4 Sinif Sosyal Bilgiler Ozet Konu Anlatimi

Okuma Süresi:15 Dakika, 9 Saniye

ÜNİTE:1 KENDİMİ TANIYORUM

Bireysel Farklılıklar

Birey, toplumları oluşturan ve kendine özgü ayırıcı özellikleri olan fert, insandır. Toplumdaki bireyler birbirlerine benzeyebilir. Ancak her bireyin farklı özellikleri de vardır. Görünür, somut özellik olarak tanımlanan fiziksel özelliklerle beceri yetenekler insanları birbirinden ayırır. Örneğin, sınıf bir topluluktur. Sınıftaki öğrenciler de o topluluğu oluşturan bireylerdir. Bazı öğrenciler uzun boylu, sarı saçlı, mavi gözlüdür. Bazı öğrenciler ise kısa boylu, kızıl saçlı, kahverengi gözlüdür.Bunlar fiziksel özelliklerdeki farklılıklardır.

Sınıftaki öğrencilerden bazılarının güzel resim yapması, bazılarının güzel şarkı söylemesi de sahip olduğumuz yetenek ve becerilerin farklı olmasına örnektir.

iinsanlar, ortak fiziksel özelliklere sahiptir. Gözümüz, kulağımız, ellerimiz, ayaklarımız ortak fiziksel özelliklerimizdendir. Bireysel özelliklerimiz gibi ortak fiziksel özelliklerimiz açısından da bir kısmımız farklı olabilir. Daha az rastlanan bu farklılıkları gösteren insanlara engelli diyoruz. Bu demektir ki engelliler yalnızca ortak fiziksel özelliklerden bir kısmı ile ilgili sınırlılıkları olan insanlardır.

Bireysel farklılıklar bireyleri eşsiz ve özel kılar. Toplumdaki bireyler, bireysel farklılıklara saygı duymalıdırlar.

Bireyler arasında farklılıkların yanında benzerlikler de vardır. Örneğin; beslenme, barınma, sevgi, saygı duyma insanların temel ihtiyaçlarıdır. Temel ihtiyaçlar da tüm bireylerin ortak ihtiyaçlarındandır.

Bütün farklılık ve benzerliklerimizle bir toplumun parçasıyız.

Bunları Biliyor musunuz?

1. Birbirleriyle tıpatıp aynı fiziksel özellikleri olan tek yumurta ikizlerinin bile farklılıkları vardır.

2. İnsanları birbirinden farklı yapan özelliklerden biri de parmak izidir. Unutmayalım! Farklılıklarımız ve benzerliklerimizle hepimiz insanız.

ÜNİTE 2 : KÜLTÜR VE MİRAS

Aile Tarihi

Aile tarihi, üyesi olduğumuz ailenin ya da seçtiğimiz başka bir ailenin geçmişinin ayrıntılı olarak incelenmesidir. Aile tarihini araştırırken, sözlü tarih yöntemini kullanabiliriz.

Sözlü Tarih Yöntemi

Sözlü tarih, belli bir konu ile ilgili olarak, konu hakkında bilgi sahibi olan kişilerle görüşmeler yapılarak bilgi toplamak, incelemektir. Sözlü tarih yöntemi kullanılırken aşağıdaki aşamalar izlenir:

1. Konunun Seçilmesi

Araştırma yapılacak konunun belirlenmesidir. Örneğin, aile tarihi.

2. Görüşme Yapılacak Kişinin Belirlenmesi

Araştırmada kaynak olarak yararlanılacak kişilerin belirlenmesidir. Bu kişiler seçilirken konu ile ilgili yeterince bilgi sahibi olmalarına dikkat edilmelidir.

3. Soruların Hazırlanması

Görüşme sırasında kaynak kişiye ya da kişilere sorulacak soruların belirlenme aşamasıdır. Soruların önceden hazırlanması, görüşmenin daha verimli geçmesini sağlar.

4. Görüşmenin Düzenlenmesi

Görüşülecek kişiye, önceden sözlü tarih çalışması yapılacağı hakkında bilgi verilmelidir. Randevu alınmalıdır. Görüşme sırasında kayıt cihazı, fotoğraf makinesi gibi araçlar kullanmak yararlı olur. Ayrıca soruların cevapları not edilmelidir.

