ingilizce

yaklasimlar dil turkce aciklamali konu anlatimi

Okuma Süresi:35 Dakika, 19 Saniye
Loader Loading…
EAD Logo Taking too long?

Reload Reload document
| Open Open in new tab

İndir/Yükle

THE SILENT WAY BÖLÜM 5

Tanım :
Audio-Lingual Metodu ile öğrenciler dilleri öğrenseler bile sınıfta oluşturdukları
alışkanlıkları asıl iletişim ortamı olan dış dünyaya taşıyamayabilirler. Dahası, bir dil öğrenmenin bir
seri alışkanlıklar oluşturmakla mümkün olacağı fikrine 1960larda karşı çıkıldı. Noam Chomsky’a
göre dil kazanma alışkanlıklar yaratılarak oluşmaz çünklü insanlar daha önce hiç duymadıkları
ifadeleri de anlayabilirler ve yaratabilirler. Dil bir alışkanlık ürünü olarak değil de bir dilin
kurallarını kendi kendine düşünerek keşfedecekleri şekilde öğrencilere verilmelidir.
İnsan kavramının (human cognition) önemi Kavramsal Yaklaşımı (Cognitive Approach)
oluşturdu. Bu yaklaşıma göre öğrenciler kendi öğrenimlerinin sorumluluğunu alarak daha aktif
olmalı, hedef dilin kurallarını kendileri keşfetmeliydiler. Hatalar kaçınılmaz (inevitable) görülür ve
öğrencinin kuralları keşfetme sürecinde olduğunun işaretidir. 1970lerin başlarında bu yeni
Kavramsal Yaklaşımı dil öğretme ve materyal geliştirme sürecine uygulamada çalışmalar oldu. Bu
çalışmalar hem deductive (öğrencilere kurallar verilir ve uymaları istenir) hem de inductive
(öğrenciler kuralları örneklerden keşfederler) dil bilgisi uygulamalarında olmuştur. Yinede bu
yaklaşımı tam anlamıyla baz alan bir metot oluşturulamamıştır.

Caleb Gattegno’nun Silent Way Metodu doğrudan Kavramsal Yaklaşımdan gelmemekle (stem)
beraber onunla ortak prensipleri vardır. Örneğin Silent Way Metodunun en temel prensibi
“Öğretme, öğrenmenin emri altına girmelidir” (Teaching should be subordinated to learning). Yani
Gattegno’ya göre öğretme süreci öğrenme sürecine hizmet etmeli, onu yönetmemelidir. Gattegno
dil öğrenme sürecini bebeklerin ve çocukların öğreniminden çıkarımlar yaparak ele almıştır. Ona
göre öğrenme kendi içsel kaynaklarımızı harekete geçirerek kendi kendimize başlattığımız
(initiate) bir gelişimdir. Öğrenme sürecimiz boyunca yeni olarak ne yaratırsak yaratalım onu daha
ileriki öğrenmelerimiz için bir basamak olarak kullanırız.
Bu metodu daha iyi anlamak için Brezilya’daki bir lisede 24 öğrencilik sınıfı gözlemleyelim.
Sınıf günde iki saat, haftada 3 gün bir araya gelmektedir.
Gözlem ve Prensipler :

  1. Öğretmen bir şey söylemeden 5 renk bloğunu işaret eder. Bu renkler Portekizce’deki 5
    sesli harfe en yakın sesleri ima eder.
    Öğretmen, öğrencilerin zaten bildikleri şeylerle başlamalıdır. Öğrenciler öğrendikçe
    bilinmeyene ilerlerler. Diller bazı ses ve yapıları paylaşabilirler.
  2. Öğretmen tekrar renk bloklarını işaret eder. Kimse ses çıkarmayınca ilk rengi gösterip
    /a/ sesini çıkarır. Sonra diğer sesleri işaret etmesiyle öğrenciler /e/, /i/, /o/, /u/ seslerini
    çıkartırlar.
    Öğretmen sadece gerekli olduğunda yardım etmelidir. Öğrenciler zekalarını kullanarak dil
    öğrenme deneyimlerini kendileri bulabilirler.
  3. Öğretmen yeni sesleri örnek olarak seslendirmez. Bazen öğrencilere Portekizce sesleri
    nasıl değiştireceklerini mimikleriyle veya el işaretleriyle gösterir.
    Öğrenme bir modelden sonra tekrarlama değildir. Öğrenciler kendi doğrular değerlerini
    (iner criteria) geliştirmeli, hedef dilde kendi üretimlerine güvenmeli ve sorumluluğunu
    almalıdırlar.
  4. Öğrenciler sırayla sesleri okurlar.
    Öğrencilerin öğrenip öğrenmedikleri bu yolla anlaşılır.
  5. Bir öğrenci diğerine Portekizce yardım eder.
    Öğrenciler kendilerine ve birbirlerine güvenmelidirler.
  6. Öğretmen işaretlerle, bazense anadillerinde, hedef dildeki sesi hatasız çıkarmaları için
    yardımcı olur.
    Öğrenciler hedef dil ile çalışırken öğretmende öğrenciler ile çalışır.
  7. Öğrenciler yeni sesleri birbirlerinin adlarının telaffuzundan yardım alarak öğrenirler.
    Öğrenme için zaten bilinenler kullanılır. Öğretmen ne kadar az aktif olursa, öğrenciler
    kendileri için o kadar çok çalışacaklardır.
  8. Öğretmen “rod” kelimesini işaret eder sonra 3 renk-ses bloğunu gösterir ve öğrenciler
    telaffuzu yaparlar : “rod”.
    Öğrenme bilinen bir şeyi yeni içeriğe uygulamak şeklinde alınabilir.
  9. Öğretmen “a” ve “rod” kelimelerini işaret eder.
    Okuma en başta ele alınır ama öğrenciler ne söyleyeceklerini öğrenmiş olmalıdırlar.

10.   Öğretmen sessizce oturmaktadır. Bir dakika sonra kız öğrencilerden biri kelimelerden
birini gösterip telaffuzunu yapar “a rod”.
Burada sessizlik bir araçtır. Sessizlik öğrencilerin teşebbüslerini ve kendi kendine
idarelerini (autonomy) besler Öğretmen dikkatin merkezi olmaktan çıkar böylelikle öğrencileri
dinleyebilir ve onların üzerinde çalışabilir. Öğretme sadece zorunda kaldığında konuşur çünkü
hedef dili kullanması gerekenler öğrencilerdir. Sessizlik öğrencilerin kendi kendilerini idarelerini
ve kişisel teşebbüslerini sağlar.
11.   Öğretmen belirli bir kelimeyi işaret ederek ve ardından ses-renk panosundan alakalı
sesleri göstererek telaffuzu yapar : “a blue rod”.
Anlam bilgisi çeviri ile değil öğrencilerin algısına yoğunlaşarak sağlanır.
12.   Bir öğrenci “ a pink rod” telaffuzunu yanlış yapar. Öğretmene bakar fakat öğretmen
sessizdir, sonra diğer öğrencilere bakar.
Öğrenciler birbirlerinden öğrenebilirler, öğretmenin sessizliği grup çalışmasını destekler.
13.   Öğrenci telaffuzu tekrar dener ve öğretmen bu sefer telaffuzu doğru olarak kabul
eder.
Öğretmenin övgü veya eleştirileri öğrencilerin kendine güvenlerini azaltabilir. Öğretmenin
hareketleri öğrencilerin kendi kendilerine gelişimini etkiler.
14.   Bir öğrenci “a pink rod” telaffuzunda hata yapar. Hatalı bölümü öğretmen parmaklarını
göstererek belirtir.
Hatalar öğrenmede gerekli ve önemlidirler. Hatalı kısım konunun anlaşılmadığı noktaları belli
eder.
15.   Hatalı kısmı belli ettikten sonra öğretmen, öğrencilerin bütün doğrulama çabası
bitmeden doğru telaffuzu söylemez.
Öğrencilere kendi çabaları olmadan basit ve doğrudan cevap verilirse bunlar kalıcı olmaz.
16.   Öğretmen ağzıyla doğru sesi gösterir ama seslendirmez.
Öğrenciler kendilerini dinlemeyi öğrenmelidirler.
17.   Öğrencilerin telaffuzları aynı değil, bazıları daha başarılı ve İngilizce’ye daha yakın.
Öğretmen ders ilerlemeden biraz daha ihtiyaç duyan öğrencilerle telaffuz çalışır.
Öğrencilerden mükemmellik değil gelişim beklenir. Öğrenme zaman alır ve öğrenciler faklı
zamanlarda öğrenirler.
18.   Öğretmen dikkatle dinler (attentively).
Öğretmenin sessizliği onu öğrenci davranışlarını gözlemeye daha da yaklaştırır.
19.   Öğretmen bir kez “Take the green rod” der.
Öğretmenin sözlerini kaçırmamak için öğrenciler dikkatlerini öğretmende yoğunlaştırırlar.
Dikkat öğrenmenin anahtarıdır.
20.   Öğrenciler sırayla öğretmenin komutlarına uyarlar ve belirli renklerde çubukları alırlar.
Öğrencilere tekrar olmadan pratik yaptırılmalıdır.
21.   Öğrenciler birleşik nesneler ile komutları çalışır.
Dilin elemanları mantığa göre öğrencilerin zaten bildiklerini genişleterek tanıtılır.
22.   Öğrenciler sırayla kelime tablosundaki seçeneklerle cümleler oluştururlar.
Öğrenciler tercihler yaparak ve keşfederek kendi kendilerini idareyi öğrenirler.
23.   Bazı öğrenciler basit, bazıları ise karmaşık komutları oluşturmayı tercih ederler.
Dil kendini ifade etmek içindir.
24.   Öğretmen öğrencilere dersi nasıl bulduklarını sorar.
Öğretmen bu şekilde değerli bilgiler alabilir, bir sonra ne üzerinde çalışması gerektiğini
anlayabilir. Öğrenciler kendi öğrenmelerinin sorumluluklarını nasıl kabul edeceklerini anlayabilir.
25.   Ev ödevi verilmez.
Bazı öğrenimler uyku gibi doğaldır. Öğrenciler derste de doğal yolla öğrenirler.

