SOSYAL YAŞAMI DÜZENLEYEN KURALLAR
1- Din Kuralları: Allah tarafından konulan ve peygamberler aracılığı ile insanlara ulaştırıldığına inanılan emeir ve yasaklardan oluşur. Din kurallarıının yaptırımı manevidir.örnek günahkar sayılma.
2- Ahlak Kuralları: İnsanların kendilerine ve diğer insanlara karşı olan görev ve sorumluluklarını düzenleyen davranış kurallarıdır.Ahlak kurallarının yaptırırmı manevidir. Ahlak kurallarına uymamanın müeyyidesi toplum tarafından ayılanma, dışlanma, hoş görülmeme, vijdan azabı vs. Subjektif(kişisel)Ahlak kuralları, Objektif (Toplumsal)Ahlak Kuralları olmak üzere iki kategoride değerlendirilebilir.
3- Görgü Kuralları: Aynı çevrede yaşayan kişilerin benimsediği ve kişilerin diğer insanlarla karşılaştıkları zaman takınmaları gereken tavırları, konuşma, selamlaşma, yeme içme düğün gibi davranış biçimlerini gösteren kuallardır.Görgü kurallarının yaptırımı da manevidir. Örneğin örgüsüz, kaba, saygısız sayılma gibi.
4- Örf ve Adet Kuralları: Toplum içerisinde uzun zamandır tekrarlanan ve toplumun uyulmasını zorunlu saydığı ortak davranış kurallarıdır. Örf ve adet kurallarının yaptırımı manevidir.
5- Hukuk Kuralları: Sosyal hayatta bireylerin birbirleriyle ve devletle kurdukları ilişkiyi düzenleyen ve kamu gücütarafından desteklenen uyulması zorunlu olan kurallar bütünüdür. Hukuk Kurllarının yaptırmı maddidir.
HUKUK KURALLARININ YAPTIRIMLARI
Yaptırım(Müeyyide): Herhangi bir kuralın ihlal edilmesi halinde karşılaşılacak tepki olarak tanımlanabilir.
a- CEZA: Kanunun suç işleyen kişilere uygulanmasını öngördüğü yaptırımdır. Ör. Hapis, adli para cezası, disiplin cezaları. Ölüm cezası ve genel müsadere cezası 2004 Anayasa değişikliği ile tümüyle hukuk sisteminden çıkarılmıştır.
b- Cebri İcra: Borcunu yerine getirmeyen kimsenin devlet gücüyle borcunu yrine getirmeye zorlanmasıdır.
c- Tazminat: Hukuka aykırı davranışlarıyla başkalarına zarar veren kimselerin vermiş olduları zararları ödemeye mahkum edimeleridir. Verilen zarar maddi nitelikte ise maddi tazminat söz konusudur. Verilen zarar manevi nitelikte ise manevi tazminat söz konusu olur.
d- Hükümsüzlük: Hukuki işlemlerin kanunun ön gördüğü şekide yapılmaması ya da kanuna aykırı olarak yapılması halinde hukuki sonuç doğurmamasıdır.
Türleri
1- Yokluk: Hukuki işlemlerin kanunun belirtiği kurucu unsurlardan birine uyulmadan yapılması halinde bu işlemin yokmuş gibi kabul edilmesidir. Ör. Resmi evlendirme memuru önünde yapılmayan evlenme yok hükmündedir.
2- Butlan: Hukuki işlemlerin geçersiz kabul edilmesidir. Mutlak Butlan, Nisbi Butlan olmak üzere ikiye ayrılır.
– Mutlak Butlan: Bir hukuki işlemin kanunun öngördüğü kurucu unsurlara sahip olmakla beraber kanunun emredici hükümlerine aykırı olmasıdır. Ör. Bir kimsenin amcası, halası, dayısı, teyzesi, ile evlenmesi. Böyle bir evlilik yapılmış olsa bir geçersizdir. İptal edilir. Yine akli yönden özürlü iki kişinin evlenmesi de mutlak butlan ile sakattır.
– Nisbi Butlan: Nisbi Butlandaysa hukuki işlem kurucu unsurlara sahip emredici hükümlere uygundur. Ancak hukuki işlemi yapan iradede sakatluk vardır. Ör. Evlilik sözleşmesine sarhoş edilerek imza attırılan kimse sonradan bu işlemin iptal edilmesini isteyebilir.
