I . Hasta sabaha kadar gözünü kırpmamıştı. II. Dün akşam geç yattığından uykusunu alamamıştı. III. Uykum gelmesin diye sık sık yüzümü yıkadım. IV. Uykusunun ağır olduğunu herkes bilirdi. V.Dünkü tartışma yüzünden bütün gece gözüme uyku girmedi.
Yukarıdaki cümlelerin hangilerindeki deyimler anlamca birbirine yakındır?
I. ve V.
II. ve III.
II. ve IV.
III. ve IV.
IV. ve V.
Bir sözcüğü ötekinin yanına öylesine getireceksin ki yaratacağın güzellikle okuyucunun yüreğindeki teli titretecek, onu gerçekler dünyasından düşler dünyasına taşıyacaksın.
Bu cümledeki altı çizili sözün cümleye kattıgı anlam açagıdakilerin hangisinde vardır?
Bu tabloya her bakışında onda yeni ve degişik yönler bulurdu.
Çocukluğunda yaşadıgı bu ilginç olayı sık sık anlatırdı.
Bu öyküyü okurken uzun süredir gidemediği köyünü anımsamıçtı.
Roman kişilerinin birbirine kavuşması onu çok etkilemiş, duygulandırmıştı.
Bu sıkıntılı yolculuğun bir an önce bitmesini istiyordu.
Bir eleştirmenimizin 1974 yılında yaptığı değerlendirmeye katılmamak elde değil. Çünkü bu dipdiri ve sağlam öykü beni de çok etkiledi. Bu öykü gerçek anlamıyla çağdaş bir klasik.
Bu parçada "çağdaş bir klasik" sözüyle anlatılmak istenen aşagıdakilerden hangisidir?
Oluşturuldugu dönemin dil anlayışına uygun olmakla birlikte eski ürünlerden de etkilenen
Oluşturuldugu dönemin havasını yansıttığı gibi değerini de hiçbir zaman yitirmeyecek olan
Güncel olayları ayrıntılarıyla yansıtacak biçimde, sağlam bir teknikle oluşturulan
Bazı yenilikler getiren ve okuyucuyu duygulandıracak özellikler içeren
Okurun ilgisini canlı tutan ve gelecekte de okuyucu bulabilecegi düçünülen
Önemli olan okuduğumuz kitapların sayısı değil,----.
Bu cümlede boç bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilemez?
bu kitapların yaşamımıza ne kattığıdır
onların bize kazandırdığı yeni duygulardır
okuduklarımızın davranışlarımızı, yaşama bakışımızı nasıl etkilediğidir
onlardan edindigimiz bilgilerle yeni bir dünya kurabilmemizdir
onların, eleştirmenlerce nasıl değerlendirildiğidir
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, önerinin gerekçesi de açıklanmıçtır?
Daha az konuşup daha çok iş yapın.
Başarının bir parçası olun, eleştirmeni değil.
Sabır bir erdemdir, sakın ondan vazgeçmeyin.
Çabalarla amaçları birbirine karıştırmayın.
Başkalarını eleştirdiğiniz kadar kendinizi de eleştirin.
Aşağıdaki dizelerin hangisinde buna benzer bir durum söz konusudur?
Ne bir vefa gördüm, ne faydalandım
Erzurum dagları kardır, geçilmez
Düşman geldi, tabur tabur dizildi
Ağlatmadı güzel, güldürdü beni
Bacım yastıktadır, gözlerim yolda
I . Okur, onun yapıtlarını okurken kendisini, yıllanmış çamların olduğu bir ormanda kuş sesleri ve reçine kokularının arasında bulurdu. II. Seçtiği ilginç ayrıntılarla, yaptığı benzetme ve karşılaştırmalarla yapıtlarında okura, doğanın temiz havasını soluturdu. III. Öykülerinde Anadolu'nun köylerinde, kasabalarında yaşayanların değişik sorunlarını göstermeye çalışırdı. IV. Roman ve öykülerinde, günlük yaşamın sıkıntıları içinde bunalan kişileri içlerdi.
Yukarıda numaralanmış cümlelerden hangileri, sanatçının betimlemelerindeki aynı niteliği yansıtmaktadır?