26.   İleriki derslerde öğrenciler farklı dil yapılarını öğrenecekler.
Dil biliminin özeti dil yapılarını kavramaktır.
27.   Öğrenciler bu farklı yapıları kullanarak cümleler oluşturacaklar.
Yapılar çizgisel bir kalıpla düzenlenmez, yeniden ele alınır.
28.   Öğrenciler öğrendikleri cümleleri yazma pratikleri yaparlar.
Okuma, Konuşma ve Yazma birbirini destekler
Prensipler :
1.”Silent Way” metodu kullanan öğretmenin amacı nedir?
-Öğrenciler dili kendilerini (hislerini, düşüncelerini, anlayışlarını) ifade edebilmek için
kullanabilmelidirler.
-Bunu sağlamak için öğretmenden ayrı bağımsızlıklarını geliştirmeliler.
-Kendi doğrularını oluşturmak için içsel kaynaklarını (inner criteria) geliştirmelidirler.
-Öğrenciler kendilerine güvenerek bağımsız olurlar. Bu nedenle öğretmen onlara sadece
öğrenmeleri için ihtiyaç duydukları şeyi vermelidir.

  1. Öğretmenin rolü nedir? Öğrencilerin rolü nedir?
    Öğretmen bir mühendis veya teknisyendir. Öğrenmeyi sadece öğrenci sağlayabilir. Ama
    öğretmen, öğrencinin zaten bildiği bilgilere güvenerek gerektiğinde yardım etmeli, öğrencilerin
    algılarına yoğunlaşmalı, bilgiyi kalıcı kılmak için onlara pratik yaptırmalı ve onların farkında
    olmalarını sağlamalıdır. Öğretmen öğrencilerin yeni konularla bağlantılı kendi kendilerine öğrenme
    çabalarına saygı göstermelidir.
    Öğrencinin rolü bilgilerini kullanarak yeni bilgilere ulaşmaktır, dili kendi kendine
    keşfetmelidir. Öğrenmek bizim kendi sorumluluğumuzdur.
    Gattegno der ki “Öğretmen öğrenciler üzerine çalışır, öğrenciler ise dil üzerine çalışırlar.
  2. Öğretme-öğrenme sürecinin kendine has özellikleri nelerdir?
    Öğrenciler hedef dile sesleri öğrenerek başlarlar. Bunun için ses-renk tabloları kullanılır.
    Ana dillerinde zaten bildikleri seslerden başlanır ve renkler ile hedef dilin sesleri arasında
    bağlantı kurulur. Öğretmen, öğrencilerin dikkatini hedef dilin yapılarına yoğunlaştırıcı durumlar
    yaratır. Bu durumlardan öğrenci anlamlar çıkarır.Bu durumlar çubukların (rods) kullanımı olarak
    adlandırılabilir. Bir durumda bir yapı öğrenilir. Öğretmenin en az sesli yardımıyla, yapı
    örneklendirilir. Öğretmen öğrenci hatalarını kullanarak zayıflıkları ve çalışma alanlarını belirler.
    Öğrenciler tekrar etmeden bir çok kez pratik yaparlar. Keşfederek ve tercih ederek kendi
    kendilerine güveni ve hedef dili öğrenirler. Öğrencilere ders hakkındaki fikirleri sorulur.
  3. Öğretmen-Öğrenci ve Öğrenci-Öğrenci etkileşimi nasıl olmalıdır?

Öğrenci-öğretmen etkileşiminde öğretmen sessizdir. Konuşacağı zamanlarda ise model
olmaz, ip uçları verir. Öğrenci-öğrenci etkileşimi ise arzu edilen, cesaret vericidir. Zaten
öğretmenin sessiz oluşu bunu sağlar.

  1. Dil ve kültür nasıl görülür?
    Dil ve kelimeler yapılara ayrılır. Kültür dilden ayrılmaz Her dilin kendine özel nitelikleri
    vardır.
    6.Dilin hangi alanları ve özellikleri vurgulanır?
    Doğru telaffuz üzerine başlanır. İlk olarak dilin melodisi öğretilir. Kesin dil kuralları
    verilmeden yapılar üzerinde durulur. Kelime bilgisi sınırlıdır.
    Sabit, çizgisel, kalıplaşmış öğretim yoktur. Öğretmen öğrencilerin bildiklerinden başlar ve
    yenilikleri o bilgi üzerine kurar. Öğretim öğrenci ihtiyaçlarına göre değişebilir.
    4 yetenek de baştan alınır. Öğrenciler konuştukları şeyi yazmayı ve okumayı aynı anda
    alırlar.
    7.Öğrencilerin doğal dilinin rolü nedir?
    Ana dil çeviri amaçlı değil, yardımcı veya ip uçları verici olarak kullanılabilir. Mesela telaffuz
    benzerliklerinde.. Ayrıca ana dil fikir paylaşımlarında kullanılabilir. Ana dildeki bilinen sesler ile
    hedef dildeki yeni seslerin öğrenilmesi sağlanabilir.
    8.Değerlendirme nasıl yapılmalıdır?
    Öğretmen test vermez ama öğrencileri her an gözlemleyip değerlendirmektedir.
    Öğretmenin sesiz oluşu gözlemi ve öğrenci ihtiyaçlarını bulmayı kolaylaştırır. Öğrenip
    öğrenmedikleri eski konuyu yeni konuya uygularken anlaşılabilir. Öğretmen övgü veya eleştiri
    yapmaz, öğrenciler kendi değerler sistemini kurmalıdırlar. Öğretmen farklı zamanlarda
    öğrencilerden gelişim bekler mükemmellik değil.
  2. Öğretmenin öğrenci hatalarına tutumu nasıl olmalıdır?
    Hatalar doğal ve öğrenimin ayrılmaz parçası olarak görülür. Öğrenciler dili kendileri
    keşfettiği için hatalar kaçınılmazdır. Öğretmen bu hataları bir sonraki çalışmalar için kullanır.
    Öğrenciler kendi-doğrulama sistemlerini kurarlar. Doğrulamaları öğretmen yaparsa bu dili
    öğrenmek değil ezberlemek olur. Öğrenciler kendilerini dinlemeyi öğrenirler. Son çare olarak
    öğretmen doğru cevabı verebilir.
    TEKNİKLER
    Sound-color Chart
    Tablolar her biri bir sesi ima eden renk blokları içerir. Bu bloklar daha sonraları yapılar,
    kelimeler hatta cümleler için kullanılabilir. Böylelikle öğretmen kelimenin parçalarını tanıtır. Bu
    işlem tekrarlamayı engeller. Ayrıca renk blokları öğrencinin dikkatini öğretmenden çok seslere
    çeker. Hedef dildeki bütün sesleri gösteren renkler yardımıyla öğrenciler neyi öğrendiklerini ve
    neye ihtiyaç duyduklarını anlayabilir.
    Peer Correction
    Öğrencilerin birbirine yardım etmesi grup çalışmasını ve destek sağlar ama yarışma ortamı
    yaratılmasına izin verilmemelidir.
    Rods
    Çubuklar somut örneklerle çalışma olanağı sağlar. Dil böylelikle anlama bağlanır. Başlangıçta
    renkler ve sayılar için kullanılabilir. Daha sonra daha karmaşık yapılar, bağlaçlar için
    kullanılabilirler.
    Çubuklar daha birçok yerde kullanılabilir. Diğer nesneleri ima eder anlamda da
    kullanılabilirler. Bu öğrencilerin yaratıcıklarına ve hayal güçlerine daha sonra ise hedef dile
    uygulamaya seslenir.

Self-correction Gestures :

Direct Metod’ta da kendi doğrulama teknikleri vardı. Mesela öğretmen avuç içlerini
birbirine dokundurup ayırarak o an üzerinde çalıştıkları sesin uzatılması gerektiğini ima edebilir.
Parmaklarını bir kelimenin hatalı kısmını işaret etmekte kullanabilir.
Word Chart
Önce öğretmen sonra öğrenciler kelime panosundan çalıştıkları kelimeleri okuyabilirler.
Telaffuz yardımı da ses-renk panosundan alınabilir. Toplam 500 kelime içeren 12 belli kelime
panosu vardır. İngilizce kelimelerdeki ana fonksiyonu olanları içerirler. Ayrıca Silent Way
yönteminde resim ve kitaplar yardımıyla da çalışılabilir.
Fidel Chards
Öğrencilerin ses telaffuzlarını ayırt etmeleri için kullanılır. Mesela /ey/ sesi faklı kelimeler
için ay, ea, ei, eigh gibi seslendirilebilir.
Structured Feedback
Öğrenciler öğrendikleri ve ders hakkında fikir verirler. Öğretmen bunları kendini
savunmadan ve tarafsız kabul eder. Ayrıca öğretmen bu fikirlerden bir sonraki dersin planını
çıkarır. Öğrenciler kendi öğrenimleri için sorumluluk alırlar.
DESUGGESTOPEDIA
TANIM
Bu metot (Celce – Murcia’nın isimlendirmesiyle Affective-Humanistic Approach)öğrenci
duygularını ön planda tutar. Metodun yaratıcısı Georgi Lozanov’dur. Öğrenmeyi psikolojik
durumumuz etkiler. Başarısızlık korkumuz bize sınır yaratır. Zihinsel yeteneklerimizin sadece 5-
10 % kullandığımız için sınırları tekrar tekrar ilerletmeye çaba göstermeliyiz. Bu metodun amacı
öğrenci duygularını iyileştirerek korkudan uzaklaştırmak ve öğrenmenin önündeki engelleri
azaltmaktır. Mesela zihni sanat çalışmalarıyla uyarmak bu konuda işe yarayabilir.

