Geçmişin geçmiş zamanı olarak da bilinir. Bir olayın geçmişteki belirli bir zamandan önce yapıldığını ve olayın bittiğini anlatmada kullanılır. İngilizcedeki past perfect tense denk gelir. Birleşik zamanlıdır. Avoir ve être fiillerinin L’imparfait zamanında çekilmiş halleri yardımcı fiil olarak kullanılır.
| PLUS-QUE-PARFAIT AVEC LE VERBE ETRE | |
| J’étais sorti(e) | Nous étions sortis |
| Tu étais sorti(e) | Vous étiez sortis |
| Il était sorti | Ils étaient sortis |
| Elle était sortie | Elles étaient sorties |
| PLUS-QUE-PARFAIT AVEC LE VERBE AVOIR | |
| J’avais parlé | Nous avions parlé |
| Tu avais parlé | Vous aviez parlé |
| Il/elle avait parlé | Ils/elles avaient parlé |
Emploi Du Plus-Que -Parfait (Kullanım)
Geçmişte ki bir olaydan daha önce gerçekleşmiş bir olayı ifade eder:
J’avais fini mon travail, quand tu es entré.– Sen girdiğinde çalışmamı bitirmiştim.
Geçmişte ki bir alışkanlığı veya yineleme (tekrar) gösteren bir olayın anlatımında kullanılır: Quand il avait acheté un livre, il le lisait le même jour.– Ne zaman bir kitap alsa aynı gün okurdu.
Si bağlacından sonra kullanılarak, geçmişte gerçek olmayan bir durumu anlatmada kullanılır, İngilizcede ki if clause yapısının type 3’üne denk gelir. Genellikle üzüntü veya kınama anlamı taşır.
Si tu avais bien travaillé, tu aurais obtenu ton diplôme. – Eğer iyi çalışmış olsaydın, diplomanı elde ederdin.
à peine…que=no sooner…than
Il avait à peine achevé son repas qu’un visiteur entra. / À peine avait-il achevé son repas qu’un visiteur entra. – Tam yemeğini bitirmişti ki bir ziyaretçi girdi.
