aof

mali analiz ozet 1-4

Okuma Süresi:30 Dakika, 50 Saniye
Loader Loading…
EAD Logo Taking too long?

Reload Reload document
| Open Open in new tab

İndir/Yükle [35.44 KB]

MALİ ANALİZ

ÜNİTE – 1 FİNANSAL TABLOLAR VE MALİ ANALİZ

TEMEL FİNANSAL TABLOLAR

1. Bilanço: Varlıklar (Aktif) = Kaynaklar (Pasif)

2. Gelir Tablosu:

EK FİNANSAL TABLOLAR

1. Fon Akış Tablosu: İşletmenin belirli bir dönemde fon kaynaklarını ve bunları kullandığı alanları gösteren tablodur. Fon akış tablosunun kaynaklar tarafı cari faaliyet döneminde edilen fonların sağlam kaynaklardan mı yoksa geçici işlemlerden mi sağlandığını gösterir. Tablonun fon kullanımları tarafı ise söz konusu fonların kullanım yerlerinin uygunluğu ile ilgili bilgi verir.

2. Nakit Akış Tablosu: Belirli bir dönemde işletmenin nakit kaynaklarını ve bunları kullandığı alanları gösteren bir tablodur. Bu tablo düzenlenirken, nakit girişi sağlamayan veya nakit çıkışı gerektirmeyen işlemler dikkate alınmalıdır. Döneme ilişkin nakit akışları, İşletme, Yatırım ve Finansman Faaliyetlerine dayalı bir biçimde raporlanır.

Direkt Yöntem: Nakit akış tablosunun düzenlenmesinde bilanço ile gelir tablosundan yararlanılmakta ve gelir tablosu nakit akış tablosunun düzenleme çalışmalarının başlangıç noktasını oluşturmaktadır.

Endirekt Yöntem: Faaliyetlerden sağlanan nakit girişleri ile yapılan ödemeleri ayrı ayrı göstermemekte, dönem karı (zararı) ile hesaplamalara başlanmaktadır.

MSUGT’ye göre farklı bir sunuş şekli daha olan Nakit Akış Tablosu, nakit kaynaklarının ve kullanımlarının ayrı bölümler halinde sunulması olarak karşımıza çıkmaktadır. Buna göre nakit akış tablosu, dönem içi nakit girişleri ve dönem içi nakit çıkışları ayrı olarak gösterilmektedir.

3. Net Çalışma Sermayesi Değişim Tablosu: Net çalışma sermayesinin oluşumunda yer alan Dönen Varlıklar ve Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar kalemlerindeki değişimi gösteren tablodur. İşletmenin bütün dönen varlıklarına Brüt Çalışma Sermayesi denir

Net Çalışma (İşletme) Sermayesi = Dönen Varlıklar – Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar = (1-3)

4. Satışların Maliyeti Tablosu: Gelir Tablosunun tamamlayıcısı niteliğinde bir finansal tablodur.

5. Özkaynak Değişim Tablosu: İlgili dönemde özkaynak kalemlerinde meydana gelen artış veya azalışları gösteren tablodur.

Mali Analiz: Bir işletmenin finansal durumunu, faaliyet sonuçlarını, finansal performansını ve finansal yönden gelişimini değerlendirebilmek, gelişme yönünü ve büyüklüğünü öngörebilmek, geleceğe yönelik tahminlerde bulunabilmek için finansal tablolarda yer alan kalemler arasındaki ilişkilerin ve bunların zaman içerisinde gösterdiği eğilimlerin incelenmesini gerektirir.

ÜNİTE – 2 DİKEY (YÜZDE YÖNTEMİ İLE) ANALİZ

Dikey Analiz Tekniği

Dikey Analiz Tekniğinde, örneğin, bilançonun yüzde yöntemine göre analizinde, bilanço toplamı 100 kabul edilerek her bir kalemin toplama olan oranı hesaplanmaktadır. Ayrıca her kalemin ait olduğu grup içindeki payı da hesaplanabilir.

Bu analiz tekniği, tek bir döneme ait finansal tabloların analizinde kullanılmaktadır ve bu nedenle de statik bir analiz türüdür. Ancak istendiği taktirde yüzde yöntemine göre hazırlanmış birden fazla döneme ilişkin finansal tabloların karşılaştırılmasının yapılarak bu analiz tekniğine dinamik bir nitelik kazandırılabilir.

Finansal Tabloların Dikey Yüzdelerle İfade Edilmesi

  • Bilançonun Dikey Yüzdelerle İfade Edilmesi

Dikey analiz tekniğinde bilanço toplamı 100 kabul edilerek her bir varlık (aktif) ve kaynak (pasif) kaleminin genel toplama oranı hesaplanır. Ayrıca, bilançoda yer alan grup toplamları 100 kabul edilerek her bir kalemin ait olduğu grup toplamı içindeki yüzdesi de hesaplanabilir.

Genel Toplama Göre=  Kalemin Tutarı x 100 / Aktif veya Pasif Toplamı = %

Grup Toplamına Göre= Kalemin Tutarı x 100 / İlgili Grubun Toplamı = %

Üç sütun bulunur. Birincide tutarlar, ikincide her kalemin kendi grup toplamı içindeki oranı, üçüncüde her kalemin bilanço toplamına olan oranı yazılmaktadır.

  • Gelir Tablosunun Yüzdelerle İfade Edilmesi

Gelir tablosunda Net Satışlar 100 kabul edilerek, diğer kalemler net satışlar rakamına oranlanır. Bu işlem her gelir tablosu kalemi için ayrı ayrı yapılır.

Gelir Tablosu Kalemi x 100 / Net Satışlar = %

Dikey Yüzdelere Göre Analizde Yorum Esasları

Dikey analiz tekniğinin bilançoda grup toplamları veya genel toplamlar; gelir tablosunda net satışlar üzerine uygulanır. Bilançoda yüzdeler, kalemlerin grup veya genel toplam içindeki payını gösterirken, gelir tablosundaki yüzdeler ise kalemlerin net satışlar karşısındaki payını göstermektedir.

Dikey analiz, işletmenin varlık ve kaynak yapısı ile dönem net karının nasıl oluştuğunu açıklayan bir tekniktir. Temel olarak tek bir yıla uygulanır, birden fazla yıl içinde bu teknik uygulanabilir.

Dikey Yüzdelere Göre Hazırlanmış Bilançoların Yorumu

Kalem İncelemesi: Amacı, her bir kalemin ait olduğu grup toplamı ve aktif ve pasif toplamı içerisindeki payının, kalemin özelliği de dikkate alınarak, yeterli büyüklükte olup olmadığını incelemektir.

  • Varlık ve Kaynak Dağılımının İncelenmesi: Amacı, bilançoda yer alan grup toplamlarının toplam içerisinde yüzde olarak sahip olduğu pay dikkate alınarak grubun özelliğine ve işletmenin türüne göre bunun yeterli olup olmadığı araştırılır. Aşağıdaki üç aşamada inceleme yapılır;
  • Varlık Dağılımının İncelenmesi, Dönen varlıklar ile duran varlıkların toplamlarının aktif toplamı içerisindeki payları incelenir. Ticaret işletmelerinde dönen varlıkların duran varlıklardan daha büyük paya sahip olması (Ticaret: 1>2); sanayi işletmelerinde ise duran varlıkların payının dönen varlıklarınkinden fazla olması istenir (Sanayi: 2>1).