I. ve II.
I. ve III.
II. ve III.
II. ve IV.
III. ve IV.
(I) Haklarında fazla bir şey bilinmeyen hariciyeciler dünyasında gezinmek isteyenler için keyifle okunabilecek bir kitap. (II) Yazar, yirmi beş yılı yurt dışında geçen, otuz yedi yıllık meslek yaşamında edindiği izlenimleri okurlara duyurmak istemiş. (III) Mesleğinin sorunlarını, iyi ve kötü yanlarını dile getirmeye çalışmış. (IV) Çok akıcı bir dili var. (V) Kişilerin belirleyici özelliklerini en ince ayrıntılarına değin, somut bir biçimde yansıtmış.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangileri, söz konusu yazarın üslubuyla ilgilidir?
I. ve II.
I. ve IV.
II. ve III.
II. ve IV.
IV. ve V.
(I) Onun öykülerinde sağlam bir tekniğin varlığı yadsınamaz. (II) Bununla birlikte, kimi öyküleri öykü olmaktan çok, bir köşe yazısını andırır. (III) Bu tür öykülerde toplumsal eleştiriye yönelir ve insanı dışlar. (IV) Ancak, bütün öykülerinde, sözcük seçimi yönünden kılı kırk yaran bir titizlik gösterir.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangileri, sözü edilen yazarla ilgili olumlu yargıları içermektedir?
I. ve II.
I. ve III.
I. ve IV.
II. ve III.
II. ve IV.
(I) Uykudan önce çocuklara okunacak kitapları onların yaşlarına ve ilgilerine göre seçmek gerekir. (II) Yatak başında, kitapları okurken çocuklarla yapılacak sohbetler, bir bakıma onların çocuksu sırlarını ve duygularını degişik açılardan yansıtır. (III) Bir kitap kahramanının hayranlık uyandıran bir yanı üzerine çocukları konuşturma ya da düşündürme onlarla olan ilişkiyi pekiştirip derinleştirir.(IV) Bunun için de çocuklar, bu sohbet saatlerinin tadına doyamazlar. (V) Daha da ileri giderek denebilir ki yetişkinlik döneminde de uykudan önceki bu saatler özlemle anımsanır.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde, kitabın, çocukları tanıma ve onlarla yakınlık kurmadaki işlevinden söz edilmektedir?
I. ve II.
I. ve III.
II. ve III.
II. ve IV.
IV. ve V.
(I) Her çalışmasında olduğu gibi bunda da açık ve yalın anlatımı hemen göze çarpıyor. (II) Bu durum, şairin, edebiyat çevrelerinin yoğun ilişkilerinden uzak, yerel kaynaklara daha yakın olmasındandır. (III) Yine bu durum, onun şiirinin, toplumun degişik kesimlerinde aynı ölçüde anlaşılır olmasının da ana kaynağını oluçturmaktadır. (IV) Bilincimizin bir köçesinde var olan kır yaşantısının doğayla ilgili ögeleri, onun şiirlerinde evrensel bir temaya yönelişin çıkış noktasıdır. (V) Ardıçlar, söğütler, ahlatlar, balkon çiçekleri şairin lirik yanını sunar bize.
Şairin geniş bir okur kitlesine seslenebilmesini sağlayan özelliği, yukarıdaki parçanın kaçıncı cümlesinde belirtilmiştir?
I
II
III
IV
V
(I) Güneye doğru indiğimizde göz alabildiğine uzanan bir ovayla karçılaştık. (II) Ova, güneşli ve dalgasız bir denizden daha da düzdü. (III) Yolda gelirken gördüğümüz, çılğınca esen rüzgârların oluşturduğu tepecikler burada yoktu. (IV) Uzaklarda, bir insan boyu yükseklikte, kubbeleştirilmiş, küçük küçük toprak yığınları vardı. (V) Merakla bu yışınlara yaklaştık. (VI) Bunların, bizim evlerimizdekinden çok daha küçük pencerelerinden bakınca, içinde yaşayan insanları gördük.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde "karçılaştırma" yoktur?
I. ve III.
I. ve V.
II. ve III.
II. ve IV.
IV. ve VI.
Aşagıdaki dizelerin hangisinde yorum söz konusu değildir?
