Aristoteles, var olanı var olan olarak ele alan felsefe disiplinini “ilk felsefe” olarak adlandırır. Bu felsefe disiplininin, varlığı bir bütün olarak ele aldığını ve varlığın ilk ilke ve nedenlerini ortaya koyduğunu söyler.
Bu parçaya göre, Aristoteles’in ilk felsefe olarak adlandırdığı felsefe disiplini aşağıdakilerden hangisidir?
Ontoloji
Epistemoloji
Etik
Estetik
Mantık
Bir masal kahramanı olan "deniz kızı"nın var olduğu ya da olmadığı bilgisini doğru kabul etmem için bu bilgiye yalnız başıma benim sahip olmam pek de önemli değildir. Fakat "deniz kızı"nın denizde var olan bir varlık olduğu bilgisini benim dışımdaki kişiler de doğru kabul ediyorsa ancak o zaman bu bilginin doğruluğundan söz edebilirim.
Bu parçada görüşlerini dile getiren kişi aşağıdakilerden hangisini bilginin doğruluk ölçütü olarak kabul etmektedir?
Apaçıklık
Yarar
Tutarlılık
Uygunluk
Tümel uzlaşım
Berkeley, maddenin varlığını niçin yadsımıştır? Berkeley’nin gerçek bir dil araştırmasına tabi tutarak sıkı bir yoklamadan geçirdiği şey, "maddenin kendisi" değil de "madde" sözcüğü, bunun kullanılışı ve anlamıdır. Bu tavrıyla o, düşünmeye bir yöntem değişikliği getirir. Çünkü bir anlam taşıyormuş gibi görünen, anlamdan yoksun ifadeler olabileceğini görmüştür.
Bu parçada sözü edilen yaklaşım, aşağıdakilerden hangisiyle ilişkilendirilebilir?
Analitik felsefe
Fenomenolojik yöntem
Metodik şüphe
Tümevarımcı yaklaşım
Pragmatik yaklaşım
Değişmez bir insan doğası yoktur. İnsanı var eden sadece kendi eylemleridir. Yani, insan önce var olur ve ardından kendi eylemleri ile kendi özünü ve doğasını oluşturur. Bu özü oluştururken yapabileceği eylemleri kısıtlayan, kendi iradesi dışında hiçbir güç yoktur. Bu durumun en önemli sonuçlarından biri, insanın eylemlerinde tamamen özgür olduğu gerçeğidir.
Bu parçadaki düşünceler, aşağıdaki görüşlerden hangisine yakındır?
Hobbes'un bencilliğine
Sartre'ın varoluşçuluğuna
Epiküros'un hazcılığına
Proudhon'un anarşizmine
Bergson'un sezgiciliğine
İnsanların mecbur olmadıkları, başka türlü davranabilecekleri hâlde belli bir şekilde davrandıkları için alkışlandıkları veya mahkûm edildikleri, ödüllendirildikleri ya da cezalandırıldıkları genelgeçer ahlakımızın tamamı sorumluluk kavramını içerir; sorumluluk ise siyah ile beyaz, haklı ile haksız, haz ile ödev arasında seçim yapma özgürlüğünü içerir. Böyle bir seçim yapma özgürlüğümüz olmasaydı hiç kimseye "Onu yapmak zorunda mıydın? Onu hangi ihtiyaçtan ötürü yaptın?" diyemezdik. Bu tür soruların gerisindeki varsayım kişinin onu yapmayabileceği veya başka bir şey yapabileceğidir. Bu parçada savunulanlar; I. determinizm, II. indeterminizm, III. otodeterminizm özgürlük anlayışlarından hangilerine uygundur?
Yalnız I
Yalnız II
I ve II
I ve III
II ve III
Tanrının varlığını açıkça reddetmediği hâlde açıkça kabul de etmeyen, “Tanrı vardır.” veya “Tanrı yoktur.” diyebilmek için bilgimizin yeterli olmadığını öne süren ve bu nedenle tanrının varlığı veya yokluğu üzerine ontolojik bir kanıtlamanın mümkün olmadığını iddia eden görüş, aşağıdakilerden hangisidir?
Ateizm
Teizm
Agnostisizm
Deizm
Panteizm
Doğanın bedensel ve zihinsel yetenekleri dağıttığı doğal durumda insanlar arasında saf bir eşitlik vardır. Bedensel olarak güçlü ve hızlı düşünen bir insanla, zayıf ve yavaş düşünen insan arasındaki fark, birinin diğerine üstünlük iddiasını doğrulayacak kadar fazla değildir. Çünkü bedensel ve zihinsel olarak zayıf olan kişi, yeteri kadar insanla veya bir hile ile güçlü olanı öldürmeye yetecek kadar güçlü sayılır. Bu doğal eşitlik güçlü, zayıf herkesin ölüm korkusu yaşamasına ve diğer insanlara karşı güvensizlik hissetmesine neden olur. Bu güvensizliğin sonucu ise herkesin herkese karşı daimî bir savaş hâlinde olmasıdır. Bunu engellemek için insanlar kendi aralarında yaptıkları bir sözleşme ile bazı haklarını devlete devrederler.