Hazır değerlerin, menkul kıymetlerin ve alacakların payının yüksek olması, işletmenin likiditesinin yüksek olduğunu gösterir ve bu durum borç ödeme gücü açısından olumlu olarak yorumlanır.

Stokların nakde dönüşümü diğerlerine göre daha yavaş olduğu için dönen varlıklar içindeki payının çok yüksek olmaması arzulanır.

Alacaklar işletme likiditesini destekleyen kalemlerdir. Senetli alacakların vadeden önce nakit yaratma özelliği bulunduğu için ve senetsiz alacaklara göre daha güvenilir oldukları için toplam alacaklar içerisinde senetli alacakların payının yüksel olması işletme lehine yorumlanır.

Duran varlık ise, işletmenin gerekli üretim kapasitesini sağlayacak maddi duran varlıklara sahip olması istenir. Maddi duran varlık kalemlerinin gereğinden az olması işletmenin arzulanan üretim ve iş hacmine ulaşamamasına, gereğinden çok olması da maliyet ve gider artışlarına yol açar.

–             Kaynak Dağılımının İncelenmesi, genel dikey yüzdelere göre kısa vadeli yabancı kaynaklar, uzun vadeli yabancı kaynak ve özkaynaklar şeklinde sıralanabilecek ana grupların pasif toplamı karşısındaki dağılımının incelenmesi ve sonra da ana grup yüzdelerine göre grup içi dağılımının incelenmesi olarak iki aşamada incelenir.

Ticaret işletmeleri için de sanayi işletmeleri için de özkaynakların toplam kaynaklar içinde en büyük paya sahip olması istenir. (Kaynaklar: 5>4 ve 3)

Yabancı kaynakların kendi içindeki dağılımına bakıldığında uzun vadelilerin kısa vadelilerden yüksek olması arzulanan bir durumdur. (4>3)

Küçük ve orta ölçekli işletmelerde ticari borçların kısa vadeli yabancı kaynaklar içindeki payının yüksek olması istenir. Alınan avanslar işletmeye faizsiz ve nakit şeklinde fon girişi sağladığından ve aynı zamanda işletmenin satışları konusunda sıkıntı yaşanmayacağını gösterdiğinden işletme açısından olumlu olarak yorumlanır.

Özkaynakar ise, geri ödemesi ve faiz ödemesi olmayan bir kaynaktır ve işletme ortaklarının varlıklar üzerindeki haklarını gösterir. Bu bakımdan özkaynakların otofinansman yönünü temsil eden kar yedekleri ve dönem karının en büyük payı alması istenir. Otofinansman işletmenin kendi kendini finanse edebilmesidir. Ortaklarca işletmeye yatırılan sermaye büyüklüğü arttıkça kardan pay alacak hisse sayısı da artacağından ve karın işletmede kalan kısmı da o oranda azalacak ve işletmenin otofinansman yönü zayıflayacaktır.

  • Varlık-Kaynak İlişkisinin İncelenmesi, Dönen ve Duran varlıkların hangi kaynaklarla finanse edildiği incelenir. Aktif ve pasif toplamlarının 100 olarak kabul edilmesi sayesinde böyle bir inceleme yapılır.

Dönen varlıkların (1) başta kısa vadeli yabancı kaynaklardan (3), net çalışma sermayesinin oluşabilmesi için, özkaynaklar (5) veya uzun vadeli yabancı kaynaklardan (4) da finanse edilmiş olması gerekir. (1>3,5,4)

Duran varlıklar (2) ise özkaynaklar (5) ve uzun vadeli yabancı kaynaklarla (4) finanse edilmelidir. (2>5,4)

Kısa vadeli yabancı kaynakların (3) genel dikey yüzdesinin dönen varlıkların (1) dikey yüzdesinden büyük olması durumunda, net çalışma sermayesi noksanı söz konusu olacaktır.

Dikey Yüzdelere Göre Hazırlanmış Gelir Tablolarının Yorumu

Her bir gelir tablosu kaleminin net satışlara göre oransal büyüklüğünün, kalemin özelliği de dikkate alınarak hasılat ve karlılık açısında yeterli ve uygun olup olmadığı incelenir. Hasılat ve kar kalemleri açısıdan yeterli büyüklük, kendilerinden sonra gelen gider ve zararları karşılayıp diğer bölümlere ve dönem net karına katkıda bulunacak büyüklükte oluşlarıyla ölçülür.

Gider ve zarar kalemleri incelenirken, bu kalemlerin dikey yüzdelerinin yeterli ve uygun büyüklükte olup olmadıkları incelenirken gelir tablosunda kendilerinden önce gelen hasılat ve karı yok edecek kadar büyük olup olmadıkları, ancak üretimin ve hizmetin de kalitesini düşürecek kadar az olup olmadıkları araştırılır. Örneğin, olağandışı gider ve zarar gibi. Bunların hiç olmaması arzulanır.

ÜNİTE – 3 YATAY ANALİZ TEKNİKLERİ

Bilanço ve gelir tablosu geçmişe ait bilgiler verir. İşletmenin alacağı kararlar hakkında bilgileri göstermez. Analiz tekniklerinin uygulanması karara yönelik bilgiler üretebilir. Yatay analiz teknikleri (karşılaştırmalı tablolar analizi) ve trend analizi, işletmenin hem kısa hem de uzun dönemdeki geçmiş bilgilerinden yararlanarak geleceğe yönelik mali durumunu ve faaliyet sonuçları hakkında bilgiler verebilir.

Karşılaştırmalı Tablolar Analiz Tekniğinin Tanımı ve Amacı

Bu teknik, bir işletmenin birbirini izleyen dönemlere ait ve aynı süreyi kapsayan bilanço ve gelir tablosunun kendi aralarında zaman içerisinde karşılaştırılmasını mümkün kılar.

Karşılaştırmalı tablolar analiz tekniğinin amacı, bir işletmenin mali durumu ve faaliyet sonuçlarını etkileyen değişmelerin gelecekte de devam edeceği varsayımından hareketle, değişmelerin işletmenin gelecekteki mali durumu ve faaliyet sonuçlarında yaratacağı gelişmeleri belirlemektir.

Karşılaştırmalı tablolar analiz tekniğinde bilanço kendi içerisinde, gelir tablosu da kendi içerisinde yıllar itibariyle karşılaştırılır. Bu yönüyle teknik dinamik bir analiz tekniğidir.

Karşılaştırmalı Tabloların Düzenlenmesi

Bu tekniğin uygulanması için gerekli olan bilgiler

  • Birbirini izleyen en az iki yıla ait bilançolar
    • Birbirini izleyen en az iki yıla ait gelir tabloları

Mutlak Değişim (Fark) = 2. yıldaki Tutar – 1. Yıldaki Tutar

Yüzde Değişim (Fark) = Mutlak Fark x 100 / 1. Yıldaki Tutar. Değişim + veya (-) olarak ifade edilir.

1 Yılda Zarar (Eksi) olan tutar, 2 Yılda Kar olan tutardan çıkarıldığında ikisi birbirine toplanır. Değişim anlamlı olmayacağı için hesaplanmaz.

1 yılda rakam olması, 2 yılda rakamın olmaması, değişimde -100 olarak ifade edilir.

