1.9 TDE Roman Ünitesi Telafi
ROMAN
Olmuş ya da olması mümkün olayları kişi, yer, zaman bağlamında anlatan, hikâyeye göre daha uzun, anlatmaya dayalı edebi bir türdür.
Özellikleri:
Roman olay örgüsü, kişiler, yer ve zaman ögelerinden oluşur.
Öyküden farklı olarak romanlarda bu öğeler daha ayrıntılı daha kapsamlı bir biçimde ele alınır.
Romanda, kahraman, mekân ve olaylar daha çok ve çeşitlidir.
Romanlarda birden çok anlatıcı ve bakış açısı görülebilir.
Romanlarda betimlemelerin yanı sıra ruhsal çözümlemelere de sıkça yer verilir.
Romanda betimlemelere ve psikolojik tahlillere öyküden daha geniş yer verilir.
Romanda olaylar, roman kahramanlarının karakter özelliklerinden doğar.
Romanların olay örgüleri olaylar arasındaki nedensonuç ilişkilerinden doğar.
Romanlar işlediği konulara göre; sosyal roman, serüven (macera) romanı, tarihi roman, egzotik roman, psikolojik roman (tahlil romanı), polisiye, biyografik ve
otobiyografik roman gibi türlere ayrılır.
KISACA ROMAN
a. Uzun b. düzyazı (nesir)
c. olaya ve anlatmaya dayalı ç. Kurmaca gerçeklik
➤Roman türünün ilk örneği İspanyol yazar Cervantes’in Don
Kişot adlı eseridir. (17.yy)
➤Türk edebiyatında ise ilk yerli roman Sami Paşazade
Sezai’nin Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat’tır.
· Roman Türleri
Sosyal roman: Ekonomik bunalımlar, sınıfsal
çelişkiler, rejim değişiklikleri, köyden kente göç gibi toplumsal
sorunları konu edinen romanlardır: Sefiller (Victor Hugo),
Sergüzeşt (Sami Paşazade Sezai), Felatun Bey’le Rakım
Efendi (Ahmet Mithat Efendi), Araba Sevdası (Recaizade
Mahmut Ekrem)
Macera (Serüven) romanları: Kahramanın başından
geçen hareketli maceralı olayları anlatan romanlardır. Merak
ögesi romana hakimdir: Üç Silahşorler / Monte Kristo Kontu
(Aleksandre Dumas), Hasan Mellah/ Dünyaya İkinci Geliş
(Ahmet Mithat Efendi)
Tarihî roman: Tarihî dönem, olay ve kişileri konu
edinen romanlardır: Notre Dame’ın Kamburu (Victor Hugo),
Cezmi (İlk tarihî roman, Namık Kemal), Devlet Ana (Kemal
Tahir), Osmancık (Tarık Buğra)
Psikolojik roman (Tahlil Romanı): Roman kahramanlarının psikolojisini tahlillerle anlatan romanlardır: La
Princesse De Cleves (Madame De Le Fayetteîn yazdığı
dünyanın ilk psikolojik roman örneğidir.), Eylül (Mehmet
Rauf), Dokuzuncu Hariciye Koğuşu (Peyami Safa)
Bilim Kurgu romanı: Gelecekte olabilecek olayları
bilimsel bir yaklaşımla, hayal gücünü de kullanarak anlatan
romandır. (Ben Robot-Isaac Asimov, Cesur Yeni Dünya –
Aldous Huxley, 1984 – George Orwell)
Fantastik roman: Gerçeküstü olay, kişi ve yerleri
konu alan romanlardır.
Polisiye roman: Polisiye olayların konu edildiği;
aksiyon, gizem, heyecan, korku vb. ögeler içeren roman
türüdür. (Sherlock Holmes-Sir Arthur Conan Doyle, Esrar-ı
Cinayât (Ahmet Mithat Efendi, İlk Türk polisiye romanı)
Cingöz Recai (Server Bedii takma adıyla Peyami Safa), Mike
Hammer (Mickey Spillane’in bu romanının yerli versiyonlarını
Kemal Tahir kaleme almıştır.))
Egzotik roman: Başka ülkelerin doğasını ve
insanlarını anlatan romanlardır: Nilgün (Refik Halit Karay),
İzlanda Balıkçısı (Pier Loti)
Tezli roman: Toplumsal ya da siyasal bir sorunu
konu edinen, bir tez (ileri sürülerek savunulan görüş, iddia)
içeren roman türüdür. (Yaban- Yakup Kadri)
Biyografik Roman: Topluma mal olmuş bir kişinin
yaşamını, yaptıklarını yaşadığı döneme katkılarını anlatan
romanlardır: Bir Bilim Adamının Romanı (Oğuz Atay)
Otobiyografik Roman: Yazarın kendi hayatını konu
edindiği romanlardır: Tom Savvyer’in Maceraları (Mark
Twain), Baba Evi/Avare Yıllar (Orhan Kemal), Dokuzuncu
Hariciye Koğuşu (Peyami Safa, psikolojik ve otobiyografik
özellikler gösterir.