5. Görüşmede Elde Edilen Bilgilerin Düzenlenmesi

Sözlü tarih yönteminde bilgi elde etmek kadar onu düzenlemek de önemlidir. Bilgiler düzenlenirken bir bütünlük içinde olmasına özen gösterilmelidir. Aynı konudaki bilgiler art arda yerleştirilmelidir. Fotoğraf ve belgeler de ait olduğu konunun içinde yer almalıdır. Açık ve anlaşılır bir dil kullanmalıdır.

Başarılı Bir Görüşme İçin

Görüşme yapacağınız kişiye önceden konu hakkında bilgi veriniz. Görüşmenin sizin için önemini ve amacınızı açıklayınız. Kayıt yapmak için teyp, kamera gibi araçlar kullanınız. Karşınızdaki kişiyi dikkatle dinleyiniz. Görüşme yaparken nazik ifadeler kullanınız.

Ünite 3: İNSANLAR, YERLER VE ÇEVRELER

YÖN:

Bulunduğumuz noktaya göre bir yerin bulunduğu taraftır. Mahallemizin, sokağımızın, evimizin, okulumuzun hatta gideceğimiz yerin hangi tarafta olduğunu, bulunduğumuz noktaya göre yönünü söyleyerek tarif ederiz.

Coğrafi yönler, Güneş’in doğduğu ve battığı yere göre düzenlenmiştir. Dört tane ana, dört tane de ara yön vardır. Doğu, Güneş’in doğduğu; batı ise Güneş’in battığı yöndür. Yüzümüz Güneş’in doğduğu yöne yani doğuya bakacak şekilde durup kollarımızı yanlara doğru açacak olursak sol kolumuz kuzeyi, sağ kolumuz güneyi gösterir.

Ara yönler ise Kuzeydoğu, kuzeybatı, güneydoğu ve güneybatıdır.

Çeşitli yöntemlerle yönümüzü bulabiliriz. Pusula ile, güneşin konumuna göre, çubuk yöntemi ile, kutup yıldızı ile, karına yuvalarından yararlanarak, ağaç ve taşlardaki yosunlardan faydalanarak, cami ve kiliselerden faydalanarak, mekanik kol saatinden faydalanarak yönümüzü bulabiliriz.

4. ÜNİTE : BİLİM, TEKNOLOJİ VE TOPLUM

Hayatımızda Teknoloji

Teknoloji kullanılarak üretilen alet, makine vb. araçlara “teknolojik ürün” denir. Günümüzde teknolojik araçları hayatımızın hemen her alanında kullanmaktayız.

Ulaşım : Uçak, tren, otomobil, metro gibi ulaşım araçları daha kısa sürede daha güvenli ulaşım imkanı sağlar.

Eğitim : Akılllı tahta, bilgisayar, projeksiyon, tepegöz gibi teknolojik araçlar eğitimin daha kaliteli olmasını ve bilginin daha kolay aktarılmasını sağlar .

Sağlık : Ultrason, EKG ( elektro kardiyo grafi ), röntgen, tomografi, mikroskop, stetoskop, enjektör gibi ürünler sağlık alanında hastaların daha kolay ve daha kısa sürede tedavi edilmesini sağlamaktadır.

Ev Ürünleri : Elektrik süpürgesi, bulaşık makinesi, çamaşır makinesi, ütü, buzdolabı, mutfak robotu gibi teknolojik ev aletleri işlerin daha kısa sürede ve kolay yapılmasını sağlar.

İletişim : Telefon, cep telefonu, televizyon, internet, bilgisayar gibi ürünler daha çabuk ve daha kolay iletişim imkanı sağlamıştır.

Bilinçli Tüketici

Tüketici, mal ve hizmetlerden yararlanan, satın alıp kullanan, yiyip içerek, kullanarak tüketen kişidir. Alışverişte her birimiz birer tüketiciyiz. Bir tüketici olarak bilinçli davranmak, alışveriş sırasında ve sonrasında sorun yaşamamızı önler.

Bilinçli Bir Tüketici Nasıl Davranır?

– Alışverişe çıkmadan önce alacaklarının listesini yapar.

– Bir ürünü satın alırken gerçekten bu ürüne ihtiyacı olup olmadığını düşünür.