2 yılda rakam olması, 1 yılda rakamın olmaması, değişimde hesaplama yapılmaz.

Karşılaştırmalı Tablolar Analiz Tekniğinin Yorum Esasları

Bilançoda ve gelir tablosunda dikkat çekici bir tutarda ve yüzdede değişim gösteren kalemler ele alınır. Daha sonra işletmenin mali durumu ve faaliyet sonuçlarını etkileyecek kalemlerdeki değişim yorumlanır.

Mali durumu ile ilgili; Hazır Değerler (10), Ticari Alacaklar (12), Stoklar (15), Maddi Duran Varlıklar (25), Mali Borçlar (30), Sermaye (50) kalemlerindeki değişmeler yorumlanır.

Faaliyet sonuçları bakımından gelir tablosundan; Brüt Satış Karı, Olağan Kar, Dönem Karı kalemlerinin yorumlanması gerekir.

Yorumu 5 aşamada sıralayabilir;

  1. Değişimin Belirlenmesi, ele alınan kalemdeki mutlak ve yüzde değişim belirlenir. Kalemin hem mutlak hem de yüzde değişimine birlikte değinilir.
  2. Değişimin Nedenlerinin Belirlenmesi, ele alınan aktif bir kalem ise, aktifteki azalışlar, pasifteki artışlardır. Ele alınan aktif kalemdeki azalmaya ise, aktifteki artışlar ve pasifteki azalışlar değişime neden olur.

Pasifin artış nedeni: pasifteki azalış, aktifteki artış;

Pasifteki azalış nedeni ise: pasifteki artış, aktifteki azalış.

Gelir Tablosunda değişimin nedeni: Örneğin brüt satış karındaki artış: satışlardaki artış veya satılan malın maliyetindeki azalıştır.

3.           Değişimin Nedenlerine Bağlı Olmaksızın Ortaya Çıkardığı Sonucun Belirlenmesi

Örneğin, hazır değerlerdeki artış, gerek vadesi gelen borçların ödenmesi gerekse günlük faaliyetlerin yürütülmesi bakımından olumludur ya da maddi duran varlıklardaki artış işletmenin kapasitesini arttırması bakımından olumludur ya da brüt satış karındaki azalma işletmenin esas faaliyetinin sonucu olarak olumlu değildir.

  • Neden-Sonuç İlişkisinin Kurulması, Beklenen nedenlere bağlı olarak gelişen sonuçlar işletmenin lehine, aksi durumda aleyhine yorumlanır.

Alacakların Satışlara karşı artması olumlu bir neden-sonuç ilişkisi iken, alacakların satışlardan daha çok artış göstermesi alacakların tahsilinde sorunlar yaşandığı anlamına geldiğinden olumlu bir neden-sonuç ilişkisi olarak yorumlanmaz.

  • Neden-Sonuç İlişkisine Bağlı Olarak Gelecekteki Beklentinin Belirlenmesi; son aşamada, gelişmelerin gelecekteki boyutları tahmin edilir. Örneğin, Hazır Değerlerin, Mali Borçlarla artması eldeki nakdin atıl olduğu anlamına gelebilir ve işletme gelecekte borçlarını ödemede zorluk çekebilir. Alacakların satışlardaki artış tutarından ve yüzdesinden fazla artış göstermesi durumunda işletmenin gelecek faaliyetlerinden nakit yaratmada ve dolayısıyla borç ödemede zorlanacağı, şüpheli alacaklar nedeniyle bazı giderlere katlanacağı tahmin edilir.

Trend Analizi ile Bilanço ve Gelir Tablosunun Trend Yüzdeleriyle Hazırlanması

Trend analizi (eğilim yüzdeleri analizi), yatay analiz tekniklerinden ikincisidir. Trend; bir kalemdeki uzunca bir zaman sürecinde ortak davranış biçimidir.

Karşılaştırmalı tablolar analizi tekniği, iki yıllık geçmiş bilgilere uygulandığında anlamlı sonuçlar vermektedir.

Trend analizi, işletmenin daha uzun dönemli geçmişinin analiz edilerek mali durum ve faaliyet sonuçları bakımından önem arz eden kalemlerdeki değişim eğiliminin görülmesine olanak sağlar. Trend analizi, birbirini izleyen çok sayıda yıla ait bilanço ve gelir tablolarında yer alan kalemlerin zaman içerisinde gösterdikleri eğilimlerin ayrıntılı ve dinamik olarak incelenmesini sağlar. İlk yıl 100 olarak kabul edilir.

Trend Yüzdesi = Hesaplama Yılındaki Tutar / Baz Yıldaki Tutar x 100

Örnek:

                                              2000                      2001                      2002

Ticari Alacaklar                   2.500                     3.000                     3.500

Net Satışlar                          4.000                     4.500                     5.000

Ticari Alacaklar Trend Hesaplama

3.000 / 2.500 x 100= 120

3.500 / 2.500 x 100= 140

Net Satışlar Trend Hesaplama

4.500 / 4.000 x 100= 112.50

5.000 / 4.000 x 100= 125

                                              2000                      2001                      2002

Ticari Alacaklar                   100 (baz)               120                        140

Net Satışlar                          100 (baz)               112.50                   125

Dönen Varlıkların Likiditesi, Kısa Vadeli Borçları Ödeme ve Günlük Faaliyetleri Sürdürme Yeteneği

Dönen Varlık (1) – Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar (3)

Aralarındaki ilişki net çalışma sermayesi anlamında ele alınır. DöV artış eğilimi varken KVYK’da daha az artış veya azalış eğilimi varsa net çalışma sermayesinin olumlu geliştiği anlamına gelir.

Stoklar (15) – Net Satışlar (6-61)

Aralarındaki ilişki, işletmenin satışlarıyla stoklarını eritip eritmediği hakkında bilgi verir.

Net satışlardaki hızlı artış eğilimine karşılık stoklardaki artış eğiliminin yavaş olması veya azalış eğilimi olumlu yorumlanır. Böyle bir etkileşim, işletmenin satışlarıyla stokları erittiğini, bu da hem mali durumu, hem de faaliyet sonuçlarını olumlu yönde etkiler.

Stokların satılması (eritilmesi) stok bulundurma giderlerini azaltır, stokların bozulma ve demode olması riskini azaltır veya ortadan kaldırır. Bunlar da faaliyet sonuçlarını olumlu yönde etkiler, karlılığı arttırır.

Stokların net satışlara göre daha fazla artış eğilimi göstermesi olumlu bir gelişme değildir. Böyle bir etkileşim stoklara bağlanan fonların işletmeye geri dönmemesi nedeniyle dönen varlıkların likiditesini azaltır ve ek fon ihtiyacı yaratır.

Ticari Alacaklar (12) – Net Satışlar (6-61)

Aralarındaki ilişki satışların peşin ya da kredili olup olmadığı hakkında bilgi verir.

Net satışlardaki hızlı artış eğilimine karşılık ticari alacaklardaki eğilimin daha az artış veya azalış yönünde olması olumlu karşılanır. Böyle bir etkileşim işletmenin satışlarını daha çok peşin yaptığını gösterir. Bu da likiditenin ve karlılığın olumlu olduğunu gösterir.

Ticari alacaklardaki artış eğiliminin net satışlardaki artış eğiliminden yüksek olması olumsuzdur. Böyle bir gelişme, satışların kredili yapıldığını ve alacakların tahsil edilemediğini gösterir.

