara çeşitli yaptırımlar uygulanır. Yazılı kurallara uymayanlara hapis ve para cezası gibi cezalar verilir. Yazılı olmayan kurallara uymayanlar ise toplum tarafından ayıplanır, dışlanır, kınanır.

Kurallar ve Özgürlükler

Toplumsal kurallar hak ve özgürlüklerimizin kullanımını düzenler, onların korunmasına hizmet eder. Bu kurallar aynı zamanda bize sorumluluklar yükler. Örneğin okula gitmek hakkımızdır. Fakat okulda uymamız gereken kurallara uymadığımız zaman eğitim hakkımızdan yeterince faydalanmamış oluruz. Kurallar hak ve özgürlüklerimizi kısıtlıyor gibi algılansa da aslında hak ve özgürlükleri koruma amacı taşır. Unutmayalım ki kurallar olmazsa hayatımızın bir çok alanında karmaşa yaşanır.

Kurallar

İnsanların bir arada, düzen içerisinde yaşamasını sağlayan kurallar vardır. Kurallar sayesinde belli yerlerde belli davranışlarda bulunuruz. Kurallar, yazılı kurallar ve yazılı olmayan kurallar olarak ikiye ayrılır.

Görgü kuralları, gelenekler, dinî kurallar, ahlâk kuralları yazılı olmayan kurallardır. Yemek yerken

konuşmamak, bayramlarda büyüklerini elini öpmek gibi kurallar bunlara örnektir. Bu kurallara uyulmaması hâlinde ayıplanma, dışlanma gibi yaptırımlarla karşılaşırız.

Yazılı kurallar ise hukuk kurallarıdır. Herkesim yazılı kurallara uyma zorunluluğu vardır. Yazılı kurallara

uyulmadığı zaman devletin yasal güçleri devreye girer.

Happy
Happy
0
Sad
Sad
0
Excited
Excited
0
Sleepy
Sleepy
0
Angry
Angry
0
Surprise
Surprise
0

Average Rating

5 Star
0%
4 Star
0%
3 Star
0%
2 Star
0%
1 Star
0%

Bir Cevap Yazın