– Tek Taraflı Bağlamazlık: Hukuki işlemi yapan taraflardan birisinin sözleşme yapma ehliyetine sahip olmamasıdır. Ör. 15 yaşında birisinin, yetişkin birisi ile yaptığı sözleşme kendisini bağlamazken, yetişkini bağlar.
e-İptal: Hukuk kurallarına aykırı yapılan idari işlemin yargı kararıyla ordan kaldırılmasına denir.ör. kamulaştırma kararının iptal edilmesi.
HUKUK TÜRLERİ
1- Yürürlükteki Hukuk(Pozitif Hukuk-Olan Hukuk-Müspet Hukuk)
Bir ülkede belli bir dönemde yürürlükte olan yazılı(kanun. Kanun Hükmünde Kararname, uluslararası antlaşmalar vs.) ve yazısız (örf ve adet hukuku vs.) hukuk kurallarının hepsine pozitif hukuk denir.
2- Mevzu Hukuk:
Bir ülkede yetkili makamlar tarafından yapılan, yürürlükte olan hukuk kurallarının tümüne mevzu hukuk denir. Yazılı olarak konulmuş kurallara mevzuat denir. Ör. Anayasa, Kanun, Uluslararası Antlaşmalar, Kanun Hükmünde Kararnameler, Tüzükle, yönetmelikler vs.
3- Tabii Hukuk (İdeal Hukuk-Doğal Hukuk)
Tabii hukuk, yürürlükteki kanunlardan çıkan değil doğadan kaynaklanan hukuk demektir. Bu aslında olanı değil olması gereken hukuktur. Tabii hukuk (İdeal Hukuk) nispeten insanüstü, ulaşılmak istenen hukuktur.
4- Tarihi Hukuk
Yürürlükte olmayan, yürürlükten kalkmış olan hukuktur.
Hukuk Kurallarının Temel Nitelikleri
Kamu gücünün desteğine dayanan bir buyruğun ya da bir yasağın hukuk kuralı niteliği alabilmesi için sahip olması gereken özellikler şunlardır.
· Genellik
· Soyutluk
· Kişilik dışı olma
· Süreklilik
· Yaptırıma dayalı olma
Hukuk Kurallarının Çeşitleri
· Emredici
· Tamamlayıcı
· Yorumlayıcı
· Tanımlayıcı
· Yetki verici
HUKUKUN KAYNAKLARI
A- Yazılı Kaynaklar: Devletin yetkili organları tarafından konulmuş olan bütün hukuk kurallarından oluşur. Bu kurallara mevzuat da denir. Anayasa, kanun, kanun hükmünde kararname, tüzük ve yönetmelik yazılı kaynaklardandır. Normlar arasındaki hiyerarşik sıralama da bu şekildedir. Bu durumda en üst norm Anayasadır.
B- Yazısız Kaynaklar: “Örf ve adet hukuku” da de nilen bu kurallar, sosyal hayatta “sürekli” olarak uygula nan ve toplum yaşamında bireyler arasında bu kuralla ra uyulması gerektiğine dair “genel inanç”ın oluştuğu, devlet tarafından “yaptırıma bağlanmış” kurallardır.
C- Yardımcı Kaynaklar:
a- Bilimsel İçtihatlar: Herhangi bir hukuki konu hakkında yapjlmış olan bilimsel, çalışmalardır.
b- Yargısal İçtihatlar: Mahkemeler tarafından verilen kararlardan çıkan hukuk kurallarıdır.
Not: Yazılı ve yazısız kaynaklar “bağlayıcı” niteliktedir. Yani hakim herhangi bir davaya bakarken dava konusu ile ilgili mevcut yazılı ve yazısız kaynaklara uymak zorundadır. Fakat yardımcı kaynaklar bağlayıcı değildir.
BOŞLUK TÜRLERİ
Hakimin Hukuk Yaratması: Hakimin hukuk yaratabilmesi için kanunda ve örf adet hukukunda somut olaya uygulanacak bir hükmün bulunmaması gerkir. Hakim öncelikle kanuna bakar. Kanunda görülmek-te olan dava ile ilgili bir hüküm göremezse örf ve adet hukukuna bakar. Burada da ilgili bir hüküm göremezse Medeni Kanun’un kendisine verdiği yetkiyle “kanun koyucu edasıyla” bir hüküm oluşturur ve bu hükme göre karar verir.
Hukuk Boşluğu: Bir konuda, kanunda ve örf ve adet hukukunda (genel ifadesiyle hukukun kaynaklarını oluşturan kurallarda) somut bir olaya uygulanacak herhangi bir hukuk kuralının bulunmamasıdır.