Borçlanma Kapasitesi

Yabancı Kaynaklar (3+4) – Özkaynaklar (5)

İşletmenin borçlanma kapasitesini gösterir.

KVYK ve UVYK (3+4) toplamındaki azalma veya yavaş artış eğilimine karşılık, özkaynaklardaki artış eğilimin hızlı olması, işletmenin lehine yorumlanır. Özkaynakların yabancı kaynaklara göre fazla olması istenen bir durumdur; alacaklılar için güvence sebebidir.

Yabancı Kaynakların daha fazla artış eğilimi göstermesi ve Yabancı kaynaklar içerisinde KVYK fazla olması olumsuz bir durumdur. İşletme bir taraftan borçlarını ödemede zorlanırken diğer taraftan ağır faiz yükü nedeniyle karlılık olumsuz yönde etkilenecektir.

Varlıkların Verimliliği

Dönen Varlık (1) – Net Satışlar (6-61)

Aralarındaki ilişki, dönen varlıkların verimliliğiyle ilgilidir.

Dönen varlıkların artış eğiliminin net satışlara göre düşük olması olumludur. Bu gelişme, DöV’ın dönüş hızının yüksek olduğunu, işletmenin borçlanmaya gerek kalmadan faaliyetlerini sürdürebileceğini ve dolayısıyla karlılığını arttırabileceğini gösterir.

Dönen varlıkların artış eğilimine karşılık net satışların daha az artma ya da azalma eğiliminde olması olumsuzdur.

Maddi Duran Varlıklar (25) – Net Satışlar (6-61)

Aralarındaki ilişki kapasite anlamındadır.

Net satışlardaki hızlı artış eğilimine karşılık maddi duran varlıklardaki artış eğiliminin normal olması işletmenin kapasitesini tam kullandığını gösterir.

Maddi Duran Varlıkların hızlı bir artış eğilimine karşılık net satışlardaki artış eğiliminin normal olması veya azalması işletme için olumsuzdur.

Karlılık

Net Satışlar (6-61) – Brüt Satış Karı (6-61-62)

Aralarındaki ilişki, işletmenin ana faaliyetlerinin hasılat ve maliyet unsurlarının gelişimini gösterir.

Net satışlardaki artış eğilimine karşılık brüt satış karının artış veya daha hızlı artış eğilimi göstermesi olumludur. Bu etkileşim, satışların artmasına karşılık satılan malın maliyetinin aynı doğrultuda artmadığını, dolayısıyla işletmenin satışlarını arttırarak karını arttırabileceğini gösterir.

Net satışlardaki artış eğilimine karşılık brüt satış karındaki azalma veya daha az artma eğilimi olumlu değildir. Bu etkileşim, işletmenin satışlarını arttırdığında, maliyetlerinin daha çok arttığını ve brüt satış karının azaldığı gösterir.

Trend Analizinde Yorum Esasları

Birbirleriyle ilişkisi olan kalemler için geçerli olup, eğilim yüzdelerine dayanır. Eğilim yüzdelerinin zaman içerisindeki artış ve azalışlarına bakılarak kalemin zaman içerisinde baz yıla göre eğilimi belirlenir ve eğilimler karşılaştırılır.

  1. Ele Alınan Kalemlerin Eğilimi Belirlenir,trend yüzdeleri her zaman pozitif olup 100’ün üzerindekiler baz yıla göre artışı, 100’ün altındakiler ise baz yıla göre azalışı ifade eder.
  2. Kalemlerin eğilimleri arasındaki benzerlikveya farklılık ortaya konur,
  3. Yoruma esas olan kalemlerin eğilimlerinin etkileşimleri araştırılır ve etkileşim sonucu söylenir.
  4. Yoruma esas olan kalemlerin etkileşiminin işletmenin mali durumu ve faaliyet sonuçlarına etkisi vurgulanarak olumlu ve olumsuz yönlerine dikkat çekilir.
  5. Belirlenen gelişmenin ve etkileşimin sürmesi durumunda gelecek bakışıyla mali duruma ve faaliyet sonuçlarına etkileri tahmin edilmeye çalışılır.

ÜNİTE 4 – ORAN ANALİZİ

LİKİDİTE ORANLARI

  • Cari Oran: Dönen Varlıklar / Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar = KAT
  • Asit-Test Oranı (Likidite Oranı): Dönen Varlıklar – Stoklar / Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar = KAT
  • Stok Bağımlılık Oranı: KVYK – (Hazır Değerler + Süratle Paraya Çevrilebilir Varlıklar) / Stoklar x 100 = %
  • Nakit Oranı: Hazır Değer + Menkul Kıymetler / KVYK = 0,20 x < 1
  • Stokların Net Çalışma Sermayesine Oranı : Stoklar / NÇS (DöV-KVYK) x100 = %

Brüt çalışma sermayesi olarak da ifade edilen dönen varlıkların iki temel görevi bulunmaktadır. Bunlar;

  • Vadesi gelen kısa vadeli borçların ödenmesi,
  • Günlük işlemlerin yürütülmesinin sağlanması

Likidite, vadesi gelen kısa vadeli borçları karşılayabilmesi açısından dönen varlıkların kalite ve yeterliliğinin bir göstergesi olarak ifade edilmektedir. Dolayısıyla, likidite oranları olarak kabul görmüş oranlar, işletmenin kısa vadeli borç ödeme gücünü ölçmek ve net çalışma sermayesinin yeterli olup olmadığını belirlemek amacıyla kullanılmaktadır.

Net Çalışma Sermayesi, günlük faaliyetlerin sürdürülmesinde kullanılacak dönen varlık büyüklüğünü ifade eder. Kısa vadeli borçlar ödendikten sonra kalan dönen varlık büyüklüğünü ifade eder.

Net Çalışma Sermayesi = Dönen Varlıklar – Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar

Cari Oran

Cari Oran, Dönen Varlıkların, Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklara bölünmesiyle hesaplanmaktadır.  İşletmenin ödeme gücünü ve NÇS’nin yeterli olup olmadığını belirlemek için kullanılır.

Dönen Varlıklar / Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar = KAT

Cari oranın sonucunun genel olarak 2 olması yeterli kabul edilmektedir. Diğer bir deyişle her 1 liralık kısa vadeli yabancı kaynağa karşılık 2 liralık dönen varlığın bulunması yeterli kabul edilmektedir.

Oranın 1’in üzerinde olması işletmenin hem kısa vadeli borçlarını ödeyebilecek dönen varlığa hem de NÇS’ne sahip olduğunu gösterir. Cari oran 1’den küçükse işletmede NÇS Noksanı var demektir ki bu durum hem kısa vadeli borç ödeme gücü açısından hem de günlük faaliyetlerin sürdürülebilirliği açısından riskli ve istenmeyen bir durumdur.

Asit-Test Oranı (Likidite Oranı)

Asit-test oranı, cari oranı tamamlayıcı olması açısından önemlidir. Kısa vadeli borç ödeme gücünün analiz edilmesinde kullanılmaktadır.

