FİİL ÇEKİMİ
Eylemi, zaman ya da dilek, kişi ile birlikte bildiren fiil çekimi veya çekimli fiil denir.
FİİLLERDE KİP
Eylemin gösterdiği iş, durum veya oluşun zamana bağlı olarak nasıl gerçekleştiğini veya gerçekleşeceğini gösteren söyleyiş kalıplarına kip adı verilir.
Türkçede kipler, haber ve dilek kipleri olmak üzere ikiye ayrılır:
BİLDİRME (HABER) KİPİ EKLERİ
Haber kipleri, fiilin geçmişte yapıldığını, her zaman yapıldığını, yapılmakta olduğunu veya gelecekte yapılacağını haber verir.
Türkçe ’de 4 temel zaman vardır, bunlar:
- Geçmiş zaman
- Bilinen (görülen / belirli) geçmiş zaman
- Öğrenilen (duyulan / belirsiz) geçmiş zaman
- Şimdiki zaman
- Gelecek zaman
- Geniş zaman (Tüm zamanları kapsar.)
ŞİMDİKİ ZAMAN EKİ (-YOR)
Halen yapılmakta olan, henüz tamamlanmamış bir eylemin anlatılmasında veya bildirilmesinde kullanılır.
ÖRNEK
Bahçede çiçekleri suluyor.
Bu problemi bir türlü çözemiyorum
‘gelmek’ Ben geliyorum Biz geliyoruz
Sen geliyorsun Siz geliyorsunuz
O geliyor Onlar geliyorlar
Geniş Zaman Eki (-r, -(a)r, -(e)r, -(ı)r, – (i)r, -(u)r, -(ü)r)
Eylemin geçmiş, şimdiki ve gelecek zamanların tümüne ait olduğunun, yani her zaman tekrarlandığının bildirilmesinde ve genel yargıları anlatmakta kullanılır.
ÖRNEK:
Akşamları kitap okurum. Her yaz köyümüze gideriz.
Dünya, Güneş’in etrafında döner.
GEÇMİŞ ZAMAN EKİ (-Dİ, / -MİŞ)
Eylemin geçmişte yapıldığını bildiren zamandır.
- Bilinen (Görülen / Belirli) Geçmiş Zaman Eki (-di, -dı, -du, -dü, -tı, -ti, -tu, -tü)
Görülen, tanık olunan, bilinen veya yapıldığından emin olunan geçmişe ait bir eylemin anlatılmasında veya bildirilmesinde kullanılır.
ÖRNEK
Dün tüm ödevlerimi bitirdim. (Bilinen)
Ellerini güzelce yıkadı. (Görülen, tanık olunan) Ayak sesleri yaklaşıyor, geldiler. (Duyularla kesinleşmiş)
Türkiye Cumhuriyet 1923’te kuruldu. (Bilimsel kesinlik)
Dili Zaman Fiil Çekimi Olumlu
- Tekil Kişi, ben sev – di – m
- Tekil Kişi, sen sev – di – n
- Tekil Kişi, o sev – di
- Çoğul Kişi, biz sev – di – k
- Çoğul Kişi, siz sev – di – niz
- Çoğul Kişi, onlar sev – di – ler
Olumsuz
| Tekil | Tekil |
| Ara – ma – dı – m | Gül – me – di – m |
| Ara – ma – dı – n | Gül – me – di – n |
| Ara – ma – dı | Gül – me – di |
| Çoğul | Çoğul |
| Ara – ma – dı – k | Gül – me – di – k |
| Ara – ma – dı – nız | Gül – me – di – niz |
| Ara – ma – dı – lar | Gül – me – di – ler |
Ona demli bir çay hazırladım ve ben de melisa çayı poşetini attım, kupamdaki sıcak suya.
Elindeki gazeteyi önündeki küçük sehpaya bıraktı.
Çayından bir yudum aldı.
Arkasına yaslanarak gözlerimin içine baktı.
Biraz gergince bir ses tonu ile “Bunca zamandır neden aramadın beni?” dedi.
Hiçbir şey söyleyemedim.
Melisa çayından bir yudum aldım ve pencereye doğru yürüdüm.
Öğrenilen (Duyulan / Belirsiz) Geçmiş Zaman Eki (-mış, -miş, -muş, -müş)
Görülmeyen, başkasından duyulan veya bittikten sonra fark edilen geçmişe ait bir eylemin anlatılmasında veya bildirilmesinde kullanılır.
ÖRNEK:
Bursa’ya dün çok yağmur yağmış. (Başkasından öğrenilmiş.)
Ben görmeyeli epey büyümüşsün. (Sonradan fark edilmiş.)
Keloğlan bir de bakmış ki… (Masal üslubu. Masal ve fıkra anlatım biçiminde de “başkasından öğrenilme” anlamı vardır.)
Gelecek Zaman Eki (-ecek, -acak)
Gelecek zaman içerisinde bir eylemin bildirilmesinde kullanılır.
Örnek
Yarın hastaneye gideceğim. İşe yarın başlayacaksın.
Bu toplantıya onu çağırmayacağız.