– Alacağı ürünler hakkında fiyat araştırması yapar.

– Malın fiyatının bütçesine uygun olup olmadığına bakar.

– Hiçbir ürünü görmeden ve incelemeden satın almaz.

– Karar verirken reklamların etkisinde kalmaz.

– Alacağı malın sağlam olup olmadığına dikkat eder.

– Gıda ürünlerinin üretim tarihlerini ve son kullanma tarihlerini kontrol eder.

– Buzdolabı, çamaşır makinesi gibi dayanıklı ürünlerde TSE (Türk Standartları Enstitüsü) damgası olup olmadığını kontrol eder.

– Televizyon, bilgisayar gibi elektronik ürünler alacak ise garantili ürünlere yönelir.

– Satın aldığı ürünlerin faturasını ve fişini alır.

Kaynakları Bilinçli Tüketelim

Kaynakları 3 gruba ayırabiliriz :

Doğal Kaynaklar : Su, hava, madenler, toprak, tohum, hayvanlar, orman ve bitkiler…

İnsan Kaynakları : Çiftçi, mühendis, doktor, öğretmen, tüccar…

Para : Çalışma karşılığı alınan ücret, maaş, kira geliri…

Yukarıda yazdığımız kaynakların hiçbiri de sınırsız değildir. Bu nedenle gerek doğal kaynaklar, gerek insan kaynakları, gerekse para tasarruflu kullanılmalıdır.

İstek ve İhtiyaçlarımız

İnsan yaşamı için gerekli olan ve yokluğunda sıkıntı çekilen koşul ya da maddelere ihtiyaç denir. Örneğin beslenme, barınma giyinme birer ihtiyaçtır.

Yaşamımızı sürdürmek için gerekli olmayan ama onlara sahip olunduğunda kişiyi mutlu edecek koşul ya da maddelere istek denir. Örneğin bir bisiklete ya da tablete sahip olmak istektir.

Sağlıklı bir yaşam sürdürebilmemiz için önce temel ihtiyaçlarımızı, sonra da ihtiyaçlarımızı ve isteklerimizi karşılamamız gerekir.

Teknolojik Ürünlerin Zaman İçinde Gelişimi

Günümüzde kullandığımız bir çok teknolojik ürün ilk icat edildiklerinden bu yana sürekli bir değişim ve gelişim göstermişlerdir. Özellikleri gelişmiş, fiyatları da ucuzlamıştır. Bu da bu ürünlerin daha çok kişi tarafından kullanılmasını sağlamıştır. Örneğin ilk bilgisayar bizim okulumuz kadar büyükken şimdi bir çantanın içine sığacak kadar küçülmüştür. İlk bilgisayarları sadece çok zengin kişiler ve şirketler kullanırken günümüzde nerdeyse hemen her evde bilgisayar vardır. Bu söylediklerimizi diğer bir çok ürün için de geçerlidir.

Teknolojik Ürünlerin Mucitleri

İcat, daha önce bulunmayan bir nesnenin geliştirilmesidir. Mucit ise , yeni bir buluş ortaya koyan, icat eden

kişidir. Bazı mucitler ve icatları şöyledir :

Guglielmo Marconi – Radyo

Alexander Graham Bell – Telefon

Josephine Cochrane – Bulaşık makinesi

Percy L. Spencer – Mikrodalga fırın

Thomas Edison – Ampul

Bugün kullandığımız teknolojik ürünlerin büyük kısmı icadından günümüze kadar gelişerek gelmiştir. İcat eden bilim adamları olduğu gibi onları geliştiren bilim adamları da vardır.

5. ÜNİTE : MİKROSKOBİK CANLILAR VE ÇEVREMİZ

Mikroskobik Canlıları Tanıyalım

Gözümüzle görebildiğimiz canlılar olduğu gibi gözümüzle göremeyecek kadar küçük canlılar da vardır. Sütten yoğurt yapımında, uzun süre dışarıda bekleyen bir meyve ya da ekmeğin küflenmesinde, üşüttüğümüzde boğazımız şişmesinde ve bunlar gibi birçok olayda çıplak gözle göremeyeceğimiz kadar küçük canlılar rol oynar. Çıplak gözle göremeyeceğimiz kadar küçük olan canlılara “mikroskobik canlılar” denir. Mikroskobik canlıları görebilmek için mikroskop kullanırız.