Dönen Varlıklar – Stoklar / Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar = KAT

Asit-test oranının sonucunun 1 çıkması yeterli kabul edilmektedir. Böyle bir sonuç işletmenin kısa vadeli yabancı kaynaklarının tamamının para ve hızla paraya çevrilebilir değerlerle ödenebileceğini göstermektedir. Diğer bir deyişle her 1 liralık kısa vadeli yabancı kaynağa karşılık işletmede stoklar dışında 1 liralık dönen varlığın bulunduğunu göstermektedir. Ancak sonucun değerlendirilmesinde alacakların tahsil kabiliyeti ve stokların satışının da göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Sonuç 1 olmasına rağmen işletme alacaklarını tahsil etmede problem yaşıyorsa likit yapı sanıldığından kötü olabilir.

Asit-test oranının 1’den küçük çıkması durumunda kısa vadeli borçların ödenmesinde işletmenin stoklarına olan bağımlılığı da ölçülerek yapılan analiz kuvvetlendirilir.

Stok bağımlılık oranı, işletmenin kısa vadeli borçlarının ödenmesinde hazır değerler ve süratle paraya çevrilebilir varlıklar (menkul kıymetler+alacaklar) dışında, stokların yüzde kaçının satılması gerektiğini belirtmektedir.

Stok Bağımlılık Oranı = KVYK – (Hazır Değerler + Süratle Paraya Çevrilebilir Varlıklar) / Stoklar x 100 = %

Nakit Oranı

Nakit oranı, işletmenin faaliyetlerinden sağladığı nakit akışının durması, diğer bir ifadeyle alacaklarını tahsil edememesi, satışların durması durumunda işletmenin kısa vadeli borç ödeme gücünün nasıl olduğunu yansıtmaktadır.

Nakit Oranı = Hazır Değer + Menkul Kıymetler / KVYK = 0,20 x < 1

Nakit oranının sonucunun 0,20 ile 1 arasında çıkması genel kabul görmüş bir durumdur. Oranın 1 çıkması, her 1 liralık KVYK karşılığında işletmenin elinde 1 liralık hazır değer bulunduğunu göstermektedir. Diğer bir deyişle işletmenin mevcut hazır değerleriyle kısa vadeli borçlarının tamamını ödeyebileceği anlamına gelmektedir. Bu kadar yüksek bir likit yapı dönen varlıkların atıl kalmasına ve varlıkların verimliliğin düşmesine, dolayısıyla da karlılığın azalmasına yok açabilecektir.

Oranının 0,20’nin altına düşmesi de işletmenin likidite sıkıntısına düşebileceğini göstermektedir.

Stokların Net Çalışma Sermayesine Oranı

Stokların net çalışma sermayesine oranı, net çalışma sermayesinin ne kadarının stoklara bağlanmış olduğunu göstermektedir.

Bu oranın yüksek çıkması net çalışma sermayesinin yüksek oranda stoklara bağlandığını, dolayısıyla günlük faaliyetlerinin yürütülmesinin stokların satışıyla gerçekleşebileceğini gösterir.

Stokların Net Çalışma Sermayesine Oranı = Stoklar / NÇS (DöV-KVYK) x100 = %

Bu oran, işletmenin net çalışma sermayesine sahip olması durumunda hesaplanabilecektir.

MALİ YAPI ORANLARI

  • Yabancı Kaynakların Aktif Toplamına Oranı : Toplam Yabancı Kaynaklar / Aktif Toplam x 100 = %
  • Kısa Vadeli Yabancı Kaynakların, Kaynak Toplamına Oranı : KVYK / Aktif (veya Pasif) Toplamı x 100 = %
  • Özkaynakların Aktif Toplamına Oranı : Özkaynaklar / Aktif Toplamı x 100 = %
  • Duran Varlıkların Özykaynaklara Oranı : Duran Varlık, net / Özkaynaklar x 100 = %
  • Duran Varlıkların Devamlı Sermayeye Oranı : Duran Varlıklar / Devamlı Sermaye (5+4) x 100 = %
  • Faizleri Karşılama Oranı : Vergiden Önceki Kar + Faiz Giderleri / Faiz Giderleri = KAT
  • Borçlar Karşılama Oranı (Borç Servis Oranı) : Dönem Karı + Amort. Gid. / Faiz + Anapara Giderleri = KEZ

Yabancı Kaynakların Aktif Toplamına Oranı (Finansal Kaldıraç)

Finansal Kaldıraç olarak da adlandırılan bu oran varlıkların yüzde kaçının yabancı kaynaklarla finanse edildiğini göstermektedir.

Toplam Yabancı Kaynaklar / Aktif Toplam x 100 = %

Sonucun %50’nin üzerinde çıkması aktifin finansmanında yabancı kaynaklardan özkaynaklara oranla daha fazla yararlanıldığı anlamına gelmektedir. Bu da kredi verenler açısından emniyet marjının dar olduğu, işletmenin tasfiyesi halinde alacaklarını tahsil edememe riski olduğunu gündeme getirebilmektedir.

Kısa Vadeli Yabancı Kaynakların, Kaynak Toplamına Oranı

Bu oran işletmenin varlıklarının yüzde kaçının kısa vadeli yabancı kaynaklarla finanse edildiğini göstermektedir. Oranın yüksek çıkması varlıkların finansmanında yabancı kaynak kullanılması durumunda ağırlığın kısa vadeli yabancı kaynaklarda olduğunu göstermektedir.

Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar (3) / Özkaynaklar (5) + Yabancı Kaynaklar (3+4) x 100 = %

veya

Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar / Aktif (veya Pasif) Toplamı x 100 = %

Özkaynakların Aktif Toplamına Oranı

Bu oran, varlıkların yüzde kaçının işletme sahip veya sahiplerince finanse edildiğini göstermektedir.

Özkaynaklar / Aktif Toplamı x 100 = %

Bu oranın yüksek olması işletmenin karşılaşacağı faiz yükünün yabancı kaynak ağırlıklı çalışan işletmeye göre nispeten daha az olacağını ve uzun vadeli borçları ödeyememe nedeniyle zor duruma düşme olasılığının nispeten az olduğunu göstermektedir.

Duran Varlıkların Özykaynaklara Oranı

Bu oran, duran varlıkların yüzde kaçının özkaynaklar tarafından finanse edildiğini göstermektedir.

Duran Varlık, net / Özkaynaklar x 100 = %

Sonucun %100’ün altında çıkması işletmenin duran varlıklarının finansmanında özkaynakların yeterli geldiği sonucunu vermektedir.

Duran Varlıkların Devamlı Sermayeye Oranı

Devamlı Sermaye (5+4), Özkaynakların ve uzun vadeli yabancı kaynakların toplanmasıyla elde edilen bir büyüklüktür.

Duran Varlıklar / Devamlı Sermaye (5+4) x 100 = %

Duran Varlıkların finansmanında işletmeler öncelikle öz kaynaklarını, öz kaynakların yetmediği durumlarda da uzun vadeli yabancı kaynaklarını kullanmaktadırlar. Oranın %100’ün altında çıkması beklenmektedir. %100’ün üzerinde çıkacak olan bir sonuç, duran varlıkların finansmanında devamlı sermayenin yanı sıra kısa vadeli yabancı kaynak kullanıldığını göstermektedir.