Yansıttıkları Edebî Akımlara Göre Romanlar
Romanlar, yansıttıkları edebî akımlara göre de
sınıflandırılabilir. Edebî akımlar konusu üst sınıflarda
işlenecektir.
TÜRK EDEBİYATI’NDA ROMAN TÜRÜ ve İLK’LER
· Türk edebiyatında roman türündeki ilk örnekler Tanzimat
Dönemi’nde verilmeye başlamıştır (19.yy) Roman türü önce
Batı edebiyatından çevirilerle edebiyatımıza girmiştir, daha
sonra ilk yerli örnekler verilmiştir.
· İlk çeviri roman: Yusuf Kâmil Paşa’nın Fenelon’dan
çevirdiği Telemak
· İlk yerli roman: Şemsettin Sami’nin yazdığı Taaşşuk-ı Talât
ve Fitnat
· İlk edebî roman: Namık Kemal’in yazdığı İntibah
· İlk tarihî roman: Namık Kemal’in yazdığı Cezmi
· İlk köy romanı: Nabizade Nazım’ın yazdığı Karabibik
· Romantizmden realizme geçişin ilk örneği: Sami Paşazade
Sezai’nin yazdığı Sergüzeşt
· İlk realist roman: Recaizade Mahmut Ekrem’in yazdığı
Araba Sevdası
· İlk psikolojik roman denemesi ve ilk tezli roman: Nabizade
Nazım’ın yazdığı Zehra romanıdır.
· İlk polisiye roman: Ahmet Mithat Efendi-Esrâr-ı Cinayet
· İlk post-modern roman: Oğuz Atay-Tutunamayanlar
· Türk edebiyatında roman türündeki asıl büyük
gelişmeler Servetifünun, Millî Edebiyat ve Cumhuriyet
Dönemi Türk Edebiyatı’nda olmuştur. Servet-ifünun
yazarı Halit Ziya Uşaklıgil Batılı roman tekniğine uygun
olarak kaleme aldığı Mai ve Siyah, Aşk-ı Memnu gibi
romanlarıyla modern Türk romancılığının temellerini atmıştır.
Romanın Yapı Unsurları
Bir romanın temelini oluşturan yapı unsurları şunlardır:
a) Olay Örgüsü: Romanların merkezinde bir olay yer
almaktadır. Aslında tek bir olay etrafında birbirine bağlanan
birçok olay örgüsü bulunmaktadır ve bu olay örgülerinin
tamamı da merkezdeki olayı desteklemektedir. Olay örgüleri
arasında da neden-sonuç ilişkisi altında bir bütünlük
mevcuttur.
b) Kişi: Anlatılan olaylar belirli kişiler tarafından
gerçekleştirilir ve olaylar sırasında her kahramanın belli bir
rolü bulunmaktadır. Roman kişileri kadro olarak eserde
oldukça zengin bir şekilde yer almaktadır. Ayrıca eserde yer
alan kahramanlar ayrıntılı bir şekilde tanıtılmakta ve
betimlenmektedir. Kişiler karşımıza iki şekilde
çıkmaktadır: Tip ve Karakter.
Tip: Başka kişilerde de bulunan ortak özellikleri üstünde
barındıran, temsil ettiği grubun niteliğini belirgin bir şekilde
yansıtan roman kahramanı tiptir. Tip olan kişinin vurgulanan
yani temsil ettiği özellik güçlü bir şekilde okuyucuya
hissettirilir. Örneğin; Felatun Bey ile Rakım Efendi
romanındaki “Felatun Bey” Batı taklitçiliği ve alafrangalığı ile
olumsuz tipe, “Rakım Efendi” ise, dürüstlüğü ve çalışkanlığı
ile olumlu tipe örnek olarak verilebilir. Çalıkuşu’ndaki “Feride”
ise, ideal bir öğretmen ve genç kız tipidir.
Karakter: Tip özelliği göstermeyip kahramanın kendine özgü
davranışları ile başka özellikteki kişilerden ayrılan, çok yönlü
davranış gösteren roman kişisidir. Olayların durumuna göre
karakterin davranışlarında da değişiklikler gözlenir ve
davranışlarını önceden tahmin etmek mümkün
olmamaktadır.
Tip ve Karakter Arasındaki Fark Nedir?
Tip belli bir zümreyi temsil ederken karakter kendine
özgü özellikleriyle ön plana çıkar. Yani tip genel, karakter
özeldir denilebilir.
Tip genel olduğundan farklı eserlerde de karşımıza
çıkabilir fakat karakter özel olduğundan başka eserlerde
karşımıza çıkma olasılığı yoktur.
Tip tek yönlüyken karakter çok yönlüdür
c) Zaman: Her olayın mutlaka bir gerçekleşme zamanı vardır.