GÖZLEM VE PRENSIPLER

  1. Sınıf rengarenk ve aydınlıktır. Hoş bir ortamda eğitim kolaylaşır.
  2. Posterler arasında bazı dilbilgisi yapıları bulunmaktadır. Öğrenciler dikkatleri dolaylı
    yoldan olsa da çevrelerinde sunulan her şeyden öğrenebilirler. (Peripheral – Çevresel Learning).
  3. Öğretmen kendinden emin, tereddüt etmeden konuşur. Öğrenciler öğretmenin
    otoritesine güvenir ve saygı duyarlarsa daha kolay öğrenirler.
  4. Öğretmen öğrencilere hedef dili öğrenmenin kolay ve zevkli olacağı izlenimini verir.
    Öğretmen öğrenmenin önündeki psikolojik engelleri kaldırmaya uğraşmalıdır. Bu çabaya
    “desuggest” denir.
  5. Öğrenciler yeni ad ve kimlik seçerler. Bu şekilde öğrenciler daha güvende ve
    kendilerini ifadede açık hissederler. Farklı bir insanın performansını yansıttıkları zaman daha az
    çekingen olurlar.
  6. Öğrenciler kendilerini öğretmene tanıştırırlar. Öğrencilerin öğrendiği diyalog hemen
    kullanabilecekleri dili içerir.
  7. Melodi çalarken şarkı söylerler. Şarkılar konuşma kaslarını serbest bırakmada ve
    olumlu duygular hissettirmede kullanışlıdır.
  8. Öğretmen uzun bir bildiri dağıtır. Yazının başlığı “to want to is to be able to”dur.
    Öğretmen öğrenme durumuna dolaylı pozitif fikirler sunmalıdır. Yapılabileceklerin sınırı yoktur.
  9. Öğretmen kısaca bildiride anlatılan İngiliz dilbilgisi ve kelime bilgisinden bahseder.
    Öğretmen dilbilgisi ve kelime bilgisini üzerinde çok fazla durmadan açıklamalıdır. Bu açıklamalar

bildiride öğrencilerin kolayca bulması için farklı yazı şeklinde olur. Yazının bütünü ve parçaları
arasındaki etkileşim önemlidir.
10.   Pasajın her yerinde klasik resimler yer almaktadır. Güzel sanatlar öğrenciler için
olumlu fikirler üretir.
11.   Sayfaların sol kısmı hedef dilde, sağ kısmı ana dilde hazırlanmıştır. Anlamı çeviri
yaparak en açık şekilde ifade edebiliriz.
12.   Öğretmen bir melodi eşliğinde yazıyı okur. Sesini müziğin ritmine ve konuşma
şekline uydurur. İletişim 2 safhada yer alır. Birinde dilsel mesaj şifrelenir. Diğerleri ise dilsel
mesajı etkileyen faktörlerdir. Müzik bu faktörlerden biridir ve öğrenciye öğrenmenin kolaylığını
ve hoşluğunu ifade eder. Bilinç hali ve bilinç altında olan bütünlük ile öğrenme sınırı artar.
13.   Ayı pasajı öğretmen farklı bir müzik ile tekrar okur. Bu psikolojik engelleri
yıkmanın ve öğrenme potansiyelini açığa vurmanın bir yoludur.
14.   Ödev olarak öğrenciler pasajı gece ve sabah tekrar okurlar. Bu zamanlarda
(yatarken ve kalkarken) bilinçaltı ve bilinç hali arasındaki uzaklığın en azaldığı anlar olduğundan
öğrenme daha kolay gerçekleşir.
15.   Öğretmen, öğrencilere farklı karakterleri canlandırmaları için şapkalar verir.
Öğrenciler diyalogu canlandırırlar. Rolü canlandırma öğrenmede eğlenceli bir yol sağlar. Hayaller
öğrenme engellerini azaltır.
16.   Öğretmen rolün seslendirilmesine duygularında katılmasını ister. Güzel sanatlar
bilinç altına hitap eder bu nedenle mümkün olduğu kadar öğrenim sürecine katılmalıdır.
17.   Öğretmen bazı soru-cevap, tekrarlama, çeviri gibi aktiviteler gösterir. Öğretmen,
öğrencilerin aldıkları bilgileri aktif olarak kullanmalarına yardımcı olmalıdır. Bu aktiviteler
tekrarlamayı mümkün olduğu kadar azaltacak şekilde çeşitli olmalıdır. Yenilikler kazanmayı
kolaylaştırır.
18.   Bir çocuk şarkısı öğretilir. Dilsel bilgiyi müzik ve hareketler destekler. Çocukça bir
ortam öğrenmeyi kolaylaştırır. Öğretmene güvenleri bu ortamı daha kolay oluşturmalarını sağlar.
19.   Öğretmen ve öğrenciler soru-cevap oyunu oynarlar. Böylelikle öğrencinin dikkati
direk dilbilgisi formlarına değil, dilin kullanımına yönelir. Öğrenme eğlenceli olmalıdır.
20.   Öğrenci hatalarını öğretmen yumuşak bir sesle düzeltir. Hatalar direk olarak veya
yüzleştirme biçiminde değil nazikçe düzeltilmelidir.

PRENSIPLER
1.”Desuggestopedia” metodu kullanan öğretmenin amacı nedir?
Öğretmenin amacı öğrencilerin hedef dilde günlük konuşma kullanımını öğrenmeleridir.
Bunun için öğrencilerin zihinsel güçleri açığa vurulmalıdır. Bu da öğrenmenin önündeki psikolojik
engellerin kalkmasıyla ve beynin yakın-bilinç bölümünü çalıştırıcı aktivitelerle mümkün olur.

  1. Öğretmenin rolü nedir? Öğrencilerin rolü nedir?
    Öğretmen sınıftaki otoritedir. Öğrenciler ona saygı duymalı ve güvenmelidir. Güven
    duyulan kaynaktan bilgi daha kolay alınır. Öğrenciler kendilerini daha emin hissederler, daha az
    çekingen olur ve öğrenimi kendiliğinden çabaya gerek kalmadan gerçekleştirirler.
  2. Öğretme-öğrenme sürecinin kendine has özellikleri nelerdir?
    Öğrencilerin çevresel (peripheral) öğrenmelerinden yararlanmak için posterler hoş
    renkli ortamlar hazırlanır. Çevrede yenilik hissini yaratmak için posterler her hafta değiştirilir.
    Öğrenciler yeni isim ve meslek seçerler ve kurs boyunca bu yeni kişiliğe bir özgeçmiş
    yaratırlar.
    Öğrencilere verilen bildiri uzun diyaloglar (800 kelime) içerir. Diyalogların yanında ana
    dilde çevirisi vardır. Ayrıca dilbilgisi ve kelime bilgisi üzerine farklı yazım şekillerinde notlar
    vardır.
    Öğretmen diyalogu, birinci ana ibareyi içeren (receptive phrase) iki farklı dinleti halinde
    sunar. Birinci dinletide (active concert), öğretmen sesini müziğin ritim ve tonuna uydurarak
    diyalogu okur. Bu yolla öğrencilerin beyinlerin tamamı aktif olur. Öğrenciler bildiriden takip
    ederler ve çevirisini incelerler. İkinci dinletide (passive concert) ise öğretmen normal sesle
    diyalogu okur. Ödev olarak da öğrenciler yatmadan önce ve sabah kalktıklarında diyalogu
    okuyacaklardır.
    İkinci ana ibare ise (activation phrase) yeni konuda öğrencilere kolaylık kazandıracak rol
    oynama, oyunlar, şarkılar, soru-cevap gibi alıştırma çalışmalarıdır.
  3. Öğretmen-Öğrenci ve Öğrenci-Öğrenci etkileşimi nasıl olmalıdır?
    Öğretmen etkileşimi onlarla bir bütün olarak ve bireysel olarak başlatır. İlk zamanlar
    sessizce veya öğrendikleri birkaç ifadeyle karşılık veren öğrenciler daha sonra hedef dili kontrol
    etmeye başlarlar.
  4. Dil ve kültür nasıl görülür?
    Dil iletişimdeki gelişmenin birinci safhasıdır. İkinci safha ise dilsel mesajı etkileyen
    faktörlerdir. Örneğin; Birinin kıyafeti veya davranışları diğerinin dilsel mesajının nasıl olacağını
    etkileyebilir. Hedef dili kullanan insanların günlük yaşamı ile ilişkili hedef dil öğrenilir. Güzel
    Sanatların kullanımı da etkilidir.
    6.Dilin hangi alanları ve özellikleri vurgulanır?
    Kelime bilgisinin üzerinde durulur. Metodun başarısı hakkındaki talepler verilen kelime
    bilgisinin çokluğuna odaklıdır. Dilbilgisi de apaçık fakat az düzeyde verilir. Öğrencinin bilinci dilin
    yapısına değil de kullanımına odaklanırsa başarı artar. Daha sonra beynin yarı-bilinç hali dilbilgisi
    kurallarını kendiliğinden içine alacaktır. Konuşma da vurgulanır. Ayrıca öğrenciler hedef dilde okur
    ve yazarlar.
    7.Öğrencilerin doğal dilinin rolü nedir?
    Diyalogların anlamlarını açıklamada ve gerekli görülen yerlerde ana dil kullanılır. Kurs
    ilerledikçe öğretmen ana dil kullanımını azaltır.
    8.Değerlendirme nasıl yapılmalıdır?
    Değerlendirme test ile değil de öğrencinin sınıf içindeki performansı gözlenerek yapılır.
    Test öğrenmeyi hızlandırıcı rahat sınıf atmosferini bozar.
  5. Öğretmenin öğrenci hatalarına tutumu nasıl olmalıdır?
    Hatalar tatlı, yumuşak bir sesle düzeltilir.
    TEKNIKLER :
    Positive Suggestion :Fikir verici faktörler yaratmak öğretmenin sorumluluğundadır.
    Böylece öğrenmenin önündeki engeller azalacaktır. Bu direk yolla olabilir, örneğin öğretmen
    öğrencilere başarılı olacaklarına dair destek verebilir. Ama öğrencinin alt-bilincine hitap eden
    faktör daha etkilidir.

