aof

yaklasimlar turkce anlatimli kisa

Loader Loading…
EAD Logo Taking too long?

Reload Reload document
| Open Open in new tab

İndir/Yükle

APPROACH (YAKLAŞIM) TÜRKÇE ANLATIM

1.THE GRAMMAR-TRANSLATION METHOD
Yeni bir metot değildir, dil öğretmenleri tarafından uzun yıllar farklı adlarla kullanılmıştır. İlk
olarak, Latin ve Yunanca gibi klasik dillerin öğretiminde kullanıldığı için Classical Methody a
da Prussian Method da denir. Günümüzde bu metot, öğrencilerin okumalarına ve yabancı dil
edebiyatını değerlendirmelerine (appreciate) yardımcı olmak için kullanılır. Dahası, Hedef
dildeki dil bilgisi çalışmalarıyla öğrenci kendi ana dilinin dil bilgisini daha iyi kavrayacak ve
oluşan yakınlık ana dilin daha iyi yazılıp konuşulmasını sağlayacaktır. Son olarak yabancı dil
öğretimi öğrencilerin zeka gelişimine yardımcı olmaktadır. Belkide öğrenciler öğrendikleri
hedef dili hiç kullanmayacaklar ama zihinsel çalışmanın yararını göreceklerdir.
Şimdi bu metodu daha iyi anlayabilmek için Kolombiya’da bir üniversitede üst-orta seviyede
42 öğrencinin bulunduğu bir sınıftaki dersi gözlemleyelim. 2 saat süren ders haftada 3 kez
yapılmaktadır.
GÖZLEM (DAVRANIŞ) VE PRENSİPLER (DÜŞÜNCE) :

  1. Öğrenciler Mark Twain’den bir metin okurlar.
    Hedef dili öğrenmenin önemli maksatlarından biri de o dilde yazılı edebiyatı anlayabilmektir.
    Edebi dil, konuşma dilinden daha üstündür. Öğrencilerin hedef dili çalışması edebiyat ve
    sanat hakkında sınırlıdır.
  2. Öğrenciler metni İngilizce’den kendi dillerine çevirirler.
    Bir dili öğrenmekteki önemli bir başarı da çeviri yapabilmektir. Çeviriyi başarılı yapabilen
    öğrenciler dil öğreniminde de başarılı sayılırlar.
  3. Öğretmen öğrencilere ana dillerinde metin hakkında soruları olup olmadığını sorar. Bir
    öğrenci bir kelimenin anlamını sorar ve öğretmen İspanyolca cevap verir.
    Hedef dilde iletişim kurabilmek yabancı dil eğitiminin hedeflerinden değildir.
  4. Metnin sorularını öğrenciler yazılı olarak cevaplarlar.
    Öncelikle yazma ve okumaya önem verilir. Dinlemeye ve konuşmaya az, telaffuza hiç önem
    verilmez.
  5. Bir cevabın doğru olup olmadığına öğretmen karar verir. Eğer cevap doğru değil ise,
    öğretmen başka bir öğrenci seçer veya cevabı kendisi verir.
    Sınıfta otorite öğretmendedir. Öğrencilerin doğru cevabı almaları çok önemlidir.
  6. Öğrenciler yeni öğrendikleri kelimeleri İspanyolca’ya çevirirler.
    Bütün hedef diller için ana dilde karşılıklar bulunabilir.
  7. Öğrenciler “-ty” ekinin İspanyolca’daki “-dad” ve “-tad” ile aynı görevi gördüğünü
    öğrenirler.
    Ana dil ile hedef dil arasındaki benzerlikler öğrenmeyi kolaylaştırır (facilitate).
  8. Öğrencilere two-word kelimelerin kullanımları hakkında dilbilgisi kuralları verilir.
    Hedef dildeki dilbilgisi kalıplarını öğrenmek öğrenciler için önemlidir.
  9. Öğrenciler alıştırma olarak, verilen örneklere öğrendikleri kuralları uygularlar.
    Tümdengelim (deductive) yoluyla kesin dilbilgisi kuralları belirlemek kullanışlı, pedagojik bir
    tekniktir.
  10. Öğrenciler kelimeleri ezberlerler.
    Dil öğrenme böylelikle zihinsel egzersiz yapmayı sağlar.
  11. Öğretmen, öğrencilerden dilbilgisi kurallarını belirtmelerini ister.
    Öğrenciler hedef dilin dilbilgisi kurallarının bilincinde (conscious) olmalılar.
  12. Öğrenciler düzensiz fiillerin 2. ve 3. hallerini ezberlerler.
    Fiil çekimleri ve diğer dilbilgisi kurallarının mümkün olduğunca ezberlenmeleri sağlanmalıdır.
    METOT HAKKINDA SORULAR :
  13. “Grammar-Translation” metodu kullanan öğretmenin amaçları nelerdir?
     Öğrencilerin hedef dildeki yazılı edebiyatı okuyabilmelerini sağlamak.
     Öğrencilere grammar kurallarını ve kelime bilgisini öğretmek
     Öğrencilerin zihinlerini geliştirecek akıl egzersizleri sağlamak.
  14. Öğretmenin rolü nedir? Öğrencilerin rolü nedir?
    Öğretmen otoritedir. Öğrenciler, öğretmenin söylediklerini yaparak onun bildiklerini
    alacaklarına inanırlar.
  15. Öğretme-öğrenme sürecinin kendine has özellikleri nelerdir?
    Öğrencilere bir dilden diğerine çeviri yapmak öğretilir. Çeviri yaptıkları konular genelde hedef
    dilin kültürü hakkındadır. Öğrencilere kesin dilbilgisi kuralları verilir, ezber istenir. Daha sonra
    bu kurallar örneklere uygulanır. Fiil çekimleri gibi gramatik çekim listelerini de öğrenirler.
  16. Öğretmen-Öğrenci ve Öğrenci-Öğrenci etkileşimi nasıl olmalıdır?
    Etkinin büyük bölümü öğretmenden öğrenciyedir. Etkileşimi öğrenci başlatmaz (initiation)
    veya öğrenci-öğrenci etkileşimi çok azdır.
  17. Dil ve kültür nasıl görülür?
    Yazı dili ve edebiyat dili, sözlü dilden daha üstün sayılır. (Literary language is superior to
    spoken language.) Bu nedenle öğrenciler daha çok yazı dilini çalışır. Kültür, edebiyat ve
    sanattan oluşur (consist).
    6.Dilin hangi alanları ve özellikleri vurgulanır?
    Dilbilgisi ve kelime bilgisi vurgulanır. Okuma ve yazma daha önemlidir. Telaffuza, konuşma ve
    dinlemeye çok önem verilmez.( A fundamental purpose of learning a foreign language is to
    be able to read literature written in it. The primary skills to be developed are reading and
    writing. Little attention is given to speaking and listening,and almost none to pronunciation.)
    7.Öğrencilerin ana dilinin rolü nedir?
    Hedef dilde bir cümlenin anlamını kavramak için öğrenciler ana dillerinden yararlanırlar.
    Sınıfta genelde öğrenciler ana dillerini kullanırlar.
    8.Değerlendirme (evaluation) nasıl yapılmalıdır?
    Değerlendirmede yazılı çeviri testleri veya karşılaştırmalar (vice-versa) daha çok kullanılır.
    Hedef dilin kültürü ve dilbilgisi kuralları hakkında daha çok soru sorulur.
  18. Öğretmenin öğrenci hatalarına tutumu nasıl olmalıdır?
    Öğrencilerin doğru cevabı alması çok önemlidir. Öğrenci bir hata yaparsa veya cevabı bilemez
    ise doğru cevabı öğretmen verir.
    TEKNİKLER :
    Translation of a Literary Passage (Edebi bir metnin çevirisi) :
    Öğrenciler bir okuma parçasını hedef dili anadillerine çevirirler. Metindeki kelime bilgisi ve
    dilbilgisi yapıları sonraki derslerde işlenir. Metin, hedef dilin edebiyatından seçilmiş olabilir
    veya öğretmen vermek istediği kelime ve dilbilgisi yapılarına uygun metinı kendi yazabilir.
    Çeviri hem sözel hem de yazılı şekliyle çalışılabilir. Öğrenciler deyimleri çevirmez ama
    anlamlarını kavramaya çalışırlar.
    Reading Comprehension Questions (Okuduğunu anlama soruları) :
    Öğrenciler metin hakkındaki soruları cevaplarlar. Sorular belli bir sıra (sequenced) içinde
    verilir. İlk soru grubu genelde metinde verilen bilgiler hakkında olur. İkinci soru grubunda ise
    öğrenciler metinden çıkardıkları sonuçlardan bahsederler. Yani cevabı metne göre verecekler
    ama cevap metinde somut bir şekilde bulunmayacak. Üçüncü soru grubunda öğrenciler
    metni kendi deneyimleriyle ilişkilendirirler.
    Antonyms/Synonyms ( Zıt anlamlı-Eş anlamlı sözcükler) :
    Öğrencilere bir grup sözcük verilir ve metinden zıt anlamlılarını veya eş anlamlarını bulmaları
    istenir. Veya metindeki belirli sözcükleri öğrencilerin hedef dilde tarif etmeleri istenebilir.
    Cognates (Aynı kökten gelen sözcükler) :
    Öğrencilerden diller arasında karşılık olan ses örneklerini veya telaffuzları öğrenmeleri için
    “cognates” öğretilir. Öğrencilere anlamları farklı olmasına karşın hedef ve ana dilde telaffuzu
    aynı gibi görünen sözcükler öğretilebilir. Tabii bu bütün dillerde kullanışlı olamaz. Cognate:
    aynı kökenden gelen kelimeler. television-televizyon
    Deductive Application of Rule (Tümdengelim kurallarının uygulanması) :
    Dilbilgisi kuralları genelde örnekler ile birlikte sunulur. İstisnalar da not alınır. Öğrenciler bir
    kuralı algıladıklarında değişik örneklerde o kuralın uygulanması istenebilir.
    Fill-in-the-blanks (Boşluk doldurmaca) :
    Öğrencilere eksik kelimelerin olduğu cümleler verilir. Boşluklar uygun dilbilgisi yapısı, kelime,
    belirteç ile doldurulabilir.
    Memorization (Ezber) :
    Öğrencilere ana dillerindeki karşılıklarıyla birlikte hedef dilde kelimeler verilip ezberlemeleri
    istenir. Aynı şekilde fiil çekimleri gibi dilbilgisi kural ve yapıları da ezberletilebilir.
    Use Words in Sentences (Cümlelerde kelimeler kullanma) :
    Bir kelimenin anlamını ve kullanım yerini kavradığını göstermek için öğrenciler kelimenin
    geçtiği cümleler oluşturabilirler.
    Composition (kompozisyon) :
    Öğretmen konu verir ve öğrenciler hedef dilde bir metin yazar. Konu derste işlenen okuma
    parçasındaki fikirler hakkında olabilir. Bazen metin yerine özet de (precis) istenebilir.
    SONUÇLAR :
    1.Yazılı edebi metinleri okuyabilmek için hedef dil öğrenmek önemli dir.Hedef dilin kültürü önemlidir.
    2.Edebiyat ve güzel sanatlar kullanılarak kültür verilir.
    3.Çeviri yaparak pratik sağlanır.
    4.Okuma parçalarından değişik türlerde sorular çıkarılarak öğrenme geliştirilir.
    5.Grammar yapıları kesin kurallarla (deductively) verilir.
    2.DIRECT METHOD
    Bu metot da yeni değildir. Bu metodun diğer adları : Natural Method,The Reform
    Method,The Berlitz Method. Prensipleri dil öğretmenleri tarafından yıllarca uygulanmıştır.
    Hedef dilin iletişim için nasıl kullanılacağını öğrenme amacına sahiptir. “Grammar-Translation”
    metodu öğrencilerin hedef dili kullanmalarında fazla etkili olmadığından “Direct Method”
    popüler olmuştur. Bu metodun ana kuralı, çeviriye izin verilmemesidir. Metotta anlam,
    görsel yardımlar ve gösterimler (demonstration) kullanılarak doğrudan (directly) oluşturulur.
    Bu metot için şimdi İtalya’daki bir ortaokulda 30 öğrencinin katıldığı dersi
    gözlemleyelim. Ders öğrencilerin birinci sınıflarında son dönemde gözlemlenmiştir.
    GÖZLEM (DAVRANIŞ) VE PRENSİPLER (DÜŞÜNCE) :
    1.Öğrenciler Amerika coğrafyası hakkındaki bir pasajı yüksek sesle okurlar.
    Hedef dilde okuma, dil eğitiminin başından uygulanmaya başlanmalıdır. Konuşma pratikleri
    süresince okuma gelişmeye devam edecektir. Dil ilk olarak konuşmadır. Kültür ise güzel
    sanatlardan fazlasıdır (coğrafya ve günlük yaşam gibi).
    2.Her cümle okunduktan sonra öğretmen haritadan bir bölümü işaret eder.
    Resimler ve diğer nesneler öğrencilerin sınıf ortamında anlamayı kolaylaştırıcı etkiye
    sahiptir.
    3.Öğretmen sorusu olan öğrenciye hedef dilde cevap verir, aynı şekilde sorular da hedef
    dilde sorulur.
    Ana dil sınıf ortamında kullanılmamalıdır.
    4.Öğretmen, öğrencilerin sorularını örnekler vererek veya tahtayı kullanarak çizimleriyle
    cevaplar.
    Öğretmen göstererek (demonstration) ders vermelidir. Açıklama veya çeviri yapmamalıdır.
    Öğrenciler, hedef dille anlam arasında birlik (association) kurabilmelidirler.
    5.Öğretmen harita hakkında hedef dilde sorular sorar ve öğrencilerden uzun cevaplar
    ister.
    Öğrenciler, hedef dilde düşünmeyi mümkün olduğu kadar çabuk öğrenmeliler. Kelime
    bilgisi ezberleyerek değil uzun cümleler içlerinde öğrenilirse daha kalıcı ve doğal olur.
    6.Öğrenciler harita hakkında sorular sorarlar.
    Dil öğrenmenin amacı iletişim kurmaktır, bu nedenle öğrenciler soru sorma kadar cevap
    verme üzerinde de pratik yapmalılar.
    7.Öğretmen yanlış telaffuz edilen kelimeleri hemen düzeltir.
    Kelimenin yanlış telaffuzu kalıcı olmaması için dil eğitiminin başından doğru telaffuz ile
    pratik yapılır.
    8.Öğretmen öğrenci hatalarını, onlardan tercih yapmalarını isteyerek düzeltir.
    Kendi tercihini yapan öğrenci dili daha kolay öğrenir.
    9.Öğretmen, öğrenciler hakkında sorular sorar ve daha sonra öğrenciler birbirlerine soru
    sorar.
    Dersler bazı iletişim aktiviteleri içermelidir. Öğrencilere hedef dili gerçekçi durumlarda
    kullanma fırsatları yaratılmalıdır. Öğrenciler mümkün olduğunca hedef dilde konuşmaya
    cesaretlendirilmelidir.
    10.Derste öğrenilen “prepositions”lar ile öğrenciler boşluk doldurma alıştırmaları
    yaparlar.
    Dilbilgisi tümevarımsal (inductively) bir yolla öğretilmelidir. Kesin dilbilgisi kuralları
    verilmemelidir.
    11.Öğretmen Amerika coğrafyası hakkında bir paragraf yazdırır (dictate).
    Yazma da eğitimin başlarında öğrenilmesi gereken önemli bir aktivitedir.
    12.Bir hafta boyunca bütün derslerde Amerika coğrafyası işlenir.
    Ders bir duruma veya konuya göre işlenmelidir, dilsel yapıya göre değil.
    13.Amerikalıların nasıl davrandığı üzerine bir deyim tartışılır.
    Hedef dili ana dili olarak kullanan insanların yaşamları da dil eğitiminde öğretilmelidir.
    METOT HAKKINDA SORULAR :
    1.”Direct” metodu kullanan öğretmenin amacı nedir?
     Öğrencilere hedef dilde nasıl iletişim kurulacağını öğretmek.
     Öğrencilere hedef dilde düşünebilmeyi öğretmek.
  19. Öğretmenin rolü nedir? Öğrencilerin rolü nedir?
    Öğretmen aktiviteleri yönetendir ama öğrenciler ilk metoda göre daha aktiflerdir.
    Öğretmen ve öğrenciler daha çok birlikte çalışan partnerler gibi görünür.
  20. Öğretme-öğrenme sürecinin kendine has özellikleri nelerdir?
    Öğrencilerin hedef dil ile anlam arasında doğrudan bağlantı kurmaları (associate)
    gerektiğine inanılır. Bunu başarmak içinde öğretmen hedef dildeki yeni bir kelimeyi
    resimlerle veya hareketlerle (realia, pictures, pantomime) açıklar, asla ana dilde anlatmaz.
    Öğrenciler sanki gerçek bir durumdalarmış gibi iletişim kurmayı öğrenirler. “Direct” metot
    bir durum (bankada veya alışverişte yabancı dil gibi.) veya konu ile (coğrafya, para, hava
    durumu gibi.) öğrencilere sunulur. Dilbilgisi kurallarla değil örneklerle yani tümevarım
    yöntemiyle (inductively) öğretilir. Kesin dilbilgisi kuralları verilmez. Öğrenciler kelime bilgisi
    çalışmalarını cümle içinde yaparlar.
  21. Öğretmen-Öğrenci ve Öğrenci-Öğrenci etkileşimi nasıl olmalıdır?
    Etkileşim iki yolla da başlayabilir. Sonlanması (latter) ise öğretmenin kontrolünde olur. Bir
    öğrenci başka bir öğrenci ile de hedef dilde iletişim kurabilir.
  22. Dil ve kültür nasıl görülür?
    Dil ilk olarak konuşulur, daha sonra yazılır. Bu nedenle öğrenciler, her gün hedef dilde
    konuşarak ortak çalışır. Hedef dili konuşan insanların tarihi, kültürü, coğrafyaları, günlük
    yaşantıları da çalışılmalıdır.
    6.Dilin hangi alanları ve özellikleri vurgulanır?
    Kelime bilgisi, dil bilgisinden daha çok vurgulanır. Okuma, yazma, konuşma ve dinleme
    çalışmalarının hepsi başlangıçta da var olmaktadır ama temel olarak konuşma ve dinleme
    görülür. Bu nedenle okuma ve yazma çalışmaları, başta öğrencilerin konuşarak pratik
    yaptıkları konuları baz alarak hazırlanır. Kursun başından beri telaffuz da önem taşır.
    7.Öğrencilerin doğal dilinin rolü nedir?
    Sınıfta ana dil kesinlikle kullanılmamalıdır.
    8.Değerlendirme nasıl yapılmalıdır?
    Öğrenciler hedef dil hakkındaki bilgilerini göstermekten ziyade o dili kullanmaları istenebilir.
    Bunu hem yazılı hem de sözel olarak yapabilmeliler. Örneğin öğrenci, öğrendiği bir konu
    hakkında paragraf yazabilmeli veya öğretmen ile karşılıklı diyaloğa girebilmelidir.
  23. Öğretmenin öğrenci hatalarına tutumu nasıl olmalıdır?
    Öğrencilerin kendi kendilerine hatalarını doğruya dönüştürmelerini sağlamalıdır.
    TEKNİKLER :
    Reading aloud (sesli okuma) :
    Öğrenciler sırayla sesli olarak pasaj veya diyalogu okur. Okumanın sonunda öğretmen
    resimler, örnekler, mimikler kullanarak anlamı açık ve kolay hale getirmeye çalışır.
    Question and answer exercise (soru-cevap pratiği) :
    Bu pratik yalnızca hedef dilde yapılmalıdır. Öğrencilerden uzun cevaplar ve sorular
    kullanmaları istenir. Böylelikle yeni kelimelerin pratiği ve dilbilgisi kalıplarının tekrarlanması
    sağlanmış olur.