Bu nedenle eserde zaman kavramları sıklıkla
kullanılabilmektedir. Eserlerde genellikle “-di’li geçmiş
zaman” kipi anlatım tercih edilir. Eserde zaman kronolojik bir
sırayla verilebileceği gibi geçmişe-geleceğe gidiş şeklinde de
aktarılabilmektedir.
d) Mekân (Yer): Anlatılan olayların meydana geldiği yer de
yapı unsurlarındandır. Eserde gerçekleşen olaylarla
bağlantılı bir şekilde uygun bir mekân yazar tarafından
kurgulanır. Bu türde mekân tahlilleri de önemli bir yer
tutarken aktarılan olayların yapısına göre mekân tasviri yani
betimlemesi de ön plana çıkmaktadır.
Romanda Anlatıcı ve Bakış Açıları: Olay anlatan edebi
metinlerin önemli unsurlarından biri de anlatıcıdır. Eserin
yazarı ve anlatıcısı aynı değildir. Yazar eserini oluştururken
farklı bir anlatıcı kurgulamaktadır. Romanda anlatıcı bakış
açıları şu şekildedir:
Kahraman Bakış Açısı: Olayın merkezinde yer alan kişi
ağzından yaşananların bizzat anlatılmasıdır. Birinci tekil
şahıs ekiyle ben tarzı bir anlatım kullanılır.
Örnek: Amcamın sesini tanıdım. Donakaldım. Başım,
göğsüm sırsıklamdı. Amcam yanaştı:
’’Mahmut sen misin?’’ dedi. (…)’’Burada bu saatte ne
yapıyorsun? ‘’ dedi. Ona elimdeki kayığı
verdim. Görmek için batı göğünün alacakaranlığına karşı
tuttu onu. ’’Bu gemi değil, salapurya!’’
demesiyle de bizim kalyonu yere çarpıp ayağının altında
çatır çutur ezmesi bir oldu. (“Aganta Burina Burinata”
romanından)
Gözlemci (Müşahit)Bakış Açısı: Gözlemci kişinin (o) bakış
açısıyla yapılan anlatımda anlatıcı, gördüklerini anlatan bir
şahit konumundadır. Bu anlatıcı, anlatıdaki kişilerin aklından
geçenleri ve düşüncelerini bilmez, nesnel bir tavır takınır.
Olan bitenler okuyucuya kamera sessizliğiyle aktarılır.
Örnek: “Şekercinin kocaman vitrini önündeydiler. Vitrinde
boy boy, kutu kutu şekerler, çikolatalar… Çikolatalara
bakıyorlardı. Ortadaki topaç gibi oğlanın sağında ablası,
solunda yoğurtçunun kızı…” (Çikolata hikayesinden-Orhan
Kemal)
İlahi (Tanrısal-Hâkim) Bakış Açısı: Tanrısal bakış açısına
sahip anlatıcı gözlemci gibi olayları görür ve izler ancak
olayın merkezindeki kişilerin iç dünyasına, duygularına,
düşüncelerine de hâkim bir şekilde okuyucuya aktarır.
Örnek: Hüznü doktora da geçmişti. Doktor, Küçük Ağa’nın
İstanbullu Hoca olduğunu öğrendikten, daha doğrusu Salih’in
sebep olduğu şüphenin doğruluğunu anladıktan sonra ister
istemez, bu dramatik havaya kayıyordu. Onun ruh yapısı
maceranın insan yönüne, erkeksiz kalan eve, körpe zevceye
ve baba yüzü görmeyen çocuğa kayıtsız kalamaz, Küçük
Ağa’nın yakıcı özleyişine yakınlık duymadan
yapamazdı. (Tarık Buğra-Küçük Ağa romanından)
Tema: Romanın bütünün hâkim olan temel duygu veya
düşüncedir. Tema; soyut ve genel bir kavramdır. Örneğin ilk
edebi roman İntibah’ın teması yanlış kadın sevmenin
doğurduğu yıkımlardır.
Roman ve hikaye farkını şu görselle açıklayabiliriz. Hikayeyi
tek katlı bir eve romanı ise çok katlı bir apartmana
benzetebiliriz. Romandaki kişi sayısı hikayeye göre daha
geniştir. Aynı zamanda romanda hikayeye göre daha çok olay
vardır.
Roman ve Hikâye Arasındaki Farklar
Roman hikâyeye göre daha uzun bir türdür.
Roman birden fazla olay üzerine kurulu iken hikâye
tek olay üzerine kurulur.
Romanda şahıs (kişi) kadrosu hikâyedekine göre
daha geniştir.
Romanda zaman hikâyedekine göre daha geniştir.
Romanda mekân hikâyedekine göre daha çok ve
çeşitlidir.
Romanda kişi ve mekân betimlemeleri hikâyedekine
göre daha ayrıntılıdır.
Roman ve Hikâye Benzerlikleri
Her ikisi de anlatmaya bağlı edebi türdür.
İkisi de olay örgüsü, kişiler, yer ve zaman yapı
unsurlarından oluşur.
İkisinde de ağırlıklı olarak öyküleyici ve betimleyici
anlatım türleri sıkça kullanılır.
İkisinde de olaylar bir anlatıcı tarafından aktarılır.
İkisi de serim, düğüm, çözüm bölümlerinden oluşur