First Concert (active concert) :Öğretmen diyalogun hikayesini ve dilbilgisini
tanıttıktan sonra okur. Öğretmen müzik eşliğinde diyalogu okur. Klasik – Romantik periyot tavsiye
edilir. Öğretmenin ses tonu müziğe göre artar veya azalır.
Second Concert (passive concert) : Öğretmen normal hızda melodi eşliğinde okur. Ama
müzik tonu ile değil. Öğrenciler neşeli bir ortamda yüksek sesle diyalogu canlandırır. Neşeli,
üzgün, sinirli duyguları kullanılır.
COMMUNITY LANGUAGE LEARNING
TANIM
Bu metotta öğrenciler bütün olarak görülür. Yani sadece zeka yapılarıyla değil, duyguları,
fiziksel tepkileri, içgüdüsel savunmaları, öğrenme arzuları ile ele alınırlar. Bu metodun prensipleri
Counselling-Learning Charles Curan) ile aynıdır. Yetişkinler yeni bir şey öğrenirlerken budala
görünme korkusuna kapılırlar. Bu korkuları yenmeleri için öğretmen danışman (counselor)
rolündedir. Öğretmen öğrencilerin korkularını yenmelerini ve bu korkuları pozitif enerjiye
çevirmelerini sağlayabilir.
GÖZLEM VE PRENSIPLER :

  1. Öğretmen öğrencileri selamlar, onlarla tanışır, kendilerini tanıtmalarını ister. Öğrenciler
    arasında bir yakınlık kurmak çok önemlidir.
  2. Öğretmen derste yapacaklarını anlatır. Aktivitelerden ve zaman sınırından bahseder. Yeni
    bir öğrenim deneyimi korkutucu olabilir. Eğer öğrenciler bir sonraki adımı bilirlerse daha rahat,
    emin hissederler.
  3. Öğrenciler sohbet ederler. Dil sohbet etmek içindir.
  4. Öğretmen öğrencilerin söylemek istediklerini İngilizce’ye çevirir. Öğretmen güven ortamını
    sağlamalıdır, başarılı olmaları için sadece ihtiyaç duyduklarını vermelidir.
  5. Öğretmen sohbetin ne zaman biteceğini söyler. Öğrenciler bir aktivitenin limitlerini
    bildiklerinde daha emin hissederler.
  6. Öğretmen öğrencilerin arkasında durur. Öğretmenin bilgisi ve gücü korkutucu olabilir. Bu
    korkuyu azaltmak için öğretmen çok fazla ön planda olmaz. Ayrıca öğrenciler arasındaki etkileşim
    böylelikle artar.
  7. Öğrencilerden sohbet sonrası ne hissettikleri sorulur. Öğretmen ve öğrenciler bütün
    bireylerdir. Deneyimler hakkında fikirlerini paylaşmak iletişimin bir parçasıdır.
  8. Öğretmen her fikre saygı duyar. Böylelikle öğrenciler daha az çekingen olurlar, savunma
    duygularını ön planda tutmazlar, öğretmen her fikrin kabul edildiği bir ortam sağlamalıdır.
  9. Öğretmen söylenenleri anlar. Öğretmen öğüt değil fikir verir. Öğrencilere onları dinlediğini
    gösterir. Öğrencilerin nasıl hissettiklerini anlarsa öğrenim gelişimleri için yapması gerekenleri
    planlayabilir.
    10 .Öğrenciler konuşmaları dinlerler ve ana dillerine çevirirler. Ana dil bilinmeyen ile bilinen
    arasında köprü kurar. Öğrenciler her şeyi anladıkları sürece emin hissederler.

11. Öğrencilerden tahtayı görebilecekleri şekilde yarı-daire kurmaları istenir. Öğretmen
aktiviteleri en uygun şekilde hazırlamalıdır.
12.Öğretmen öğrencilere not tutma işlemini sonraya bırakmalarını söyler. Öğrenme bir
seferde bir davranış yapılırsa kolaylaşır.
13. Öğretmen cümleleri okuyarak öğrencilerden çevirisini ister. Kimse gönüllü olmazsa kendisi
söyler. Öğrencilerin teşvik edilmesi ve bağımsız hissetmeleri sağlanır. Sessizlik içinde
çabalamalarına da izin verilmez.
14. Öğretmen diyalogu üç defa okur. Öğrenciler rahatlar ve dinlerler. Öğrenciler öğrenmek
için bazen tekrara ihtiyaç duyarlar.
15. Bilgisayar İnsan aktivitesinde öğrenciler telaffuzunu çalışmak istedikleri kelimeyi
söylerler, öğretmen tekrarlar. Öğrenciler pratikte tercihleri olduklarında daha iyi öğrenirler.
Öğrencilerin ihtiyaç duydukları konu üzerine bilgi geliştirirler. Öğrenciler ayrıca kendi
öğrenmelerinin sorumluluklarını da alırlar.
16. Öğrencini, telaffuzunun gerçeğiyle uyup uymadığını görür. Öğrenciler hedef dilde
formlardaki benzerlik ve farklılıkları öğrenirler.
17.Öğrenciler üçerli gruplarla çalışırlar.Grup çalışmasında öğrenciler birbirlerinden de
öğrenirler. Ayrıca sosyallik duygusunu geliştirirler. Yarışma ortamı değil iş-birliği
desteklenmelidir.
18.   Öğrencinin yarattığı cümleyi öğretmen düzelterek tekrar eder. Öğrencinin üretimi
üzerinde öğretmen korkutmadan çalışmalıdır.
19.   Öğrenciler cümlelerini sınıfta okurlar. Öğrenciler arasındaki güven artar ve çekingenlik
azalır.
20.   Öğretmen teybi iki kez daha çalıştırır. Hatırlama yenilik ve alışkanlık arasında yer alır.
21.   Öğrenciler ders hakkında yorum yaparlar. Öğrenciler deneyimleri hakkında fikirlerini
paylaşırlar. Böylece dil hakkında, öğrenimleri hakkında, toplum arasında başkasından bilgi almayı
öğrenirler.
22.   İlk sohbet hakkında diğer aktiviteler yapılır, ardından yeni konunun sohbetine geçilir.
Öğrenciler öğrenmeleri gerekeni kendileri yaratırlar, böylelikle istekleri artar. Yeni konunun özeti
öncelikle öğrenciler tarafından seçilir.
1.”Community Language Learning” metodu kullanan öğretmenin amacı nedir?
Öğrencilerin hedef dili toplum içinde nasıl kullanacaklarını öğrenmeleri amaçtır. Ayrıca
öğrencilerin kendi öğrenimlerinin sorumluluğunu almaları, başkasından nasıl öğrenebileceklerini de
amaçlar. Bütün bunlar öğrencinin duygularını ve fikirlerini eğitiminde kullanıp yeni bir şeyler
öğrenmeye karşı iç-savunma oluşturmamasıyla gerçekleşir.

  1. Öğretmenin rolü nedir? Öğrencilerin rolü nedir?
    Öğretmen danışman rolündedir. Bu onun öğretmediği anlamına gelmez. Öğretmen yetişkin
    öğrencilere yeni bir şeyler öğretmenin zorluğunu bilip ona göre davranır. Başlangıçta öğretmene
    bağımlı olan öğrenciler, öğrendikçe bağımsız olurlar. Bu durum 5 bölümden açıklanır. İlk 3 bölümde
    öğretmen sadece dile yoğunlaşmaz ayrıca öğrencilere öğrenimleri süresince destekte bulunur.
    4.bölümde öğrenciler kendilerine güveni aldıklarında öğretmen doğruluğa daha çok yoğunlaşır. İlk
    3 bölümde doğruluk, akıcılıktan sonra gelirdi. Başa dönüşte 5.bölümde gerçekleşir.
  2. Öğretme-öğrenme sürecinin kendine has özellikleri nelerdir?
    Curran’a göre savunmasız öğrenimin 6 parçası vardır. Birincisi güvenlik. İkincisi hedef dile
    saldırı (aggression) yani öğrenciler aktif olmalı, kendilerini ispat etmek için çaba harcamalılar.
    3.parça ise dikkat. Kolay öğrenme sağlamak için öğretmenin dikkat gerektiren sahaları daraltması
    gerekir. 4.parça yansımadır. 5.parça hatırlama yeteneğidir. Son parça ise ayırma yeteneğidir
    (discrimination), yani hedef dilin yapıları arasındaki farklılıkları kavrayabilme.
  3. Öğretmen-Öğrenci ve Öğrenci-Öğrenci etkileşimi nasıl olmalıdır?
    Öğrenci-öğretmen etkileşimi derse ve zamana göre değişir. Bazı söyleşilerde öğrenciler
    iddialı olabilir. Öğretmen onların kendilerini hedef dilde ifade etmelerini kolaylaştırır.
    Öğrencilerin dairesinden çıkar ve birbirlerini etkilemelerini sağlar. Diğer zamanlarda öğretmen
    görevini ve yönlendirmeyi yapar. İlk zamanlar sınıfı öğretmen planlar ama daha sonralar bunun
    sorumluluğunu öğrenciler almaya başlar. Bu metot öğretmen-öğrenci merkezlidir.
    Öğrenciler arasında sosyal ilişki geliştirmek çok önemlidir. Birbirlerinden öğrenebilir ve
    duygularını geliştirebilirler. Yatış ortamı değil işbirliği ortamı yaratılmalıdır.
  4. Dil ve kültür nasıl görülür?
    Dili öğrenme sürecinde hem öğretmen hem öğrenci çalışır. Önceleri dilin görevleri kişiler
    arasında paylaşılır ama sonradan dil gruptaki her bireyin kendi sorumluluğu olur. Bu şekildeki
    destekleyici öğrenme yönteminde dil ayrıca yaratıcılığın ve eleştirinin gelişmesini de sağlar. Kültür
    de dilin ayrılmaz bir parçasıdır.
    6.Dilin hangi alanları ve özellikleri vurgulanır?
    Önceleri öğrenciler neyi söylemeye ihtiyaç duyarlarsa onu öğrenirler, daha sonra öğrencilerin
    öz güveni sağlandığında öğretmen yazılı materyal veya test kitapları hazırlar. Öğrenilecek kelime
    ve dilbilgisi yapılarını ve telaffuz çalışmalarını öğrenci temin eder. En önemli yetenek hedef dili
    anlama ve konuşmadır daha sonra okuma ve yazma gelir.
    7.Öğrencilerin doğal dilinin rolü nedir?
    Ana dil bilinenden bilinmeyene köprü olur. Öz-güven yeni bilgi öğrenilebildiği sürece güçlenir,
    bunu da ana dil sağlar. Zaman geçtikçe hedef dile yaklaşılır.
    8.Değerlendirme nasıl yapılmalıdır?
    Değerlendirme metodun prensipleriyle paralel olmalıdır. Test yapılabilir ve öğrencilere doğal
    olarak kendilerini hazır hissetmeleri için yeterli zaman verilmelidir. Soru ru-cevap yerine
    paragraf yazma veya sohbet istenebilir.
  5. Öğretmenin öğrenci hatalarına tutumu nasıl olmalıdır?
    Öğretmen hatanın ardından doğrusunu tekrarlar ama hataya fazla odaklanmaz, dikkat
    toplamaz.
    TEKNIKLER :
    Tape Recording Student Conversation : Öğrencilere ne ve ne zaman konuşacaklarının fırsatı
    verilirse öğrenmeleri kolaylaşır. Kayıt bittikten sonra hedef dilde seslerinin nasıl olacağını
    dinlerler. Söylemek istedikleri şeyi kayıt ettirdikleri için dinlemelerindeki dikkat artacaktır. 12
    öğrenciden az olmalıdır. Konuşma boyunca mümkün olduğu kadar söz hakkı gelmelidir.
    Transcription (kopyasını çıkarma) : Öğretmen tahtaya kayıtın kopyasını çıkarır. Öğrenciler
    bunu büyük sayfalara kaydederek sınıfın duvarlarına asılabilir.
    Reflective Listening :Öğrenciler kaydı dinler. Veya öğretmen okuyabilir ve öğrenciler
    sessizce eşlik edebilirler.