    Getting students to self-correct (öğrencilerin kendi hatalarını bulması) :
    Bu öğretmenin vereceği iki seçenekten doğru olanı bulmak ve yerleştirmek şeklinde veya
    örneğin; öğretmen öğrencinin cümlesini hatalı kısmı vurgulayarak söyleyebilir veya hatadan
    önce durarak bir sonraki kelimenin hatalı olduğuna dair öğrenciye ipucu verebilir.
    Conversation practice (söyleşi) :
    Öğretmen çocuklara birkaç soru sorar. Bu soruları cevaplayabilecek çocuk o dersin
    konusunu anlamıştır. Bu sorular belirli bir dilbilgisi yapısının kullanımı üzerinedir. Daha
    sonra öğrenciler bu aynı yapıyı kullanarak birbirlerine soru sorarlar.
    Fill-in-the-blank exercise (boşluk doldurma) :
    Dilbilgisi kuralı verilmeden öğrenciler boşluk doldurarak ve alıştırma yaparak kuralları kendi
    kendilerine koymaları sağlanır. Grammar-Translation metodundaki aynı teknikten farkı
    kesin dilbilgisi kurallarının verilmemesi ama öğrenciler daha önceki örneklerden bu kuralı
    kendileri oluşturarak boşluklara uygulamalarıdır.
    Dictation (yazdırma) :
    Öğretmen metni üç kez okur. İlk okuyuşunda öğretmen normal hızda okur ve öğrenciler
    dikkatlice dinler. İkinci seferde pasajı öğrencilerin not almasına imkan verecek şekilde
    yavaş yavaş ve parça parça okur. Üçüncü seferde ise öğrencilerin yazdıklarını kontrol
    etmelerini sağlamak amacıyla normal hızda okur.
    Map drawing (harita çizme) :
    Bu teknik öğrencilere dinleyerek anlama pratiği kazandırır. Öğrencilere coğrafi şekilleri
    isimlendirilmemiş bir harita verilir. Daha sonra öğretmen hedef dilde öğrencilere haritadaki
    şekiller hakkında bilgiler verirken öğrencilerde isimlendirmeleri yaparlar. Daha sonra
    öğretmen doğrulama için haritayı tahtaya çizer ve öğrenciler sırayla cevapları verirler.
    Paragraph writing (paragraf yazma) :
    Öğretmen çocuklardan Amerika’daki belli başlı coğrafi şekiller hakkında paragraf
    yazmalarını ister. Bunu derste işledikleri konuyu hatırlayarak veya derse başlarken
    okudukları pasajı kullanarak yapabilirler.
    SONUÇLAR :
  24. Metodun ana amacı öğrencilere hedef dilde iletişim kurabilmeyi sağlamaktır.
  25. Öğrencilerin ana dili anlam kazandırmak için olsa bile kullanılmamalıdır.
  26. Kültür konusunda güzel sanatlara ek olarak günlük yaşam da ele alınmalıdır.
  27. Öğrenciler kendi hatalarını kendileri düzeltmeye cesaretlendirilmelidir.
  28. Grammar tümevarımsal (inductively) yöntemle verilmelidir
     Never translate:demonstrate.
     Never explain: act
     Never make a speech: ask questions
     Never imitate mistakes: correct
     Never speak too much: make sts speak much
     Never speak with single words: use sentences
     Never use the book: use your lesson plan
     Never jump around: follow your plan
     Never go too fast: keep the pace of sts
     Never speak too quickly: speak naturally
     Never speak too loudly: speak naturally
     Never be impatient: take it easy
    3.THE AUDIO-LINGUAL METHOD
    Audio-Lingual Method da Direct Method gibi konuşmanın temel alındığı yaklaşımdır.
    Oral_based approachtur. Yinede kelime bilgisini vurgulayan gerçek durum örnekleri ile
    çalışmak yerine Audio-Lingual Metot ta öğrencilere gramatik cümle yapıları öğretilir. Dilbilimi
    ve psikoloji üzerinde teorik bir temeli vardır. Michigan method, Army Method,New Key de
    denir. Öncelikle öğrencileri uyarıcılara doğru cevap verebilecekleri şekilde uygun duruma
    getirmek ve yardım etmek gerekir. Böylelikle öğrenciler kendi ana dillerinin alışkanlıklarını
    yenebilirler ve hedef dil için yeni alışkanlıklar düzenleyebilirler.
    Bu metodu gözlemlemek için Mali’deki birinci sınıftaki 13-15 yaşlarında 35 öğrenciyi
    gözlemleyelim. Sınıf günde bir saat ve haftada 5 gün toplanmaktadır.
    GÖZLEM (DAVRANIŞ) VE PRENSİPLER (DÜŞÜNCE) :
    1.Öğretmen yeni bir diyalogu tanıtır.
    Dil formları kendiliğinden oluşmaz, doğal bir içerik ile öğrencilere verilir.
    2.Öğretmen sadece hedef dilde konuşur. Resimler ve el hareketleri anlatıma yardımcı olur.
    Hedef dil ve ana dil farklı dil sistemlerine sahiptirler. Bu ikisi birbirinden uzak tutulursa
    öğrenci hedef dili öğrenirken ana dilinin özelliklerinden mümkün olduğunca az etkilenir.( The
    native language and the target language have separate linguistic systems. They should be
    kept apart so that the students’ native language interferes as little as possible with the
    students’ attempts to acquire the target language.)
    3.Öğretmen diyalogu iki defa örnekleyerek tanıtır. Doğru cevapları vererek modellik yapar,
    yanlış telaffuzları anında düzeltir.
    Öğretmenin amaçlarından biride hedef dilin modeli olmaktır. Öğrenciler öğretmeni örnek
    alacaklardır.
    4.Öğrenciler diyalogun her cümlesini birkaç defa tekrarlarlar.
    Dil öğrenme bir çeşit alışkanlık gibidir. Tekrarlandıkça alışkanlık artar ve öğrenme güçlenir.
    Habit formation geliştirilmelidir. Ne kadar çok tekrar yapılırsa,o kadar çok öğrenme
    gerçekleşir.
    5.Öğrenciler diyalogun bir bölümünde telaffuzda zorlanırlar. Öğretmen bu bölümü birkaç
    parçaya ayırarak öğrencilere öğretir.
    Hata olduğu zaman o anda düzeltilmelidir. Yoksa yanlış öğrenme oluşur ve kalıcı olur.
    Buradaki amacımız öğrencide good habits oluşturmak,öğrenci hata yaptığında eğer
    düzeltmezsek çocuğumuzda bad habits oluşabilir.
    6.Bütün öğrencilerin sırayla birbirlerini selamlayacağı bir zincir çalışması düzenlenir.
    Buradaki amaç dili iletişim için nasıl kullanılacağı üzerine alıştırma yapmaktır.
    7.Öğretmen “single-slot ve multiple-slot” tekniklerini kullanır.
    Konuşmanın belirli bölümleri cümledeki belirli yerleri işgal eder. Yeni cümleler yaratabilmek
    için öğrenci konuşmanın hangi bölümü cümledeki hangi yerle alakalı bilmelidir.
    Single Slot Substitution: I saw Mary (John) I saw John.
    Double Slot Substitutionn: ı watched TV(he movies)He watched movies.
    Multiple Slot Substitution : I saw him at the park yesterday(he her last month)He saw her in the
    park last month.
    Transformation: iIknow you(past) I knew you.,
    8.Öğrencilerin doğru cevaplarında öğretmen “çok iyi” der.
    Pozitif destek (positive reinforcement) vermek öğretmenlerin doğru alışkanlıklar
    geliştirmelerine yardımcı olur.
    9.Öğretmen resimlerle ve konuşarak öğrencilerden istediği cümle üzerine küçük ipuçları
    (cue) verir.
    Öğrenciler sözlü (verbal) veya görsel (nonverbal) uyarıcılara cevap verebilecek şekilde
    öğrenmelidir. Verbal:spoken cue,Nonverbal:picture cue.
    10.Öğretmen çeviri (olumlu &olumsuz, aktif & pasif) ve soru-cevap öğretim tekniklerini
    kullanır.( The teacher conducts transformation and question-and-answer drills.)
    Her dil sınırlı örneklere sahiptir. Bu tür yapısal pratikler öğrencilerin bu yapıları kullanma
    alışkanlıkları edinmelerine yardımcı olur.
    11.Çocuklar eğersorularla baş edebiliyorlarsa öğretmen soruları hızlı hızlı sorar.
    Burada amaç çocukların düşünmeye fazla zaman ayırmadan hedef dilde cevap
    verebilmeleridir.
    12.Öğretmen onlara ipucu verir, cesaretlendirmek için gülümser, resimleri kullanır, bireysel
    çalışır.
    Öğretmen bir orkestra lideri gibi olmalıdır. Hedef dilde öğrenci davranışlarını yönlendirmeli,
    idare etmeli (conduct)ve kontrol edebilmelidir.
    13.Yeni kelimeler diyalog içinde öğretilir. Kelime kapasitesi sınırlıdır.
    İlk önce yapısal örneklemeler (structural patterns) kullanılmalıdır. Kelime bilgisi daha sonra
    gelir. Önemli olan kelimeden çok öğrencilerin o dildeki doğru yapıları kavramalarıdır.
    Öğrenciler kelimeleri sonradan da öğrenebilir düşüncesi hakimdir.
    14.Dilbilgisi kuralları ve örnekleri öğretilmez. Dilbilgisi örneklerle ve çeşitli tekrarlamalarla
    öğretilir.
    İkinci dilin öğrenimi ana dil gibi doğaçlama olmalıdır. Ana dili öğrenirken kuralları
    ezberlemeyiz. Hedef dili kullanmak için gerekli kurallar örneklerden çıkarılabilir (induced
    from). Öğrenciler gramer kurallarını ezberlenmesi gereken öğeler olarak görmektense aynı
    ana dilde kullanıldığı gibi örneklerden ve tekrar tekrar diyaloglarda görerek öğreniyor.
    15.Öğretmen telaffuzlar için iki dili karşılaştırır. Öğrencilerin nerelerde problem
    yaşayabileceğini bulur.
    Bir hedef dil öğrenirken ana dilin alışkanlıklarından kurtulmak önemlidir. İki dil
    karşılaştırılarak öğrencilerin nerelerde zorluk yaşayacakları anlaşılır.
    16.Öğretmen diyalogu hafta sonunu tahtaya yazar. Öğrenciler bazı sınırlı işlemleri
    defterlerinde yaparlar.
    Konuşma yazmadan daha önce gelir. Bir çocuğun ana dili öğrenirken takip ettiği sıra dinleme,
    konuşma, okuma ve yazmadır. Hedef dil de böyle öğrenilmelidir.
    17.Alfabe oyunu oynanır ve Amerikan marketleri ile futbolu tartışılır.
    Dil kültürden ayrılamaz. Kültür sadece edebiyat ve güzel sanatlar değil aynı zamanda hedef
    dilini ana dili olarak kullanan insanların günlük yaşantılarını da içerir. Öğretmenin bir
    sorumluluğu da hedef dili kullananların kültürünü de öğretmektir.
    METOT HAKKINDA SORULAR :
    1.“Audio-Lingual” metodu kullanan öğretmenin amacı nedir?
     Hedef dili iletişim kurabilmek amacıyla kullanmayı öğrenmelerini sağlamak.
     Öğrenciler düşünmek için zaman harcamadan otomatik olarak hedef dili
    kullanabilecek düzeye erişmeliler.
     Öğrenciler hedef dilde yeni alışkanlıklar geliştirip ana dillerinin eski alışkanlıklarından
    da kurtulmalıdırlar.
    2.Öğretmenin rolü nedir? Öğrencilerin rolü nedir?
    Öğretmen bir orkestra lideri gibidir, öğrencilerin dili kullanmasını yönetir ve kontrol eder.
    Öğrencilerinin taklit (imitation) edeceği iyi bir örnek olmalıdır. Öğrenciler, öğretmenin
    yönlendirmesini izlerler ve mümkün oldukça çabuk ve doğru cevap verirler.
    3.Öğretme-öğrenme sürecinin kendine has özellikleri nelerdir?
    Yeni kelimeler ve yapısal örnekler diyaloglarla verilir. Diyaloglar tekrarlama ve taklit etme
    yoluyla öğrenilir. Öğretme teknikleri diyaloglardaki örneklere bağlı olarak verilir. Öğrencilerin
    başarılı cevapları övülür. Dilbilgisi verilen örnekler yoluyla aktarılır. Dilbilgisi kuralları apaçık
    bir şekilde sunulmaz. Kültürel bilgi diyaloglar ile sunulabilir. Öğrencilerin okuma ve yazma
    çalışmaları daha önceleri yaptıkları konuşma ve dinleme çalışmaları baz alınarak
    hazırlanmalıdır.
    4.Öğretmen-Öğrenci ve Öğrenci-Öğrenci etkileşimi nasıl olmalıdır?
    “Chain drill” metodunda veya diyaloglarda görev aldıklarında öğrenci-öğrenci etkileşimi söz
    konusudur. Ama bu etkileşim öğretmen tarafından başlatılır ve yönetilir.Ayrıca öğretmenöğrenci etkileşimleri de büyük çoğunlukla öğretmen tarafından başlatılır (initiate).
    5.Dil ve kültür nasıl görülür?
    “Audio-Lingual” metotta dilin görünüşü dilbilimcilerin tanımlarından etkilendi. Her dil kendi
    özel sistemine sahiptir. Bu sistemin bazı bölümleri vardır : fonolojik, morfolojik, sözdizimi..
    gibi. Her bölümün kendine özel ayırt edici (distinctive) nitelikleri vardır.
    “Audio-Lingual” metotta günlük konuşma vurgulanır. Konuşmanın karmaşıklığı yeni
    başlayanlar için derecelendirilir. Böylelikle yeni başlayanlar sadece basit yapıları öğrenirler.
    Hedef dili ana dil olarak kullanan insanların kültürü günlük davranışları ve yaşan stilleri olarak
    öğretilir.
    6.Dilin hangi alanları ve özellikleri vurgulanır?
    Kelime bilgisi çocuklar telaffuz sistemlerinde ve dilbilgisi örneklerinde belli bir seviyeyi
    aşıncaya kadar en alt düzeyde tutulur. Dil bilgisi örnekleri bir cümle gibi benzer değildir.
    Örneğin bu üç cümlenin dil bilgisi yapısı aynıdır : “Meg called”, “The blue Jays won”, “The
    team practiced”…
    Doğal dil bu sırayla öğrenilir : dinleme, konuşma, okuma ve yazma. Konuşma ve dinleme
    çalışmaları en çok dikkat gösterilmesi gerekenlerdir. Öğrencilerin yazacakları önce konuşma
    yoluyla tanıtılır. İlk başlardan telaffuz öğretilir.
    7.Öğrencilerin ana dilinin rolü nedir?
    Öğrencilerin ana dilindeki alışkanlıkların hedef dildeki ilerlemeyi zorlaştıracağı düşünülür. Bu
    nedenle sınıfta hedef dil kullanılır. Ana dil ile hedef dil arasındaki karşılaştırmayı (conttastive
    analysis) yapan öğretmen en fazla karışıklığın geleceği noktayı tahmin edebilir.
  29. Değerlendirme nasıl yapılmalıdır?
    Testteki her soru dilin bir noktasını işaret etmelidir. Öğrencilere bir çiftteki kelimeleri ayırt
    etmeleri veya bir cümlede uygun fiili sağlamaları sorulabilir.
    9.Öğretmenin öğrenci hatalarına tutumu nasıl olmalıdır?
    Öğretmenler, öğrencilerin nerede hata yapabileceklerini veya öğretilenleri söylemelerindeki
    sınırlamaları önceden düşünmeli ve öğrenci hatalarına fırsat vermemelidir.
    TEKNİKLER :
    Dialog Memorization (diyalog ezberleme) :
    İki karakter arasındaki diyaloglar veya kısa karşılıklı konuşmalar ile genelde ders başlatılır.
    Öğrenciler taklitçilik yoluyla diyalogu ezberlerler. Öğretmen diyalogdaki bir kişinin rolünü,
    öğrenci ise diğer bir kişinin rolünü alır. İlk karakterin diyalogları öğrenildikten sonra
    diğerininkiler ezberlenir. Aynı şekilde sınıfın yarısı bir rolü, diğer yarısı başka bir rolü alabilir.
    Diyalog ezberlendikten sonra öğrenciler bireysel olarak diyalogu yapabilir.
    “Audio-Lingual” metotta cümle ve dilbilgisi özellikleri diyaloglar içinde öğretilir. Daha sonra
    bu özellikler diyaloga bağlı kalınarak tekniklerle kuvvetlendirilir.
    Backward build-up / Expansion drill (parçalara ayırma) :
    Bu teknik daha çok öğrenciler uzun bir cümlenin telaffuzunda problem yaşadıklarında
    kullanılır. Öğretmen cümleyi parçalara ayırır ve sondan başlayarak parça parça öğrencilere
    tekrarlatır. Tekrarlamaya sondan başlanınca öğrencilerin dikkati daha çok yeni bilginin
    bulunduğu cümlenin son kısmına çekilir. Öğrenciler bütün bir cümleyi hatasızca
    tekrarlayıncaya kadar çalışma devam eder.
    Repetition drill (tekrar) :
    Öğrencilerden öğretmenin örneğini mümkün olduğunca hızlı ve doğru tekrarlanması istenir.
    Bu teknik öğrencilere yeni diyaloglar öğretmek için kullanılır.
    Chain drill (zincir) :
    Zincirleme tekniği adını sınıfta oluşturduğu zincirleme bir iletişimden alır. Öğretmen bir
    öğrenciyi selamlayarak başlar ve ona bir soru sorar. Soruyu cevaplayan öğrenci yanındaki
    arkadaşına dönüp onu selamlar ve bir soru sorar. Bu şekilde devam eder. Zincirleme tekniği
    sınırlı olmasına rağmen kontrolü kolaydır. Bu teknik aynı zamanda öğretmene bütün
    öğrencilerin telaffuzunu kontrol etme fırsatı verir.
    Single-slot substitution drill (tek sözcük yerleştirme) :
    Öğretmen diyalogdan bir cümle okur ve farklı bir kelime (cue) verir. Bu kelimeye anahtar
    (cue) denir. Öğrenciler verilen kelimeyi okunan cümledeki uygun yere yerleştirirler. Bu
    teknikteki amaç öğrencilerin cümledeki uygun yeri bulma ve doldurmayı öğrenmeleridir.
    Multiple-slot substitution drill (Farklı yere aynı sözcüğü yerleştirme) :
    Bu teknikte öğretmen yine anahtar kelimeler verir, bu kelimeler diyalogdaki farklı yerlere
    gelecektir. Öğrenciler kelimeyi tanımalı veya cümlede nereye konulması gerektiğini
    bulmalılar. Gerekirse özne-yüklem uyumu gibi değişiklik yapacaklar. Daha sonra cümleyi
    verilen kelimeyi uygun yere koyarak okuyacaklardır.
    Transformation drill (çeviri) :
    Öğretme olumlu bir cümle verir ve bunun olumsuz cümleye çevrilmesini ister. Aynı şekilde
    soruya, aktif bir cümleyi pasife veya dolaylı cümleye çevrilmesi istenebilir.
    Question and answer drill (soru-cevap) :
    Bu teknik öğrencilerin soru cevaplama pratiği yapmasını sağlar. Öğrenciler, öğretmenin
    sorularını çok çabuk anlamalı ve cevaplamalılar. Aynı şekilde öğretmen anahtar kelimeler
    vererek öğrencilerden sorular oluşturmalarını isteyebilir.
    Use of minimal pairs (seslerle çalışma) :
    Ortak sesleri olan iki farklı kelime (e.g. ship, sheep) ile çalışılır. Önce öğrenciler farkı anlar ve
    daha sonra doğru telaffuzları yapmaya çalışırlar. Öğretmen sesleri, öğrencilerin ana dili ve
    hedef dili arasında bir karşılaştırma yaptıktan sonra belirler.
    Complete the diyalog (diyalog tamamlama) :
    Diyalogtan öğrencilerin öğrendiği bazı kelimeler silinir ve tamamlamaları istenir.