Kanun Boşluğu: Yasada, yaşam olaylarını düzenlemeye (somut olaya) yetecek hükmün eksik olması veya hiç bulunmamasıdır. Kanun boşluğu çeşitli şekillerde ortaya çıkabilir.
a- Kural İçi Boşluk: Kanun koyucu tarafından istenerek bırakılmış boşluklardır. Hakim burada takdir yetkisini kullanarak kuralı somut olaya uygular.
b- Kural Dışı Boşluk: Kanun koyucu tarafından istenmeden, bilinçsizce bırakılmış boşluklardır
Not: Hakimin takdir yetkisini kullanabildiği boşluk türü “kural içi boşluk”tur.
HUKUKUN DALLARI
Hukuk kamu hukuku, özel hukuk ve karma hukuk olmak üzere üçe ayrılır.
Özel hukuk ve kamu hukukunun birbirinden ayrılmasında “kamu gücü kriteri” kullanılır. Yani devlet eğer bir ilişkiye kamu gücü kullanarak katılıyorsa bu ilişki kamu hukuku alanında düzenlenir. Bireyler arası ilişkiler ise özel hukuk alanında düzenlenir. Karma hukuk ise hem kamu hukukunun hem de özel hukukun özelliklerini gösterir.
Kamu Hukuku Dalları: Anayasa hukuku, İdare Hukuku, Ceza Hukuku, Vergi Hukuku, Devletler Genel Hukuku, Yargılama Hukuku, İcra ve İflas Hukuku.
Özel Hukuk Dalları:Medeni Hukuk, Borçlar Hukuku, Ticaret Hukuku, Devletler Özel Hukuku,.
Karma Hukuk: İş Hukuku, fikir ve Sanat Eserleri Hukuku, Hava Hukuku, Bankacılık Hukuku, Toprak Hukuku, Çevre Hukuku.
CEZA HUKUKUNA EGEMEN OLAN İLKELER
– Kanunilik ilkesi
a-Belirlilik: yalnızca kanunda açıkça suç olarak tanımlanmış eylemlerinden dolayı cezalandırılabilir.
b-Aleyhe çıkarılan yasa geçmişe yürütülemez
c-Kıyas yapılamaz
d-İdarenin düzenleyici işlemleri ile suç oluşturulamaz ve ceza verilemez.
e-örf ve adete dayanarak suç oluşturulamaz ve ceza verilemez
– Kusursuz ceza olmaz ilkesi
– Cezaların şahsilği ilkesi
– Ümanizm ilkesi
– Cezalandırmada adalet ve eşitlik ilkesi
–
Ceza Hukukuna İlişkin Bazı Kavramlar
Fail: Suçu işleyen kişidir
Mağdur: Suç nedeniyle zarar gören kişidir.
Fiil: Suçun oluşmasında etkili olan insan hareketidir.
Taksir: Kişi istememesine rağmen kendisinden beklenen ve göstermek zorunda olduğu özeni göstermemesi sonucu suç için kanundaki tanımda belirtilen neticenin gerçekleşmesi haline taksir denilmektedir.
VERGİ HUKUKU(MALİ HUKUK)
Vergi Hukukunun Temel İlkeleri
– Vergide Adalet ilkesi
– Vergide Genellik İlkesi
– Verginin Kanuniliği İlkesi
KAMU GELİRLERİ
– Vergiler
– Harçlar
– Resimler
– Şerefiyeler
– Parafiskal Gelirler(Vergi Benzeri)
– Mülk ve Teşebbüs Gelirleri
– Borçlanma Gelirleri
MEDENİ HUKUK
Medeni Hukukta Geçerli Olan Temel Esasları
Dürüstlük: Herkes haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurllarına uymak zorundadır.
İyiniyet: Kanunun iyiniyete hukuki sonuç bağladığı durumlarda iyiniyet var sayılır.
İspat Yükü: Kanunda aksine bir hüküm olmadıkça herkes iddiasını ispatla mükelleftir.
Hak Ehliyeti: Herkesin hak ehliyeti vardır.
HAK VE KİŞİLİK KAVRAMLARI
Hak: hukuk tarafından tanınan ve korunan kişiye ait menfaatlerdir. Hak sahibi varlıklara kişi denir.
HAKKIN TÜRLERİ
Kamu Hakları: Kişilerle devlet arasındaki ilişkileri düzenleyen kamu hukukundan doğan haklara kamu hakları denir. Kamu hakları kişinin hakları, sosyal ve ekonomik haklar, ve siyasi haklar olmak üzere üçe ayrılır.
Özel Haklar : Kişilerle kişiler arasındaki ilişkiyi düzenleyen özel hukuktan doğan haklardır.