SONUÇ :
Community Language Learning Metodu iki cümleyle özetleyecek olursak :
Learning is persons : Öğrenme insan gibidir, gelişimi için güven, destek, duygular ve işbirliği
gerekir.
Learning is dynamic and creative : Öğrenme yaşanılan ve gelişen bir olgudur.
TOTAL PHYSICAL RESPONSE
Tanım : Comprehension (Kavrama) Yaklaşım, dinlemeye verdiği önem açısından Total
Physical Response yaklaşıma yakındır. Diğer metotlar ilk günden itibaren öğrencilerin hedef dilde
konuşmasını savunur. 1960larda yapılan araştırmalar eğitimde önce anlamaya daha sonra üretime
önem verilmesini güçlendirdi. Öğrenci hedef dilin nasıl çalıştığını öğrendikten sonra konuşma
kendiliğinden (spontaneously) gerçekleşecektir. Konuşma kusursuz olmayacaktır ama ana dil gibi
öğrenilecektir. Bebeklerin konuşmasını kimse bekleyemez ama duyduklarını algılamaya çalışırlar,
çocuk hazır olduğunda konuşmaya başlar.
Bu gözlemleri hedef dilde uygulamaya çalışan bazı metotlar vardır :
1) Krashen and Terrell’s Natural Approach : Direct Metot ile ortak yönleri vardır.
Çocukların basit kelime ve iletişim yeteneklerini geliştirmeleri vurgulanır. Öğrenciler
başlarda konuşmazlar, öğretmen ise resimler ve bazen açıklayıcı olmak için ana dilde
kelimeler kullanır. Eğer öğretmen hedef dili, öğrencilerin ustalık düzeyinde
kullanıyorsa dil edinimi doğal olarak gerçekleşir. “Low affective fitler” yaratılarak iyi
sınıf ortamı oluşturulur. Endişe azaltılırsa çocukların kendine güveni artar (boost).
Öğrenciler hedef dilde konuşmayı başbelası olarak görmek yerine hazır olduklarında
konuşma kendiliğinden gerçekleştirilir.
2) Winitz and Reed’s Self-Instructional Program : Bu metotta öğrenciler bir taraftan
resimlere bakarken diğer taraftan teyp kaydından kelime, deyim, cümleler dinlerler.
Resimlerin sağladığı içerik ile ifadelere verilen anlam bağlantılıdır. Öğrenciler
konuşmadan, dinleyerek, anlatılan sözlerden resimleri seçerler.
3) New Lexical Approach : Michael Lewis tarafından geliştirilen bu metot, öğrencinin
üretimi ile daha az, öğrencinin daha fazla bilgiyi algılayabilmesini ise daha çok
önemser. Başlangıçlarda genelde öğretmen konuşur ve öğrencilerden neredeyse hiç
sözel görev istemez. Bunun yerine öğrencilere hedef dilin sözcüksel (lexical) bilgilerini
yükseltici alıştırmalar ve aktiviteler yaptırılır. Ayrıca çocukların multi-words lexical
kalıpları öğrenmeleri de sağlanır.
4) James Asher’s Total Physical Pesponse (TPR) : Comprehension Yaklaşımının
prensiplerinin uygulamaya konmuş halidir. Asher’a göre hedef dili anlamanın en hızlı ve
en az stresli yolu öğretmen tarafından verilen komutları uygulayarak (ana dile çeviri
olmadan) oluşturulur.

Deneyim ve Prensipler :
1) Öğretmen hedef dilde bir emir verir ve öğrenciler ile birlikte gerçekleştirir. Hedef
dilde verilen anlam hareketler ile ifade edilir (convey). Öğrencilerin hafızası cevap
şeklinde harekete geçer. Beynin sözlü olmayan davranışlarını sağ yarı küresi kontrol
ettiğinden dil eğitimi yapıları buraya yönlendirilmelidir. Hedef dil kelime kelime değil
büyük parçalar halinde (chunk) sunulmalıdır.
2) Öğrenciler konuşmaz. Öğrencilerin hedef dili anlaması, onların konuşmasından önce
gelişmelidir.
3) Öğretmen komutları çabukça verir. Öğrenciler bedenlerini hareket ettirerek
başlangıçta dilin bir bölümünü hızlıca (rapidly) öğrenebilir.
4) Öğretmen oturur ve gönüllülere komut verir. Emirler (imperative) öğretmenin öğrenci
davranışlarını yönlendirebileceği güçlü bir araçtır.
5) Öğretmen gönüllülerden sonra diğer öğrencilere komutlar verir. Öğrenciler
hareketleri kendileri yaparken olduğu gibi başkalarının hareketlerini gözlemleyerek de
öğrenebilir.
6) Öğretmen ilk 6 komutun öğrenildiğinden emin olduktan sonra yeni komutlar verir.
Öğrencilerin başardıklarını hissetmeleri çok önemlidir. Başarı hissi ve az endişe
öğrenmeyi kolaylaştırır (facilitate).
7) Öğretmen komutların sırasını değiştirir. Öğrenciler sabit şekilde ezberlememelidir.
8) Öğrenci bir hata yaptığında, öğretmen komutu tekrarlar ve davranışı kendisi yapar.
Düzeltme göze çarpmayan (unobsrusive) bir şekilde gerçekleştirilmeli.
9) Öğretmen çocukların daha önce duymadığı komutlar verir. Öğrenciler hedef dilde
öğelerin birleşmelerinde esneklik geliştirmelidir. Onlar alıştırmalarda kullanılan
cümleleri anlamaktan daha fazlasını öğrenmelidirler. Yenilikler (novelty) ayrıca motive
edicidir.
10)   Öğretmen “sıraya atla” der herkes güler. Öğrenme komik olduğunda daha etkili
olur.
11)   Öğretmen yeni komutları tahtaya yazar. Konuşma dili yazma dilinin üzerine
vurgulanmalıdır.
12)   Bir iki hafta sonra konuşmayan öğrenciler komut verirler. Öğrenciler hazır
olduklarında konuşmaya başlarlar.
13)   Bir öğrenci söyle der : “Shake hand with your neighbor”. Öğrencilerin ilk
başladıklarında konuşmalarında hata yapmaları normaldir. Öğretmen onlara karşı
toleranslı olmalıdır. Dilin ayrıntıları öğrenci usta (proficient) olana kadar sonraya
bırakılmalıdır.

PRENSIPLER HAKKINDA :
1.”TPR” metodu kullanan öğretmenin amacı nedir?
Öğretmen, öğrencilerin yabancı dilde iletişim öğreniminden zevk (enjoy) almalarını ister.
Gerçekte TPR yöntemi stresi azaltmak ve bununla birlikte öğrencilerin çalışmalarına usta
oldukları düzeyin ötesinde devam etmelerini desteklemek amacıyla geliştirilmiştir.