Faizleri Karşılama Oranı

Bu oran, işletmenin yıllık faiz yükünü ne derecede karşılayabildiğini göstermesi açısından önemlidir. İşletmelerin yabancı kaynak kullanmalarının maliyeti, faiz maliyeti olarak ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla başarılı bir yabancı kaynak kullanımından bahsedebilmek için öncelikle işletmenin elde etmiş olduğu karın, faiz giderlerinden büyük olması beklenmektedir. Bundan dolayı, bu oranın yüksek çıkması işletmenin finansal gücünün iyi olduğunun bir göstergesidir.

Vergiden Önceki Kar + Faiz Giderleri / Faiz Giderleri = KAT

Borçlar Karşılama Oranı (Borç Servis Oranı)

Bir borcun anapara taksiti ve faizi toplamı borç servisi olarak ifade edilmektedir. Bu tanımdan hareketle bu oran, borcun anapara ve faiz toplamının o dönemde yaratılan fon kaynaklarıyla ödenip ödenemeyeceğinin belirlenmesinde kullanılmaktadır.

Dönem Karı + Amortisman Giderleri / Faiz Giderleri + Anapara Giderleri = KEZ

Başka bir ifadeyle bu oran işletmenin yarattığı fonlarla faiz ve anapara taksitlerini kaç kez karşılayabildiğini göstermektedir. Oranın sonucunun yüksek çıkması işletmenin borçlanmadaki güven sınırının yüksek olduğunu ve gelecekteki borçlanma kapasitesinin yüksek olduğunu göstermektedir. Hesaplamanın daha sağlıklı yapılabilmesi için nakit çıkışı gerektirmeyen giderler formülün payında yer almaktadır. Bu giderlerin içinde genellikle en büyük pay amortismanlara ait olduğundan formülün payında amortisman giderlerine yer verilmiştir.

Not: Kısa vadeli yabancı kaynaklar yalnızca dönen varlıkları finanse etmelidir. Çünkü kvyk vadeleri 1 yıl olan borçlardan oluşmaktadır. KVYK kaynakların duran varlıkları finanse etmesi durumunda, duran varlığın işletmeye sağlayacağı katkı hemen bir yıl içinde değil faydalı ömrü boyunca olacağından bir yıl içinde ödenmesi gereken kısa vadeli borcun ödenmesinde gerekli katkıyı sağlayamayacaktır. Bu da net çalışma sermayesi noksanına ve dolayısıyla da günlük faaliyetlerin yürütülememesi hatta işletmenin borcunu ödeyememesi durumu ile karşı karşıya bırakacaktır.

FAALİYET ORANLARI (VERİMLİLİK ORANLARI)

Varlıklar, işletmenin faaliyetlerinde kullanmak üzere edindiği ekonomik değerler olarak tanımlanmaktadır.

Ticaret işletmelerinde paranın stoklara, stokların satılıp ticari alacaklara, alacakların da tahsil edilip tekrar paraya dönüşme sürecini ifade eden faaliyet döngüsü, verimliliğin önemli göstergelerinden birisidir. İşletmenin kar elde etme amacı göz önünde bulundurulduğunda sürecin bir tur dönmesi ana faaliyetle ilgili kar elde edilmesi anlamına gelmektedir.

Başka bir şekilde ifade etmek gerekirse, ana faaliyetle ilgili olarak faaliyet döngüsünde yer alan unsurların ve bunların dışında kalan diğer varlık unsurlarının bir faaliyet dönemi içindeki devir hızları ne kadar yüksek olursa işletmenin o kadar verimli ve karlı çalıştığından söz etmek mümkün olabilir.

Faaliyet oranları bazı istisnalar dışında gelir tablosundan elde edilen Net Satışlar tutarı ile devir hızı ölçülecek varlığın ortalama tutarının birbirine oranlanmasıyla hesaplanmaktadır.

Gelir tablosu belirli bir dönemdeki faaliyet sonuçlarını; Bilanço ise belirli bir tarihteki mali durumu yansıtmaktadır.

Ortalama değer, varlığın dönem başı ve dönem sonu bilançolarındaki değerinin aritmetik ortalamasıdır. Yada ortalama, karşılaştırılan iki dönemin aynı kalemlerine ait tutarların toplamının 2’ye bölünmesidir.

Stok Devir Hızı

Stok devir hızı oranları, stok kalemlerinin ne kadar bir süre içerisinde üretim faaliyetlerinde tüketildiğini veya satış hasılatı unsuru haline dönüştüğünü ölçmeye yarayan oranlardır. Stok devir hızı oranları ticaret işletmelerinde ve üretim işletmelerinde farklı hesaplanmaktadır.

Ticaret İşletmelerinde Stok Devir Hızı Oranları

Ticaret işletmelerindeki stok devir hızı ticari malların ne kadar bir sürede satış konu olduğunu göstermektedir.

Tic. İşl. Stok Devir Hızı = Net Satışlar / Ortalama Ticari Mallar = KEZ

Oranın payında bulunan Net Satışlar büyüklüğü satış fiyatıyla, paydada bulunan ticari mallar ise maliyet değeriyle yer aldığından stok devir hızı olduğundan daha yüksek çıkacaktır. Çünkü Net Satış büyüklüğü, satılan malın maliyeti ve satış karı büyüklüğünden oluşmaktadır. Bu durumun önüne geçebilmek amacıyla pay ve paydanın aynı türden değerlerle ifade edilmesi gerekmektedir. Bu da oranda yer alan net satışlar büyüklüğünün yerine “Satılan Ticari Malların Maliyeti” büyüklüğüne yer verilmesi gerekir. Bu duruma göre oran şu şekilde düzenlenir;

Satılan Ticari Malların Maliyeti / Ortalama Ticari Mallar = KEZ

Stok devir hızının yüksek çıkması işletmenin karlılığının artma olasılığının bir göstergesidir. Diğer koşulların aynı olduğu durumlarda stok devir hızı diğer işletmelere göre yüksek olan işletme, diğer işletmelere göre daha fazla rekabet gücüne sahiptir.

Stok devir hızının yüksek olması işletmenin stoklarını hızla elden çıkarabildiğini, dolayısıyla stokları elde tutmaktan kaynaklanabilecek olumsuzluklardan, teknolojik gelişmelerden ve malın modasının geçmesi gibi işletmeyi olumsuz etkileyecek gelişmelerden daha az etkileneceğini göstermektedir.

Stok devir hızı işletmenin stoklarının yıl içinde kaz kez satış konu olduğunu göstermektedir. Bulunan sonucun yıldaki gün sayısına bölünmesiyle de stokların satılması için kaç gün geçmesi gerektiğini gösteren stokta kalma süresi oranı hesaplanabilir.

365 / Stok Devir Hızı = GÜN

Üretim İşletmelerinde Stok Devir Hızı Oranları

İlk Madde ve Malzeme Stoklarının Devir Hızı

İşletmede kullanılan tüm ilk madde ve malzemenin bir dönem içinde kaç defa tüketildiğini göstermektedir.

İlk Madde ve Malzeme Giderleri / Ortalama İlk Madde ve Malzeme Stokları = KEZ

Yarı Mamul Stoklarının Devir Hızı

Bu oran mevcut yarı mamul stoklarının ne kadar sürede mamul haline dönüşeceğini belirlemek amacıyla kullanılmaktadır.

Üretim Maliyeti / Ortalama Yarı Mamul Stokları = KEZ

Mamul Stoklarının Devir Hızı

Bu oran mamul stoklarının bir dönemde kaç kez satışa konu olduğunu göstermektedir.