Mutlak haklar: Sahibine maddi ve gayri maddi olmayan mallar ile kişiler üzerinde geniş yetkiler veren ve herkese karşı ileri sürülebilen haklardır. Mülkiyet hakkı, telif hakkı, ayni haklar, intifa hakkı, velayet ve vesayet hakları mutlak haklara örnektir.
Nispi Haklar: sadece belirli kişilere karşı ileri sürülebilen haklardır. Ör: alacak hakkı.
Devredilebilmeleri Bakımından Haklar
Devredilebilen Haklar: sahibi tarafından başkalarına devredilebilinen, miras yoluyla da mirasçılara geçebilen haklardır.
Devredilemeyen Haklar(Kişiye Bağlı Haklar) Kural olarak kişiye bağlı haklar, özellikle kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardır ve bunlar miras yoluyla da mirasçılara geçemez. ör. Ergin kılınmayı talep hakkı, nişanı bozma hakkı, boşanma davası açma hakkı soy bağının reddi hakkı.
HUKUKİ ETKİLERİ BAKIMINDAN ÖZEL HAKLAR HAKLAR
Yenilik Doğuran Haklar(İnşai Haklar): sahibine tek taraflı irade açıklaması ile yeni bir hukuki durum ortaya çıkarma ve ya var olan hukuki durumu değiştirme ya da sona erdiren. Üç gruba ayrılır.
a- Kurucu Yenilik Doğuran Haklar: Sahibi tarafından kullanılmakla yeni bir hukuki ilişkinin doğmasına yol açan haklardır. Ör. Alım, ön alım, geri alım hakları
b- Değiştirici Yenilik Doğuran Haklar: Var olan bir hukuki durumu tek taraflı irade açıklaması ile değiştirilmesini sağlayan haklardır. Ör. Satılan ayıplı malın değiştirilmesi.
c- Bozucu Yenilik Doğuran Haklar: Sahibinin kullanması ile mevcut hukuki durumu ortadan kaldıran haklardır. Sözleşmeyi feshetme hakkı gibi.
Alalade Haklar: Bu hakların kullanılması ile mevcut hukuki durumda hiçbir değişiklik olmaz. Ör. Velayet, vesayet hakkı gibi.
Nitelikleri Bakımından Özel haklar
Hakkın Kazanılması
Hakkın kazanılması, bir hakkın kisiye bağlanması dem ektir. Bir hakkın kişiye bağlanması üç sebepten olabilmektedir.
a- Hukuki Olay: Kişinin iradesi dışında gerçekleşen ve hukuki sonuç doğuran olaydır. Doğum ve ölüm-hukuki olaya örnektir.
b- Hukuki Fiil: Kişinin iradesi ile gerçekleşen ve hukuki sonuç doğuran olaylardır.
c- Hukuki İşlem: Bir veya birden fazla kişinin avnı amaca yönelik irade beyanında bulunarak hukuki bir sonuç yaratmalarıdır. İki kişinin arasında sözleşme yapması gibi.
Not: Hakların kazanılmasında iyiniyet (sübjektif), hakların kullanılmasında ve borçların ödenmesinde ise dürüstlük|(objektif iyiniyet) kuralları geçerlidir.
Hakların kazanılış Biçimleri
a- Devren Kazanma: Bir kişinin herhangi bir hakkı başkasından devralmak suretiyle kazanmasına devren denir. Ör. Bir evin satın alınması.
b- Aslen Kazanma: Bir kişinin herhangi bir hakka kimseden devralmadan sahip olmasını ifade eder. Ör. Bir yazarı kitabı üzerindeki hakkı ve bir avcının avlamış olduğu tavşanı üzerindeki hakkı. Aslen kazanma taşınırlar üzerindeyse sahiplenme, taşınmazlar üzerindeyse işgal olarak adlandırılır.
Hakkın kötüye kullanılması: Bir hakkın kullanılmasında dürüst davranılmamasıdır.
Hakkın Korunması: Hukuk sistemimiz ‘hakkın devlet tarafından korunması’ kuralını benimsemiştir. Hakkın sahibi tarafından alınması anlamına gelen -ihkak’ı hak hukuk sistemimiz tarafından benimsenmemiştir. Alacaklının borçluyu ölümle tehdit ederek borcunu ödemeye zorlaması ihkak’ı hakka örnek verilebilir.
Belli koşullar altında kişininin hakkını bizzat kendisinin koruması da mümkündür. Hakkın kişinin kendisi tarafından korunabileceği haller şunlardır.