  1. Öğretmenin rolü nedir? Öğrencilerin rolü nedir?
    Başlangıçta (initially) öğretmen bütün öğrenci davranışlarını yönetendir. Başta
    öğrenciler öğretmenin sözel olmayan modelliğinin taklitçileridir (imitator). Genel olarak 10-20
    ders saati sonrasında bazı öğrenciler konuşmaya hazır olacaklardır. Bu noktada öğretmen ile
    öğrenciler arasında rol değişimi (role reversal) olur.
  2. Öğretme-öğrenme sürecinin kendine has özellikleri nelerdir?
    İlk olarak modellik yapılır. Öğretmen birkaç öğrenciye komut verir ve davranışı onlarla
    birlikte kendisi de yapar. Daha sonra öğrenci komut verir ve öğrenciler yalnız davranışı
    gerçekleştirir. Bu noktada öğrenciler anladıklarını gösterme fırsatı bulur.
    Daha sonra öğretmen komut öğelerini tekrar düzenler. Böylelikle öğrenciler daha önce
    görmedikleri yapılar için esneklik geliştirirler. Bu komutlar genelde gülünç (humorous) olur.
    Bazı sözel komutlar öğrenildikten sonra öğrenciler okumayı ve yazmayı öğrenir.
    Öğrenciler konuşmaya hazır olduklarında öğretmen yerine birbirlerine komut verirler. Bu aşamada
    aktiviteler oyunlar ve şakalar (skit) içerir.
  3. Öğretmen-Öğrenci ve Öğrenci-Öğrenci etkileşimi nasıl olmalıdır?
    Öğretmen bütün bir grupla ve öğrencilerle teker teker etkileşim kurar. Başlangıçta bu
    öğretmenin konuşması ve öğrencilerin konuşmadan cevap vermesi halindedir. İleriki seviyelerde
    öğrenciler daha fazla konuşacaklarıdır.
    Öğrenciler birbirlerini izleyerek de öğrenebilirler. Yinede Asher, öğrendiklerini
    yitirmemesi için gözlemcilerin komutları anladıklarını sunmaları gerekir.
  4. Dil ve kültür nasıl görülür?
    Ana dilin edinimi gibi sözel modellik önce gelir. Kültür ise insanların dili doğal olarak
    kullanacaklar bir yaşam biçimidir.
    6.Dilin hangi alanları ve özellikleri vurgulanır?
    Dilin bölümlerinden kemle bilgisi ve grammar yapıları önemsenir. Bunlar emirler halinde
    verilir. Emirler basit kelimeler veya bileşik kelimler halinde verilebilir. Emir kalıplarının
    kullanılmasının nedeni ana dil öğreniminde aynı durumun sık sık (frequency) oluşmasıdır.
    Söyleneni anlamak, söylemekten önce gelmelidir. Konuşma dili yazılı dilden daha çok
    vurgulanır. Öğrenciler ilk 10 saatte davranışını yaptıkları komutları okumayı öğrenemezler.
    7.Öğrencilerin doğal dilinin rolü nedir?
    TPR yöntemi öğrencilerin ana dilinde tanıtılır. Tanıtımdan sonra ana dil nadiren kullanılır.
    Anlam vücut hareketleriyle bağlantılı olarak doğrulanır.
    8.Değerlendirme nasıl yapılmalıdır?
    Öğretmenler öğrenci davranışlarını inceleyerek anlayıp anlamadıklarını hemen fark
    edeceklerdir. Resmi değerlendirme öğretmenin öğrencilere komutlar vermesiyle
    gerçekleştirilebilir. Öğrenciler öğrendikçe skeç performansları ile de değerlendirme yapılabilir.
  5. Öğretmenin öğrenci hatalarına tutumu nasıl olmalıdır?
    Öğrencilerin ilk konuşmaya başlamalarıyla hatalar yapmaları doğaldır. Öğretmen
    tolerans göstermeli ve sadece ana hataları düzeltmelidir. Bu hatalar göze batmadan düzeltilir.
    Çocukların yeteneği arttıkça daha küçük hatalara dikkat gösterilir.

,

TEKNIKLER :
Using Commands to Direct Behavior :
Komutların kullanılması TPR metodunda ana yöntemdir. Öğretmen derste zaman
kaybetmemek amacıyla dersten önce hangi komutları vereceğini hazırlamalıdır. Öğrencilerin
komutlara davranışla karşılık vermeleri öğrenip öğrenmediklerini gösterir.
Öğretmen daha sonra komutların sırasını değiştirmelidir. Böylelikle öğrenciler komut
sırasını ezberlememiş olur. Öğrencilere başaracakları hissettirilmelidir. Bu nedenle öğretmen yeni
komutları hemen vermemelidir. Öğretmenin bir seferde üç komut vermesi önerilir.
Dilin ne kadarlık kısmı bu şekilde komutlarla öğretilebilir? sorusuna Asher, bütün
grammar türleri komutlar yardımıyla öğretilebilir cevabını verir (Class, if Ingrid walked to the
blackboard, stand up).
Role Reversal :
Öğrenciler diğer arkadaşlarına ve öğretmene komutlar verebilir. Asher’a göre
öğrenciler 10-20 dersin ardından konuşmak isteyeceklerdir. Öğrenciler hazır olmadan konuşmaları
için cesaretlendirilmemelidir.
Action Sequence :
Öğretmen birbiriyle alakalı birçok sıralı komut verebilir. Öğrenci öğrendikçe bu tür
komutlar arttırılır. Bu tür birbirini izleyen komutlar “action sequence/operation” olarak
adlandırılır. Örneğin :
Take out a pen. Seal the envelope.
Take out a piece of paper. Write the address on the envelope.
Write a letter. Put a stamp on the envelope.
Fold the letter. Mail the letter.
Put it in an envelope.

COMMUNICATIVE LANGUAGE TEACHING
Tanım :
Şu ana kadar öğrenilen metotların çoğunda öğrenciler için amaç, hedef dilde duygularını
serbestçe ifade edebilmekti. 1970lerde bazı eğitimciler şu soruya cevap aramıştır : Derste
öğrenci doğru olarak cümle üretebiliyorsa sınıf dışındaki hedef dilde iletişim kurması
gerektiğinde aynı başarıyı gösterebilecek midir? Buna göre dil öğrenmek sadece dilsel yapıları
öğrenmek değildir. Öğrenciler kuralları biliyor olabilir ama uygulayamazlar (Widdowson-1978).
Sosyal bir içerikle karşımıza çıkan söz verme, davet etme, daveti reddetme gibi durumları iletişim
kurabilmek için öğrenci yaratabilmeli ve cevaplandırabilmelidir (Wilkins-1976). Kısaca dilsel
yeterlilik (linguistic competence) kadar konuşma yeterliliği de (communicative competence)
gereklidir. Yani ne zaman kime nasıl sözleneceği bilinmelidir (Hymes-1971). Communicative
Language Teaching yaklaşımı iletişim yeterliliğini dil öğreniminde amaç yapar ve dil ve iletişimde
özgür hissetmenin bilgisini verir.

Gözlem ve Prensipler :

  1. Öğretmen güncel bir gazetenin spor haberinin kopyasını öğrencilere dağıtır
    (distribute). Mümkün olduğu zaman güvenilir dil (authentic language)yani gerçek durumları anlatan
    dil kullanılmalıdır.
  2. Öğretmen, öğrencilerden spor yazarının tahminlerinin altlarını çizmelerini ister.
    Ayrıca hangi tahminlerinde yazar daha emin olup olmadığı da söylenir. Konuşmacının veya yazarın
    niyetini düşünebilmek iletişim için yeterli olmanın bir parçasıdır.
  3. Öğretmen öğrencilere hedef dilde aktivitenin talimatlarını verir. Hedef dil sadece
    çalışma nesneleri için değil sınıf içersindeki iletişim içinde araç olmalıdır.
  4. Öğrenciler farklı kelimeler kullanarak yazarın tahminlerini ifade etmeye çalışır
    (state). Bir fonksiyonun birden fazla dilsel formu olabilir. Dilin kullanımı vurgulanırken birçok
    dilsel form birlikte sunulur. Vurgulama dil formlarında değil iletişimin gelişimindedir.
  5. Öğrenciler gazete haberindeki cümleleri düzene sokarlar (unscramble). Karşılıklı
    konuşma halinde veya “suprasentential” cümle üzerinde konuşarak öğrenciler dil üzerinde çalışır.
    Öğrenciler cümleleri birbirine bağlayan nitelikleri anlamak için uygunluk (coherence) ve birleşme
    (cohesion) hakkında öğrenmelidirler.
  6. Öğrenciler bir dil oyunu oynarlar. Oyunlar önemlidir çünkü gerçek iletişim durumları
    ile ortak nitelikler taşırlar. Dahası, iletişimi iyi kurup kuramasa bile konuşmacı dinleyiciden geri
    bildirim (feedback) alır. Böylece anlamı müzakere edebilirler. Çocukların küçük gruplarda
    çalışmaları sağlanırsa müzakere süresince daha fazla söz alırlar.
  7. Öğrencilere tahminler hakkında neler hissettikleri sorulur. Öğrencilere fikirlerini
    sunmaları için fırsat verilmelidir.
  8. Bir öğrenci hata yapar, Öğretmen ve diğer öğrenciler bunu önemsemez. Hatalara
    tolerans gösterilir ve iletişim yeteneklerinin gelişiminin doğal sonucu olarak görülür. Öğretmen
    hatayı düzeltmez ama not eder, daha sonra o konuya deyinecektir.
  9. Öğretmen öğrenci gruplarını bir hikaye verir ve rolünü oynamalarını ister. Öğretmenin
    ana sorumluluklarından biri ise iletişimi ilerletmeye yönelik uygun durumlar hazırlamaktır.
    10.   Öğrenciler bir partnerle çalışarak bir sonraki resmin neye benzeyeceğini tahmin
    etmeye çalışırlar. Konuşarak iletişim öğrenciler arasındaki iş birliğini destekler. Öğrenciye anlamı
    tartışma fırsatı verir.
    11.   Öğrenciler bir oyunda rol alırlar. Aynı şirketin işçileri olduklarını hayal ederler.
    “Communicative” durumun sosyal içeriği, ifadelere anlam vermek açısından önemlidir.
    12.   Öğretmen öğrencilere, onlardan birinin patron rolünde olduğunu hatırlatır. Ve işçi
    öğrenciler onunla konuşurken onun patron olduğunu hatırlamalıdır. Dil formlarını uygun bir şekilde
    (appropriately) kullanmak iletişimdeki yeterliliğin önemli bir bölümüdür.
    13.   Öğretmen grupları dolaşır, öğütler verir ve soruları cevaplar. Öğretmen iletişim
    aktiviteleri yaratır ve bu süreç boyunca öğüt veren olur.
    14.   Öğrenciler meslektaşlarına, tahmini ifade edecek alternatif formlar önerir.
    İletişimde konuşmacı sadece ne söyleyeceğini değil ayrıca nasıl söyleyeceğini de seçmelidir.
    15.   Rol oynama bittikten sonra öğrenciler uygun kelime bilgisini sağlar. Öğrenciler,
    başkasıyla konuşma (interlocutor) rollerinden, durumsal içerikten sonra grammar ve kelime
    bilgisini alırlar.
    16.   Ödev olarak, öğrenciler bir radyo veya televizyondan müzakere (debate)
    dinleyeceklerdir. Öğrencilere hakiki (authentic) iletişimde kullanılan dili dinleme fırsatı
    verilmelidir. Böylelikle anlayış düzeylerini geliştirici stratejileri kendiliğinden yetiştireceklerdir.

PRENSIPLER HAKKINDA :
1.”CLT” metodu kullanan öğretmenin amacı nedir?
Hedef dilde iletişimi sağlamak amaçtır. Bunu yapması için öğrencinin dilsel formlara,
anlamlara ve fonksiyonlara ihtiyacı vardır. Bir vazifeyi oluşturabilmek için farklı birçok form
kullanmayı ve basit bir formu ise birçok vazifede kullanmayı bilmeliler. Role ve sosyal içeriğe göre
bu formlardan uygun olanı seçebilmeliler. Ayrıca öğrenciler anlamları birbirleriyle müzakere
edebilmeyi başarmalılar. İletişim bir gelişim sürecidir. Sadece dil formlarının bilgisi yeterli olmaz.