Mikroskobik canlıların bazılarının yararlı etkileri bazılarının zararlı etkileri bulunmaktadır.

Yaralı Etkileri : Mikroskobik canlılar yoğurt, peynir, sirke, turşu gibi gıdaların yapımında; endüstride çeşitli kimyasal madde ve ilaçların üretiminde kullanılır. Mikroskobik canlılar canlı yaşamı için çok önemlidir. Ölü hayvan ve bitkileri parçalayarak dünyamızın çöplük olmasını engeller.

Zararlı Etkileri : Açık ortamda bırakılan besinlerin bozulmasına, tatlarının ekşimesine ve küflenmelerine neden olan mikroskobik canlılar buzdolabında kolayca üreyip çoğalamazlar. Bu nedenle yiyecekler buzdolabında uzun süre muhafaza edilebilir.

Uygun ortam sağlandığında çok hızlı çoğalırlar. Hastalık yapan birçok mikroskobik canlı kirli ellerimizle vücudumuza girerek çoğalır.

Sorumluluk Alalım

Sorumluluk, kişinin üzerine düşen görevleri yerine getirmesi, kendi davranışlarının sonuçlarını üstlenmesidir.

Hepimizin kendimize, ailemize, çevremize, içinde yaşadığımız topluma karşı sorumluluklarımız vardır.

Aile en küçük toplumsal birimdir. Bir topluluğun üyesi olmayı ve sorumluluk almayı ilk olarak ailemizde öğreniriz. Aileyi oluşturan her bireyin birbirine karşı ve evde besledikleri canlılara karşı sorumlulukları vardır.

Okulumuzda da çalışan ve öğrencilerin sorumlulukları vardır. Okul eşyalarını korumak, sıra ve dolaplarımızın düzenli olmasını sağlamak, kurallara uymak, çalışmalarımızı zamanında ve özenli yapmak bizim sorumluluklarımızdandır.

Kanuni haklarını bilmek, başkalarının haklarına saygı göstermek, toplumun ortak değerlerini ve mallarını korumak toplumsal sorumluluklarımızdandır.

ÜNİTE 5 : ÜRETİM DAĞITIM VE TÜKETİM

Ekonomik Faaliyetler

İnsanların, yaşamlarını sürdürebilecekleri alım gücüne sahip olmaları için para kazanmaları gerekir. Parayı ise çeşitli işlerde çalışarak kazanırlar. Kişilerin, para kazanmak için yaptığı etkinliklere ekonomik faaliyetler denir.

En yaygın ekonomik faaliyetler şunlardır : tarım, hayvancılık, sanayi, ticaret, madencilik, turizm, ormancılık,

ulaşım, hizmet sektörü.

Ekonomik faaliyetler gerçekleştirilirken gelir ve giderler olur. Bunu gösteren bir bütçe yapılır. Ekonomik faaliyetlerde üretim-dağıtım- tüketim aşamaları vardır.

İstek ve İhtiyaçlarımız

İnsan yaşamı için gerekli olan ve yokluğunda sıkıntı çekilen koşul ya da maddelere ihtiyaç denir. Örneğin beslenme, barınma giyinme birer ihtiyaçtır.

Yaşamımızı sürdürmek için gerekli olmayan ama onlara sahip olunduğunda kişiyi mutlu edecek koşul ya da maddelere istek denir. Örneğin bir bisiklete ya da tablete sahip olmak istektir.

Sağlıklı bir yaşam sürdürebilmemiz için önce temel ihtiyaçlarımızı, sonra da ihtiyaçlarımızı ve isteklerimizi karşılamamız gerekir.

6. ÜNİTE : ETKİN VATANDAŞLIK

Çocuk Olarak Haklarımız

Her çocuk, doğuştan bazı haklara sahiptir. Tüm dünyadaki çocukların sahip olduğu haklar, 20 Kasım 1989’da, Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen Çocuk Hakları Sözleşmesi (ÇHS) ile belirlenmiştir. Türkiye, Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’yi 1990 yılında imzalamıştır. Bu nedenle, sözleşmeyi imzalayan diğer ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de çocuk hakları yasalarla korunmaktadır.