    Grammar game (dilbilgisi oyunu) :
    Süpermarket alfabesi oyununda bir öğrenci A harfiyle bir yiyecek söyler bir sonraki hem A
    harfiyle hem de B harfiyle yiyecek söyler, oyun bu şekilde devam eder. Bu oyunda tekrarlama
    fazladır. Öğrenciler sınırlı olsa da kendilerini ifade ederler.
    SONUÇLAR :
  30. Hedef dili kazanma alışkanlıklar oluşturularak mümkündür.
  31. Ana dilin alışkanlıkları hedef dile karışabilir.
  32. Hatalar mümkün olduğunca ortadan kaldırılmalıdır.
  33. Odaklanma hedef dilin yapısal modelleri (structural pattern) üzerinde olmalıdır.
  34. Yeni materyal tanıtılırken diyaloglar kullanılır.
  35. Öğretmeni model alarak taklit yoluyla öğrenilir.
  36. Minimal-Pair tekniğiyle telaffuz üzerinde çalışılır.
    4.THE SILENT WAY
    Audio-Lingual Metodu ile öğrenciler dilleri öğrenseler bile sınıfta oluşturdukları alışkanlıkları
    asıl iletişim ortamı olan dış dünyaya taşıyamayabilirler. Dahası, bir dil öğrenmenin bir seri
    alışkanlıklar oluşturmakla mümkün olacağı fikrine 1960larda karşı çıkıldı. Noam Chomsky’a
    göre dil kazanma alışkanlıklar yaratılarak oluşmaz çünklü insanlar daha önce hiç duymadıkları
    ifadeleri de anlayabilirler ve yaratabilirler. Dil bir alışkanlık ürünü olarak değil de bir dilin
    kurallarını kendi kendine düşünerek keşfedecekleri şekilde öğrencilere verilmelidir.
    İnsan kavramının (human cognition) önemi Kavramsal Yaklaşımı (Cognitive Approach)
    oluşturdu. Bu yaklaşıma göre öğrenciler kendi öğrenimlerinin sorumluluğunu alarak daha
    aktif olmalı, hedef dilin kurallarını kendileri keşfetmeliydiler. Hatalar kaçınılmaz (inevitable)
    görülür ve öğrencinin kuralları keşfetme sürecinde olduğunun işaretidir. 1970lerin başlarında
    bu yeni Kavramsal Yaklaşımı dil öğretme ve materyal geliştirme sürecine uygulamada
    çalışmalar oldu. Bu çalışmalar hem deductive (öğrencilere kurallar verilir ve uymaları istenir)
    hem de inductive (öğrenciler kuralları örneklerden keşfederler) dil bilgisi uygulamalarında
    olmuştur. Yinede bu yaklaşımı tam anlamıyla baz alan bir metot oluşturulamamıştır.
    Caleb Gattegno’nun Silent Way Metodu doğrudan Kavramsal Yaklaşımdan gelmemekle (stem)
    beraber onunla ortak prensipleri vardır. Örneğin Silent Way Metodunun en temel prensibi
    “Öğretme, öğrenmenin emri altına girmelidir” (Teaching should be subordinated to learning).
    1-) Learning is faciliated if the learner discovers or creates.
    2-) Learning is faciliated by accompanying physical objects.
    3-) Learning is faciliated by problem solving involving the material to be learned.
    Yani Gattegno’ya göre öğretme süreci öğrenme sürecine hizmet etmeli, onu yönetmemelidir.
    Gattegno dil öğrenme sürecini bebeklerin ve çocukların öğreniminden çıkarımlar yaparak ele
    almıştır. Ona göre öğrenme kendi içsel kaynaklarımızı harekete geçirerek kendi kendimize
    başlattığımız (initiate) bir gelişimdir. Öğrenme sürecimiz boyunca yeni olarak ne yaratırsak
    yaratalım onu daha ileriki öğrenmelerimiz için bir basamak olarak kullanırız.
    Bu metodu daha iyi anlamak için Brezilya’daki bir lisede 24 öğrencilik sınıfı gözlemleyelim.
    Sınıf günde iki saat, haftada 3 gün bir araya gelmektedir.
    GÖZLEM (DAVRANIŞ) VE PRENSİPLER (DÜŞÜNCE) :
  37. Öğretmen bir şey söylemeden 5 renk bloğunu işaret eder. Bu renkler Portekizce’deki 5
    sesli harfe en yakın sesleri ima eder.
    Öğretmen, öğrencilerin zaten bildikleri şeylerle başlamalıdır. Öğrenciler öğrendikçe
    bilinmeyene ilerlerler. Diller bazı ses ve yapıları paylaşabilirler.
  38. Öğretmen tekrar renk bloklarını işaret eder. Kimse ses çıkarmayınca ilk rengi gösterip
    /a/ sesini çıkarır. Sonra diğer sesleri işaret etmesiyle öğrenciler /e/, /i/, /o/, /u/ seslerini
    çıkartırlar.
    Öğretmen sadece gerekli olduğunda yardım etmelidir. Öğrenciler zekalarını kullanarak dil
    öğrenme deneyimlerini kendileri bulabilirler.
  39. Öğretmen yeni sesleri örnek olarak seslendirmez. Bazen öğrencilere Portekizce sesleri
    nasıl değiştireceklerini mimikleriyle veya el işaretleriyle gösterir.
    Öğrenme bir modelden sonra tekrarlama değildir. Öğrenciler kendi doğrular değerlerini (iner
    criteria) geliştirmeli, hedef dilde kendi üretimlerine güvenmeli ve sorumluluğunu almalıdırlar.
  40. Öğrenciler sırayla sesleri okurlar.
    Öğrencilerin öğrenip öğrenmedikleri bu yolla anlaşılır.
  41. Bir öğrenci diğerine Portekizce yardım eder.
    Öğrenciler kendilerine ve birbirlerine güvenmelidirler.
  42. Öğretmen işaretlerle, bazense anadillerinde, hedef dildeki sesi hatasız çıkarmaları için
    yardımcı olur.
    Öğrenciler hedef dil ile çalışırken öğretmende öğrenciler ile çalışır.
  43. Öğrenciler yeni sesleri birbirlerinin adlarının telaffuzundan yardım alarak öğrenirler.
    Öğrenme için zaten bilinenler kullanılır. Öğretmen ne kadar az aktif olursa, öğrenciler
    kendileri için o kadar çok çalışacaklardır.
  44. Öğretmen “rod” kelimesini işaret eder sonra 3 renk-ses bloğunu gösterir ve öğrenciler
    telaffuzu yaparlar : “rod”.
    Öğrenme bilinen bir şeyi yeni içeriğe uygulamak şeklinde alınabilir.
  45. Öğretmen “a” ve “rod” kelimelerini işaret eder.
    Okuma en başta ele alınır ama öğrenciler ne söyleyeceklerini öğrenmiş olmalıdırlar.
  46. Öğretmen sessizce oturmaktadır. Bir dakika sonra kız öğrencilerden biri kelimelerden
    birini gösterip telaffuzunu yapar “a rod”.
    Burada sessizlik bir araçtır. Sessizlik öğrencilerin teşebbüslerini ve kendi kendine idarelerini
    (autonomy) besler Öğretmen dikkatin merkezi olmaktan çıkar böylelikle öğrencileri
    dinleyebilir ve onların üzerinde çalışabilir. Öğretme sadece zorunda kaldığında konuşur
    çünkü hedef dili kullanması gerekenler öğrencilerdir. Sessizlik öğrencilerin kendi kendilerini
    idarelerini ve kişisel teşebbüslerini sağlar.
  47. Öğretmen belirli bir kelimeyi işaret ederek ve ardından ses-renk panosundan alakalı
    sesleri göstererek telaffuzu yapar : “a blue rod”.
    Anlam bilgisi çeviri ile değil öğrencilerin algısına yoğunlaşarak sağlanır.
  48. Bir öğrenci “ a pink rod” telaffuzunu yanlış yapar. Öğretmene bakar fakat öğretmen
    sessizdir, sonra diğer öğrencilere bakar.
    Öğrenciler birbirlerinden öğrenebilirler, öğretmenin sessizliği grup çalışmasını destekler.
  49. Öğrenci telaffuzu tekrar dener ve öğretmen bu sefer telaffuzu doğru olarak kabul eder.
    Öğretmenin övgü veya eleştirileri öğrencilerin kendine güvenlerini azaltabilir. Öğretmenin
    hareketleri öğrencilerin kendi kendilerine gelişimini etkiler.
  50. Bir öğrenci “a pink rod” telaffuzunda hata yapar. Hatalı bölümü öğretmen
    parmaklarını göstererek belirtir.
    Hatalar öğrenmede gerekli ve önemlidirler. Hatalı kısım konunun anlaşılmadığı noktaları belli
    eder.
  51. Hatalı kısmı belli ettikten sonra öğretmen, öğrencilerin bütün doğrulama çabası
    bitmeden doğru telaffuzu söylemez.
    Öğrencilere kendi çabaları olmadan basit ve doğrudan cevap verilirse bunlar kalıcı olmaz.
  52. Öğretmen ağzıyla doğru sesi gösterir ama seslendirmez.
    Öğrenciler kendilerini dinlemeyi öğrenmelidirler.
  53. Öğrencilerin telaffuzları aynı değil, bazıları daha başarılı ve İngilizce’ye daha yakın.
    Öğretmen ders ilerlemeden biraz daha ihtiyaç duyan öğrencilerle telaffuz çalışır.
    Öğrencilerden mükemmellik değil gelişim beklenir. Öğrenme zaman alır ve öğrenciler faklı
    zamanlarda öğrenirler.
  54. Öğretmen dikkatle dinler (attentively).
    Öğretmenin sessizliği onu öğrenci davranışlarını gözlemeye daha da yaklaştırır.
  55. Öğretmen bir kez “Take the green rod” der.
    Öğretmenin sözlerini kaçırmamak için öğrenciler dikkatlerini öğretmende yoğunlaştırırlar.
    Dikkat öğrenmenin anahtarıdır.
  56. Öğrenciler sırayla öğretmenin komutlarına uyarlar ve belirli renklerde çubukları alırlar.
    Öğrencilere tekrar olmadan pratik yaptırılmalıdır.
  57. Öğrenciler birleşik nesneler ile komutları çalışır.
    Dilin elemanları mantığa göre öğrencilerin zaten bildiklerini genişleterek tanıtılır.
  58. Öğrenciler sırayla kelime tablosundaki seçeneklerle cümleler oluştururlar.
    Öğrenciler tercihler yaparak ve keşfederek kendi kendilerini idareyi öğrenirler.
  59. Bazı öğrenciler basit, bazıları ise karmaşık komutları oluşturmayı tercih ederler.
    Dil kendini ifade etmek içindir.
  60. Öğretmen öğrencilere dersi nasıl bulduklarını sorar.
    Öğretmen bu şekilde değerli bilgiler alabilir, bir sonra ne üzerinde çalışması gerektiğini
    anlayabilir. Öğrenciler kendi öğrenmelerinin sorumluluklarını nasıl kabul edeceklerini
    anlayabilir.
  61. Ev ödevi verilmez.
    Bazı öğrenimler uyku gibi doğaldır. Öğrenciler derste de doğal yolla öğrenirler.
  62. İleriki derslerde öğrenciler farklı dil yapılarını öğrenecekler.
    Dil biliminin özeti dil yapılarını kavramaktır.
  63. Öğrenciler bu farklı yapıları kullanarak cümleler oluşturacaklar.
    Yapılar çizgisel bir kalıpla düzenlenmez, yeniden ele alınır.
  64. Öğrenciler öğrendikleri cümleleri yazma pratikleri yaparlar.
    Okuma, Konuşma ve Yazma birbirini destekler
    METOT HAKKINDA SORULAR :
    1.”Silent Way” metodu kullanan öğretmenin amacı nedir?
     Öğrenciler dili kendilerini (hislerini, düşüncelerini, anlayışlarını) ifade edebilmek için
    kullanabilmelidirler.
     Bunu sağlamak için öğretmenden ayrı bağımsızlıklarını geliştirmeliler.
     Kendi doğrularını oluşturmak için içsel kaynaklarını (inner criteria) geliştirmelidirler.
     Öğrenciler kendilerine güvenerek bağımsız olurlar. Bu nedenle öğretmen onlara
    sadece öğrenmeleri için ihtiyaç duydukları şeyi vermelidir.
  65. Öğretmenin rolü nedir? Öğrencilerin rolü nedir?
    Öğretmen bir mühendis veya teknisyendir. Öğrenmeyi sadece öğrenci sağlayabilir. Ama
    öğretmen, öğrencinin zaten bildiği bilgilere güvenerek gerektiğinde yardım etmeli,
    öğrencilerin algılarına yoğunlaşmalı, bilgiyi kalıcı kılmak için onlara pratik yaptırmalı ve
    onların farkında olmalarını sağlamalıdır. Öğretmen öğrencilerin yeni konularla bağlantılı
    kendi kendilerine öğrenme çabalarına saygı göstermelidir.
    Öğrencinin rolü bilgilerini kullanarak yeni bilgilere ulaşmaktır, dili kendi kendine
    keşfetmelidir. Öğrenmek bizim kendi sorumluluğumuzdur.
    Gattegno der ki “Öğretmen öğrenciler üzerine çalışır, öğrenciler ise dil üzerine çalışırlar.
  66. Öğretme-öğrenme sürecinin kendine has özellikleri nelerdir?
    Öğrenciler hedef dile sesleri öğrenerek başlarlar. Bunun için ses-renk tabloları kullanılır. Ana
    dillerinde zaten bildikleri seslerden başlanır ve renkler ile hedef dilin sesleri arasında bağlantı
    kurulur. Öğretmen, öğrencilerin dikkatini hedef dilin yapılarına yoğunlaştırıcı durumlar
    yaratır. Bu durumlardan öğrenci anlamlar çıkarır.Bu durumlar çubukların (rods) kullanımı
    olarak adlandırılabilir. Bir durumda bir yapı öğrenilir. Öğretmenin en az sesli yardımıyla, yapı
    örneklendirilir. Öğretmen öğrenci hatalarını kullanarak zayıflıkları ve çalışma alanlarını
    belirler.
    Öğrenciler tekrar etmeden bir çok kez pratik yaparlar. Keşfederek ve tercih ederek kendi
    kendilerine güveni ve hedef dili öğrenirler. Öğrencilere ders hakkındaki fikirleri sorulur.
  67. Öğretmen-Öğrenci ve Öğrenci-Öğrenci etkileşimi nasıl olmalıdır?
    Öğrenci-öğretmen etkileşiminde öğretmen sessizdir. Konuşacağı zamanlarda ise model
    olmaz, ip uçları verir. Öğrenci-öğrenci etkileşimi ise arzu edilen, cesaret vericidir. Zaten
    öğretmenin sessiz oluşu bunu sağlar.
  68. Dil ve kültür nasıl görülür?
    Dil ve kelimeler yapılara ayrılır. Kültür dilden ayrılmaz Her dilin kendine özel nitelikleri vardır.
    6.Dilin hangi alanları ve özellikleri vurgulanır?
    Doğru telaffuz üzerine başlanır. İlk olarak dilin melodisi öğretilir. Kesin dil kuralları
    verilmeden yapılar üzerinde durulur. Kelime bilgisi sınırlıdır.
    Sabit, çizgisel, kalıplaşmış öğretim yoktur. Öğretmen öğrencilerin bildiklerinden başlar ve
    yenilikleri o bilgi üzerine kurar. Öğretim öğrenci ihtiyaçlarına göre değişebilir.
    4 yetenek de baştan alınır. Öğrenciler konuştukları şeyi yazmayı ve okumayı aynı anda alırlar.
    7.Öğrencilerin doğal dilinin rolü nedir?
    Ana dil çeviri amaçlı değil, yardımcı veya ip uçları verici olarak kullanılabilir. Mesela telaffuz
    benzerliklerinde.. Ayrıca ana dil fikir paylaşımlarında kullanılabilir. Ana dildeki bilinen sesler
    ile hedef dildeki yeni seslerin öğrenilmesi sağlanabilir.
    8.Değerlendirme nasıl yapılmalıdır?
    Öğretmen test vermez ama öğrencileri her an gözlemleyip değerlendirmektedir. Öğretmenin
    sesiz oluşu gözlemi ve öğrenci ihtiyaçlarını bulmayı kolaylaştırır. Öğrenip öğrenmedikleri eski
    konuyu yeni konuya uygularken anlaşılabilir. Öğretmen övgü veya eleştiri yapmaz, öğrenciler
    kendi değerler sistemini kurmalıdırlar.
  69. Öğretmenin öğrenci hatalarına tutumu nasıl olmalıdır?
    Hatalar doğal ve öğrenimin ayrılmaz parçası olarak görülür. Öğrenciler dili kendileri keşfettiği
    için hatalar kaçınılmazdır. Öğretmen bu hataları bir sonraki çalışmalar için kullanır.
    Öğrenciler kendi-doğrulama sistemlerini kurarlar. Doğrulamaları öğretmen yaparsa bu dili
    öğrenmek değil ezberlemek olur. Öğrenciler kendilerini dinlemeyi öğrenirler. Son çare olarak
    öğretmen doğru cevabı verebilir.
    TEKNİKLER
    Sound-color Chart
    Tablolar her biri bir sesi ima eden renk blokları içerir. Bu bloklar daha sonraları yapılar,
    kelimeler hatta cümleler için kullanılabilir. Böylelikle öğretmen kelimenin parçalarını tanıtır.
    Bu işlem tekrarlamayı engeller. Ayrıca renk blokları öğrencinin dikkatini öğretmenden çok
    seslere çeker. Hedef dildeki bütün sesleri gösteren renkler yardımıyla öğrenciler neyi
    öğrendiklerini ve neye ihtiyaç duyduklarını anlayabilir.
    Peer Correction
    Öğrencilerin birbirine yardım etmesi grup çalışmasını ve destek sağlar ama yarışma ortamı
    yaratılmasına izin verilmemelidir.
    Rods
    Çubuklar somut örneklerle çalışma olanağı sağlar. Dil böylelikle anlama bağlanır. Başlangıçta
    renkler ve sayılar için kullanılabilir. Daha sonra daha karmaşık yapılar, bağlaçlar için
    kullanılabilirler.
    Çubuklar daha birçok yerde kullanılabilir. Diğer nesneleri ima eder anlamda da
    kullanılabilirler. Bu öğrencilerin yaratıcıklarına ve hayal güçlerine daha sonra ise hedef dile
    uygulamaya seslenir.
    Self-correction Gestures :
    Direct Metod’ta da kendi doğrulama teknikleri vardı. Mesela öğretmen avuç içlerini birbirine
    dokundurup ayırarak o an üzerinde çalıştıkları sesin uzatılması gerektiğini ima edebilir.
    Parmaklarını bir kelimenin hatalı kısmını işaret etmekte kullanabilir.
    Word Chart
    Önce öğretmen sonra öğrenciler kelime panosundan çalıştıkları kelimeleri okuyabilirler.
    Telaffuz yardımı da ses-renk panosundan alınabilir. Toplam 500 kelime içeren 12 belli kelime
    panosu vardır. İngilizce kelimelerdeki ana fonksiyonu olanları içerirler. Ayrıca Silent Way
    yönteminde resim ve kitaplar yardımıyla da çalışılabilir.
    Fidel Chards
    Öğrencilerin ses telaffuzlarını ayırt etmeleri için kullanılır. Mesela /ey/ sesi faklı kelimeler için
    ay, ea, ei, eigh gibi seslendirilebilir.
    Structured Feedback
    Öğrenciler öğrendikleri ve ders hakkında fikir verirler. Öğretmen bunları kendini savunmadan
    ve tarafsız kabul eder. Ayrıca öğretmen bu fikirlerden bir sonraki dersin planını çıkarır.
    Öğrenciler kendi öğrenimleri için sorumluluk alırlar.