  1. Öğretmenin rolü nedir? Öğrencilerin rolü nedir?
    Öğretmen sınıfta iletişimi düzenler. Bu süreçte öğretmenin ana sorumluluklarından biri
    iletişimi destekleyen aktiviteler yaratmaktır. Bu aktiviteler sürecinde öğrencilere öğüt verir,
    sorularını cevaplar ve performanslarını gözlemler. Hataları not eder ve sonra daha doğruluğun
    esas alındığı aktivitelerde bunlara değinir. Diğer zamanlarda ise öğrenciler arasında söyleşi
    ortamları yaratır.
    Öğrenciler iletişim kuranlardır. Anlamı müzakere etmekle meşgul olurlar (negotiate
    meaning). Bunu yaparken hedef dildeki bilgileri yeterli olmasa bile kendisini ifade etmeyi ve
    diğerlerini anlamayı denerler.
    Ayrıca öğretmen CLT metodunda, öğretmen merkezli metotlara göre daha az yöneten
    konumundadır. Öğrenciler kendi öğrenmeleri için daha sorumlu durumdadır.
  2. Öğretme-öğrenme sürecinin kendine has özellikleri nelerdir?
    CLT yönteminin en belirgin özelliği yapılan her şey söyleşi (communicative) maksatlı
    yapılır. Öğrenciler oyunlar, roller, problem-çözme görevleri şeklinde çeşitli aktiviteler ile dili
    iletişim halinde kullanılırlar.
    Morrow’a göre iletişimi sağlayıcı aktiviteler 3 özelliği paylaşır : information gap, choice,
    feedback.
    Information Gap (bilgi ayrılığı) : İki kişiden birinin bildiği bir bilgiyi diğerinin farklı
    bilmesidir. Aynı şekilde bilinen veri üzerine fikir mücadelesi yapılamaz.
    İletişimde konuşmacı neyi nasıl söyleyeceğini seçer. Eğer konu dar çaptaysa öğrenci bir
    yolla tercih yapmadan konuşuyorsa bu değişim (Exchange) içermez ve bu nedenle “communicative”
    özellik taşımaz.
    Amaç edilen iletişime göre, konuşmacı dinleyiciden aldığı bilgiye bağlı olarak maksadına
    ulaşıp ulaşmadığını değerlendirir. Eğer dinleyici bir çeşit geri bildirim (feedbeck) ile
    konuşmayıcıyı beslemez ise gerçek münakaşa yaratılamaz. CLT yönteminin diğer bir özelliği
    gerçek (authentic) materyal kullanılmasıdır. Böylece öğrenciler kullanıldığı gibi dili anlama
    stratejileri geliştirirler. Son olarak ta bu yöntem küçük gruplarda uygulanır. Böylelikle kıza
    zamanda öğrencilere daha çok söz hakkı doğar.
  3. Öğretmen-Öğrenci ve Öğrenci-Öğrenci etkileşimi nasıl olmalıdır?
    Dilsel doğruluk ile ilgili bir konuda çalışırken öğretmen dersin bir bölümünde anlatım
    yapabilir. Diğer zamanlar öğretmen sadece aktivitelerin düzenleyicisidir. Her zaman öğretmen
    öğrencilerle etkileşim kurmaz. Öğretmen daha çok öğrenciler arasında etkileşim sağlayıcı
    aktiviteler düzenler ve etkileşime yardımcı olandır.
    Ana etkileşim öğrenci-öğrenci merkezlidir. Bunu aktivitelerde çift, üçlü, küçük gruplar
    ve tüm sınıf olarak sağlayabilirler.
  4. Dil ve kültür nasıl görülür?
    Dil iletişim içindir. Dilsel yeterlilik yani formların ve anlamlarının bilgisi bu iletişim
    yeterliliğinin sadece bir bölümüdür. Diğer bir bölümü ise dilin ulaşmak için kullanıldığı fonksiyonlar
    bilgisidir. Birçok form basit bir görevi sunmak için kullanılabilir :
    It may rain. – Perhaps it will rain.

Diğer yönden, basit bir form birçok görev içinde kullanılabilir. (may : permission,
prediction).
Öğrenicler form ve anlamlarının bilgisine ve fonksiyonların bilgisine sahip olmalıdır.
Anlamı uygun olarak verebilmeleri için de sosyal duruma uyum sağlayacak şekilde bu bilgiyi
kullanabilmelilerdir. Örneğin “May I have a piece of fruit?” ifadesi eğer dinleyici ile konuşmacı
aynı sosyal eşitlikteyse veya resmi olmayan bir durumda “Can I have a piece of fruit?” şeklinde
kullanılabilir.
Kültür ise dili kullanan insanların günlük yaşam tarzlarıdır. Örneğin sözel olmayan
davranışların kullanımı iletişimde önemli özelliklere sahiptir.
6.Dilin hangi alanları ve özellikleri vurgulanır?
Dilin görevleri formlarından önce gelir. Genel olarak “functional syllabus” kullanılır. Her
görevde birçok form tanıtılır. Formlar öğrenciler tecrübe kazandıkça karmaşık hale gelir.
Öğrenciler dil ile karşılıklı konuşma (discourse) veya “suprasentential (anlamınötesinde)”
şeklinde çalışır. Dahası formlardaki birleşme ve uygunluk hakkında da öğrenirler. Okuma, yazma,
konuşma, dinleme olmak üzere dilin dört yeteneği de başlangıçta öğrenilir.
7.Öğrencilerin doğal dilinin rolü nedir?
Ana dilin kullanımına tedbirli bir şekilde izin verilir. Eğer mümkünse hedef dil
aktivitelerde olduğu gibi açıklamalarda da kullanılmalıdır. Öğrenciler sınıf yönetimi
değişimlerinden de öğrenir. Ayrıca hedef dilin sadece çalışılacak bir şey olmadığını iletişim için
bir araç olduğunu fark ederler.
8.Değerlendirme nasıl yapılmalıdır?
Öğretmen sadece öğrenci ifadelerinin doğruluğunu değil akıcılığını da değerlendirir.
Kelime bilgisi ve grammar yapılarını kontrolü kusursuz olan öğrenci her zaman çok iyi iletişim
kuramayabilir. Öğrencilerin aktivitelerdeki rollerinden değerlendirme yapılabilir. Gerçek iletişim
görevinin verildiği bir “integrative” test kullanılabilir. Örneğin yazma yeteneklerinin testi için
öğrencilerden arkadaşlarına mektup yazmaları istenebilir.

  1. Öğretmenin öğrenci hatalarına tutumu nasıl olmalıdır?
    İletişimdeki akıcılık ile ilgili aktivitelerde hatalar öğretmen tarafından not edilip
    sonraya bırakılır. Hatalar iletişimdeki gelişmenin doğal sonuçları olarak görülür. Öğrencilerin
    dilsel bilgisi sınırlı olsa bile başarılı iletişim kurabilirler.
    TEKNIKLER :
    Authentic Materials :
    Öğrenci bazen sınıfta öğrendiklerini dış dünyada uygulayamaz. Bunu yenmek için
    öğrenciler, hedef dilin ana dil kullanıcıları gibi dilin kullanımını sağlayan aktivitelerde gerçek
    konular kullanırlar. Bu güncel bir gazete yazısı olabilir. Bu birinci sınıflarda hava durumu tahmini,
    mönüler veya zaman tabloları gibi materyaller konuyu basitleştirerek uygulanabilir.
    Scrambled Sentences :
    Öğrencilere cümleleri karıştırılmış bir pasaj verilir. Bu daha önce çalıştıkları bir pasaj
    olabilir. Cümleleri orijinal sırasına sokmaları istenir. Bu deneyim öğrencilere dilin özelliklerinde
    uyumu ve birleştirmeyi öğretir.
    Language Games :
    Oyunlar CLT yaklaşımında sık sık (frequently) kullanılır. Öğrenciler oyunları eğlenceli
    bulur. İyi organize edildiklerinde değerli müzakere pratiği oluştururlar. Morrow’un iletişim
    aktivitelerinin üç özelliği bir çeşit kart oyununda bulunmaktadır : Information gap bulunmaktadır
    çünkü konuşmacı partnerinin gelecek hafta ne yapacağını bilemez. Konuşmacı bir tercih yapacak
    ve bu tercihin nasıl (hangi forma) olacağını seçecek. Konuşmacı grubun üyelerinden feedback alır.
    Eğer tahmin anlaşılmaz ise grupta kimse cevap vermeyecektir. Eğer cevap alınırsa konuşmacı
    tahmininin anlaşıldığını düşünebilir.

Picture Strip Story :
Resim kartlı hikayelerle birçok aktivite yapılabilir. Öğrencilerden birine kartlar verilir
ve öğrenci kartlardan ilkini arkadaşlarına gösterir. Onlara ikinci resmin neye benzeyeceğini sorar.
Burada “information gap” vardır çünkü gruptaki öğrenciler resmin içeriğini bilmezler.
Tahminlerinin ne olacağını ve nasıl olacağını seçerler. Daha sonra resmi görerek öğrenciler,
tahminleriyle resmi karşılaştırarak tahminin formundan değil ama içeriğinden feedback alırlar.
Sorun-Çözme ödevleri CLT ile güzel çalışır çünkü iletişimin üç özelliğini taşırlar.
Öğrenciler bilgilerini kullanarak birlikte bir çözüme ulaşırlar. Öğrenciler anlamı müzakere etme
(negotiate) fırsatı bulurlar.
Role Play :
Rol alma aktiviteleri Desuggestopedia yaklaşımında da vardır. CLT yönteminde roller
önemlidir çünkü öğrenciye farklı sosyal içeriklerde farklı sosyal rollerde bulunma fırsatı verir. Rol
alma aktivitesi iki türde düzenlenebilir. Very Structured : Öğretmen öğrencilere kim olduklarını
ve ne söyleyeceklerini anlatır. Less Structured : Öğretmen öğrencilere kim olduklarını, durumu,
ne hakkında konuşacaklarını söyler ama ne söyleyeceğini öğrenci seçer. Öğrenciye tercih
fırsatları verilir. Rol aktiviteleri ayrıca “information gaps ve feedback” sağlar.