Çocuk haklarının korunmasından öncelikli olarak aileler sorumludur. Aileler bu sorumluluğu yerine getiremezse, devlet bu hakları korumakla yükümlüdür. Ülkemizde 2005 yılında Çocuk Koruma Kanunu çıkarılmıştır.

ÜNİTE 7: KÜRESEL BAĞLANTILAR

Diğer Ülkeler: Dünyanın yüzeyini oluşturan büyük kara parçalarına kıta ( anakara ) denir. Asya, Avrupa, Afrika, Kuzey Amerika, Güney Amerika, Okyanusya ve Antarktika olmak üzere 7 kıta vardır. Kıtaları birbirinden ayıran büyük su kütlelerine ise okyanus denir. Büyük okyanus, Atlas okyanusu ve Hint okyanusu olmak üzere üç okyanus vardır.

Ülkemiz topraklarının büyük bölümü Asya kıtasında, küçük bir bölümü ise Avrupa kıtasındadır.

Ülkemizin etrafının büyük bölümü denizlerle çevrilidir. Kuzeyde Karadeniz, güneyde Akdeniz, batıda Ege Denizi ve kuzeybatıda Marmara Denizi vardır. Buna rağmen karadan komşu olduğumuz ülkelerin sayısı yedidir. Komşu ülkelerimiz şunlardır: Suriye, Irak, İran, Ermenistan, Gürcistan, Bulgaristan ve Yunanistan.

Ülkemiz komşuları ile iyi ilişkiler kurmaya özen gösteren bir ülkedir. Ayrıca bu ülkelerle alışveriş yapmaktayız. Komşu ülkelerle ticaret sınır kapıları sayesinde gerçekleşir

MİLLİ MÜCADELE KRONOLOJİSİ

19 Mayıs 1919 Atatürk’ün Samsun’a çıkışı. 22 Haziran 1919 Amasya Genelgesi

23 Temmuz 1919 Erzurum Kongresi 4 Eylül 1919 Sivas Kongresi

27 Aralık 1919 M. Kemal Ankara’ya geldi. 23 Nisan 1920 TBMM açıldı.

10 Ağustos 1920 Sevr Anlaşması 9 Ocak 1920 Birinci İnönü Savaşı

30 Mart 1921 İkinci İnönü Savaşı 22 Ağustos 1921 Sakarya Meydan Muharebesi.

30 Ağustos 1922 Başkomutanlık Meydan Muharebesi 1 Kasım 1922 Saltanat kaldırıldı.

24 Temmuz 1923 Lozan Antlaşması 29 Ekim 1923 Cumhuriyetin ilanı

29 Ekim 1923 Mustafa Kemal ilk cumhurbaşkanı seçildi.

Kültür Öğeleri ve Değişim

Toplumlarda teknoloji, yaşam şartları sürekli değişmektedir. Bu değişim kültürü de etkilemektedir. Kültür, nesilden nesile değişerek aktarılmaktadır. Kültürün değişime uğramasının en somut örneği mimari alanında görülebilir. Yaşadığımız yerde çeşitli özellikleri olan eski binalar bulunmaktadır. Bu binalar onarım ve yenileme çalışmaları ile varlığını sürdürmektedir.

Bir milletin en değerli varlıklarından biri kültür öğeleridir. Bizler bu öğeleri tanımalı, yaşatmalıyız. Bu hem birey olarak hem de millet olarak kimliğimizi korumak için gereklidir.

Tarihten Günümüze Oyunlarımız:

Ülkemizde eskiden beri oynanan oyunlar vardır. Bu oyunlardan bazıları çocuklar arasında da oynanmaktadır. Saklambaç, birdirbir, bezirgânbaşı gibi oyunları örnek olarak verebiliriz.

Yaşam şartlarının ve çevrenin değişmesi, teknolojinin gelişmesi oynanan oyunları da etkilemiştir. Büyüklerimiz küçükken bez bebek, topaç gibi oyuncaklarla oynarlarmış. Günümüzde teknolojinin gelişmesi ile çeşit çeşit oyuncaklar, bilgisayar oyunları oynanmaktadır.