    5.DESUGGESTOPEDIA
    Bu metot (Celce – Murcia’nın isimlendirmesiyle Affective-Humanistic Approach)öğrenci
    duygularını ön planda tutar. Metodun yaratıcısı Georgi Lozanov’dur. Öğrenmeyi psikolojik
    durumumuz etkiler. Başarısızlık korkumuz bize sınır yaratır. Zihinsel yeteneklerimizin
    sadece 5-10 % kullandığımız için sınırları tekrar tekrar ilerletmeye çaba göstermeliyiz. Bu
    metodun amacı öğrenci duygularını iyileştirerek korkudan uzaklaştırmak ve öğrenmenin
    önündeki engelleri azaltmaktır. Mesela zihni sanat çalışmalarıyla uyarmak bu konuda işe
    yarayabilir.
    GÖZLEM (DAVRANIŞ) VE PRENSİPLER (DÜŞÜNCE) :
    1.Sınıf rengarenk ve aydınlıktır.
    Hoş bir ortamda eğitim kolaylaşır.
    2.Posterler arasında bazı dilbilgisi yapıları bulunmaktadır.
    Öğrenciler dikkatleri dolaylı yoldan olsa da çevrelerinde sunulan her şeyden öğrenebilirler.
    (Peripheral – Çevresel Learning).
  70. Öğretmen kendinden emin, tereddüt etmeden konuşur.
    Öğrenciler öğretmenin otoritesine güvenir ve saygı duyarlarsa daha kolay öğrenirler.
    4.Öğretmen öğrencilere hedef dili öğrenmenin kolay ve zevkli olacağı izlenimini verir.
    Öğretmen öğrenmenin önündeki psikolojik engelleri kaldırmaya uğraşmalıdır. Bu çabaya
    “desuggest” denir.
  71. Öğrenciler yeni ad ve kimlik seçerler.
    Bu şekilde öğrenciler daha güvende ve kendilerini ifadede açık hissederler. Farklı bir
    insanın performansını yansıttıkları zaman daha az çekingen olurlar.
    6.Öğrenciler kendilerini öğretmene tanıştırırlar.
    Öğrencilerin öğrendiği diyalog hemen kullanabilecekleri dili içerir.
    7.Melodi çalarken şarkı söylerler.
    Şarkılar konuşma kaslarını serbest bırakmada ve olumlu duygular hissettirmede kullanışlıdır.
    8.Öğretmen uzun bir bildiri dağıtır. Yazının başlığı “to want to is to be able to”dur.
    Öğretmen öğrenme durumuna dolaylı pozitif fikirler sunmalıdır. Yapılabileceklerin sınırı
    yoktur.
    9.Öğretmen kısaca bildiride anlatılan İngiliz dilbilgisi ve kelime bilgisinden bahseder.
    Öğretmen dilbilgisi ve kelime bilgisini üzerinde çok fazla durmadan açıklamalıdır. Bu
    açıklamalar bildiride öğrencilerin kolayca bulması için farklı yazı şeklinde olur. Yazının
    bütünü ve parçaları arasındaki etkileşim önemlidir.
    10.Metnin her yerinde klasik resimler yer almaktadır.
    Güzel sanatlar öğrenciler için olumlu fikirler üretir.
    11.Sayfaların sol kısmı hedef dilde, sağ kısmı ana dilde hazırlanmıştır.
    Anlamı çeviri yaparak en açık şekilde ifade edebiliriz.
    12.Öğretmen bir melodi eşliğinde yazıyı okur. Sesini müziğin ritmine ve konuşma şekline
    uydurur.
    İletişim 2 safhada yer alır. Birinde dilsel mesaj şifrelenir. Diğerleri ise dilsel mesajı etkileyen
    faktörlerdir. Müzik bu faktörlerden biridir ve öğrenciye öğrenmenin kolaylığını ve
    hoşluğunu ifade eder. Bilinç hali ve bilinç altında olan bütünlük ile öğrenme sınırı artar.
    13.Aynı metni öğretmen farklı bir müzik ile tekrar okur.
    Bu psikolojik engelleri yıkmanın ve öğrenme potansiyelini açığa vurmanın bir yoludur.
  72. Ödev olarak öğrenciler pasajı gece ve sabah tekrar okurlar.
    Bu zamanlarda (yatarken ve kalkarken) bilinçaltı ve bilinç hali arasındaki uzaklığın en
    azaldığı anlar olduğundan öğrenme daha kolay gerçekleşir.
    15.Öğretmen, öğrencilere farklı karakterleri canlandırmaları için şapkalar verir.
    Öğrenciler diyalogu canlandırırlar. Rolü canlandırma öğrenmede eğlenceli bir yol sağlar.
    Hayaller öğrenme engellerini azaltır.
    16.Öğretmen rolün seslendirilmesine duygularında katılmasını ister.
    Güzel sanatlar bilinç altına hitap eder bu nedenle mümkün olduğu kadar öğrenim sürecine
    katılmalıdır.
    17.Öğretmen bazı soru-cevap, tekrarlama, çeviri gibi aktiviteler gösterir.
    Öğretmen, öğrencilerin aldıkları bilgileri aktif olarak kullanmalarına yardımcı olmalıdır. Bu
    aktiviteler tekrarlamayı mümkün olduğu kadar azaltacak şekilde çeşitli olmalıdır. Yenilikler
    kazanmayı kolaylaştırır.
    18.Bir çocuk şarkısı öğretilir. Dilsel bilgiyi müzik ve hareketler destekler.
    Çocukça bir ortam öğrenmeyi kolaylaştırır. Öğretmene güvenleri bu ortamı daha kolay
    oluşturmalarını sağlar.
    19.Öğretmen ve öğrenciler soru-cevap oyunu oynarlar.
    Böylelikle öğrencinin dikkati direk dilbilgisi formlarına değil, dilin kullanımına yönelir.
    Öğrenme eğlenceli olmalıdır.
    20.Öğrenci hatalarını öğretmen yumuşak bir sesle düzeltir.
    Hatalar direkt olarak veya yüzleştirme biçiminde değil nazikçe düzeltilmelidir.
    METOT HAKKINDA SORULAR :
    1.”Desuggestopedia” metodu kullanan öğretmenin amacı nedir?
    Öğretmenin amacı öğrencilerin hedef dilde günlük konuşma kullanımını öğrenmeleridir.
    Bunun için öğrencilerin zihinsel güçleri açığa vurulmalıdır. Bu da öğrenmenin önündeki
    psikolojik engellerin kalkmasıyla ve beynin yakın-bilinç bölümünü çalıştırıcı aktivitelerle
    mümkün olur.
  73. Öğretmenin rolü nedir? Öğrencilerin rolü nedir?
    Öğretmen sınıftaki otoritedir. Öğrenciler ona saygı duymalı ve güvenmelidir. Güven
    duyulan kaynaktan bilgi daha kolay alınır. Öğrenciler kendilerini daha emin hissederler,
    daha az çekingen olur ve öğrenimi kendiliğinden çabaya gerek kalmadan gerçekleştirirler.
  74. Öğretme-öğrenme sürecinin kendine has özellikleri nelerdir?
    Öğrencilerin çevresel (peripheral) öğrenmelerinden yararlanmak için posterler hoş renkli
    ortamlar hazırlanır. Çevrede yenilik hissini yaratmak için posterler her hafta değiştirilir.
    Öğrenciler yeni isim ve meslek seçerler ve kurs boyunca bu yeni kişiliğe bir özgeçmiş
    yaratırlar.
    Öğrencilere verilen bildiri uzun diyaloglar (800 kelime) içerir. Diyalogların yanında ana dilde
    çevirisi vardır. Ayrıca dilbilgisi ve kelime bilgisi üzerine farklı yazım şekillerinde notlar vardır.
    Öğretmen diyalogu, birinci ana ibareyi içeren (receptive phrase) iki farklı dinleti halinde
    sunar. Birinci dinletide (active concert), öğretmen sesini müziğin ritim ve tonuna uydurarak
    diyalogu okur. Bu yolla öğrencilerin beyinlerin tamamı aktif olur. Öğrenciler bildiriden takip
    ederler ve çevirisini incelerler. İkinci dinletide (passive concert) ise öğretmen normal sesle
    diyalogu okur. Ödev olarak da öğrenciler yatmadan önce ve sabah kalktıklarında diyalogu
    okuyacaklardır.
    İkinci ana ibare ise (activation phrase) yeni konuda öğrencilere kolaylık kazandıracak rol
    oynama, oyunlar, şarkılar, soru-cevap gibi alıştırma çalışmalarıdır.
  75. Öğretmen-Öğrenci ve Öğrenci-Öğrenci etkileşimi nasıl olmalıdır?
    Öğretmen etkileşimi onlarla bir bütün olarak ve bireysel olarak başlatır. İlk zamanlar
    sessizce veya öğrendikleri birkaç ifadeyle karşılık veren öğrenciler daha sonra hedef dili
    kontrol etmeye başlarlar.
  76. Dil ve kültür nasıl görülür?
    Dil iletişimdeki gelişmenin birinci safhasıdır. İkinci safha ise dilsel mesajı etkileyen
    faktörlerdir. Örneğin; Birinin kıyafeti veya davranışları diğerinin dilsel mesajının nasıl
    olacağını etkileyebilir. Hedef dili kullanan insanların günlük yaşamı ile ilişkili hedef dil
    öğrenilir. Güzel Sanatların kullanımı da etkilidir.
    6.Dilin hangi alanları ve özellikleri vurgulanır?
    Kelime bilgisinin üzerinde durulur. Metodun başarısı hakkındaki talepler verilen kelime
    bilgisinin çokluğuna odaklıdır. Dilbilgisi de apaçık fakat az düzeyde verilir. Öğrencinin bilinci
    dilin yapısına değil de kullanımına odaklanırsa başarı artar. Daha sonra beynin yarı-bilinç
    hali dilbilgisi kurallarını kendiliğinden içine alacaktır. Konuşma da vurgulanır. Ayrıca
    öğrenciler hedef dilde okur ve yazarlar.
    7.Öğrencilerin doğal dilinin rolü nedir?
    Diyalogların anlamlarını açıklamada ve gerekli görülen yerlerde ana dil kullanılır. Kurs
    ilerledikçe öğretmen ana dil kullanımını azaltır.
    8.Değerlendirme nasıl yapılmalıdır?
    Değerlendirme test ile değil de öğrencinin sınıf içindeki performansı gözlenerek yapılır. Test
    öğrenmeyi hızlandırıcı rahat sınıf atmosferini bozar.
  77. Öğretmenin öğrenci hatalarına tutumu nasıl olmalıdır?
    Hatalar tatlı, yumuşak bir sesle düzeltilir.
    TEKNIKLER :
    Positive Suggestion :
    Fikir verici faktörler yaratmak öğretmenin sorumluluğundadır. Böylece öğrenmenin
    önündeki engeller azalacaktır. Bu direk yolla olabilir, örneğin öğretmen öğrencilere başarılı
    olacaklarına dair destek verebilir. Ama öğrencinin alt-bilincine hitap eden faktör daha
    etkilidir.
    First Concert (active concert) :
    Öğretmen diyalogun hikayesini ve dilbilgisini tanıttıktan sonra okur. Öğretmen müzik
    eşliğinde diyalogu okur. Klasik – Romantik periyot tavsiye edilir. Öğretmenin ses tonu
    müziğe göre artar veya azalır.
    Second Concert (passive concert) :
    Öğretmen normal hızda melodi eşliğinde okur. Ama müzik tonu ile değil. Öğrenciler neşeli
    bir ortamda yüksek sesle diyalogu canlandırır. Neşeli, üzgün, sinirli duyguları kullanılır.
    1- Classroom Set-Up
    Bu teknik sınıf ortamının düzenlenmesini içerir. Öğretmen tarafından olabildiğinde pozitif bir
    ortam yaratılmak isteniyor .
    2-Peripheral Learning
    Öğrenmenin çevresel öğrenme,posterler vs yoluyla oluşacağı tekniktir.
    3-Positive Suggestion
    Olabildiğince olumlu öneriler sunmak,yapabileceklerinizin sınırı yoktur anlayışını
    kazandırmak.
    4-Choose A New İdentity
    Yeni kimlik edindirerek daha rahat bir öğrenme ortamı sunmak.
    5-Role Play
    Role play sayesinde öğrencilerimiz yaratıcıklarını da kullanarak dil öğelerini pratik ediyor.
    6- First Concert(Active Concert)
    Müzik eşliğinde yüksek sesle ve sesimizi müziğin ritmine uyarlayarak bazı önemli gramer
    noktalarına öğrencilerin dikkatini çekmek amaçlanır.
    7- Second Concert (Passive Concert)
    Klasik veya barok bir müzik parçası ile öğretmen metni okur.
    8-Primary Activation
    Metni bir grup üzgün okur,bi grup neşeli okur bi grup sinirli okur.
    9.Creative Adaptation:
    Singing,dancing,dramatizations,games gibi farklı etkinliklerle hem dil öğeleri pratik edilir hem
    iletişim sağlanmış olur.
    6.COMMUNITY LANGUAGE LEARNING
    Bu metotta öğrenciler bütün olarak görülür. Yani sadece zeka yapılarıyla değil,
    duyguları, fiziksel tepkileri, içgüdüsel savunmaları, öğrenme arzuları ile ele alınırlar. Bu
    metodun prensipleri Counselling-Learning Charles Curan ile aynıdır. Yetişkinler yeni bir şey
    öğrenirlerken budala görünme korkusuna kapılırlar. Bu korkuları yenmeleri için öğretmen
    danışman (counselor) rolündedir. Öğretmen öğrencilerin korkularını yenmelerini ve bu
    korkuları pozitif enerjiye çevirmelerini sağlayabilir. Bu metotta öğretmenler öğrencilerini
    ”whole persons” olarak tanımlıyor
    GÖZLEM (DAVRANIŞ) VE PRENSİPLER (DÜŞÜNCE) :
    1.Öğretmen öğrencileri selamlar, onlarla tanışır, kendilerini tanıtmalarını ister.
    Öğrenciler arasında bir yakınlık kurmak çok önemlidir.
    2.Öğretmen derste yapacaklarını anlatır. Aktivitelerden ve zaman sınırından bahseder.
    Yeni bir öğrenim deneyimi korkutucu olabilir. Eğer öğrenciler bir sonraki adımı bilirlerse
    daha rahat, emin hissederler.
    3.Öğrenciler sohbet ederler.
    Dil sohbet etmek içindir.
    4.Öğretmen öğrencilerin söylemek istediklerini İngilizce’ye çevirir.
    Öğretmen güven ortamını sağlamalıdır, başarılı olmaları için sadece ihtiyaç duyduklarını
    vermelidir.
    5.Öğretmen sohbetin ne zaman biteceğini söyler.
    Öğrenciler bir aktivitenin limitlerini bildiklerinde daha emin hissederler.
    6.Öğretmen öğrencilerin arkasında durur.
    Öğretmenin bilgisi ve gücü korkutucu olabilir. Bu korkuyu azaltmak için öğretmen çok fazla
    ön planda olmaz. Ayrıca öğrenciler arasındaki etkileşim böylelikle artar.
    7.Öğrencilerden sohbet sonrası ne hissettikleri sorulur.
    Öğretmen ve öğrenciler bütün bireylerdir. Deneyimler hakkında fikirlerini paylaşmak
    iletişimin bir parçasıdır.
    8.Öğretmen her fikre saygı duyar.
    Böylelikle öğrenciler daha az çekingen olurlar, savunma duygularını ön planda tutmazlar,
    öğretmen her fikrin kabul edildiği bir ortam sağlamalıdır.
    9.Öğretmen söylenenleri anlar.
    Öğretmen öğüt değil fikir verir. Öğrencilere onları dinlediğini gösterir. Öğrencilerin nasıl
    hissettiklerini anlarsa öğrenim gelişimleri için yapması gerekenleri planlayabilir.
    10.Öğrenciler konuşmaları dinlerler ve ana dillerine çevirirler.
    Ana dil bilinmeyen ile bilinen arasında köprü kurar. Öğrenciler her şeyi anladıkları sürece
    emin hissederler.
    11.Öğrencilerden tahtayı görebilecekleri şekilde yarı-daire kurmaları istenir.
    Öğretmen aktiviteleri en uygun şekilde hazırlamalıdır.
    12.Öğretmen öğrencilere not tutma işlemini sonraya bırakmalarını söyler.
    Öğrenme bir seferde bir davranış yapılırsa kolaylaşır.
    13.Öğretmen cümleleri okuyarak öğrencilerden çevirisini ister.
    Kimse gönüllü olmazsa kendisi söyler. Öğrencilerin teşvik edilmesi ve bağımsız hissetmeleri
    sağlanır. Sessizlik içinde çabalamalarına da izin verilmez.
    14.Öğretmen diyalogu üç defa okur. Öğrenciler rahatlar ve dinlerler.
    Öğrenciler öğrenmek için bazen tekrara ihtiyaç duyarlar.
    15.Human Computer(Bilgisayar İnsan) aktivitesinde öğrenciler telaffuzunu çalışmak
    istedikleri kelimeyi söylerler, öğretmen tekrarlar.
    Öğrenciler pratikte tercihleri olduklarında daha iyi öğrenirler. Öğrencilerin ihtiyaç
    duydukları konu üzerine bilgi geliştirirler. Öğrenciler ayrıca kendi öğrenmelerinin
    sorumluluklarını da alırlar.
    16.Öğrencini, telaffuzunun gerçeğiyle uyup uymadığını görür.
    Öğrenciler hedef dilde formlardaki benzerlik ve farklılıkları öğrenirler.
    17.Öğrenciler üçerli gruplarla çalışırlar.
    Grup çalışmasında öğrenciler birbirlerinden de öğrenirler. Ayrıca sosyallik duygusunu
    geliştirirler. Yarışma ortamı değil iş-birliği desteklenmelidir.
    18.Öğrencinin yarattığı cümleyi öğretmen düzelterek tekrar eder.
    Öğrencinin üretimi üzerinde öğretmen korkutmadan çalışmalıdır.
    19.Öğrenciler cümlelerini sınıfta okurlar.
    Öğrenciler arasındaki güven artar ve çekingenlik azalır.
    20.Öğretmen teybi iki kez daha çalıştırır.
    Hatırlama yenilik ve alışkanlık arasında yer alır.
    21.Öğrenciler ders hakkında yorum yaparlar. Öğrenciler deneyimleri hakkında fikirlerini
    paylaşırlar.
    Böylece dil hakkında, öğrenimleri hakkında, toplum arasında başkasından bilgi almayı
    öğrenirler.
    22.İlk sohbet hakkında diğer aktiviteler yapılır, ardından yeni konunun sohbetine geçilir.
    Öğrenciler öğrenmeleri gerekeni kendileri yaratırlar, böylelikle istekleri artar. Yeni konunun
    özeti öncelikle öğrenciler tarafından seçilir.
    METOT HAKKINDA SORULAR
    1.”Community Language Learning” metodu kullanan öğretmenin amacı nedir?
    Öğrencilerin hedef dili toplum içinde nasıl kullanacaklarını öğrenmeleri amaçtır. Ayrıca
    öğrencilerin kendi öğrenimlerinin sorumluluğunu almaları, başkasından nasıl
    öğrenebileceklerini de amaçlar. Bütün bunlar öğrencinin duygularını ve fikirlerini
    eğitiminde kullanıp yeni bir şeyler öğrenmeye karşı iç-savunma oluşturmamasıyla
    gerçekleşir.
  78. Öğretmenin rolü nedir? Öğrencilerin rolü nedir?
    Öğretmen danışman rolündedir. Bu onun öğretmediği anlamına gelmez. Öğretmen yetişkin
    öğrencilere yeni bir şeyler öğretmenin zorluğunu bilip ona göre davranır. Başlangıçta
    öğretmene bağımlı olan öğrenciler, öğrendikçe bağımsız olurlar. Bu durum 5 bölümden
    açıklanır. İlk 3 bölümde öğretmen sadece dile yoğunlaşmaz ayrıca öğrencilere öğrenimleri
    süresince destekte bulunur. 4.bölümde öğrenciler kendilerine güveni aldıklarında
    öğretmen doğruluğa daha çok yoğunlaşır. İlk 3 bölümde doğruluk, akıcılıktan sonra gelirdi.
    Başa dönüşte 5.bölümde gerçekleşir.
  79. Öğretme-öğrenme sürecinin kendine has özellikleri nelerdir?