Alabildiğine insan kalabalığı vardı Bir aydınlık geleceğe bakıyordu
Bir ılık güz öğlesinde Şanlı haki urbası üstünde
Koymuştu kılıcını içine kınının Yürüyordu arasında sevgili halkının
İzmir'e girişini Atatürk'ün Bir kahve duvarındaki resimde gördüm
Işıktı sevinçti türküydü Görseydiniz o resimde Atatürk'ü
Aşağıdakilerden hangisinin sonuna, "Bu nedenle söz konusu yapıt çok okunmuş ve defalarca basılmıştır." cümlesinin getirilmesi anlam akışı yönünden uygun olmaz?
Yapıtın, yazıldığı döneme göre, sade ve anlaşılır bir dili vardır.
Yapıtta, eski eğitim uygulamaları, kahramanın bakış açısından, etkileyici bir anlatımla yargılanmaktadır.
Yapıtta, içinde bulunulan ortamla insanın psikolojik durumu arasındaki ilişki açıkça görülmektedir.
Yazarın, tarihsel olaylardan yola çıkarak oluçturduğu bu yapıtta, gerçeklerin payı büyüktür.
Belli bir kesime seslenen bu yapıtta terimlere dayalı bir anlatım kullanılmıştır.
Romanını okuyup bitirdim. Hele biraz zaman geçsin, hazmedeyim. Neler kaldı, neler gitti? Bunları saptadıktan sonra bildireceğim görüşlerimi.
Böyle diyen bir kişi için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
Düşüncelerini açıklamadan önce, başkalarıyla tartışarak dogrulamak ister.
Aşagıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?
Günlerdir aynı konunun tartışılması sabrını taşırdı.
Bu konuda onun da fikrini almak istedi.
Törende çok mutlu olmuş, göğüsü kabarmıştı.
Ona bir armağan vererek gönlünü almaya çalıştı.
Çok sinirlenmiş, ağzına geleni söylemişti
Ödüller konusunda şöyle yanlış bir kanı vardır (I) Kazanan yapıtın, o yarışmaya katılan tüm yapıtların en iyisi olduğu düşünülür (II) Oysa seçici kurullar, birikim ve begenileri birbirinden farklı kişilerden oluşur (III) Bu nedenle ödül ya da ödüller, bir uzlaşma sonucu verilir (IV) Yüzlerce yapıtın katıldığı yarışmalarda bundan doğal bir şey olamaz (V)
Yukarıdaki parçada numaralanmış yerlerden hangisine, ötekilerden farklı bir noktalama işareti koymak gerekir?
I
II
III
IV
V
Bu sanatçımızın acaba hangi yapıtı kalıcı olacak, hangi yapıtı zaman içinde unutulup gidecek (I)? Bunu, bugünden kestirebilmek zor (II); ayrıca böyle bir yorum yapmak da bence gereksiz. Bırakalım, yarının insanı kendisi seçsin seveceği (III), devamlı okuyacağı ya da unutacagı yapıtları (IV)... Böyle bir seçim, yapıtları gerçek anlamda kalıcı kılar(V). Yukarıdaki parçada numaralanmış noktalama işaretlerinden hangisi yanlış kullanılmıştır?
I
II
III
IV
V
Üleştirme sayı sıfatı eki, -er (-ar), ünlüyle biten sayılara eklendiğinde araya "ç" kaynaştırma harfi girer.
Açagıdakilerin hangisinde bu kurala örnek oluşturmayan bir sözcük vardır?
Defterinize ikişer cümle yazın.
Beşer kişilik gruplara ayrıldılar.
Masalara yedişer tabak koyalım.
Herkes yirmişer dakika konuşacak.
Üyelerden ellişer milyon lira toplayalım.
Çayönü (I) "kazısında" ortaya çıkarılan (II) "buluntular", insanlığın, (III) "avcılık" ve toplayıcılıktan yerleşik yaçama (IV) "geçiş" (V) "aşamasını" göstermektedir.
Bu cümledeki tırnakla ayrılmış ve numaralandırılmış sözcüklerden hangisinin kökü, sözcük türü yönünden öbürlerinden farklıdır?
I
II
III
IV
V
Aşagıdaki dizelerde tırnakla ayrılmış sözcüklerin hangisinde, birden çok yapım eki kullanılmıştır?