1- Meşru Müdafa(Haklı Savunma): Bir kimsenin, gerek kendisinin gerekse başkasının şahıs veya malvarlığına karşı yapılan haksız ve halen devam eden hukuka aykırı bir saldırıyı önlemek için gerçekleştirdiği zorunlu ve orantılı karşı saldırıya denilmektedir. Ör. Bir kimsenin kendisine tabanca doğrultan birisini daha erken davranarak vurması.
2- Zaruret Hali(Zorda Kalma): Bir kimsenin gerek kendisinin gerek başkasının kişiliğini ya da mallını bit tehlikeden korumak için bu tehlike ile ilişkisi bulunmayan bir başka kişinin malına zarar verilmesidir. Ör. Köpekten kaçan birisinin komşunun çatısına çukması ve kiremitlerinin kırılmasına neden olması.
3- Kuvvet Kullanma: Bir hakkı elde etmek ve ya onu saldırılara karşı korumak için hak sahibinin güç kullanmasına denir. Ör: Mal sahibi evden ayrılmak üzere olan ve kira bedelini ödemeyen kiracının malına el koyabilir
KİŞİLİK KAVRAMI
Kişi: Hukukun tanıdığı yetkilerden faydalanan ve yüklediği yükümlülüklerden sorumlu varlıklara denir. Kişiler gerçek kişiler ve tüzel kişiler olmak üzere ikiye ayrılır. Gerçek kişiler bireyler yani insanlardır. Gerçek kişilik tam ve sağ doğum ile başlar, ölüm ile sona erer.
Gerçek Kişiliğin Sona Ermesi
a- Ölüm, Ölüm Karinesi, Birlikte Ölüm Karinesi
– Ölüm Karinesi: Ölümüne kesin gözle bakılacak bir tehlike içinde kaybolma ve cesedi bulunamayan kişiler hakkında verilir. Mahallin en büyük mülki amirinin kararıyla ölüm kaydı düşülür.
– Birlikte Ölüm Karinesi: Birden Fazla kişiden hangisinin önce veya sonra öldüğü ispat edilemezse hepsi aynı anada ölmüş sayılır.
b- Gaiplik(ölümüne olası gözle bakılabilecek bir tehlike içinde kaybolma, Uzun süreden beri haber alınamama durumunda mahkeme tarafından verilir)
Gerçek kişilerin Ehliyetleri
Hak Ehliyeti
Haklara ve borçlara sahip olma anlamına gelir. Şartları: sağ ve tam doğmak koşuluyla ana rahmine düşüldüğü an kazanılır.
Fiil Ehliyeti
Kendi davranışlarıyla hak kazanabilme ve boç altına girebilme, yani hukuki işlemler yapabilme, haksız fiillerden sorumlu olabilme ve davalarda usul işlemleri yapabilmedir.
Şartları:
· Temyiz Kudretine sahip olmak(Mümeyiz olmak, ayırt etme gücüne sahip olmak olunabilir)
Ayırt etme gücünü etkileyebilecek durumlar
– Yaş
– Akıl hastalığı
– Akıl zayıflığı
– Sarhoşluk
· Reşit Olmak(normal ergenlik yaşı 18 dir. Ancak evlenmek ve hakim kararıyla da kişi reşit kılınabilir)
· Kısıtlı olmamak Kanunda belirtilen sebeplerden birinin varlığı durumunda bir kişinin fiil ehliyetinin mahkeme kararı ile sınırlandırılması veya kaldırılmasıdır.(Hacir altında olmamak, hükümlü olmamak)
FİİL EHLİYETİ BAKIMINDAN KİŞİLERİN SINIFLANDIRILMASI
Tam Ehliyetliler: Ayırt etme gücü olan, 18 yaşını doldurmuş ve mahkeme tarafından kısıtlanmamış kişilerdir. Her türlü işlem ve eylemlerinden sorumludurlar.
Tam ehliyetsizler: Ayırt etme gücüne sahip olmayan kişilerdir. İşlem ve eylemlerinden sorumlu tutulmazlar. Ergin olup olmamaları önem arz etmez.
Sınırlı Ehliyetsizler: Ayırt etme gücüne sahip ergin olmayan kişi ya da ayırt etme gücüne sahip ergin ama kısıtlı olan kişilerdir. Kural olarak Fiil ehliyetleri yoktur ancak istisnaları vardır. İşledikleri haksız fiiller dolayısı ile sorumlulukları vardır.