    Curran’a göre savunmasız öğrenimin 6 parçası vardır.
    1-security,2-aggression,3-attention,4-reflection,5-retention,6-discrimination
    Birincisi güvenlik. İkincisi hedef dile saldırı (aggression) yani öğrenciler aktif olmalı,
    kendilerini ispat etmek için çaba harcamalılar. 3.parça ise dikkat. Kolay öğrenme sağlamak
    için öğretmenin dikkat gerektiren sahaları daraltması gerekir. 4.parça yansımadır. 5.parça
    hatırlama yeteneğidir. Son parça ise ayırma yeteneğidir (discrimination), yani hedef dilin
    yapıları arasındaki farklılıkları kavrayabilme.
  80. Öğretmen-Öğrenci ve Öğrenci-Öğrenci etkileşimi nasıl olmalıdır?
    Öğrenci-öğretmen etkileşimi derse ve zamana göre değişir. Bazı söyleşilerde öğrenciler
    iddialı olabilir. Öğretmen onların kendilerini hedef dilde ifade etmelerini kolaylaştırır.
    Öğrencilerin dairesinden çıkar ve birbirlerini etkilemelerini sağlar. Diğer zamanlarda
    öğretmen görevini ve yönlendirmeyi yapar. İlk zamanlar sınıfı öğretmen planlar ama daha
    sonralar bunun sorumluluğunu öğrenciler almaya başlar. Bu metot öğretmen-öğrenci
    merkezlidir.
    Öğrenciler arasında sosyal ilişki geliştirmek çok önemlidir. Birbirlerinden öğrenebilir ve
    duygularını geliştirebilirler. Yatış ortamı değil işbirliği ortamı yaratılmalıdır.
  81. Dil ve kültür nasıl görülür?
    Dili öğrenme sürecinde hem öğretmen hem öğrenci çalışır. Önceleri dilin görevleri kişiler
    arasında paylaşılır ama sonradan dil gruptaki her bireyin kendi sorumluluğu olur. Bu
    şekildeki destekleyici öğrenme yönteminde dil ayrıca yaratıcılığın ve eleştirinin gelişmesini
    de sağlar. Kültür de dilin ayrılmaz bir parçasıdır.
    6.Dilin hangi alanları ve özellikleri vurgulanır?
    Önceleri öğrenciler neyi söylemeye ihtiyaç duyarlarsa onu öğrenirler, daha sonra
    öğrencilerin öz güveni sağlandığında öğretmen yazılı materyal veya test kitapları hazırlar.
    Öğrenilecek kelime ve dilbilgisi yapılarını ve telaffuz çalışmalarını öğrenci temin eder. En
    önemli yetenek hedef dili anlama ve konuşmadır daha sonra okuma ve yazma gelir.
    7.Öğrencilerin doğal dilinin rolü nedir?
    Ana dil bilinenden bilinmeyene köprü olur. Öz-güven yeni bilgi öğrenilebildiği sürece
    güçlenir, bunu da ana dil sağlar. Zaman geçtikçe hedef dile yaklaşılır.
    8.Değerlendirme nasıl yapılmalıdır?
    Değerlendirme metodun prensipleriyle paralel olmalıdır. Test yapılabilir ve öğrencilere
    doğal olarak kendilerini hazır hissetmeleri için yeterli zaman verilmelidir. Soru ru-cevap
    yerine paragraf yazma veya sohbet istenebilir.
  82. Öğretmenin öğrenci hatalarına tutumu nasıl olmalıdır?
    Öğretmen hatanın ardından doğrusunu tekrarlar ama hataya fazla odaklanmaz, dikkat
    toplamaz.
    TEKNİKLER :
    Tape Recording Student Conversation : Öğrencilere ne ve ne zaman konuşacaklarının
    fırsatı verilirse öğrenmeleri kolaylaşır. Kayıt bittikten sonra hedef dilde seslerinin nasıl
    olacağını dinlerler. Söylemek istedikleri şeyi kayıt ettirdikleri için dinlemelerindeki dikkat
    artacaktır. 12 öğrenciden az olmalıdır. Konuşma boyunca mümkün olduğu kadar söz hakkı
    gelmelidir.
    Transcription (kopyasını çıkarma) : Öğretmen tahtaya kayıtın kopyasını çıkarır.
    Öğrenciler bunu büyük sayfalara kaydederek sınıfın duvarlarına asılabilir.
    Reflective Listening :Öğrenciler kaydı dinler. Veya öğretmen okuyabilir ve öğrenciler
    sessizce eşlik edebilirler.
    SONUÇLAR :
    Community Language Learning Metodu iki cümleyle özetleyecek olursak :
    Learning is like a person : Öğrenme insan gibidir, gelişimi için güven, destek, duygular
    ve işbirliği gerekir.
    Learning is dynamic and creative : Öğrenme yaşanılan ve gelişen bir olgudur.
    7.TOTAL PHYSICAL RESPONSE: TPR
    James Asher tarafından oluşturulmuş bir metodtur. James Asher doktordur ve sağ beyin sol
    beyin üzerine bazı çalışmalarda bulunmuştur.hareket etmenin sağ beyinle alakalı olduğunu
    ve bol bol hareket içeren bu metodumuzun da sağ beyin fonksiyonlarıyla bağlantısını
    kurmuştur.. Metodumuz özelikle başlangıç seviyesindekiler için kullanılmakla beraber aslında
    tüm gruplarda rahatlıkla uygulanabilecek bir metodtur. James Asher bu metodu sağ beyinle
    ilişkilendirir. Hareketler vasıtasıyla anlama gerçekleşir ve bu da dil edinimi için anahtar nokta
    sayılıyor. Bu yaklaşımda özellikle dinleme çok önemlidir,öğrenci başlarda sadece
    dinler,konuşmaz,öğretmen de zaten öğrenciyi konuşmaya zorlamaz,hareketleri
    yaptıkça,doğru dinleme ve uygulama gerçekleştikçe konuşma da yavaş yavaş dersimize dahil
    olmaya başlıyor ve aşamalı olarak konuşmaya geçiliyor.
    Ders zamanımızın çoğu listening ile geçiyor çünkü burada amaç oral fluency i
    geliştirmek,asher amca spoken language skills i geliştirmek ve bu listening ile mümkündür .
    Nasıl ki ana dili öğrenirken önümüze kelime listeleri sunulmuyorsa,driller le
    öğrenmiyorsak,önce duyuyorsak aslında tpr için de aynı şey geçerli. TPR uygulanan derslerde
    grammar bizim için önemli çünkü öğrencilere commands sunuyoruz ve yapmalarını
    istiyoruz,daha çok filler üzerine yoğunlaşıyoruz ve fiil-kelime bilgisi çocuklarımızda ayrıca bir
    çabaya çok da ihtiyaç duymadan sağlanmış oluyor.
    Asıl vurgu anlam üzerine demiştik,kelime öğretiyoruz ama anlamaları daha önemli,bu da TPR
    ı GTM den ayıran önemli bir faktör olarak görülüyor.
    Grammar is not explicitly taught, but is learned by induction. (induction: sonuç çıkarma).
    Gramer açık bir şekilde öğretilmiyor ama sonuç çıkarma şeklinde öğreniliyor.
    This approach to listening is called codebreaking. (code breaking: şifre çözümleme).
    Öğrencilerin grameri bilinç altında öğrenmeleri bekleniyor,ayrıca verilen mesajlar(emirler de
    diyebiliriz) kodlama ile öğreniliyor. Dinleyerek code breaking sağlanıyor. Aslında dinlenen şey
    anlaşılır anlanan şey kodlanır,kodlanan şey öğrenilir desek yanlış olmaz. Burada öğrencilerin
    dinlemesi bekleniyordu konuşma daha sonradan gelecek birşeydi,bu yüzden de öğretmenin
    sorumluluğu fazla ve derste verilecek input lar öğretmenin sorumluluğundadır.
    GÖZLEM (DAVRANIŞ) VE PRENSİPLER (DÜŞÜNCE) :
  83. Öğretmen hedef dilde emirler verir ve öğrencilerden bunları yapmalarını ister.
    Biliyorsunuz ki sağ beyin hareket yetilerimizin sağlandığı kısımdır ve öğrenciler sözel olmayan şekilde
    (with movements) öğretmene cevap vermiş oldu hareketleri yaparak. Burada hedef dil kelime-kelime
    değil de ”open the door” gibi chunk lar halinde gösterildi.
    2.Öğrenciler hiç bişey söylemiyor.
    Önce anlama, sonra konuşma yapılır.
    3-. Öğretmen çabuk çabuk emirleri sunuyor.
    Öğrenciler vücutlarını hareket ettirerek dilin hızlı bir şekilde nasıl olduğunu öğrenmiş oluyor.
    4- Öğretmen oturup gönüllülere command leri sunar.
    Emir cümlesi yapısı burada öğretmenin öğrenciyi davranışa yöneltmesi için iyi bir dil aracıdır.
    5- Öğretmen sadece gönüllü olanlara yaptırmıyor,gönüllüler dışındakilere de yaptırıyor.
    Dil öğrenimi gözlem kadar eylemleri gerçekleştirmeyi de gerektiriyor.
    6-Öğretmen ilk 6 emir in kavrandığıyla ilgili tatmin olunca yeni emirlere geçiyor.
    Öğrenci fixed routines lere değil çeşit çeşit yapıları böylece görmüş oluyor
    7- Öğretmen öğrencilerin rutinlere alışmasını engellemek için sırayı değiştirip tekrar yaptırıyor.
    Böylece öğreciler o sırayı ezberlemiyor.
    8- Hata yapılınca öğretmen bunu çaktırmadan düzeltiyor.
    Mesela “open the door” komutunu öğrenci yapamadı mı,kalkıp kendisi yapıyor,neden yapamadın vs
    demiyor. Burada çaktırmadan düzeltiyor şeklindeki ifademiz: unobstrusive (gentle) manner.
    9- Öğretmen öğrencilere hiç duymadıkları command ler sunuyor.
    Buradaki amaç novelty yani yenilik.
    10- Öğretmen sıradan atlar.
    Ders eğlenceli olursa daha iyi öğrenilir.
    11- Öğretmen komutları tahtaya yazar.
    Konuşma yazıdan daha üstün bunu unutmayalım.
    12- Birkaç hafta sonra,önceden hiç konuşmayan bir öğrenci emirleri verir ve hazır olduklarında
    konuşmuş olur.
    Eeğer hemen konuşmalarını isteseydik öğrencide dil öğrenimine karşı olumsuz duygular oluşacaktı ve
    bu öğrenmeye bir engel olacaktı,ama biz tpr da ne yaptık bekledik onlar hazır olana kadar.
    13- Bir öğrenci’shake hand with your neighbor.der. Burada ilk konuşma olduğu için onların hata
    yapmaları zaten beklenen bir durum.
    Öğretmen bunlara karşı toleranslı olmalı. Öğrencilerimiz iyice proficient olana kadar ince ayarları
    erteleyebiliriz.
    METOT HAKKINDA SORULAR :
  84. “TPR” metodu kullanan öğretmenin amaçları nelerdir?
    Tpr was developed to reduce the stress,teacher tries to teach communication with the listening
    comprehension. S/he tries to teach the foreign language like their mother language(first listening
    then speaking.
  85. Öğretmenin rolü nedir? Öğrencilerin rolü nedir?
    Teacher: director students: imitators
  86. Öğretme-öğrenme sürecinin kendine has özellikleri nelerdir?
    Öncelikle burada modeling olduğunu görüyoruz,öğrenciler öğretmenlerini model alıyor çünkü
    öğretmen söylediği emri gösteriyor. Performing var çünkü öğrenciler de sonradan bu emirleri yaparak
    anladıklarını gösteriyor.oral command leri öğrendiklerinde ve konuşmaya hazır olduklarında artık
    konuşmaya başlıyorlar ve konuşma dersimize dahil olduğunda skit(skeç) ve game ler yardımıyla daha
    ileri düzeylerde yapılıyor.
  87. Öğretmen-Öğrenci ve Öğrenci-Öğrenci etkileşimi nasıl olmalıdır?
    interaction is from teacher to students ,students perform the actions together. students learn by
    watching each other.
  88. Dil ve kültür nasıl görülür?
    just as with the acquistion of the native language,the oral modality is primary. Ana dili model
    aldıklarına göre dili bir yaşam biçimi olarak görmeleri lazım mantıken.
    6.Dilin hangi alanları ve özellikleri vurgulanır?
    vocabulary and grammatical structures are very important, listening –>speaking. oral modality: sözel
    kip
    7.Öğrencilerin ana dilinin rolü nedir?
    meaning is cleared by movements and the native language is used
    8.Değerlendirme (evaluation) nasıl yapılmalıdır?
    öğrenciler emirleri anladı mı anlamadı mı bakılıyor. sonradan formal test olarak da yine aylin
    hocamızın söylediği gibi madem command le işledik dersi o zaman artık olmazsa olmazımız command
    ler devreye giriyor.
  89. Öğretmenin öğrenci hatalarına tutumu nasıl olmalıdır?
    hatalar çaktırmadan düzeltiliyor,baştan hataları düzeltmiyoruz,zaman geçtikçe fine tuning yapıyoruz.
    TEKNİKLER :
    1- Using commands to direct behavior
    2- Role reversal öğrenciler emir veriyor ve sınıf arkadaşları uyguluyor
    3- Action sequence: mesela 3 tane birbiriyle ilgili emir veriyoruz bunları sıraya koyuyor.
    8.COMMUNICATIVE LANGUAGE TEACHINGCLT
    Şu ana kadar öğrenilen metotların çoğunda öğrenciler için amaç, hedef dilde
    duygularını serbestçe ifade edebilmekti. 1970lerde bazı eğitimciler şu soruya cevap aramıştır:
    Derste öğrenci doğru olarak cümle üretebiliyorsa sınıf dışındaki hedef dilde iletişim kurması
    gerektiğinde aynı başarıyı gösterebilecek midir? Buna göre dil öğrenmek sadece dilsel
    yapıları öğrenmek değildir. Öğrenciler kuralları biliyor olabilir ama uygulayamazlar
    (Widdowson-1978). Sosyal bir içerikle karşımıza çıkan söz verme, davet etme, daveti
    reddetme gibi durumları iletişim kurabilmek için öğrenci yaratabilmeli ve
    cevaplandırabilmelidir (Wilkins-1976). Kısaca dilsel yeterlilik (linguistic competence) kadar
    konuşma yeterliliği de (communicative competence) gereklidir. Yani ne zaman kime nasıl
    sözleneceği bilinmelidir (Hymes-1971). Communicative Language Teaching yaklaşımı
    iletişim yeterliliğini dil öğreniminde amaç yapar ve dil ve iletişimde özgür hissetmenin
    bilgisini verir.
    GÖZLEM (DAVRANIŞ) VE PRENSİPLER (DÜŞÜNCE) :
    1.Öğretmen güncel bir gazetenin spor haberinin kopyasını öğrencilere dağıtır (distribute).
    Mümkün olduğu zaman güvenilir dil (authentic language)yani gerçek durumları anlatan dil
    kullanılmalıdır.
    2.Öğretmen, öğrencilerden spor yazarının tahminlerinin altlarını çizmelerini ister. Ayrıca
    hangi tahminlerinde yazarın daha emin olup olmadığı da söylenir.
    Konuşmacının veya yazarın niyetini düşünebilmek iletişim için yeterli olmanın bir parçasıdır.
    3.Öğretmen öğrencilere hedef dilde aktivitenin talimatlarını verir.
    Hedef dil sadece çalışma nesneleri için değil sınıf içersindeki iletişim içinde araç olmalıdır.
    4.Öğrenciler farklı kelimeler kullanarak yazarın tahminlerini ifade etmeye çalışır (state).
    Bir fonksiyonun birden fazla dilsel formu olabilir. Dilin kullanımı vurgulanırken birçok dilsel
    form birlikte sunulur. Vurgulama dil formlarında değil iletişimin gelişimindedir. Öğretmen
    öğrencilerinden muhabirin tahminlerini farklı kelimelerle ifade etmelerini istemişti. Burada amaç
    şu : biz günlük dili kullanırken hep aynı ifade ve kelimelerle iletişim kurmuyoruz,çok çeşitli yapılar
    ve kelimeler kullanıyoruz. Aynı şeyi sınıf ortamına da taşıdı öğretmen.
    5.Öğrenciler gazete haberindeki cümleleri düzene sokarlar (unscramble). Karşılıklı
    konuşma halinde veya “suprasentential” cümle üzerinde konuşarak öğrenciler dil
    üzerinde çalışır.
    Öğrenciler cümleleri birbirine bağlayan nitelikleri anlamak için uygunluk (coherence) ve
    birleşme (cohesion) hakkında öğrenmelidirler. Cohesion:cümleler arasındaki bağlantının
    sağlanması coherence:anlamın tutarlı olması. Yani bağlaçlar vs ile bağlılık cohesion
    sağlanır,cümleler birbirleriyle tutarlı bir sırada olmalı yani mantıklı bir sıra izlemeli bu da coherence
    tır
    Language at the discourse and suprasential level: kelimelerle değil cümlelerle ayrı ayrı değil de
    mesela sıraya koyma gibi bir aktivite ile artık cümleleri daha geniş bir seviyede kullanma yeteneğini
    kazanıyoruz ve artık söylem düzeyinde çalışma yapabiliyoruz.
    6.Öğrenciler bir dil oyunu oynarlar.
    Oyunlar önemlidir çünkü gerçek iletişim durumları ile ortak nitelikler taşırlar. Dahası,
    iletişimi iyi kurup kuramasa bile konuşmacı dinleyiciden geri bildirim (feedback) alır.
    Böylece anlamı müzakere edebilirler. Çocukların küçük gruplarda çalışmaları sağlanırsa
    müzakere süresince daha fazla söz alırlar.
    7.Öğrencilere tahminler hakkında neler hissettikleri sorulur.
    Öğrencilere fikirlerini sunmaları için fırsat verilmelidir.
    8.Bir öğrenci hata yapar, Öğretmen ve diğer öğrenciler bunu önemsemez.
    Hatalara tolerans gösterilir ve iletişim yeteneklerinin gelişiminin doğal sonucu olarak
    görülür. Öğretmen hatayı düzeltmez ama not eder, daha sonra o konuya deyinecektir.
    9.Öğretmen öğrenci gruplarını bir hikaye verir ve rolünü oynamalarını ister.
    Öğretmenin ana sorumluluklarından biri ise iletişimi ilerletmeye yönelik uygun durumlar
    hazırlamaktır.
    10.Öğrenciler bir partnerle çalışarak bir sonraki resmin neye benzeyeceğini tahmin
    etmeye çalışırlar.
    Konuşarak iletişim öğrenciler arasındaki iş birliğini destekler. Öğrenciye anlamı tartışma
    fırsatı verir.
    11.Öğrenciler bir oyunda rol alırlar. Aynı şirketin işçileri olduklarını hayal ederler.
    “Communicative” durumun sosyal içeriği, ifadelere anlam vermek açısından önemlidir.
    Desuggestopedia da çocuklar kendilerine kimlik meslek vs oluşturuyorlardı ve ona göre
    davranıyordu burada da yine hayali bir durum yaratıp o durumda nasıl davranacaklarını öğretmiş
    oluyoruz.
    12.Öğretmen öğrencilere, onlardan birinin patron rolünde olduğunu hatırlatır. Ve işçi
    öğrenciler onunla konuşurken onun patron olduğunu hatırlamalıdır.
    Dil formlarını uygun bir şekilde (appropriately) kullanmak iletişimdeki yeterliliğin önemli
    bir bölümüdür.
    13.Öğretmen grupları dolaşır, öğütler verir ve soruları cevaplar.
    Öğretmen iletişim aktiviteleri yaratır ve bu süreç boyunca öğüt veren olur.
    14.Öğrenciler meslektaşlarına, tahmini ifade edecek alternatif formlar önerir.
    İletişimde konuşmacı sadece ne söyleyeceğini değil ayrıca nasıl söyleyeceğini de seçmelidir.
    15.Rol oynama bittikten sonra öğrenciler uygun kelime bilgisini sağlar.