Millî Kültür Öğeleri

Millî Kültür; bir millete ait bilgi, inanç, davranışlar bütünü ile bu bütünün parçası olan maddi eserlerdir. Kültür öğeleri nesilden nesile aktarılır. Kültür, bölgeden bölgeye farklılık gösterebilir. Kültür öğeleri şunlardır.

Dil: Her milletin kendine ait bir dili vardır. Dil, eserlerin nesilden nesile taşınmasını sağlar.

Destan: Kahramanlık, güç, sevgi gibi konuların işlendiği halk şiirleridir.

Türkü: Ezgi ile söylenen halk şiirine denir.

Tekerlemeler: Daha çok çocuk geleneklerinde yer alan ses ve sözcük benzerliğine göre sıralanan söyleyeni belli olmayan ürünlerdir.

Kalıplaşmış Sözler: Dilimizde atasözleri, deyimler, bilmecelerdir.

Bayramlar: Milletçe kutladığımız özel günlerdir. Bayramlarda insanlar bir araya gelir, ilişkiler kuvvetlenir. Ülkemizde Dinî Bayramlar, Millî Bayramlar, Hıdrellez Bayramı, Nevruz Bayramı, Mevsimlik Bayramlar kutlanır.

Gelenek ve Görenekler: Türk gelenek ve göreneklerinde, misafire kahve ikram etmek, dinî bayramlarda büyükleri ziyaret etmek, millî oyunlar oynamak, sünnet, düğün gibi özel günleri kutlamak gibi davranışlar vardır. Gelenek ve görenekler kanunlarda belirtilmez. Ancak toplumda uyulması beklenen davranışlardır.

Halk Oyunları: Düğün, nişan, asker uğurlamalarında, dinî ve millî bayramlarda oynanır. Geleneksel kıyafetler giyilir. Figürleri yöreden yöreye değişir.

Yiyecekler, İçecekler: Beslenme biçimi, içinde bulunulan kültürel, coğrafi ve ekonomik özelliklere göre şekillenir.

El Sanatları: Geleneksel Türk el sanatlarından halıcılık, kilimcilik, kumaş dokumacılığı, dericilik, ahşap ve ağaç işçiliği vb. sıralanabilir.

Giyim – Kuşam: Giyinme, insanların doğa koşullarından korumak için yaptığı bir eylemdir. Zamanla doğal, toplumsal etkenlerle biçim değiştirmiştir. Giyim, toplumun özelliklerini yansıtır.

Atatürk Kronlojisi : Atatürk’ün yaşamındaki olayların kronolojik sıralaması da onun hayatını öğrenmekte kolaylık sağlar.

1881 Selanik’te doğdu. 1893 Askerî Rüştiye’ye başladı. 1899 Harp Okuluna başladı. 1905 Kurmay yüzbaşı olarak HarpAkademisinden mezun oldu. 1911 Trablusgarp Savaşı’na katıldı. Binbaşılığa yükseldi.

1916 Tuğgeneralliğe yükseldi. XVI. Kolordu Komutanlığına atandı.

1917 II. Ordu Komutanlığına atandı.

1918 Yıldırım Orduları Grup Komutanlığına atandı.

1919 Samsun’a ayak bastı. 1920 Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılışı. 1921 Başkomutanlığa getirildi.

1921 “Gazi’lik şanı ve mareşallik rütbesi verildi. 1923 Cumhuriyet ilan edildi ve Mustafa Kemal ilk cumhurbaşkanı seçildi.

1934 Atatürk soyadının verilmesine ilişkin yasa kabul edildi. 1938 Mustafa Kemal Atatürk Dolmabahçe Sarayı’nda vefat etti.

Kronoloji İnsanlar yaşamlarını etkileyen önemli olayları zaman belirterek sıralamışlardır. Buna kronoloji denir. Kronoloji bir çeşit zaman sıralamasıdır.

Sınıflarımızdaki “tarih şeridi” buna örnektir. Dünyadaki tüm toplumları etkileyen olaylar zaman sırasına göre belirtilmiştir.

Kronoloji bireysel olarak da kullanılır. Örneğin, büyüklerimizin iş başvuruları için hazırladıkları öz geçmiş bu amaca hizmet eder.

Öz geçmişlerde doğum tarihi, kişisel bilgiler ve tarih sırasına göre yapılan işler yer alır.