Kara "gözlüm" çok özledim ben seni
"Varlığımı" yalnız ona verdim ben
Hava keskin bir kömür "kokusuyla" dolar
Gözleri yaç dolu "yorgun" bulutlar
Bir med zamanı gökyüzü kurçunla "örtülü"
Aşağıdaki dizelerin hangisinde, tamlananı tamlayandan önce söylenmiş bir belirtili ad tamlaması vardır?
Beni, sokağımıza dönen eski, tahta köprüden geçirin
Müjdeye koşsun komşu çocukları evimize
Sıcacık tarhana çorbasının içimiyle başlasın sabah
Kâgıtlarla camlarını örteyim pencerelerin
Eski, ılık akşamlar yağmurla çalsın kapımızı
(I) Sabahları ekinler çiğlidir. (II) Gün doğmadan önce yaş ekinler ağırdır. (III) Yel esince ağır ağır dalgalanır. (IV) Gün doğup da çiğler kalkınca, ekinlerdeki dalgalanma artar. (V) Kocaman ovayı kaplayan ekinler tüy gibi hafiftir artık. (VI) Yel, tüy gibi hafif ekinleri toprağa değecek kadar yatırır.
Sergide tanıtılan antika eşyalar, geçmişte insanların inançlarını ve beğenilerini de yansıtıyor.
Bu cümledeki anlam karışıklıgı aşağıdaki değişikliklerden hangisiyle giderilebilir?
"tanıtılan" sözcüğünden sonra "çok değerli" getirilerek
"geçmişte" sözcüğünden sonra "yaşamış" getirilerek
"antika" sözcüğü atılarak
"inançlarını" sözcüğü yerine "geleneklerini" getirilerek
"de" sözcüğü atılarak
Aşagıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?
Çalışma yaşamınızda bu tür güçlüklerle sık sık karçılaşacaksınız.
Bizim için önemli olan, görevinizi en iyi biçimde yerine getirmenizdir.
Bir sorunla karçılaştığınızda bizlerden yardım isteyebilirsiniz.
Bu, sizlere verebilecegimiz en önemli ödül ve en önemli hedeftir.
Bu işte de başarılı olacağınızdan hiç kuçkumuz yoktur.
Aşagıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?
Hava kirliliğine karşı çeşitli önlemler alınabilir.
Çevre sorunlarıyla ilgili toplantılar yapılmalıdır.
Bu gaz, havada yoğun oranda bulunur.
Akarsularımız sanayi atıklarıyla kirleniyor.
Gençler, doğanın korunması konusunda bilinçleniyor.
Aşagıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?
AMakinenizi, arkadaki açma-kapama düğmesine basarak kapatmanız gerekmektedir.
Daha fazla bilgi edinmek için yetkili satıcınıza başvurabilirsiniz.
Bilgisayarınızın bozuk olup olmadığını öğrenebilmek için onu bir teknisyene göstermelisiniz.
Bu bölümde, bilgisayarınızı nasıl kuracağınız ve nasıl kullanacağınız açıklanmaktadır.
Bu kılavuzda sizi belli türdeki bilgilere uyar- mak için bazı özel içaretler kullanılmıçtır.
Gürültüden uzak, doğal güzelliklerle dolu parkın(I) "bir" köşesinde, yaşlı (II) "bir" hanım masanın üstüne koyduğu romanını (III) "bir" karış uzaktan okumaya çalışıyor; (IV) "bir" şişman, spor giyimli (V) "bir" adam da dalgın dalgın uzaklara bakıyordu.
Bu cümledeki anlatım bozukluğunu gidermek için numaralandırılmış ve tırnakla ayrılmış sözcüklerden hangisi atılmalıdır?
I
II
III
IV
V
Oraya gidersen, Etnografya ya da Kurtuluş Sa- vaşı müzelerini gezmelisin.
Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdakilerin hangisinden kaynaklanmaktadır?
Yanlış baglaş kullanılmasından
Koşul cümlesi olmasından
Nesnenin yanlış yerde bulunmasından
Yüklemin gereklilik kipinde olmasından
Ad tamlamasının gereksiz kullanılmasından
(I) Minibüsle, sabahleyin yola çıktık. (II) Yeşilin, açığından koyusuna değin bütün tonlarıyla bezenmiş ağaçların süslediği yamaçlardan, tepelerden geçtik. (III) Şırıl şırıl akan derecikleri aça aça sonunda yeryüzü cennetine vardık. (IV) Çevresini irili ufaklı ağaçların kuşattığı mavi, duru, büyük göle bakan bir yamaçta durduk. (V) Kameramızı çıkarıp bu manzarayı görüntüledik.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde betimlemeye yer verilmemiştir?