Satılan Mamullerin Maliyeti / Ortalama Mamul Stokları = KEZ

Ticari Alacakların Devir Hızı

İşletmelerin likit yapılarının analiz edilmesinde likidite oranlarının yanı sıra ticari mal veya mamul devir hızı ve ticari alacakların devir hızının da dikkate alınması gerekir. Bu açıdan ele alındığında işletmenin ticari alacaklarını bir dönemde kaç kez tahsil ettiği, alacakların ortalama tahsil süresinin kaç gün olduğunun bilinmesi önem taşımaktadır.

Oranın hesaplanmasında Kredili Satışlar biliniyorsa bu formül;

Kredili Satışlar Tutarı / Ortalama Ticari Alacaklar = KEZ

Kredili Satışlar bilinmiyorsa Net Satışlar kullanılabilir.

Net Satışlar / Ortalama Ticari Alacaklar = KEZ

Oranın paydasında yer alan ticari alacaklar tutarına şüpheli alacaklar karşılığı, alacak senetleri reeskontu ve verilen depozito ve teminatlar büyüklükleri dahil edilmemelidir. Diğer bir deyişle, ticari alacaklar büyüklüğü brüt tutar üzerinden oranda yer almalıdır.

Ticari alacakların devir hızının hesaplanmasında dikkat edilmesi gereken bir nokta da işletmenin satışlarının mevsimlik dalgalanmalar göstermesi durumudur. İşletme, bilançosunu satışlarının en yüksek olduğu dönemde çıkarmak zorundaysa alacak devir hızı satışların yapılıp alacakların doğduğu dönem olması itibariyle nispeten yavaş çıkabilmektedir. Eğer işletme bilançosunu alacakların büyük bir kısmını tahsil ettiği dönemde çıkarıyor ise alacaklar devir hızının yüksek çıkması normal bir sonuç olacaktır.

Alacak devir hızının yüksek çıkması, işletmenin alacaklarını yıl içinde o kadar çok tahsil ettiğini göstermektedir. Bu da alacakların tahsil edilebildiğini göstermesi açısından ve sonrasında da işletmenin faaliyet döngüsü hızlıca çevirip karlılığına olumlu katkı sağlayabileceğini göstermesi açısından çok önemlidir.

Alacak devir hızının düşük çıkması ise, alacakların tahsilatında sorunlar olabileceğinin, rekabet gücünün zayıflığının ve kredili satışlarla ilgili olarak çok esnek davranılmadığının bir göstergesi olabilir.

Alacak devir hızını anlamlı kılan bir diğer oran da ortalama tahsilat süresi oranıdır. “Gün” cinsinden ifade edilen bu oran, alacakların satıştan ortalama kaç gün sonra tahsil edildiğini göstermektedir.

365 / Alacak Devir Hızı = GÜN

Ortalama tahsilat süresinin kısa olması, alacakların düzenli ve kısa süreler içinde tahsil edildiğinin bir göstergesi olabilir.

Ortalama tahsilat süresi oranı, ticari borçların ödenme süresiyle karşılaştırılmalıdır. İşletmenin müşterilerine tanıdığı vadenin tedarikçileri tarafından işletmeye de sağlanması beklenmektedir. Ortalama tahsilat süresi 50 gün ise, ticari borçların ödeme süresinin de en azından 50 gün olması beklenmektedir. Bu denge bozulduğu takdirde, örneğin ortalama tahsilat süresi 50 gün, ticari borçların ödenme süresi 20 gün şeklinde ise, işletme aleyhine olumsuz bir durumun varlığından söz edilebilir. Bu da satışlar nedeniyle doğan alacağı daha tahsil edemeden o dönem içinde ortalama 2.5 defa borç ödemesi yapıyor anlamına gelmektedir. Böyle bir politika işletmeye gelecekte likidite sıkıntısı yaratabilir.

Ortalama Ticari Borçlar x 365 / Sat.Tic.M.M veya Kredili Alışlar = GÜN

Net Çalışma Sermayesinin Devir Hızı

NÇS’nin ne derece verimli kullanıldığını belirlemek için hesaplanmaktadır.

Net Satışlar / Ortalama Net Çalışma Sermayesi = KAT

Oranın sonucunun yüksek olması stoklar ve alacaklara ilişkin devir hızlarının yüksek olduğu ve stoklar ve alacakların nispeten az çalışma sermayesine ihtiyaç duyduğunun veya net çalışma sermayesinin yetersiz olduğunun bir göstergesidir. Ayrıca yüksek çıkan bir sonuç verimliliğin de göstergesidir. Ancak verimlilik karlılıkla birlikte olumlu bir anlam ifade ettiğinden karlılığın da göz önüne alınarak yorumlanması gerekmektedir. Ortalama net çalışma sermayesi tutarının küçük olması, net çalışma sermayesinin yetersiz olabileceğini de düşündürebilir. Buna karşılık net çalışma sermayesi devir hızının düşük olması, gereğinden fazla net çalışma sermayesine sahip olunduğunun veya stoklara ve alacaklara ilişkin devir hızlarının düşük olduğunun birer göstergesi olabilir. Örneğin, işletme günlük faaliyetlerini 100 liralık net çalışma sermayesiyle yürütebilecekken 170 liralık bir net çalışma sermayesiyle aynı faaliyeti yürütüyorsa, bu, fazla bulunan kısmın verimsizliğini ortaya koymaktadır.

Dönen Varlıkların Devir Hızı

Net Satışlar / Ortalama Dönen Varlıklar =KAT

Dönen varlıkların devir hızı, dönen varlıkların kaç katı kadar satış hasılatı sağlandığını göstermektedir.

Devir hızının yüksek olması verimliliğin veya dönen varlıkların yetersizliğinin bir göstergesidir.

Devir hızının düşük olması ise, işletmenin dönen varlıklarını verimli kullanamadığı veya gereğinden fazla dönen varlığa sahip olduğu düşünülebilir. Bu da işletmenin karlılığını olumsuz etkileyecektir.

Maddi Duran Varlıkların Devir Hızı

Bu oran, işletmenin maddi duran varlıklara yaptığı yatırımın derecesinin ölçülmesinde kullanılmaktadır.

Sonucun 1’in altında olması maddi duran varlıkların kendi büyüklüğü kadar bile satış katkı sağlamadığını göstermektedir.

Sonucun yüksek olması, varlıkların kapasitelerinin üzerinde kullanıldığının bir göstergesi olabilir.

Net Satışlar / Ortalama Maddi Duran Varlıklar,net = KAT

Maddi duran varlıklar payda net değeriyle yer almaktadır; birikmiş amortismanlar düşülmelidir.

Aktif Devir Hızı

Bu oran, işletmenin varlıklarının verimliliğinin ölçülmesinde kullanılmaktadır.

Yüksek bir aktif devir hızı işletmenin varlıklarının tam kapasite ile verimli bir şekilde kullanıldığının bir göstergesidir.

Oran düşük ise işletmede atıl kapasitenin bulunduğu, dolayısıyla da verimliliğin düşük olduğu söylenebilir.

Net Satışlar / Ortalama Toplam Aktifler = KAT

Özkaynak Devir Hızı

Bu oran, özkaynakların ne derecede verimli kullanıldığını göstermektedir.

Net Satışlar / Ortalama Özkaynaklar = KAT

Oranın yüksek olması özkaynakların ekonomik ve verimli kullanıldığını göstermektedir.