Doğal ve Beşeri Unsurlar

Çevre, insanların ve diğer canlıların yaşamları boyunca ilişkilerini sürdürdükleri ve karşılıklı olarak etkileşim içinde bulundukları ortamdır.

İnsan eli ve etkisi olmadan kendiliğinden oluşan ortama “doğal ortam” denir. “Doğal unsur” ise insan eli değmeden Dünya’nın oluşumundan bu yana varlığını devam ettiren nesnelerdir. Dağlar, ovalar, bitkiler, dereler, akarsular, bulutlar birer doğal unsurdur.

“Beşerî ortam” insanlar tarafından oluşturulmuş yani doğal olmayan ortamdır. “Beşerî unsur”, doğal unsurlar üzerinde insanların çalışmaları ve etkileri sonucunda ortaya çıkmış olan nesnelerdir. Elektrik direkleri, yollar, köprüler, binalar, göletler gibi insan eliyle yapılan nesneler beşerî unsurlardır.

Krokinin Hayatımızdaki Yeri :

Çevremizde çeşitli yapı ve yerler vardır. Söz gelimi mahallemizde apartmanlar, cami, çocuk parkı ve marketler bulunabilir. Bu yapı ve yerleri şekil çizerek anlatabiliriz. Çizdiğimiz şekillerde bu yapı ve yerleri sembollerle gösterebiliriz. Ancak çizdiğimiz şekillerde kullandığımız semboller anlaşılır olmalıdır. Bu nedenle kullandığımız sembol ve şekillerin açıklandığı bir bölüm oluşturmalıyız.

Kroki; okul, sınıf, bina, sokak, mahalle veya semt gibi bir yerin kuş bakışı yani tam tepeden görünüşünün göz kararı küçültülerek kâğıt üzerine çizilmesidir. Kroki çizilirken yön belirtilir.

Günlük yaşamımızda bir arkadaş ya da dostumuza, evimizi ya da gideceği yeri tarif ederken kroki çizebiliriz. Bir sokak, mahalle ya da semtin krokisi çizilirken cadde, sokak ve önemli yapılar belirtilir.

BİREYSEL ÖZGÜRLÜK

Bağımsızlık : Günlük işlerimiz ve geleceğimiz ile ilgili başkalarına bağlı olmadan kendi irademizle karar verme özgürlüğümüzün olmasıdır. Bizler özgür bireyler olduğumuz için seçimlerimizi kendimiz yapabiliyoruz. Özgür bireyler olmamızı bağımsız bir ülkede yaşıyor olmamıza borçluyuz. Kurtuluş Savaşını kazanan ülkemiz bağımsız bir ülke olduğunu diğer ülkelere göstermiştir. Ayrıca 23 Nisan 1920’de TBMM açılarak halkın kendi kendini yönetmesinin önü açılmıştır. Böylece millet yönetimde söz sahibi olmuştur. Egemenlik millete geçmiştir.

Ülkemizin yönetim şekli 29 Ekim 1923 Cumhuriyet olarak belirlenmiştir.

Ancak FETÖ, 15 Temmuz 2016 yılında darbe yaparak yönetimi ele geçirmeye çalışmış. Fakat o gece darbeye karşı sokağa insanlarımız tarafından darbe girişimi engellenmiştir. Bu sebeple 15 Temmuz günü Demokrasi ve Milli Birlik Günü ilan edildi.

Sosyal Kulüpler

Sosyal kulüplerin faydaları şunlardır :

– Boş zamanları yararlı şekilde değerlendirmeyi sağlamak

– Planlı çalışma alışkanlığı edindirmek

– Yardımlaşma duygusu kazandırmak

– Öğrencilerin yeteneklerinin farkına varmasını sağlamak

– Sosyal ilişkilerin güçlenmesine katkıda bulunmak

– Farklı düşünce ve görüşlere saygılı olmayı öğretmek

Duygu ve Düşünceler

Duygu, belirli bir nesne, olay veya bireylerin, iç dünyamızda uyandırdığı izlenimdir. Korku, üzüntü, şaşkınlık, mutluluk duygulardan bazılarıdır.

Düşünce ise düşünme sonucunda varılan, düşünme ürünü olan görüştür.