I. ve II.
I. ve V.
II. ve III.
II. ve IV.
III. ve IV.
(I) Oyun, bir gün içinde hatta birkaç saatte geçen olaylar üzerine kurulmuş. (II) Oyun, üç birlik kuralına uygun; ancak izleyicinin merakını kamçılama yönünden zayıf kalıyor. (III) Ilk bölümün ikinciye göre çok kısa oluşu, izleyenleri rahatsız ediyor. (IV) Kiçiler kendi toplumsal, psikolojik, ekonomik ve kültürel yapılarına uygun olarak olaylar içinde verilmiş. (V) Sanatçı, bu eksiklerine karşın, bir oyun yazarı olarak umut veriyor.
Bu parçanın anlam akışındaki bozukluğu gidermek için, aşağıdaki değişikliklerden hangisi yapılmalıdır?
I. cümleyle II. yer değiştirmeli
II. cümleyle III. yer değiştirmeli
III. cümleyle IV. yer değiştirmeli
IV. cümle I. den sonra gelmeli
V. cümle II. den sonra gelmeli
(I) Bireysel acılarını yansıtmak için bir araç olarak görmez şiiri. (II) Kendi acılarına yer vermez şiirlerinde. (III) Daha çok, içinde yaşadığı toplumun acılarını, sevinçlerini yansıtmak ister. (IV) Imgeleri yalındır. (V) Söyleyişinde inişler çıkışlar yoktur. (VI) Bütün şiirlerinde okuru saran bir sıcaklık vardır.
Bu parçadan, aşağıdaki cümlelerin hangisi çıkarılırsa parçanın anlamında önemli bir daralma olmaz?
II
III
IV
V
VI
Hiç ummadığımız bir şiir, günü gelince bizim için söylenmiş izlenimini verir. Çünkü şiir eskimez, durur bir yerde, okurunu bekler. Bekler ve bir gün bulur onu. Dahası, en kötü, en sığ, en basit bir şiirden bile bir gün başka bir anlam, başka bir güzellik fışkırabilir. Bu nedenle, ----.
Düşüncenin akışına göre bu parçanın son cümlesi aşağıdakilerden hangisiyle tamamlanabilir?
iyi şiir her okuyucuda aynı duyguları, aynı çağrışımları uyandırabilmelidir
pek çok şiir kitabı ancak şairlerinin ölümünden sonra değer kazanmıştır
sanat değeri taşıyan şiirler eskimiş olanlardır
eleştirmenler, okuyacakları şiir kitabını seçmede okurlara yol göstermelidirler
şiir değerlendirmelerinde olumsuz ve kesin yargılardan olabildiğince kaçınmak gerekir
Bizim yaşamımızı yansıtmayan yapıtlar, üzerimizde yeterince etkili olmuyor. Bir yapıttaki yaşantıları paylaçabilmemiz, anlatılan olayların da bize tanıdık gelmesini gerektiriyor. Işte bu nedenle, öykülerde ve romanlarda ---- isterim.
Düşüncenin akıçına göre, bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilemez?
gelenek ve göreneklerimizden yola çıkılmasını
evlerimizden ve eşyalarımızdan silinmez izler bulunmasını
bize, yeni ve değişik insan tiplerinin tanıtılmasını
Bu, yazacağım yazının türüne göre değişir. Çok ciddi bir yazı yazacaksam konu üzerinde yoğunlaşabilmem için evde çıt çıkmamalıdır. Ayrıca dikkatimin uyanık olması için çalışma odamın sıcaklığının da on altı dereceyi geçmemesi gerekir. Bunun için, yaz aylarında ciddi yazılar yazamam; yazmaya kalktığımda da yazılarım, sıcağın etkisiyle mizah ağırlıklı olur.
Bu sözler aşagıdaki sorulardan hangisinin karşılıgı olabilir?
Ne tür yazılar yazarsınız?
Yazılarınızı hangi ortamda yazarsınız?