Oranın normalin üzerinde yüksek olması özkaynak büyüklüğünün yetersiz olduğu, varlıkların finansmanında ağırlığın yabancı kaynaklarda olduğunun da bir göstergesidir.

Oranın normalin çok altında olması, varlıkların finansmanında çok büyük oranda özkaynak kullanıldığını göstermektedir. İş hacmine göre özkaynağın fazla olması özkaynakların verimli kullanılmadığının bir yansıması olarak ifade edilmektedir.

KARLILIK ORANLARI

Kar, belirli bir dönemde elde edilen gelirler ile aynı dönemde katlanılan giderler arasındaki olumlu farktır. Karlılık oranları, işletmenin kar büyüklüklerinin yeterli olup olmadığının belirlenmesinde kullanılmaktadır.

Karlılık oranları temel olarak iki ana bölüme ayrılır;

  1. Kar ile Satışlar Arasındaki İlişkiyi Gösteren Oranlar

Brüt Kar Marjı Oranı:  Bu oran, net satışların yüzde kaçının brüt satış karı olarak işletmede kaldığını göstermektedir.

Brüt Satış Karı / Net Satışlar x 100 = %

Brüt satış karı büyüklüğü, net satışlar büyüklüğü ile satışların maliyeti arasındaki olumlu farktır. Brüt satış karı, kendisinden sonra gelen faaliyet giderlerini ve diğer giderleri karşılayabilecek ve işletme sahiplerine yeterli karı sağlayabilecek büyüklükte olmalıdır. Bu noktada, dönem karı büyüklüğü içinde en büyük payın ana faaliyetten gelen kara ait olması gerekmektedir. Ancak bu durumda brüt satış karının yeterli büyüklükte olduğu ifade edilebilir. Brüt Kar marjı, Faaliyet Kar Marjı ve Dönem Net Kar Marjı ile değerlendirilmelidir.

Brüt Satış Karı = 1 – Satılan Ticari Malların Maliyeti / Net Satışlar

Faaliyet Karı Marjı Oranı

İşletmenin iş hacminin karlılığına ilişkin bilgi veren bu oran, işletmenin esas faaliyetinin ne ölçüde karlı olduğunu göstermektedir.

Faaliyet Karı / Net Satışlar x 100 = %

Net Kar Marjı Oranı

Bu oran, her bir liralık net satış karşılığında elde edilen karı göstermektedir.

Dönem Net Karı / Net Satışlar x 100 = %

2.a  Kar ile Sermaye Arasındaki İlişkileri Gösteren Oranlar

İşletmelerin en temel amacı kar ile, özkaynakların ve uzun vadeli yabancı kaynakların ilişkilendirilmesi, yani verimli kullanılıp kullanılmadıklarının belirlenmesi gerekmektedir.

Özkaynakların Karlılığını Oranı (Mali Rantabilite)

Bu oran, işletmeye tahsis edilmiş olan sermayenin bir birimine düşen kar oranını yansıtmaktadır.

Dönem Net Karı / Ortalama Özkaynaklar x 100 = %

Payda yer alan dönem net karı, vergi sonrası kar büyüklüğünü göstermektedir. Ancak vergi oranlarında meydana gelebilecek değişimler dönemler arası karşılaştırmalarda hatalara sebep olabileceğinden, vergi öncesi kar büyüklüğü olan dönem karının özkaynaklara oranlanması yoluyla da karlılık oranı belirlenebilir.

Özkaynakların karlılığı oranı ile, işletmenin net karlılığındaki ve özkaynakların devir hızındaki değişmenin özkaynak karlılığı üzerindeki etkisi belirlenmiş olur.

(Dönem Net Karı / Net Satışlar) x (Net Satışlar / Ort. Özkaynaklar) = Dönem Net Karı / Ort. Özkaynaklar

Bu eşitliğe göre, işletmenin net karlılığı ve özkaynakların devir hızı arttıkça özkaynakların karlılığı da artacaktır.

Devamlı Sermayenin Amortismanı (Ekonomik Rantabilite)

Bu oran, devamlı sermaye olarak adlandırılan özkaynaklar ve uzun vadeli yabancı kaynaklar toplamının getirisinin ölçülmesinde kullanılmaktadır. İşletmenin, kaynaklar toplamının yüzde kaçı oranında kar elde ettiğini göstermektedir.

Oranın yüksek çıkması kaynakların karlı kullanıldığının bir göstergesidir.

(Dönem Karı + UV Borçlanma Giderleri) / (Özkaynaklar + UV Yabancı Kaynaklar) x 100 = %

İşletme duran varlıklarını özkaynaklar ile, eğer yabancı kaynak kullanması gerekiyorsa da uzun vadeli yabancı kaynaklarını kullanmak yoluyla finanse etmektedir. Dolayısıyla oranın paydasında yer alan uzun vadeli borçlanma giderleri varlıkların finansmanında uzun vadeli yabancı kaynak kullanımının bir sonucu olan faiz giderleri yer almaktadır. Ekonomik rantabilite oranının mali rantabilite oranından düşük olması gerekmektedir. Aksi takdirde yabancı kaynaklardan yararlanma maliyetinin normalin üzerinde olduğu anlaşılacaktır.

2.b  Kar ile Varlıklar Arasındaki İlişkileri Gösterenler Oranlar

Toplam Varlıkların Karlılığı Oranı (Varlıkların Getirisi)

Bu oran, varlıkların işletmede ne ölçüde verimli kullanıldığını göstermektedir. İşletme varlıklarını, özkaynakları ve varsa yabancı kaynakları ile finanse etmektedir. Bu oranı kullanarak işletmenin varlıklarını hangi yabancı kaynakla finanse ettiğini belirlemek mümkün değildir.

Dönem Net Karı / Ortalama Toplam Varlıklar x 100 = %

Varlıkların karlılık oranı, işletmenin net karlılığı ve varlıkların devir hızı oranıyla ilişkilendirilmesiyle de hesaplanabilmektedir.

(Dönem Net Karı / Net Satışlar) x (Net Satışlar / Ort.Toplam Varlıklar) = (Dönem Net Karı / Ort.Top.Varlıklar)

Bu eşitlikten hareketle, varlıkların karlılık oranının artması için işletmenin net karlılığının ve varlıkların devir hızının artması gerekmektedir.

Karlılık Oranlarının Etkileşimi

Varlıkların Karlılık Oranı / Özkaynaklar

olan formül şu şekilde açılabilir;

(Dönem Net Karı / Net Satışlar) x (Net Satışlar / Toplam Varlıklar) x (Toplam Varlıklar / Ortalama Özkaynaklar)

Karlılık Oranı                                        Verimlilik Oranı                                   Finansal Kaldıraç

halini alır. Du Pont modeli olarak adlandırılan bu yöntem karlılık oranında, verimlilik oranında ve finansal kaldıraçta meydana gelen değişimlerin özkaynak karlılığını ne şekilde etkilediğini göstermektedir.

Happy
Happy
0
Sad
Sad
0
Excited
Excited
0
Sleepy
Sleepy
0
Angry
Angry
0
Surprise
Surprise
0

Average Rating

5 Star
0%
4 Star
0%
3 Star
0%
2 Star
0%
1 Star
0%

Bir Cevap Yazın