Sınırlı Ehliyetliler: Ayırt etme gücü olan, 18 yaşını doldurmuş ancak, kendilerine yasal danışman atanmış olan kimselerdir. Fiil ehliyetleri vardır ancak bazı işlemler için yasal danışmanın onayı gerekir. İşledikleri haksız filer dolayısı ile sorumlulukları vardır.
Tüzel Kişilik Kavramı
Tüzel kişiler belli bir amacı gerçekleştirmek üzere bağımsız bir varlık şeklinde örgütlemiş haklara ve borçlara sahip olabilen kişi kişi veya mal topluluklardır. Tüzel kişiler özel hukuk tüzel kişileri ve kamu hukuku tüzel kişileri olmak üzere ikiye ayrılır. Özel hukuk tüzel kişileri arasında kişi topluluğu olanlar dernekler ve şirketler iken mal topluluğu olanlar vakıflardır. Dernekler gerçek veya tüzel en az yedi kişinin bir araya gelmesiyle kurulabilir.
Medeni Hukuka İlişkin Bazı Kavramlar
Karine: Mevcut ve bilinen olgulardan bilinmeyen bir olgunun çıkarılması demektir.
Adi Karine: Aksi ispat edilebilen karinelerdir.
Kesin Karine: Aksinin ispatlanması mümkün olmayan karinelerdir. Ör tapu sicilindeki kayıtlar.
Zilyetlik: Bir eşyayı fiili hakimyet altında bulundurmadır.
Mülkiyet Hakkı: Kişinin bir şey üzerindeki mutlak egemenlik hakkıdır.
Velayet: Velayet kural olarak küçüklerin, istisnai olarak da kısıtlıların bakım ve korunmalarının sağlanması için onların kişiler ve malları üzerinde ana ve babanın sahip oldukları görev yetki ve hakların tümüdür.
Vesayet: Küçüklerin ve kısıtlıların korunması amacıyla özel hukukta düzenlenen bir kamu hizmeti niteliği taşıyan kuruma denilir.
Kayyım: Belirli işleri görmek veya mal varlığını yönetmek için atanır.
Taraf Ehliyeti: Davada taraf olabilmeyi ifade eder. Gerçek kişilerde taraf ehliyeti tam ve sağ doğmak şartı ile ana rahmine düştüğü andan itibaren başlar.
Kişisel Durum Sicilleri:
– Doğum Kütüğü: Bir gerçek kişinin doğum ve hısımlık ile ilgili bilgilerini içeren kütüğe denir.
– Ölüm kütüğü: ölümlere ilişkin bildirimleri içeren kütüktür.
– Evlenme Kütüğü: Evlenme durumlarına ilişkin bildirimleri içerir.
– Aile Kütüğü: Nüfus olaylarına ilişkin kayıt ve belgelerin tutulduğu kütüktür.
– Yabancılar Kütüğü: En az altı ay olmak üzere Türkiye de bir amaç doğrultusunda ikamet eden yabancılar bu kütüğe kaydedilir.
Borçlar hukukuna hakim olan ilkeler
Nispilik ilkesi
İrade özerkliği ilkesi
Sözleşme serbestisi
Eşitlik
Şekil serbestisi
Dürüstlük
Kusurlu sorumluluk ilkesi
yerleşim yerinde ifa ilkesi Üçüncü kişi aleyhine borç kurulamaması ilkesi
Sözleşmelerde İvaz(karşılık) olması ilkesi
Borçlunun yerleşim yerinde ifa ilkesi
Borç İlişkisinin Unsurları
Alacaklı: Borç konusunun ifa edilmesini talep etme hakkına sahip olan kişidir.
Borçlu : Aralarındaki borç ilişkisinden dolayı karşısındaki alacaklıya bir edimde bulunma yükümlülüğü altına girmiş olan kişidir.
Edim: Alacaklının ifasını talep ettiği borçlunun da yerine getirmesi gerekli olan davranışlardır.
Borcun Kaynakları
Borcun kaynakları şunlardır;
– Hukuki işlemlerden doğan borçlar
– Haksız fiillerden doğan borçlar
– Sebepsiz zenginleşmeden doğan borçlar
Borcu Sona Erdiren Nedenler
– İfa
– İbra
– Yenileme
– Alacaklı ve borçlu sıfatlarının birleşmesi
– Kusursuz imkânsızlık
– Takas
– Zamanaşımı
Borçlar Hukukuna ilişkin Kavramlar
Latife(şaka) Beyanı: Beyanda bulunan kişi, ciddi olmayarak ve karşı tarafın bu beyanını ciddiye almayacağı kanısından hareket ederek gerçek iradesine uymayan bir beyanda bulunması.