Yaşadıklarınızın, yazdıklarınız üzerinde etkisi var mı?
Yazılarınızın planını nasıl belirlersiniz?
Düşündüklerinizi yazamadığınız zamanlar olur mu?
Edebiyatı, sanatı kendime dert edinmiş bir kişiyim. Gece gündüz edebiyat düşünürüm, şiir düşünürüm. Sevdiğim bir şiiri tanıdıklarıma okumadığım ya da bir edebiyat sorusu üzerine tartışmaya girişmediğim günler, yaşadım saymam kendimi.
Böyle diyen bir yazar için aşagıdakilerden hangisi söylenebilir?
Herkesi kendisi gibi düçünmeye zorlar.
Şiir dışındaki ürünlerden tat almaz.
Edebiyattan hoşlanmayanları sevmez.
Eleştiriye açık bir kişiliği vardır.
Yaşamıyla edebiyatı bütünleştirmiş biridir.
Sonunda bilgisayar da gelip çalışma masamıza kuruldu. Belli ki geçici bir geliş degildir bu. Disketi, yazıcıyı da yanına alarak geldiğine göre temelli yerleşmeye niyetli. Sadece birkaç oyun ya da yazım kolaylığı sağlamakla yetinmeyen bilgisayar, getirdiği konfor, yarattığı alışkanlıklarla terk edilemez kaleler ele geçirdi. Ilk sıcak ilişkiler, yerini vazgeçilemez tutkuya bıraktığında bilgisayar dünyasının sıradan bir tüketicisi oldunuz demektir.
Bu parçada bilgisayarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi vurgulanmaktadır?
Pek çok kolaylık sağladığı için insanı tembelleçtirdiği
Kullanılan malzemeler bakımından pahalı bir aygıt olduğu
Benimsenmesi uzun zaman alan bir yenilik olduğu
Kullanma alışkanlığının giderek güçlenip yaygınlaştığı
Başka araçlarla birlikte kullanıldığında işe yaradığı
Kimi eleştirmenler yazınsal ürünleri değerlendirirken eleştiri türünün gerektirdiği kurallara uymazlar. Yapıtları değerlendirme yerine, birtakım oyunlara yönelirler. Bilgisizliklerini, yanlış ya da haksız yargılarını bu dil oyunlarının altına gizlerler. Bu yolla okuyucuyu yönlendirdikleri için de okuyucu bunun ayrımına varmaz. Böylece yapıttan kopuk kişisel görüşlerini, eleştiri adıyla ortaya koymuş olurlar.
Aşagıdakilerden hangisi bu parçada sözü edilen eleştirmenlerin bir özelliğidir?
Söylediklerini iyi seçilmiş örneklerle somutlaştırma
Yapıttaki yetersizlikleri giderme yolları önerme
Özentili bir anlatımla okuyucuları istediği yönlere çekme
Yapıtların güç anlaşılan yönlerini aydınlatma
Okurlarına karşı sorumlu davranma
Şiir yazmanın belki en zor yanı ilk dizeyi bulmak tır. O ilk dize ozanın gideceği yönü belirler. Hiçbir şiir, planlı olarak yazılmaz. Ozan, şiirin yolunu açtığı gibi şiir de ozana yol gösterir. Işte bunun için ben, bir konuşmamda, "Şiirimi, yazarken düşünürüm ya da düşünürken yazarım." demiştim.
Bu parçanın bütününde, şiirle ilgili olarak aşağıdakilerin hangisi üzerinde durulmaktadır?
Düşünce ve duyguları birlikte ele aldığı
Yazma süreci içinde oluştugu
Iletisinin, yazmaya baçlamadan önce belirlendiği
Ozanın duygu dünyasını yansıttığı
Ozanın değer yargılarından izler taşıdığı
Tüketim kültürü, şiiri az çok dışlamıştır. Televizyon, sinema, gazete gibi kitle iletişim araçlarının doğurduğu bu kültür, şiirin okur yitirmesine yol açmıştır. Ancak bilelim ki şiir, yalnızca sahte okurlarını yitirmiş, gerçek okurlarını korumuştur. Işte bunun içindir ki benim, şiirin geleceği açısından hiçbir kaygım yok. Iyi şiir, gerçek okuruyla yaşamını sürdürecektir.