Thomas Hobbes'un görüşlerini yansıtan bu parçaya dayanarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
İnsanlar barışı sağlamak için devletle sözleşme yaparlar.
İnsanlar doğuştan eşit oldukları için bir otoriteye ihtiyaç duyarlar.
Toplumsal yaşama geçişle insanlar arasındaki eşitlik güvensizliğe neden olur.
Devlet kendi başına bir amaç değil, barışı sağlamak için bir araçtır.
Devlet insanlar arasındaki sözleşmenin sonucudur.
Şimdiye kadar gördüğümüz tüm kuğuların beyaz olmasından çıkardığımız “Tüm kuğular beyazdır.” sonucu, gelecekte göreceğimiz tüm kuğuların beyaz olacağını ifade eder. Ancak, biz geleceği henüz yaşamadık ve gelecekte siyah bir kuğu görmeyeceğimizi bilmiyoruz.
Karl Popper’ın bu gerekçeyle, pozitivist bilim anlayışında karşı çıktığı temel ölçüt, aşağıdakilerden hangisidir?
Doğrulanabilirlik
Yanlışlanabilirlik
Uygulanabilirlik
Açıklanabilirlik
Sınanabilirlik
Çoğu zaman günlük deneyimlerimiz, başlıca bilgi kaynağımız olan duyuların bizi yanılttığını göstermiştir. Ancak insanlık tarihine baktığımızda da bizim bugün apaçık yanlış olduğunu kabul ettiğimiz birçok şeyin geçmişte yanılmaz doğrular olarak benimsendiğini görürüz. Bu durum felsefe tarihinde, doğru bilginin imkânından şüphe eden filozofların ortaya çıkmasına yol açmıştır.
Bu parçada sözü edilen filozoflar aşağıdakilerden hangisiyle nitelendirilir?
Septikler
Empiristler
Rasyonalistler
Pozitivistler
Entüisyonistler
Thales “Gerçekten var olan sudur.” diyordu. “Su” ile anlatılmak istenen neydi? Her şeyin kaynağı su mudur? Yoksa Thales algılanabilir dünya ile evrenin algılanamayan nedeni arasında metafizik bir ayrım mı yapıyordu? Thales için “su” yalnızca madde değildir; o aynı zamanda yaşamdır, devinimdir, ruhtur.
Buna göre “su” için aşağıdakilerden hangisi söylenemez
Evreni oluşturan unsurlardan biridir.
Evrenin temelindeki yaratıcı ilkedir.
Evrenin ana maddesidir.
Her şeyin ilk maddesidir.
Görünen her şeyin ardındaki görünmeyen ilkedir.
Epiktetos şöyle der: “At şarkı söyleyemediği için mutsuz mudur? Hayır. Köpek uçamadığı için mutsuz mudur? Hayır. İnsan aslanları boğazlayamadığı için mutsuz mudur? Hayır. Çünkü at koşamadığı, köpek duyumsayamadığı zaman mutsuz olur. Ya insan? İnsan ise utancını, iyiliğini, bağlılığını, adaletliliğini yitirdiği zaman, tanrıların onun ruhunda yaratmış olduğu tanrısal özellikler silindiği zaman mutsuz olur.”
Epiktetos’un bu sözlerinden aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılabilir?
Mutluluk, ahlaklılığın ölçütüdür.
Her varlık doğasına uygun davrandığında mutlu olur.
Hayvanlarda da ahlaklılıktan söz edilebilir.
İnsanı hayvanlardan farklı değerlendirmek gerekir.
Mutluluk her canlının doğal arzusudur.
Platon’a göre bir sanat eserinin güzelliği, ideasından aldığı pay ile doğru orantılıdır. Yani onlar aslında gerçek güzelliğin kopyalarıdır.
Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılabilir?
Gerçek güzel, sanat eseridir.
Güzelin varlığı sanatçıya bağlıdır.
Güzel, herkes tarafından beğenilendir.
Güzel, toplum için faydalı olandır.
Sanat eserinden bağımsız bir güzel ideası vardır.
Hobbes’a göre kılıcın zoru olmadan sözleşmeler kelimelerden ibarettir ve bu hâliyle sözleşmelerin insanı korkutacak gücü yoktur. Adaletin etkili biçimde var olabilmesi de devletin araçları tarafından uygulanmasına bağlıdır.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçadan çıkarılabilecek bir sonuçtur?