CONTENT-BASED INSTRUCTION (içerik merkezlidir)
(pilot ile bilgisayarcının kullandıkları dilin içeriğinin farklılığı gibi)
**iletişim merkezlidir
**functions yerine linguistic contente önem verilir
** İngilizce kullanmayı öğrenmekden ziyade,İngilizceyi öğrenmek için kullanma vurgulanır!!!!
**öğrencinin contenti bilmesi yeterlidir,öğretmen yardımcı durumundadır
**içeriği anlamak amaçlı “guessing game “ yaptırılır
**kelime öğrenimini desteklemek amaçlı cloze passage kullanılır
PRINCIPLES
1)dersin içeriği dil öğretim amaçları için kullanılır
2)yeni bilgi;geçmiş bilginin üzerine kurulmaya çalışılır
3)konuyu algılama motivasyonu artırır
4)öğretmenelr;lingusitic içeriği yapılaştırırlar(scaffolding)öğrencinin sölemek istediği şeye
yardımcı olurlar
5)dil;öğrenilen bilgiyi pekiştirici ortam bulunduğunda(watching video …. Gibi) daha etkili öğrenilir
6)authentic materyallerle çalışıldığında,öğrenci desteğe ihtiyaç duyar.öğretmen ilk önce alıştırma
-örnek-kavrama çalışmaları sunmalıdır
7)anlamı ifade etmeye yardımcı genel ipuçları olduğunda kelimeler daha kolay öğrenilir
8)öğrenciler dille;kavama çabası,authentic materyal ve taskların içeriği ile anlamlı
Şekilde çalışırlar

9)iletişimsel yeterlilik;dili konuşmak için kullanmadan fazlasını içerir.iletişimsel yeterlilik aynı
zamanda;okuma-tartışma-yazma…. Gibi becerileride içermelidir
3 TANE CONTENT-BASED MODELİ VARDIR
1)SECOND LANGUAGE IMMERSION:öğrenciler non-native’dır. Akademik konular dil yardımı ile
öğrenilir.
2)ADJUNCT MODEL:öğrenciler non-native’dır. İçerik ve dil talimatlarının bütünleştirildiği
modeldir.
Öğrenciler düzenli bi akademik kursa üyedir
Akademik ders öğretmeni(content teacher) ve dil ders öğretmeni(language teacher) olmak üzere
iki öğretmen vardır
3)SHELTERED-LANGUAGE INSTRUCTION:öğrenciler native ve non-native’dir.
Amaç;non-native öğrencileri native öğrenciler ile aynı yeterlilik (proficiency) boyutuna
getirmekdir
Öğrenciler bu metodla,belli bir dil seviyesine ulaşana kadar akademic çalışmalarını ertelemek
zorunda değildir
COMPETENCY-BASED INSTRUCTION yetişkin göçmenler için uygundur. Öğrencilere ikinci
dillerini geliştirme fırsatının yanında,önemli “LİFE-COPİNG” yada “SURVİVAL”
becerileride(telde konuşma ,iş başvurusu gibi…) geliştirme fırsatı sunar.
WHOLE LANGUAGE APPROACH non-nativelerle kullanılır
top-down:öğrenci ilk önce contexti genel olarak anlar daha sonra linguistic formlara geçilir.
-hatalar öğrenmenin parçası olarak kabul edilir
-inductive öğrenme vardır
-iletişim formlardan daha önemlidir ve bunun yanında yazma-okuma öğrenimi destekler
-dil öğrenimi sosyal yapıalr içinde gerçeklerşir
-öğretmen-öğrenci,öğrenci-öğrenci arasında işbirliği(collaboration/cooperative) vardır
-dictation vardır(öğretmen öğrenciye journal yazdırır ve yazısına cevap verir ama hataları
düzeltmez.
iki, çeşit yazma tekniği vardır:
1)process writing
2)journal keeping

product-oriented:öğretmen öğrencilerin yazılarını toplar ve değerlendirir.
process-oriented:öğrenci brainstorming yapar,paylaşır,feedback çıkarır.
TASK-BASED INSTRUCTION(iş-görev merkezli)
*content-based de olduğu gibi, task-basede de amaç; dil kullanımı için öğrencilere doğal
contextler sağlamaktır
*tam bir konu üzerinde çalışmak,ETKİLEŞİM için birçok fayda sağlar ki bu etkileşim dil edinimini
kolaylaştırır
*öğrenciler ders esnasında verilen görevlerle bilgilerini
paylaşırlar(cooperation,sharing,interaction)
*konuşma(conversation) önemlidir
*feedback çıkarılır
*CLT ye çok benzer fakat tek fark; CLT de öğrenci:çıkarım yapmaya,iletişimsel fonksiyonlara
yönlendirilir,TASK-BASED de dilin özel kalıp-yapılarına yönlendirme yoktur. Öğretmen anlamı
netleştirmek için “linguistic forms” kullanır

PRINCIPLES
1)sınıf etkinlikleri;algılama merkezli ve net çıkarım sağlarlar
2)whole-class interactiondaki gibi ; önce öğretmen sorar öğrenci cevaplar; sonra bu durum
geliştirilir
3)öğretmen anlamayı kolaylaştırmak için, küçük formlar halinde sunum yapar,bu durum öğrenci
yeterli seviyeye gelene kadar devam eder
4)öğretmen öğrencinin ilerleleme sürecini sürekli inceler bu sayede öğrencinin
istekliliğini(readiness) ve konuyla ilgisini(relevance) saptar
5)öğretmen dili bilinçli kolaylaştırmaz, kavramak için ne gerekiyosa onu sunar
6)öğretmen öğrencinin sölediğini değiştirerek yada düzelterek doğru formda yeniden söler
7)JIGSAW TASK(yapboz oyunu): parçayı küçük formlar halinde dinleyip onları bütünleştirme,
öğrencilere hem “authentic speaking-listening” hemde “comprehension-speaking skills”
geliştirmelerini sağlar
8)öğrenciler başarılarını gösteren “feedback “alırlar
9)”authentic ve meaningfull interaction “ şansı sağlayan; taskı düzenleme-yazma etkinlikleri
yapılır

PRABHU’nın TASK ÇEŞİTLERİ
1)INFORMATION-GAP ACTIVITY: bir taskı tamamlamak için katılımcılar arasında bilgi dğiş-
tokuşu olur
2)OPINION-GAP ACTIVITY:öğrenciler taskı tamamlamak için; kişisel tercih-duygu-görüşlerini
sunarlar
3)REASONING-GAP ACTIVITY:öğrenciler verilmiş olan bilgilerden,yeni bilgi çıkarımlarında
bulunurlar

LONG AND CROOKES un TASK ÇEŞİTLERİ
1)Procedural
2)dil öğrenimi;iletişimsel etkileşimle olur
3)öğrencinin dikkatini dilin formlarına çekmek için anlamlı etkileşim sağlamaktır

PROJECT WORK:real-word dil kullanımı ile ilgilidir; fakat dikkate verdiği önemle diğerlerinden
ayrılır.
Project workda 3 aşama vardır
FIRST STAGE: öğrenci sınıfla çalışır,plan yapar,öğretmenle işbirliği içindedir, dilin özel yanarlı
ve içeriği kavramayı destekler
SECOND STAGE:sınıf dışı etkinlik içerir ve gerekli bilgilerin toplanmasını kapsar. Bu aşamada;
öğrenci 4 beceriyide kullanır
THIRD STAGE:öğrenci projesini gözden geçirir, kendi çalışmasını denetleyip öğretmenden
performansı için “feedback “ alır

  • öğretmen 3 aşamada da; counselor / consultant durumundadır.
    Learning Strategy Training
    LEARNING STRATEGY TRAINING
    THE GOALS OF TEACHERS: To make language learners aware of their own potential on
    learning something and teach them strategies.
    THE ROLES OF THE TEACHERS: The teacher models the use of the strategy using a think-
    aloud demonstration

THE ROLES OF THE STUDENTS: Learners evaluate their own success in learning strategies
and they modify the strategy to meet their own learning needs.
THE CHARACTERISTICS OF THE TEACHING/LEARNING PROCESS: Discovering effective
ways of learning
THE NATURE OF STUDENT-TEACHER/STUDENT-STUDENT INTERACTION: Both types
of interaction are observed.
THE FEELINGS OF THE STUDENTS DEALT WITH: Considered important
THE VIEWS OF LANGUAGE AND CULTURE: Language is part of its culture.
THE LANGUAGE AREAS: Grammatical (linguistic) and functional properties.
THE LANGUAGE SKILLS: All skills are considered significant.
THE ROLE OF THE STUDENTS’ NATIVE LANGUAGE : There is no need to use the native
language.

EVALUATION: Self-assessment is believed to be contributive to language learning
ERROR CORRECTION: No specific error correction is observed.
THE TECHNIQUES: Through modeling ,asking questions, guessing games.

COOPERATIVE LEARNING
Cooperative veya collaborative learning temel olarak öğrencilerin grup içinde birbirlerinden
öğrenmelerine dayanır. Fakat cooperative learningi farklı kılan grubun şekli değildir, öğretmen ve
öğrencilerin birlikte çalıştıkları yol önemlidir. Learning strateje training de gördük; öğretmen
öğrenciye etkili öğrenmeyi öğretiyordu. Cooperative learningde öğrencilerin birlikte daha etkili
çalışabilmeleri için collaborative ve sosyal becerileri öğretiyor. Gerçekten cooperation sadece bir
öğrenme yolu değil aynı zamanda iletişim kurmak ve çalışmak için bir konudur. Şimdi bunun nasıl
uygulandığına bakalım.

Happy
Happy
0
Sad
Sad
0
Excited
Excited
0
Sleepy
Sleepy
0
Angry
Angry
0
Surprise
Surprise
0

Average Rating

5 Star
0%
4 Star
0%
3 Star
0%
2 Star
0%
1 Star
0%

Bir Cevap Yazın