Bu parçada, şiirle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
Toplumsal değişmelerden etkilendiğine
Okur sayısının azaldığına
Şiir beğenisi tam gelişmemş okurların elendiğine
Nitelikli olanların varlığını koruyacağına
Her dönemde çok sevilen tür olduğuna
Içeriğini çok iyi bildiğimiz kitapları bile yeniden okumalıyız. Çünkü kitaplarda keşfedilmeyi bekleyen nice hazine vardır. Benzer biçimde, resimlere de tekrar bakmalıyız. Onlara baktıkça yenilendiğimizi anlarız. Bir müzik yapıtını da yeniden dinlemeliyiz. O yapıtı dinledikçe dünyamızın zenginleştiğini, degiştiğini görürüz.
Bu parçadan sanat yapıtlarıyla ilgili olarak aşağgıdaki yargıların hangisine varılamaz?
Değerleri ancak, üzerinden yıllar geçince anlaşılır.
Onlarla bir kez karşılaşmış olmamız yetmez.
Tüm güzelliklerinin ayrımına varmak zaman alır.
Duygularımızı çeşitli yönlerden besleyip geliştirirler.
Her seferinde bizde yeni duygular uyandırırlar.
Eskilerden gelen bir edebiyatçıyı günümüz ölçütlerine göre değerlendirmek dogru olur mu? Günümüzde insanların edebiyat anlayışları değişip geliçmiştir. Ancak bu gelişmeyi bir zincir olarak düşünürseniz, zincirin halkaları kopuk değil, birbirine geçmiş durumdadır. Günümüz edebiyatçıları, hem dillerini geliştirmek hem de yeni biçimler oluşturmak bakımından çok şey borçludurlar eskilere. Edebiyat merdiveninin basamakları, bizden önceki edebiyatçıların birikimlerinden oluşmuştur.
Bu parçadan açagıdaki yargıların hangisi çıkarılamaz?
Her çağın kendine özgü değerlendirme ölçütleri vardır.
Sanatçılar, kendilerinden önceki sanatçılardan etkilenirler.
Yaşadığı dönemde ilgi görmeyen bir edebiyatçı zamanla ün kazanabilir.
Her edebiyatçı yaşadığı dönemin koşulları içinde ele alınmalıdır.
Öteki sanatlar gibi edebiyat da zamanla değişir.
Bugün eskisi kadar ne mektup yazıyor ne de mektup alıyorum. Okumanın yerini televizyon ekranlarının, mektuplaşmanın yerini telefonun aldığı bir gerçek. Yine de mektup yazarken verilen emeği ve mektuptaki kalıcılığı önemsiyorum. Mektubun aynı zamanda yazınsal bir tür olduğunu anımsatmaya gerek var mı? Çocukların, gençlerin birbirlerine mektup yazmalarını, telefonla konuşmalarından daha önemli, daha geliştirici buluyorum.
Böyle konuşan kişi için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
Eskisine göre daha az mektuplaşmaktadır.
Gençlerin birbirlerine mektup yazmalarını istemektedir.
Televizyonun, okumayı olumsuz yönde etkilediğini düşünmektedir.
Arayıp soranları gittikçe azalmıştır.
Mektubun salt haberleşme aracı sayılmasını doğru bulmamaktadır.
Bizdeki çocuk dergiciliğinin, uzun geçmişine karşın önemi yeterince anlaşılamamıştır. Bunu iyi bildiğimden "Süreli Çocuk Yayınları" başlıklı çalışmayı görünce çok sevindim; hemen okudum. Doğrusu çok yararlandım. Bu geniş inceleme, ciddi bir çalışmanın ve sağlam kanıtlara dayanan çok yönlü bir araştırmanın somut sonucu olarak elimizde bulunuyor. Hemen söyleyelim ki basımı da çok güzel olan bu kitap, içeriğinin zenğinliği yönünden eğitimcilerimizin olduğu kadar düşünürlerimizin, tarihçilerimizin, dilcilerimizin hatta folklorcularımızın lgisini çekecektir.
Bu parçada, sözü edilen yapıtla ilgili olarak aşagıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
Güzel bir görünümle sunulduğuna
Geniş kapsamlı bir çalışmanın ürünü olduğuna
Farklı alanlarda çalışan insanlara ilginç geleceğine