    Öğrenciler, başkasıyla konuşma (interlocutor) rollerinden, durumsal içerikten sonra
    grammar ve kelime bilgisini alırlar.
    16.Ödev olarak, öğrenciler bir radyo veya televizyondan müzakere (debate)
    dinleyeceklerdir.
    Öğrencilere hakiki (authentic) iletişimde kullanılan dili dinleme fırsatı verilmelidir.
    Böylelikle anlayış düzeylerini geliştirici stratejileri kendiliğinden yetiştireceklerdir.
    METOT HAKKINDA SORULAR :
    1.”CLT” metodu kullanan öğretmenin amacı nedir?
    Hedef dilde iletişimi sağlamak amaçtır. Bunu yapması için öğrencinin dilsel formlara,
    anlamlara ve fonksiyonlara ihtiyacı vardır. Bir vazifeyi oluşturabilmek için farklı birçok form
    kullanmayı ve basit bir formu ise birçok vazifede kullanmayı bilmeliler. Role ve sosyal
    içeriğe göre bu formlardan uygun olanı seçebilmeliler. Ayrıca öğrenciler anlamları
    birbirleriyle müzakere edebilmeyi başarmalılar. İletişim bir gelişim sürecidir. Sadece dil
    formlarının bilgisi yeterli olmaz.
  90. Öğretmenin rolü nedir? Öğrencilerin rolü nedir?
    Öğretmen sınıfta iletişimi düzenler. Bu süreçte öğretmenin ana sorumluluklarından biri
    iletişimi destekleyen aktiviteler yaratmaktır. Bu aktiviteler sürecinde öğrencilere öğüt verir,
    sorularını cevaplar ve performanslarını gözlemler. Hataları not eder ve sonra daha
    doğruluğun esas alındığı aktivitelerde bunlara değinir. Diğer zamanlarda ise öğrenciler
    arasında söyleşi ortamları yaratır.
    Öğrenciler iletişim kuranlardır. Anlamı müzakere etmekle meşgul olurlar (negotiate
    meaning). Bunu yaparken hedef dildeki bilgileri yeterli olmasa bile kendisini ifade etmeyi
    ve diğerlerini anlamayı denerler.
    Ayrıca öğretmen CLT metodunda, öğretmen merkezli metotlara göre daha az yöneten
    konumundadır. Öğrenciler kendi öğrenmeleri için daha sorumlu durumdadır.
  91. Öğretme-öğrenme sürecinin kendine has özellikleri nelerdir?
    CLT yönteminin en belirgin özelliği yapılan her şey söyleşi (communicative) maksatlı yapılır.
    Öğrenciler oyunlar, roller, problem-çözme görevleri şeklinde çeşitli aktiviteler ile dili
    iletişim halinde kullanılırlar.
    Morrow’a göre iletişimi sağlayıcı aktiviteler 3 özelliği paylaşır : information gap,
    choice, feedback.
    Information Gap (bilgi ayrılığı) : İki kişiden birinin bildiği bir bilgiyi diğerinin farklı
    bilmesidir. Aynı şekilde bilinen veri üzerine fikir mücadelesi yapılamaz.
    Choice :İletişimde konuşmacı neyi nasıl söyleyeceğini seçer. Eğer konu dar çaptaysa
    öğrenci bir yolla tercih yapmadan konuşuyorsa bu değişim (Exchange) içermez ve bu
    nedenle “communicative” özellik taşımaz.
    Amaç edilen iletişime göre, konuşmacı dinleyiciden aldığı bilgiye bağlı olarak
    maksadına ulaşıp ulaşmadığını değerlendirir. Eğer dinleyici bir çeşit geri bildirim (feedback)
    ile konuşmayıcıyı beslemez ise gerçek münakaşa yaratılamaz.
    CLT yönteminin diğer bir özelliği gerçek (authentic) materyal kullanılmasıdır. Böylece
    öğrenciler kullanıldığı gibi dili anlama stratejileri geliştirirler. Son olarak ta bu yöntem küçük
    gruplarda uygulanır. Böylelikle kıza zamanda öğrencilere daha çok söz hakkı doğar.
  92. Öğretmen-Öğrenci ve Öğrenci-Öğrenci etkileşimi nasıl olmalıdır?
    Dilsel doğruluk ile ilgili bir konuda çalışırken öğretmen dersin bir bölümünde anlatım
    yapabilir. Diğer zamanlar öğretmen sadece aktivitelerin düzenleyicisidir. Her zaman
    öğretmen öğrencilerle etkileşim kurmaz. Öğretmen daha çok öğrenciler arasında etkileşim
    sağlayıcı aktiviteler düzenler ve etkileşime yardımcı olandır.
    Ana etkileşim öğrenci-öğrenci merkezlidir. Bunu aktivitelerde çift, üçlü, küçük gruplar
    ve tüm sınıf olarak sağlayabilirler.
  93. Dil ve kültür nasıl görülür?
    Dil iletişim içindir. Dilsel yeterlilik yani formların ve anlamlarının bilgisi bu iletişim
    yeterliliğinin sadece bir bölümüdür. Diğer bir bölümü ise dilin ulaşmak için kullanıldığı
    fonksiyonlar bilgisidir. Birçok form basit bir görevi sunmak için kullanılabilir :
    It may rain. – Perhaps it will rain.
    Diğer yönden, basit bir form birçok görev içinde kullanılabilir. (may : permission,
    prediction).
    Öğrenciler form ve anlamlarının bilgisine ve fonksiyonların bilgisine sahip olmalıdır.
    Anlamı uygun olarak verebilmeleri için de sosyal duruma uyum sağlayacak şekilde bu bilgiyi
    kullanabilmelilerdir. Örneğin “May I have a piece of fruit?” ifadesi eğer dinleyici ile
    konuşmacı aynı sosyal eşitlikteyse veya resmi olmayan bir durumda “Can I have a piece of
    fruit?” şeklinde kullanılabilir.
    Kültür ise dili kullanan insanların günlük yaşam tarzlarıdır. Örneğin sözel olmayan
    davranışların kullanımı iletişimde önemli özelliklere sahiptir.
    6.Dilin hangi alanları ve özellikleri vurgulanır?
    Dilin görevleri formlarından önce gelir. Genel olarak “functional syllabus” kullanılır.
    Her görevde birçok form tanıtılır. Formlar öğrenciler tecrübe kazandıkça karmaşık hale gelir.
    Öğrenciler dil ile karşılıklı konuşma (discourse) veya “suprasentential
    (anlamınötesinde)” şeklinde çalışır. Dahası formlardaki birleşme ve uygunluk hakkında da
    öğrenirler. Okuma, yazma, konuşma, dinleme olmak üzere dilin dört yeteneği de
    başlangıçta öğrenilir.
    7.Öğrencilerin ana dilinin rolü nedir?
    Ana dilin kullanımına tedbirli bir şekilde izin verilir. Eğer mümkünse hedef dil
    aktivitelerde olduğu gibi açıklamalarda da kullanılmalıdır. Öğrenciler sınıf yönetimi
    değişimlerinden de öğrenir. Ayrıca hedef dilin sadece çalışılacak bir şey olmadığını iletişim
    için bir araç olduğunu fark ederler.
    8.Değerlendirme nasıl yapılmalıdır?
    Öğretmen sadece öğrenci ifadelerinin doğruluğunu değil akıcılığını da değerlendirir.
    Kelime bilgisi ve grammar yapılarını kontrolü kusursuz olan öğrenci her zaman çok iyi
    iletişim kuramayabilir. Öğrencilerin aktivitelerdeki rollerinden değerlendirme yapılabilir.
    Gerçek iletişim görevinin verildiği bir “integrative” test kullanılabilir. Örneğin yazma
    yeteneklerinin testi için öğrencilerden arkadaşlarına mektup yazmaları istenebilir.
  94. Öğretmenin öğrenci hatalarına tutumu nasıl olmalıdır?
    İletişimdeki akıcılık ile ilgili aktivitelerde hatalar öğretmen tarafından not edilip
    sonraya bırakılır. Hatalar iletişimdeki gelişmenin doğal sonuçları olarak görülür.
    Öğrencilerin dilsel bilgisi sınırlı olsa bile başarılı iletişim kurabilirler.
    TEKNİKLER :
    Authentic Materials :
    Öğrenci bazen sınıfta öğrendiklerini dış dünyada uygulayamaz. Bunu yenmek için
    öğrenciler, hedef dilin ana dil kullanıcıları gibi dilin kullanımını sağlayan aktivitelerde gerçek
    konular kullanırlar. Bu güncel bir gazete yazısı olabilir. Bu birinci sınıflarda hava durumu
    tahmini, mönüler veya zaman tabloları gibi materyaller konuyu basitleştirerek uygulanabilir.
    Scrambled Sentences :
    Öğrencilere cümleleri karıştırılmış bir pasaj verilir. Bu daha önce çalıştıkları bir pasaj
    olabilir. Cümleleri orijinal sırasına sokmaları istenir. Bu deneyim öğrencilere dilin
    özelliklerinde uyumu ve birleştirmeyi öğretir.
    Language Games :
    Oyunlar CLT yaklaşımında sık sık (frequently) kullanılır. Öğrenciler oyunları eğlenceli
    bulur. İyi organize edildiklerinde değerli müzakere pratiği oluştururlar. Morrow’un iletişim
    aktivitelerinin üç özelliği bir çeşit kart oyununda bulunmaktadır : Information gap
    bulunmaktadır çünkü konuşmacı partnerinin gelecek hafta ne yapacağını bilemez.
    Konuşmacı bir tercih yapacak ve bu tercihin nasıl (hangi forma) olacağını seçecek.
    Konuşmacı grubun üyelerinden feedback alır. Eğer tahmin anlaşılmaz ise grupta kimse
    cevap vermeyecektir. Eğer cevap alınırsa konuşmacı tahmininin anlaşıldığını düşünebilir.
    Picture Strip Story :
    Resim kartlı hikayelerle birçok aktivite yapılabilir. Öğrencilerden birine kartlar verilir
    ve öğrenci kartlardan ilkini arkadaşlarına gösterir. Onlara ikinci resmin neye benzeyeceğini
    sorar. Burada “information gap” vardır çünkü gruptaki öğrenciler resmin içeriğini bilmezler.
    Tahminlerinin ne olacağını ve nasıl olacağını seçerler. Daha sonra resmi görerek öğrenciler,
    tahminleriyle resmi karşılaştırarak tahminin formundan değil ama içeriğinden feedback
    alırlar.
    Sorun-Çözme ödevleri CLT ile güzel çalışır çünkü iletişimin üç özelliğini taşırlar.
    Öğrenciler bilgilerini kullanarak birlikte bir çözüme ulaşırlar. Öğrenciler anlamı müzakere
    etme (negotiate) fırsatı bulurlar.
    Role Play :
    Rol alma aktiviteleri Desuggestopedia yaklaşımında da vardır. CLT yönteminde roller
    önemlidir çünkü öğrenciye farklı sosyal içeriklerde farklı sosyal rollerde bulunma fırsatı
    verir. Rol alma aktivitesi iki türde düzenlenebilir. Very Structured : Öğretmen öğrencilere
    kim olduklarını ve ne söyleyeceklerini anlatır. Less Structured : Öğretmen öğrencilere kim
    olduklarını, durumu, ne hakkında konuşacaklarını söyler ama ne söyleyeceğini öğrenci
    seçer. Öğrenciye tercih fırsatları verilir. Rol aktiviteleri ayrıca “information gaps ve
    feedback” sağlar.
    9.CONTENT-BASED APPROACH
    Content-based instruction (CBI) is a significant approach in language education. CBI is
    designed to provide second-language learners instruction in content and language. Bu
    yaklaşım konu içeriklidir ve konuyu anlatırken dil öğretimi de aynı anda gerçekleşir. Özellikle
    anadil kullanıcıları için geliştirildiği yönünde bir eleştiri sunulsa da yaklaşımımız 2.dil
    öğrenicileri için de sınıfta uygulanabilecek bir düzeydedir
    GÖZLEM VE PRENSİPLER
    1-) The class is studying geography.
    The subject matter content is used for language teaching purpose. Konu içeriği dil öğretimi
    amaçlı kullanılır. Coğrafya işleyen hoca coğrafya aracılığı ile dil öğretmiş oluyor. Bu
    yaklaşımın şöyle bir avantajı vardır,bilgisayar dersi gören bilgisayar içeriği,tarih gören tarih
    içeriğini hedef dilde öğrenmiş oluyor. Bu yüzden two for one ifadesi bu yaklaşımın özetidir
    2-) The teacher asks the students what they know about a globe.
    Teaching should build on students’ previous experience. Öğrenme önceki bilgilerin üzerine
    inşa edilmeli.
    3-) The students call out their answers enthusiastically as the teacher writes them on the
    blackboard.
    Öğretmenin sorularına öğrenciler hevesli bir şekilde cevap veriyor bu durum da öğrenciyi
    motive ediyor.
    4-) the teacher supplies the missing language when the students have trouble in explaining
    a concept in the target language.
    Öğrenciler hedef dilde bir kavramı açıklarken zorluk yaşayınca hocamız bu kayıp ifadeleri
    tamamlıyor. Işte bu durum için scaffold kavramı devreye girdi. Scaffold: kelime itibariyle
    yapı iskelesi anlamına gelmekte olup, ders esnasında bir yapıyı öğrencinin kurmasına yardım
    etmesi durumunda öğrencinin ihtiyacı olan bilginin ona sağlanmasıdır. Bu yapıyı öğrenciyle
    birlikte oluşturuyor çünkü immediate correction da öğretmen hatayı düzeltir anında dönüt
    verir ancak burada tıkandığı yerde yardım eder,tamamen öğretmen söylemez,burada
    öğretmen öğrenci işbirliği söz konusudur. Teacher: assistant görevindedir ama facilitator da
    denilebilir. Hatalar bu yaklaşımda öğrenmenin doğal sonucu olarak görülüyor
    arkadaşlar,düzeltmeden ziyade birlikte oluşturma var.
    5- the teacher reads the new vocabulary and then the sts watch a video entitled
    ”understanding globes”
    Language is learned most effectively when it is used a medium to convey informational
    content of interest to the students. Bu kısımda öğretmen bir video izletiyor ve kürelerle ilgili
    bir video bu,ve yeni kelimeleri okuyor çocuklara,öğrenme en çok içerik öğrencilerin ilgisini
    çekerse etkili olur.
    6- The students fill in the vocabulary words in the blanks in the modified cloze passage as
    they watch the video.
    Vocabulary is easier to acquire when there are contextual clues to help convey
    mening. Öğretmen okuduğu kelimelerle yani yeni kelimelerle ilgili bir boşluk doldurma
    alıştırması veriyor. Context her zaman meaning sağlar.
    7- the teacher provides a number of examples using the present passive with latitude and
    longitude co-ordinating.
    Burada enlem boylam bilgisi içeren örnekler sunuluyor present passive konusunda. Çok
    örnek verilmesinin amacı şu: konu odaklı ders işleyince dil desteğine ihtiyaç duyar
    öğrenciler,burada öğretmen birçok örnek verir ki öğrenciler daha kolay anlayabilsin.
    8- the sts are given the latitude and longitude co-ordinates,and they have to come to the
    front of the classroom to find the city on the globe.
    Mesela biz coğrafya işlerken 36-42 kuzey paralelleri,26-45 doğu meridyenleri diye söyleyip
    türkiyeyi bulamalarını isteyecez,bu şekilde öğretmen de konumu verip kürede şehirlerini
    bulmalarını istiyor. Burada kendi şehirlerini bulmaları aslında authentic bir çalışma
    yapmalarını sağlıyor.
    9- for homework,the sts are given a map,which they are to label based on a descriptive reading
    they have been given.
    Ödev olarak çocuklara bir harita verdik ve işlediklerimizi buradan etiketlemelerini istiyoruz. Çünkü dil
    iletişim kurmak ve yeterlilik dışında aynı zamanda okuyabilmek,tartışmak,konuyu başka alanlarda
    yazmak anlamına da gelir.
    METOT HAKKINDA SORULAR :
  95. “Content based approach”kullanan öğretmenin amaçları nelerdir?
    Give priority to process over predetermined linguistic content. Amaç: içerik bilgisini de katarak dil
    öğretimini gerçekleştirmek ve daha önce de söylediğimzi gibi 1 taşla 2 kuş vurmak.
  96. Öğretmenin rolü nedir? Öğrencilerin rolü nedir?
    Assist learners in understanding subject matter. Öğretmenin görevi öğrencilerin konuyu anlamaları
    için yardım eden kişi.
    The roles of the students:
    Both study academic subject matters and learn a foreign language.Hem akademik içeriği hem yabancı
    dili aynı anda öğrenme.
  97. Öğretme-öğrenme sürecinin kendine has özellikleri nelerdir?
    Integrates the learning of language with the learning of some content, that is, academic subject
    matter. Language objectives are dictated by the texts. Students are engaged in purposeful use of
    language. Akademik içeriği öğrenmek ve dil hedefimiz de text ler videolar yani konu amacına uygun
    olan bir içerikte dersi işlemek,mesela kitapta verilen durumda hoca coğrafya dersi ile birlikte dil
    öğretimi yaptırdı,video izletti,boşluk doldurma yaptırdı,haritadan ödev Verdi.
  98. Öğretmen-Öğrenci ve Öğrenci-Öğrenci etkileşimi nasıl olmalıdır?
    While completing the academic tasks in the foreign language, all interaction types are possible.
    Bütün etkileşim türleri mevcut,öğretmen öğrenci,öğrenci öğrenci gibi
    The feelings of the students dealt with:
    No principles about feelings.
  99. Dil ve kültür nasıl görülür?
    Since students have a purpose that is content, it is easier for them to master the target language.
    Amaç içerik,doğal olarak aslında içeriği işlerken kültürel öğelerden de işlenilebilir ama ayrı bir bölüm
    gibi işlemiyoruz bunu
    6.Dilin hangi alanları ve özellikleri vurgulanır?
    Language areas are dictated by the texts that are used for content.
    Okuma,yazma,dinleme,konuşma aslında hepsi var burada ama özellikle dersimizde yazma işi daha
    baskındı.
    7.Öğrencilerin ana dilinin rolü nedir?
    There is no role of the native language. Ana dil kullanmıyoruz
    8.Değerlendirme (evaluation) nasıl yapılmalıdır?
    Students are evaluated for the content they are learning. Öğrendikleri konu içeriği ile değerlendirme
    yapılıyor
    10- TASK BASED APPROACH and
    PARTICIPATORY APPROACH
    TASK BASED APPROACH
    Task based iş görev odaklı yaklaşım anlamına gelir. Diğer isimleri: -task-based language
    learning (TBLL),-task-based language teaching (TBLT),ya da task based instruction (TBI) dır.
    Content based de olduğu gibi bu da communicative language teaching orijinli bir
    metodtur. Focuses on the use of authentic language and on asking students to do
    meaningful tasks using the target language. Hedef dili anlamlı kılmak için yine gerçek dil e
    yani doğal olan dille çalışıyoruz. Task-base de amaç; dil kullanımı için öğrencilere doğal
    contextler sağlamaktır. Olabildiğince gerçek hayata yakın authentic yani doğal contexts ler
    sunuyoruz. Tam bir konu üzerinde çalışmak,etkileşim için birçok fayda sağlar ki bu etkileşim
    dil edinimini kolaylaştırır. As learners work to complete a task,they have abundant
    opportunity to interact. Öğrenciler task üzerinde ilerledikçe,taskı tamamladıkça,daha çok
    etkileşim kurma fırsatı sağlar. Böyle bir etkileşimin öğrencilerin birbirlerini daha iyi
    anlamaları ve kendilerini ifade etmeleri için uygun olduğu düşünülür.
    GÖZLEMLER
    1- the teacher tells the class that they are going to complete a timetable. Öğretmen sınıfa
    tamamlamaları gereken programı anlatıyor.
    belli bir amaç ve sonuç var.