Zihni Kayıt: Beyan sahibinin bir iradeye sahip olmadığı halde görünüşte böyle bir iradesi varmış gibi hareket etmesidir.
Muvazaa: Tarafların gerçek iradelerini gizleyerek farklı beyanda bulunmalarıdır.
Gabin: iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde taraflardan birinin darda kalmasından, düşüncesizliğinden veya tecrübesizliğinden yararlanılarak edimler arasında yaratılan açık orantısızlıktır.
Tehdit(İkrah): Bir kişinin kendisine veya yakınlarından birine zarar verileceği şeklinde korkutulması ile sözleşme yapılmaya zorlanmasıdır
Yapısına ve Egemenliklerine Göre Devlet Şekilleri
1- Tek Yapılı Devlet
A- Üniter Devlet: Ülkenin tümünde tek bir devlet (yasama,yürütme,yargı) ve dolayısı ile tek bir hukuki ejimin egemen olduğu devletlerdir. Ör: Fransa, Türkiye, yunanistan .
B- Bölgeli Devlet: Tekçi devlet yapısında olan ancak farklı bölgelerden oluşan, ülkenin bölünmez bütünlüğünü korumakla birlikte ulusların özerkliklerini de tanıyan devlet şeklidir.Ör. İspanya
2-Birleşik(Karma) Devlet
A- Federal Devlet: Yasama, yürütme ve yargı fonksiyonları açısından kendi içerisinde belli bir özerliğe sahip olan ancak ortak bir anayasa altında birleşerek tek bir devlete tabi olan devletlerin oluşturduğu birlik olarak ifade edilebilir. Ör. ABD,Rusya,Almanya,Avusturya
B- Konfederal Devlet: Birden çok devletin sınırlı ortak ve belirli bir amacı gerçekleştirmek amacıyla bir araya geldikleri devlet modelidir. 19 yy Avrupada görülmüştür.
Egemenliklerine Göre Devlet Şekilleri
Monarşik: Egemenliğin tek bir hükümdarda olduğu devlet şeklidir.
Oligarşik: Egemenliğin bir grup, sınıf yada zümreye ait olduğ
Teokratik: Hukuk kurallarının din kurallarına göre oluşturulduğu ve din kurallarına göre yönetilen devlet şeklidir.
Cumhuriyet: Devlet yönetiminde millet iradesinin egemen olduğu devlet şeklidir.
Hükümet Sistemleri
A- Kuvvetler Birliği
1- Meclis Hükümet Sistemi
– 1921 Anayasası ile uygulanmaya başlamıştır.
– Meclisin Üstünlüğü ilkesine dayanır.
– Yasama ve Yürütme yetkileri Mecliste toplanmıştır.
– Yürütme ayrı bir erk sayılmaz , yürütme üyeleri meclis tarafından belirlenir.
– Meclisi feshetme yetkisi meclisin kendisine aittir.
– Meclisin sürekliliği ilkesi geçerlidir.
2- Mutlak Monarşi
– Yasama ve yürütme yetkilerinin tek bir hükümdarda birleşmesi söz konusudur.
3- Diktatörlük
– Yasama ve yürütme yetkisi bir kişi yada bir grupta toplanır. Diktatörlük yönetimi totaliter ve otoriter olmak üzere ikiye ayrılır.
B- Kuvvetler Ayrılığı
1- Başkanlık Sistemi
– Halk tarafından seçilen bir yürütme gücü mevcuttur.
– Kuvvetler birbirinden sert bir şekilde ayrılmıştır.
– Yasama ve yürütme organları ayrı ayrı seçilir.
– Yürütme tek başlıdır.
2- Parlamenter Sitem
– Kuvvetler birbirinden yumuşak bir biçimde ayrılır.
– Yürütme iki başlıdır. Cumhurbaşkanı ve Bakanlar kurulundan oluşur.
– Cumhurbaşkanı yasama organına karşı sorumsuz ve tarafsızdır.
– Yasama ve yürütme organını denetleyebilir ve onun hukuksal varlığına son verebilir.
3- Yarı Başkanlık Sistemi
– Yasama ve yürütme organları ayrılmıştır.
– Devlet Başkanını halk seçer
– Bakanlar kurulu meclise karşı sorumludur.
– Yasama güvensizlik oyu ile bakanlar kurulunu görevden düşürebilir. ör. Fransa
–
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Temel Nitelikleri
Türkiye Cumhuriyeti insan haklarına saygılı, Atatürk Milliyetçiliğine bağlı, Demokratik, Laik, Sosyal, Hukuk devletidir.