Duygularımız, düşüncelerimizi etkiler. Olumlu düşüncelerimiz olduğunda duygularımız da olumlu olur (Mutluluk, sevinç olumlu duygulardır.)

Gün boyunca farklı durumlar, olaylar ve insanlarla karşılaşırız. Bu yüzden duygu ve düşüncelerimiz de değişir. Örneğin, arkadaşımız hediye verdiğinde mutlu oluruz. Beklemediğimiz olaylar karşısında şaşırabiliriz.

Örneğin, Elif’in matematik sınavı çok iyi geçmiş. Sınavda başarılı olduğunu düşünerek mutlu olmuş.

Duygular da düşüncelerimizi etkiler. Mutlu olduğumuzda bizi her zaman kızdıran olay ya da davranışlara kızmayız. Örneğin, Damla okul servisi geç kalınca sinirlenir. Fakat bugün o kadar mutludur ki servis geç kaldığında “Trafiğe takılmıştır.” diyerek sakince beklemeye devam eder.

Duygu ve düşünceleri ifade etmek insanların en doğal ihtiyacıdır. Duygu ve düşünceleri ifade etmenin birçok yolu vardır. Sağlıklı iletişim kurmak için duygu ve düşünceleri açıklıkla ve olumlu bir dille ifade etmek gerekir. Örneğin, “Seninle arkadaşlık ettiğim için çok mutluyum.””Bu davranışından dolayı sana biraz kızgınım.

Hava Olayı : Belirli bir bölgede atmosferde gözlenen ve hissedilen sıcaklık, yağış, rüzgâr, sis gibi olaylara denir. Örneğin; yağmurun yağması, yağan yağmurun durması, rüzgarın esmesi, esen rüzgarın durması, havanın açması vb biraz hava olayıdır.

Hava Durumu : Hava olaylarının meteorolojik araçlarla kısa sürede ölçülüp kaydedilmesi hava durumudur.

Örneğin ; bugün Kahta yağmurlu, rüzgarlı ve soğuktu dediğimizde Kahta’nın bugünkü hava durumunu belirtmiş oluruz.

İklim : Bir bölgede hava olaylarının çok uzun yıllar içinde gösterdiği değişimlerin ortalaması da o bölgenin iklimi olur.

Doğal Afetler ve Korunma Yolları

İnsan eliyle önlenemeyen çığ, heyelan, sel, deprem gibi felaketlere “doğal afet” denir.

Çığ:Dik yamaçlı dağlardaki büyük kar kütlelerinin aşağı doğru kayması sonucu oluşur. Çığdan korunmak için çığ tehlikesi olan yerlere yerleşim yapılmamalıdır. Dik yamaçların teraslanması ve ağaçlandırılması gereklidir. Doğal bitki örtüsü korunmalıdır.

Heyelan (Toprak Kayması): Eğimi fazla olan, çok yağış alan yamaçlardaki taş, toprak ve kayaların kaymasıdır. Korunmak için yamaçlar basamaklandırılarak ağaçlandırılmalı, böyle yerlere destek duvarları örülmelidir. Heyelan tehlikesinin bulunduğu yerlerde yerleşime izin verilmemelidir.

Sel: Aşırı yağan yağmurlardan sonra veya havanın birden ısınıp karların hızla erimesi sonucu oluşur.

Seli önlemek için barajlar, göletler, su kanalları ve ağaçlandırma yapılmalı, doğal bitki örtüsü korunmalıdır.

Ayrıca akarsu kenarlarında, kurumuş dere yataklarında yerleşme izin verilmemelidir.

Deprem: Yer kabuğunda meydana gelen kırılmalarla oluşan yer sarsıntılarıdır.

Depremin oluşumu engellenemez, günümüz teknolojisiyle depremin olacağı zaman saptanamaz.

Ancak önlem alarak, deprem öncesinde, sırasında ve sonrasında yapmamız gerekenleri bilerek zararlarını azaltabiliriz.

Happy
Happy
0
Sad
Sad
0
Excited
Excited
0
Sleepy
Sleepy
0
Angry
Angry
0
Surprise
Surprise
0

Average Rating

5 Star
0%
4 Star
0%
3 Star
0%
2 Star
0%
1 Star
0%

Bir Cevap Yazın