    2- the teacher begins by having the class help her begin to fill out a class schedule. This is
    done through whole-class interaction in the form of teacher question and student
    respeonse. Öğretmen sınıf programını tamamlamak için sınıftan yardım ister. Yani wholeclass interaction var. Bu gözlemde yapılanlar aslında pre-task kısmına giriyor.
     In the pre-task, the teacher will present what will be expected of the students in the
    task phase. The teacher may prime the students with key vocabulary or grammatical
    constructs, although this can mean that the activity is, in effect, the instructors may
    also present a model of the task by either doing it themselves or by presenting
    picture, audio, or video demonstrating the task. Öğretmen pre-task kısmında anahtar
    kelimeleri verebilir,aktiviteyi açıklayabilir,resimlerle görsellerle model olabilir task için.
     Task: during the task phase, the students perform the task, typically in small groups,
    although this is dependent on the type of activity. And unless the teacher plays a
    particular role in the task, then the teacher’s role is typically limited to one of an
    observer or counsellor—thus the reason for it being a more student-centered
    methodology. Task kısmında genelde küçük gruplarda aktivite yapılır,zaten task
    kısmının aslında yapıldığı uygulama bölümüdür bu,öğretmen bu esnada gözlemci
    veya danışman rolündedir,yani daha çok öğrenci merkezli kısımdır.
     After task(review) :if learners have created tangible linguistic products, e.g. Text,
    montage, presentation, audio or video recording, learners can review each other’s
    work and offer constructive feedback. Task sonrası ise artık yaptığımız dil ürünü
    somut bir şekilde ortaya çıkmıştır ve burada sunum yapmak,kayıt,text gibi ürünler
    ortaya çıkar. Feedback vermek de yine after task kısmında yaptığımız şeydir.
    Yapılanlar gözden geçirilir ve varsa düzeltilmesi gereken birşey burada dönütler
    verilerek düzeltilir.
    3- the teacher first has the students label the time periods and then the days. Öğretmen
    öğrencilerin zaman periyodlarını ve günleri belirliyor.
    Burada küçük adımlardan task ı tamamlamaya doğru mantıklı bir süreç geçiyor. Düşünme
    isteği öğrencilerin yardım almadan yapabilecekleri düzeyin biraz daha üstünde.
    4- the teacher asks the students if a particular answer is right. Öğretmen öğrencilere belli
    bir cevabın olup olmadığını soruyor.
    Öğrenciler sürece nasıl katıldı bunu bilmek istiyor. Olabildiğince mixed-ability class
    yaratmaya çalışıyor aktivitelerle.
    5- the teacher asks,’what about Saturday? Do we have school on saturday?
    Bu sınıfımız adult yani yetişkin gruptu,işten sonra derse katılıyorlardı,öğrencilerin anlaması
    için bilinçsizce onların anlayabilidği düzeye indirdi hocamız,aslında dil doğal olmalı.
    6- the teacher asks about Saturday,the students reply,’ holiday.’ the teacher responds,
    Yes, Saturday is a holiday.
    Öğretmen cumartesi dedi öğrenciler tatil diye bağırdı,öğretmnende evet cumartesi tatildir
    dedi,yan öğretmen hedef dilde reformulating ve recasting ile doğru hedef formu sağladı.
     Reformulating: yeniden yapılandırıyor cümleyi,recasting: tekrar ediyor hatayı.
    7- the sts the do the task in groups,following the t’s instructions. They are each given part
    of the information they need to complete the task.
    Öğrenciler gruplarda görevi yapıyorlar,öğretmen gözleyerek eşlik ediyor. Burada her öğrenci
    belli bir bilgiye sahip yani jig-saw task yapmış oldular. Jig-saw task ı yapboza benzetebilirz,her
    öğrenci bir bilgiyi sunar ve task tamamlanır,gördüğünüz gibi birlikte çalışma durumu söz
    konusu yani collobarative bir çalışma var. Jig-saw da öğrenciler mesela dinleme aktivitesinin
    ayrı ayrı kısımlarını dinleyip en son karşılıklı iletişimle bu parçaları birleştirip bir bütün
    oluşturuyor,bunu da yap boz yapmaya benzetebiliriz
    8- the students’ papers were marked by the t on the basis of the content.
    öğrenciler başarıları doğrultusunda ona uygun dönüt yani feedback almış oldular. Burada
    odaklandığımız şey dil yapısından ziyada anlam yani meaning.
    9- students are asked to design a way to survey the other students about their favorite
    subjects. they are to figure out a way to report their findings to the rest of the class.
    öğrenciler bu şekilde hem input almış oldu hem output sunmuş olacak,yani bilgi alıyor
    input,task yapacak output , yine tabiki konuşma sayesinde authentic ve anlamlı dil kullanmış
    oldular.
    PARTICIPATORY APPROACH
    60 lı yılların başlarında Paulo Freire’nin çalışmasıyla ortaya çıktı. Content-based ve taskbased approach ın modern halidir. 1980 lerde yaygın olarak bahsedilmeye başlandı. Contentbased ile bazı özellikleri benziyor. Mesela konuyla derse başlanıyodu ve konuya bağlı dil
    formları çıkıyordu. En belirgin farklılığı ise içerik konuyla ilgili olmuyor da öğrencilerin
    ilgilerine göre oluyor.
    1980 lerin başında Freire Brezilyada yaşayan gecekondulular ve köylüler için “native
    language literacy”diye bir proğram geliştirdi. Öğrencilere hayatlarındaki problemlerle ilgili
    diyaloglar yaptırdı.. Bunlar sadece dilsel gelişim için değil yaşamlarını geliştirmek içindi. Freire;
    eğitimin öğrencilerin içinde bulundukları dünyayla olan etkileşimleriyle ve hayatlarını
    şekillendirmeleriyle anlam kazandığına inanır.
    Eğitim serbest bir şey değildir. Belirli bir content içinde olur. Participatory approachın amacı;
    öğrencilerin hayatlarını etkileyen sosyal, tarihi ve kültürel etmenleri anlamalarını sağlamak
    ve kendi hayatları hakkında kararlar verip yönetmelerine teşvik etmektir.
    TEKNİKLER
    1- teacher engages the sts in an initial discussion about what is happening in their lives.
    öğretmen öğrencileri hayatlarında olan olaylar hakkında konuşmaya teşvik ediyor.= sınıfta
    olan şeyler öğrencileri için dışarıda önemli olar olaylarla bağlanmalıdır. Öğretmen gelecek
    dersin konusunu öğrencilere göre oluşturacağından konuştukları konuyu dinler.
    2- the teacher poses a problem that was voiced by several women during a discussion from
    a previous class. The curriculum is not a predetermined product,but the result of an
    ongoing context-specific problem -posing process.
    Önceki derste birkaç kadının bahsettiği konu ele alınıyor. = önceden planlanmış bir müfredat
    yok fakat konu özel durumlara göre şekilleniyor.
    3- the teacher leads the class in discussing the problem,ending with students responding
    with solutions to the problem.
    Education is most effective when it is experience-centered,when it relates to students’ real
    needs. Students are motivated by their personal involvement, teachers are colearners,asking questions of the students,who are the experts on their own lives.
    öğretmen dersi bir problemi tartışarak götürüyor ve öğrencilerin bu probleme çözüm olarak
    verdikleri cevaplarla bitiriyor. = eğitim yaşanmış olaylar merkezli olduğundan gerçek
    ihtiyaçlara bağlandığında daha etkilidir. Öğretmen co-learner dır. Öğretncileri derse katarak
    motive sağlanır.
    4-) the teacher asks the students if they want to write a group letter. She uses a
    collobarative process to do so. : when knowledge is jointly constructed,it becomes a tool to
    help students find voice and by finding their voices,students can act in the world. Students
    learn to see themselves as social and political beings.
    Öğretmen öğrencilere bir grup mektubu yazmak isteyip istemediklerini sorar. Bunun için
    işbirlikçi bir aşama kullanılır. = bilgi işbirliği ile yapılandırıldığında öğrenci fikir edinimi için bir
    araçtır ve kendini sosyal ve politik bir varlık olarak görmeyi öğrenir.
    5- afterwards,the students work together to edit the letter for meaning and form. They
    continue editing the letter for homework. : focus on linguistic form occurs within a focus on
    content. Language skills are taught in service of action for change,rather than in isolation
    öğrenciler mektubun anlamını ve formunu düzeltmek için birlikte çalışırlar. Ödev olarak ta
    düzenlemeye devam ederler. = dilsel formlara content içinde yoğunlaşılır. Dil becerileri
    böylece daha iyi öğrenilir.
    6- the students are to bring their revised versions of the letters to class next time for others
    to read. : students can create their own materials,which,in turn,can become texts for other
    students.
    Öğrenciler bir dahaki sefere ,diğerlerinin okuması için mektuplarının düzenlenmiş şeklini
    derse getirmek zorundadırlar. = öğrenciler kendi materyallerini yaparlar ve buda diğerlerinin
    okumaları için text olur.
    7- the students discuss what they have learned in the class. : the goal of the participatory
    approach is for students to be evaluating their own learning and to increasingly direct it
    themselves.
    Öğrenciler sınıfta ne öğrendiklerini tartışırlar. Bu yaklaşımın amaçlarından biri öğrenciye
    kendi öğrenmesini değerlendirip yönetebilmelerini sağlamaktır.
    LEARNING STRATEGY TRAINING
    Learning Strategy Training 1975 yılında Rubin tarafından oluşturulan bir öğretim yaklaşımıdır.
    Rubin bize ”Good language learner” ın ne olduğunu anlatmakla işe başlamıştır. Good
    language learners are willing and accurate guessers who have a strong desire to
    communicate.
    Iyi bir öğrenci iletişim kurmaya karşı güçlü bir istek duyan ve gönüllü bir şekilde tahminde
    bulunan kişilerdir good language learners will attemp to do so even at the risk of appearing
    foolish. They attend to both the meaning and the form of their message. Iyi bir öğrenici
    aptalca görünme riskine rağmen girişimde bulunur,mesajdaki hem anlamı hem yapıyı
    oluşturmaya çalışır,başkalarının konuşmalarını izlemek kontrol etmek kadar kendi
    konuşmalarını da izleyip pratik ederler.
    Goals of Strategy Training
    Strategy training aims to provide learners with the tools to do the following:
    • Self-diagnose their strengths and weaknesses in language learning
    • Become aware of what helps them to learn the target language most efficiently
    • Develop a broad range of problem-solving skills
    • Experiment with familiar and unfamiliar learning strategies
    • Make decisions about how to approach a language task
    • Monitor and self-evaluate their performance
    • Transfer successful strategies to new learning contexts
    Peki hedeflerimiz neler? Kısaca toparlarsak;
    Kişi güçlü ve zayıf yönlerini belirler.
    Hedef dilde en etkili bir şekilde neler öğreniyor bunlardan haberdar olur.
    Problem çözme becerilerini geliştirir.
    Aşina olduğu ve olmadığı öğrenme stratejilerini deneyimlemiş olur.
    Bir dil görevinde nasıl bir yaklaşım göstereceği hakkında karar vermeyi öğrenir.
    Kendi performansını değerlendirir.
    Başarılı stratejileri yeni durumlara uygulamayı öğrenir.
    Steps for designing strategy training
  100. Determine learners’ needs and the resources available for training.
  101. Select the strategies to be taught.
  102. Consider the benefits of integrated strategy training.
  103. Consider motivational issues.
  104. Prepare the materials and activities.
  105. Conduct explicit strategy training.
  106. Evaluate and revise the strategy training.
    Önce öğrencilerin ihtiyaçlarını belirliyoruz.
    Öğretilecek stratejiler seçilir,yararları düşünülür,motivasyon durumuna bakılır,materyal ve
    aktiviteler seçilir,açık strateji öğretimi yürütülür yani uygulama kısmı,en son da artık
    değerlendirme yapılır.
    PRENSİPLER, DÜŞÜNCELER
    1- prior to the lesson the teacher has been reading the students’ learning journals,where
    the students regularly write about what and how they are learning. The teacher has also
    been interviewing the students.
    İhtiyaç belirleme denebilir bir nevi,önceden öğrenilenler değerlendirilip yapılandırılıyor.
    2- the teacher decides to have the students work on the strategy of advance organization.
    studying certain learning strageties will contribute to academic success.
    Belli öğrenme stratejileri üzerinde çalışmak akademik başarıyı sağlar destekler.
    3- the teacher models the use of the strategy using a think aloud demonstration. = the
    teacher’s job is not only to teach learning.
    Öğretmen sesli düşünme gösterimi ile öğrencilerine model oluyor ,öğretmenin işi sadece
    öğretmek değil öğrenmeyi öğretmektir.
    4- the students practice the new learning strategy.
    For many students,strategies have to be learned. The best way to do this is with hands-on
    experience.
    Öğrenciler yeni öğrenme stratejisini pratik ederler : stratejileri öğrenmenin en iyi yolu onları
    uygulamalı olarak öğretmektir,burada hands-on dediğimiz şey uygulamalı alıştırmalardır.
    5- the students evaluate their own success in learning the strategy. They modify the
    strategy to meet their own learning needs. They share their innovations with their
    classmates.
    Students need to become independent,self-regulated learners. Self-assessment contributes
    to learner autonomy.
    Öğrenciler kendi başarılarını değerlendiriyor yani aslında öz değerlendirme yaptırmış
    oluyoruz bu da öğrencilerde öz düzenleme öz denetim ve özerklik yeterliliklerini geliştirmiş
    oluyoruz.
    6- the teacher asks the students to try out new strategy on a different reading they choose for
    homework that night.
    An important part of learning a strategy is being able to transfer it i.e. use it in a different situation.
    Öğrencilere ödev olarak seçtikleri yeni okumalarda bu stratejileri uygulamalarını söylüyoruz,strateji
    öğretiminin en önmeli parçalası öğrenilen bilgilerin yeni durumlara uygulanmasını sağlamaktır.
    COOPERATIVE LEARNING
    1- the vocabulary lesson will be done in cooperative groups. Each student is to help the
    other students learn the new vocabulary words.
    Students are encouraged to think in terms of positive interdependence which means that
    the students are not thinking competitively and individualistically, but rather cooperatively
    and in terms of the group.
    Kelime dersi cooperative (işbirlikli) gruplarla yapılacak. Her bir öğrenci yeni kelimeleri
    öğrenmede diğer öğrencilere yardım etmek zorunda. =öğrenciler yarışmacı veya bireysel
    olarak düşünmemeye , cooperative düşündükleri anlamına gelen “positive
    2- the students ask which groups they should form. The teacher tells them to stay in the
    same groups they have been in this week.
    In cooperative learning,students often stay together in the same sgoups for aperiod of time
    so they can learn how to work better together. The teacher usually assigns students to the
    groups are mixed-males and females,different ethnic groups,different proficiency levels,etc.
    This allows students to learn from each other and also gives them practice in how to get
    along with people different from themselves.
    Öğrenciler hangi grupta yer alacaklarını soruyor , öğretmende bu haftaki aynı gruplarında
    kalmalarını söylüyor. = cooperative learning de öğrenciler belirli bir süre aynı grupta kalır ve
    böylece birlikte daha iyi nasıl çalışabileceklerini öğrenirler. Öğretmen grupları cinsiyet, farklı
    dini grup ve dil seviyelerini karıştıracak şekilde ayırır. Bu öğrencilere kendilerinden farklı
    insanlarla nasıl birlikte olacaklarını deneme ve birbirlerinden öğrenme imkanı verir.
    3- the teacher gives the students the criteria for judging how well they have performed the
    task they have been given. There are consequences for the group and the whole class.
    The efforts of an individual help not only the individual to be rewarded,but also others in the
    class.
    öğretmen öğrencilere verilen taskı ne kadar iyi uyguladıklarını değerlendirmek için kriterler
    verir.= bireysel çabalarla sadece bireysel ödüllendirme değil sınıftakileri ödüllendirme de olur.
    4- the students are to work on the social skill of encouraging others.
    Social skills such as acknowledging another’s contribution,asking others to contribute,and
    keeping the conversation calm need to be explicity taught.
    Öğrenciler diğerlerini teşvik edici sosyal beceriler üzerinde çalışmalıdırlar. = başkalarının
    katılımını onaylamak , onlara katılmalarını söylemek ve diyaloğu huzur içinde sürdürmek gbi
    sosyal beceriler açıkça öğretilmelidir.
    5- the students appear to be busy working in their groups. There is much talking in the
    groups.
    Language acquisition is facilitated by students interacting in the target language.
    Öğrenciler gruplarında çalışırken meşgul görünüyorlar. Sınıfta çok ses oluyor. Dil edinimi
    öğrencilerin hedef dilde etkileşimleriyle sağlanıyor.
    6- students take the test individually.
    Although students work together,each student is individually accountable.
    Öğrenciler testi bireysel yapıyor. öğrenciler birlikte çalışmalarına rağmen her öğrenci
    kendinden sorumlu.
    7- Groups move back together to compare and combine scores. The students put their
    group’s scores on each of their papers.
    Responsibility and accountability for each other’s learning is shared.
    grup skoru hesaplamak ve birleştirmek için tekrar bir araya geliyor. Öğrenciler gruplarının
    puanını kağıtlara yazıyor. her öğrenci öğrenme sorumluuluğunu paylaşıyor.
    8- The group discusses how the target social skill has been practiced. Each student is given
    a role.
    Each group member should be encouraged to feel responsible for participating and for
    learning. Leadership is ‘distributed.
    Gruplar hedef olan sosyal becerilerin nasıl pratik edileceğini tartışıyorlar ve her öğrenciye bir
    rol veriliyor. Her bir grup üyesi katılmak ve öğrenmek için sorumluluk hissetmeye teşvik
    edilmeli. Liderlik dağıtılıyor.
    9- The teacher gives feedback on how students did on the target social skill.
    Teacher not only teach language;they teach cooperation as well. Of course,since social skills
    involve the use of language,cooprative learning teaches language for both academic and
    social purposes.
    Öğretmen öğrencilere hedef sosyal becerilerle nasıl çalıştıkları konusunda feedback veriyor.
    Öğretmenler sadece hedef dili öğretmiyor. Birlikte çalışmayı öğretiyor. Elbette sosyal
    beceriler hedef dil kullanmayı içerdiğinden , işbirlikçi öğrenme dili hem akademik hem de
    sosyal amaçlar için öğretiyor.
     Cooperative learning grubundaki öğrenciler task based deki bir konu üzerinde kolayca
    çalışabilirler. Cooperative learning in learner strategy traininge benzer yönü her ikisininde
    dil öğrenmenin yanında diğer becerileri de öğretmeyi gerektirmesidir.
    MULTIPLE INTELLIGENCES
    1983 yılında Howard Gardner tarafından oluşturulmuş bir çalışmadır. Öncelikle öğretmenler
    öğrencilerinin tam bir öğrenme gerçekleştirmelerini sağlamak için çoklu zeka kuramından
    yararlanmalılardır çünkü çoklu zeka ile her bir öğrenciye uygun olan öğretim şeklini ve
    onların zekalarına uygun olan öğretimi gerçekleştirmişoluyoruz, görsel öğelerden
    yararlanınca daha iyi anlayan bir öğrenci için görsel araç ve gereçler kullanmak gibi.
    Öğrencilerimizin güçlü ve zayıf yönlerini daha iyi anlayabilmemiz için çoklu zeka kuramı
    bizlere oldukça yardımcı olacak.
    7 tane zeka türünden bahsedelim:
    1- Logical /Mathematical -the ability to use numbers effectively,to see abstract patterns,and
    to reason well.
    Mantıksal matematiksel zeka türünde öğrencilerimizin sayıları kullanarak daha etkili bir
    şekilde öğrenme yetenekleri,soyut kavramları daha iyi görebilme yetenekleri ve nedenleme
    yeteneklerini geliştirmiş oluyoruz ve bu zeka türüne sahip öğrencilerimizin daha rahat
    anlamalarını sağlamış oluyoruz.
    2- Visual/Spatial-the ability to orient oneself in the environment,to create mental
    images,and a sensitively to shape,size,color.
    Görsel şekilsel= zihinsel görseller oluşturabilme,şekil boyut ve renklere karşı daha hassas
    olma yeteneğidir.