A- İnsan Haklarına Saygılı Devlet
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi 10 Aralık 1948 BM Genel kurulunda kabul edilmiştir.
1961 Anayasasındaki “insan haklarına dayalı” deyimi yerine 1982 Anayasasında “insan haklarına saygılı” devlet ifadesi kullanılmıştır.
B- Atatürk Milliyetçiliğine Bağlı devlet
1924 Anayasasına 1937 de yapılan değişiklikle birlikte eklenen milliyetçilik ilkesi 1961 Anayasasında “milli devlet” 1982 Anayasasında “Atatürk Milliyetçiliğine bağlı” devlet ifadesi kullanılmıştır.
C- Demokratik Devlet
Demokratik Devletin Unsurları Şunlardır:
– Egemenliğin bir kişi zümre veya sınıf tarafından belli sınıfların yararına kullanılmaması
– Serbest ve genel oya dayalı ve düzenli aralıklarla tekrarlanan seçimlerin yapılması. 1982 Anayasasına göre seçimler ve halk oylamaları serbest, eşit, gizli, tek dereceli, genel oy, açık sayım ve döküm esaslarına göre yargı denetimi ve gözetimi altında yapılır.
– Seçmenlere birden fazla alternatif sunulması
– Serbestçe örgütlenmiş siyasi partilerin bulunması.
– Temek hak ve özgürlüklerin tanınmış ve güvence altına alınmış olması.
D- Laik Devlet
Laik devletin öğeleri şunlardır:
– Resmi bir devlet dinin bulunmaması
– Din ve mezhep ayırımı yapılmaması
– Devlet yönetiminin din kurallarına dayalı olmaması
– Din kurumları ile devlet kurumlarının birbirinden ayrılmış olması
– Din hizmetlerinin de bir kamu hizmeti olarak görülmesi.
E- Sosyal Devlet
Amacı ulusal geliri artırmak, ulusal gelirin adaletli dağılımını sağlamak, özgürlüklerin gerçekleşmesi için maddi olanak sağlamak ve fırsat eşitliğini sağlamak olan devlet yapısıdır.
F- Hukuk Devleti
Anayasal sistemimize 1961 Anayasası ile ilk kez girmiştir.
Hukuk devletinde bulunması gereken özellikler şunlardır:
– Yasma işlemlerinin yargısal denetime tabi olması
– Yürütme işlemlerinin yargısal denetime tabi olması
– Yargı bağımsızlığı
– Kanuni hâkim güvencesi
– Temel hakların güvence altına alınması
– Yasaların genel olması
– Yasaların anayasaya uygunluğu
– Hukukun genel ilkelerine bağlılık
– Kuvvetler ayrılığının benimsenmesi
– Anayasanın üstünlüğü ve bağlayıcılığı
– İdari faaliyetlerin belirliliği ilkesi
– İdarenin mali sorumluluğu ilkesi
– Adil yargılanma hakkının olması
Demokrasinin Dayandığı Temel İlkeler
– Milli egemenlik
– Özgürlük
– Eşitlik
– Çoğulculuk
Demokrasinin Uygulama Biçimleri
– Doğrudan Demokrasi: Halkın tamamının alınan kararlara katılması demektir.ör. İlk çağ Ege şehir devletleri.
– Yarı Doğrudan Demokrasi: Seçimle iş başına gelmiş meclis ve yöneticiler varsa da bazı kararlar seçmenlerin doğrudan katılımı ile sağlanır.
Yarı doğrudan demokrasinin araçları, Referandum, halk girişimi, halk vetosu, Temsilcilerin azli dir.
– Temsili Demokrasi: Halkın seçtiği temsilcilerin halk adına karar alması demektir.
Anayasa Türleri
1- Yumuşak Anayasa: Kabul edilmesi veya değiştirilmesi yasalarla aynı prosedüre tabi anayasadır.1921 Anayasası tek yumuşak anayasamızdır.
2- Kazuistik(Ayrıntılı Anayasa): Her durumun Kuralla çözülmesine dayalı ayrıntıcı anayasadır.1982 Anayasası en ayrıntıcı anayasa olmuştur.
3- Çerçeve Anayasa: Genel ilkelerin düzenlendiği bu ilkelerin uygulama yöntemlerinin yasalara bırakıldığı anayasalardır. Ör 1921 Anayasası.
4- Sert Anayasa: Değiştirilmesi normal kanunların değiştirilmesine oranla zor şartlara bağlanan ve değiştirilemeyecek hükümler içeren anayasalardır.