    3- Body/Kinesthetic – the ability to use one’s body to express oneself and to solve problems.
    Bedensel-dokunsal= kendini bedensel olarak ifade edebilme yeteneğidir,aktif bir şekilde
    katılım sağlarlar ve genelde hareketli bir yapıları vardır,özellikle sınıf içinde sürekli hareket
    eden öğrencilerimizde bulunan bir zeka yeteneğidir.
    4- Musical/Rhythmic = an ability to recognize tonal patterns and a sensitivity to
    rhythm,pitch,melody.
    Müziksel ritmik= tonlara uygun yapıları seçebilmek,ritm,melodi ve ses yüksekliğini hassas bir
    şekilde ayırt edebilmek.
    5- Interpersonal – the ability to understand another person’s
    mood’s,feelings,motivations,and intentions.
    Kişilerarası = başkalarının duygularını,motivasyonlarını ve niyetlerini anlayabilmek
    yeteneğidir. Genelde çevremizde sosyal olarak adlandırdığımız,arkadaş edinmekte zorluk
    çekmeyen,kalabalık ortamlarda çabuk uyum sağlayan kişilerdir.
    6- Intrapersonal = the ability to understand oneself and to practice self-discipline.
    Içe dönük = kendini anlama yeteneğine sahiptirler,genelde yalnız olamaktan ve yalnız
    çalışmaktan hoşlanırlar,pek fazla sosyal oldukları söylenemez.
    7- Verbal/Linguistic = The ability to use language effectively and creatively.
    Sözel dilsel = dili etkili ve yaratıcı bir şekilde kullanabilme yeteneğine sahiptirler.
    AKTİVİTELER
    1- Logical/mathematical : puzzles and games,logical,sequential
    presentations,classifications and categorizations.
    2- Visual/spatial : charts and grids,videos,drawing.
    3- Body/kinesthetic : hands-on activities,field trips,pantomime.
    4- Musical/rhythmic : singing,playing music,jazz chants.
    5- Interpersonal : pairwork,project work,group problem-solving.
    6- Intrapersonal- self-evaluation,journal keeping,options for homework.
    7- Verbal/linguistic- Note-taking,story telling,debates
    GOALS OF TEACHERS
    GTM
    To be able to read literature written in L2
    To read literature ss need to learn grammar rules and vocabulary of L2
    Studying a foreign language provides good mental exercise
    DM
    Learning how to use L2 to communicate
    Ss shoulld learn to think in L2
    ALM
    Ss should be able to use L2 communicatively
    Ss should overlearn L2 (learning L2 automatically) throught habit formation
    in accordance with L2
    SILENT WAY
    Using the language for self expression(thoughts,feelings and perceptions)
    throught developing indepence from t. and developing own inner criteria
    for correctness
    Teacher gives only what ss need to promote their learning.
    DESUGGESTOPEDIA
    Teacher hope to accelerate the process in which ss learn to use L2 for
    everyday communication
    Desuggest the psychological barriers
    Employ techniques to activate paraconscious part of the mind at
    subconscious level
    CLL
    How to use L2 communicatively
    Learn about learning ,take responsibility for it
    Learn to learn from each other(group cooperation)
    These should be done in smooth,gentle way if both sides(t-s)treat each
    other as whole persons.
    TPR
    Reduce the stres over ss
    Encourage ss to proceed their study beyond beginning level
    CLT
    Enable ss to communicate in L2
    Manage the process of negotiating meaning
    Choose appropriate functions
    Provide social contex to perform functions
    ROLES OF TEACHERS & STUDENTS
    GTM
    Teacher is authority
    Students do what teacher says(pasive)
    DM
    T. directs the class activities(director)
    ss. make active role than in gtm, t-ss are like partners
    ALM
    Teacher is orchestra leader(director and controlling ss’ lang. behaviour).
    Provides good model for imitation
    Students are imitators of teacher’s model,followers of teacher’s
    directions,responding accurately and rapidly
    SILENT WAY
    Teacher is technician or engineer(relying on what ss already know),teacher
    respects ss’ autonomy
    Students make use of what they already know,free themselves of any
    obstacles interfering with their attention,actively engage in exploring the
    language
    DESUGGESTOPEDIA
    Teacher is authority(infantilization)as in parents autority to children
    Students trust and respect the t, in this way ss feel more secure and
    spontaneous and less inhabited
    CLL
    Teacher is primary conselor(support students to overcome the negative
    feelings and master L2).Teacher is behind ss in class,he is also human
    computer(for pronunciation)
    5 stages from dependency to interdependency with the t. stages I,II,III
    Teacher focusses on language and support the learning process
    In stage IV teacher focusses on accuracy beceuse students feel secure and
    human comp does corrections,and in stage V ss become interdependent
    wiith the teacher in learning process now that they are autonomous
    learners.
    TPR
    Teacher is director os students’ behaviour initially
    Students are nonverbal imitators of teacher’s directions,they speak only
    when they are ready
    CLT
    Teacher is communication facillator(establishing situations which will
    promote communication),Adviser(answering students’ questions and
    monitoring their their performance)co-communicator(taking part in the
    communication activity along with ss)
    Students are communicators,actvely engage in negotiating meaning,
    responsible for their own learning
    CHARACTERISTIC OF TEACHING & LEARNING PROCESS
    GTM
    Translation from L1-L2 or vice versa
    Studying grammar deductively(stating rules explicitly,memorising
    them and applying the rules to examples)
    Memorise vocabulary
    DM
    Association of meaning and L2 directly
    T’s demonstration of meanings throught the use of relia,picture
    and pantomime
    No translation,ss speak in L2
    Syllabus on situations or topics
    Grammar taught inductively (from examples given)
    Vocabulary is learned throught using new words in complete
    sentences
    ALM
    New vocabulary and structural pattern(grammar) presented
    throught dialogues
    Drills based upon the patterns in the dialogue
    Positive reinforcement from the t.
    No explicit grammar rules which are to be drawn from
    examples(inductive)
    Culture is contextualized in the dialouges
    Oral work,reading and writin tasks
    SILENT WAY
    Start learning L2 throught basic building blocks-sounds
    Relying on what ss already know;association between L1 and L2
    Sound color chart colours later used to spell(color-coded Fidel
    chart) and pronounce words (color-coded word chart)
    Ss practice on L2 autonomously by exploring and making choices
    Errors are evidence of what should be worked on next time
    DESUGGESTOPEDIA
    Bright and cheerful classroom
    Posters containing L2 foster peripheral learning
    Long dialogues introduced(receptive phase) t reads out the dialog
    according to rhythm of the song(active)by which both
    hemispheres of the brain are activated
    No homework
    (activitation phase) ss do activities where they learn about the
    language
    CLL
    Ss tell what they want to say in L1 and t. translates them into L2
    in chunks
    These are recorded
    The conversation is transcripted on the board and various
    activities are done on this text
    Ss are asked how they feel and t. finds an opportinuty to
    understand them
    Six elements are required for nondefensive learning. These are;
    Security,agression(self-expression,active involvement of
    ss)attention,reflection,retention,discrimination of L1 and L2
    TPR
    The first phase t. model some commands and only some ss
    perform them with t.
    The second phase these ss perform the same commands to show
    they have understood along with the other ss in class
    T recombines the commands to create flexibility in ss’
    comprehension
    Ss read and write the commands
    Ss give commands thenselves when they are ready to speak
    CLT
    Communicative activities have 3 characteristics: information
    gap,choice,feedback
    Authentiic materials are used to give ss opportinuties to develop
    strategies for understanding language as it is actually used
    Classroom activities are conducted in small groups to increase the
    frequency of ss’ finding opportinuty to communicate
    S-T & S-S INTERACTION
    GTM
    Mostly t-s
    Little s-s interaction and initiation
    DM
    Generally t-s, s-t(but t. directed)
    S-s in conservation form
    ALM
    S-t interaction(mostly and t initiated)
    S-s interaction (in chain drills or when ss take diff. Roles in the
    dialog but t. directed)
    SILENT WAY
    T is silent but he is stil active,attentively listening ss,working on
    the production of ss through nonverbal gestures and finally
    speaking is for giving clues not to model L2
    S-s verbal interaction,ss learn from each other,ss are encouraged
    DESUGGESTOPEDIA
    S-t interaction is t. initiiated at first t-ss then t-s,s initiated when
    they have more control of L2
    S-s interaction in the activity of throwing a ball to each other
    CLL
    T-s centered atmosphere with both decision markers in the class
    S-t and s-ss, ss learn from each other in a cooperation but not
    competition manner
    TPR
    T-ss and t-s ,initially t speaking and ss perform nonverbally,later
    role reversal
    S-s and s-ss(issuing commands) they perform aactions together
    and learn by watching each othher
    CLT
    t-s and t-ss,t. is presenter when working with linguistic
    accuracy,facillator of the activities,not always interract with ss,
    s-s and s-ss,pais triads,small groups,whole group
    DEALING WITH SS’ FEELINGS
    GTM
    No pinciples
    DM
    No pinciples
    ALM
    No principles
    SILENT WAY
    Teacher observes ss
    Students have opportinuty to Express their feelings throught feedback
    sessions at the and of the lesson
    Teacher takes what ss say into consiideration
    Teacher helps to overcome negative feelings of ss
    Students’ cooperation with each other enables to create a relaxed and
    enjoyable lning athm.
    DESUGGESTOPEDIA
    Students should relaxed and confident
    Not much effort to learn it should come easilly and naturally
    Negative feelings and barriers should be eliminated
    Choosing new identities makes ss feel more secure and more open to
    learning
    CLL
    Teacher should be responsive to ss’ feelings(counselling learning)
    Teacher invites ss to comment on how they feel and listens them
    attentively
    Students’ security is also important
    TPR
    It is important to relieve anxiety throught making the learning process
    enjoyable
    Students should not be forced to speak which will create anxiety
    Perfection is not expected whenss speak
    Feeling of success and low anxiety trigger learning.
    CLT
    Students will feel they do smt.useful with the language by learning to
    communicate
    Students are given opportinuties to Express themselves
    Students’ security provided throught cooperative interaction with each other
    and the teacher.
    VIEW OF LANGUAGE
    GTM
    Literary language is superior to spoken language
    DM
    Ss study common everyday language in L2
    NO USE OF L1 in classroom
    Primary speech
    ALM
    Every language has it’s own unique system
    L1 and L2 should not interfere with each other
    Everyday speech is emphasized
    Level of complexity is graded, beginners are exposed to simple
    patterns
    SILENT WAY
    Every language has a common point with another but has its own
    unique reality
    DESUGGESTOPEDIA
    Language+linguistic message comprise communicaion.
    Language is first plane of two plane process of communication
    2nd plane is factors which influence the linguistic
    message(dresses,nonverbal behaviour)
    CLL
    Language for communication
    Learning persons says Curan
    With a supportive manner ss develop creative and critical
    thinking.
    TPR
    Oral modality is primary
    CLT
    Language is for communication
    Linguistic competence is onlt one part of communicative
    competence
    Communicatice competence=linguistic competence+knowledge
    of functions(form+meaning+function)
    Social situation is also important.
    VIEW OF CULTURE
    GTM
    Limited to literature and fine arts of L2
    DM
    Consist history and geography of L2
    İnformation about daily lives of people speaking L2
    ALM
    Everyday behaviour and lifestyleof L2 speakers
    SILENT WAY
    Culture can not be seperated from the language
    DESUGGESTOPEDIA
    Everyday life of people speaking L2 and the use of fine arts
    CLL
    Culture is integral part of language
    TPR
    Lifestyle of people who speak the language natively.
    CLT
    Everyday lifestyle of people who speak the L2
    EMPHASIS LANGUAGE AREAS & SKILLS
    GTM
    Vocabulary and grammar
    Reading and writing,little attention to speaking and none to pronunciation
    DM
    Vocabulary over grammar
    Reading,writing,speaking,listening from the start.but speaking(oral
    communication) and pronunciation is more important.
    ALM
    Vocabulary(minimum),sound systems and gramatical patterns
    emphasized,grammatical pattern # sentence
    Natural order of skills listening-speaking-reading-writing,oral/aural skills
    emphasized,writing based upon what they have practiced orally
    previously,pronunction is taught from beginning,practice on minimal pairs
    SILENT WAY
    Sounds are basic to any language,pronunction from beginning,focus on the
    strucyure of L2,vocabulary is limited at first,no structural syllabus(develop
    according to learning needs)
    All four skills emphasized from beginning,production orally first and
    reading and writing
    DESUGGESTOPEDIA
    Vocabulary emphasized,gammar explicit but minimum focus on using of L2
    not on the language forms,paraconscious mind absorbs the structural rules
    of L2
    Speaking communicatively,reding L2 dialogues,writing imaginative
    compositions
    CLL
    Grammar,vocabulary,pronunciation is emphasized based on the texts
    students have created
    Speaking(aim) with the help of reading and writing(tools)
    TPR
    Vocabulary and grammar are emphasized in imperatives which are single
    or multi-word chunks occuring frequently in L1
    Understanding follows production, spoken language=written language
    CLT
    Language functions must be emphasized over forms. A variety of formsa re
    introduced for each function. Initially simple formsa re introduced and as the
    level of proficiency increases,functions are reintroduced along with more
    complex forms. Ss work with the language at suprasentential or discourse level.
    Ss learn about cohesion and coherence.for ex: first,next,finally are cohesive
    devices
    All four skills are worked on just from the beginning. Speaking negotiation of
    meaning. Meaning is deduced from context
    ROLE OF L1
    GTM
    Classroom language is mainly L1
    Meaning is made clear by translation into L1
    DM
    No use of L1 in the classroom
    ALM
    No use of L1
    SILENT WAY
    Meaning is made clear by focussing ss’perceptions
    L1 is used to give instructions,help pronunciation,in
    feedback sessions
    Teacher builds upon what ss already know in L1 to
    introduce L2
    DESUGGESTOPEDIA
    Translation to L1 to make ehe meaning clear
    L1 use when necessary
    Teacher uses L1 less and less as time goes by.
    CLL
    L1 is used to build the feeling of security providing
    translations help ss create new language structures
    T.directions and feedback sessions are in L1
    Meaning made clear throught pantomime,picture and use
    of L2 synonyms
    TPR
    Introduction of tpr is in L1
    Classroom language is L2
    CLT
    Limited use of L1(meaning should be clear)
    L2 is used in communication activities and classroom
    language
    EVALUATION
    GTM
    Throught written tests (translation L1-L2 or vice versa)
    Questions about target language
    Questions about applying grammar rules(in examples)
    DM
    Ss are asked to use L2 orally(oral interview)or in written
    form(writing a paragraph)
    ALM
    Dicrete point in nature
    Questions focus only on one point of the language at a
    time(minimal pair correct verb form)
    SILENT WAY
    No formal tests
    Continuous assessment
    Ss ability to transfer what they have been studying to new
    contexts(one criterion)
    No phrase or no criticism
    Ss learn at different rates
    Steady prograss but not perfection
    DESUGGESTOPEDIA
    No formal tests creating tense atmosphere based on ss’
    performance in class
    CLL
    Integrative tests are administered
    Self-evaluation
    TPR
    Formal evaluations based on performance of commands
    CLT
    Accuracy + fluency is evaluated
    İnformal evaluation of students’ performance when the teacher is
    adviser or co-communicator
    Integrative tests are administered for formal evaluation
    TEACHER’S RESONSE TO SS’ ERRORS
    GTM
    It is important that ss should get the correct answer
    İncorrect answers are corrected by the teacher directly
    DM
    Ss are directed to self correction(posing a choice)
    ALM
    Every error should be corrected(by the t.)t. is aware and
    expects errors through contrastive analysis of L1 and L2
    SILENT WAY
    Errors are natural
    T. uses errors to decide where further work is necessary
    Ss’ self correction(not much learning otherwise)
    Second comes peer correction
    T. correction at a last resort
    DESUGGESTOPEDIA
    Errors are corrected by t. gently and in a soft voice
    CLL
    Teacher response is in non-defensive manner
    T repetition without drawing attention to the mistake
    TPR
    Errors are natural
    Teacher should tolerate them and correct only important
    ones
    CLT
    Errors of form tolerated during fluency activiities
    Natural and evidence of development of communication
    skills
    Teacher takes notes of errors during fluency activities and
    refers back to them with an accuracy based activity
    TECHNIQUES
    GTM
    Translation of a literary passage from L1- L2 or vice versa
    Reading comprehension questions
    *for information
    *for making inference(comprehension)
    *relate to their(ss) own experience
    Finding antonym-synonym
    Cognates memorization(for spelling and meaning)
    Grammar rules are presented with examples
    *exeptions stated directly and ss apply rules to examples
    Memorization of vocabulary and grammar rules
    Using words in sentences to show they understand the meaning
    Writing compositions in L2 on a given topic
    DM
    Ss read aloud,t. uses gestures,pictures to make the meaning clear
    T ask questions and ss answer in full sentences to practice
    vocabulary and grammar rules in L2
    Ss also ask questions
    Ss’ self correction
    Ss are asked questions
    Fill-in the blank exercise
    Different from gtm: no explicit grammar rules and vocabulary
    items are in L2
    Dictation
    Map drawing according to instructions based on meaning
    Paragraph writing (situational or topic based)
    ALM
    Dialog memorization through mimicry(sentence patterns and
    grammar points)
    Backward build up drill(expansion) used when there is a problem
    Repetition drill
    Single-slot substution drill
    Transformation drill
    Question and answer drill
    Use of minimal pairs
    Complete the dialogue
    Grammar game(supermarket and alphabet game)
    SILENT WAY
    Sound color chart(ss produce sound combinations without
    repetition)
    T’s silence
    Peer correction
    Rods
    Self correction gestures
    Word chart(pronunciation)
    Fidel charts(spellings)
    Structured feedback(ss observe the day’s lesson and what they
    have learned)
    DESUGGESTOPEDIA
    Creating an atmosphere(bright and colorful)
    Peripheral learning throught posters containing gramatical
    information
    T. is responsible to desuggest feeling of ss in two ways
    *direct-ss are conscious ‘you will be successful’
    *indirect—are subconscious ex: the title of dialog ‘to want to is to be
    able to’
    Choosing a new identity
    Role play,pretending to be someone else performing L2
    First( active)concert-receptive phase
    Second(passive)concert-receptive phase
    Primary activation-active phase ss read out the dialog
    sadly,cheerfully
    Creative adaptation-learning the new material and using it
    spontaneously throught singing,dancing,dramatization(focus on
    communication but not on forms)
    CLL
    Tape recording ss conservations(ss choose what to say and take the
    resposibility of their own learning.when it is replayed it is easierfor ss
    to associate meaning in L2 which is motivating)
    Transcription
    Reflection on experience(ss reflect on how they feel about learning
    themselves and their relationship with eac other) (feedback)
    Reflective listening(ss relax and listen to their own voices with their
    eyes closed or open;t. can read it or they mouth the words they hear)
    Human computer(t doesn’t correct ss’errors but rather he repeats the
    word)
    Small group tasks(ss make new sentences based on the text they
    have generated.they learn from each other. They get more practice
    with L2)
    TPR
    Using commands to direct behaviour
    Role reversal(ss give commands and speak)
    Action sequence(a series of commands to perform a whole
    operation ex;writing a letter)
    CLT
    Use of authentic materials(newspaper article,live radio or tv,
    broadcast at high levels,menu timetable at lower levels
    Scrambled sentences (for cohesion and coherence)
    Language games(information gap,choice,feedback)
    Picture strip story(problem solving task to promote
    communication) (hese are information gap,choice,feedback)
    Role play(opportinuty to practice communicating in different
    social context and roles(information gap,choice,feedback)
    GRAMMAR TRANSLATION METHOD-GTM
    DIRECT METHOD-DM
    AUDIO LINGUAL METHOD-ALM
    SILENT WAY-SW
    SUGGESTOPEDIA/DESUGGESTOPEDIA
    COMMUNITY LANGUAGE LEARNING-CLL
    TOTAL PHYSICAL RESPONSE-TPR
    COMMUNICATIVE LANGUAGE TEACHING-CLT
    CONTENT BASED APPROACH-CBA

Bir yanıt yazın