VOCABULARY
about:hakkında,ilgili
according to:-e göre
act out:oynamak,
rol yapmak
advise:
tavsiyede bulunmak
again: tekrar
all:tüm
along:boyunca
also:aynı zamanda
always:her zaman
and:ve
angry: kızgın,öfkeli
another: başka,diğer
anxious:
endişeli, tedirgin
apologise:
özür dilemek
article:makale
ask:sormak
ask for help:
yardım istemek
attend to a course:
kursa katılmak
baby:bebek
back:geri ,sırt
be/was-were:olmak
be honest:
dürüst olmak
be reliable:
güvenilir olmak
be sorry:
üzgün olmak
because:çünkü
before:önce
behave: davranmak
believe:inanmak
belongings:
kişisel eşyalar
below:aşağıda
best:en iyi
birthday:doğumgünü
blessed:kutsanmış
borrow: ödünç almak
bottom:dip,alt
box:kutu
break/broke up:
parçalamak, kırmak
bring/brought:
getirmek
but:fakat
buy: satın almak
by:tarafından,ile
call:çağırmak
can: yapabilmek
carefully:dikkatlice
carry:taşımak
celebrate:kutlamak
cheat:aldatmak
check:kontrol etmek
cheer up:
teselli etmek,
neşelendirmek
cheerful: neşeli
choose:seçmek
classmate:
sınıf arkadaşı
cold:soğuk
come true:
gerçekleştirmek
compare:
karşılaştırmak
correct:doğru
cottage:kulübe
counsellor:
danışman, rehber
coz:çünkü
crazy:çılgın,deli
cross:çarpı
dark:karanlık
dead:ölü,ölmüş
deep:derin,ciddi
degree:derece
describe:
tarif etmek
dictionary:sözlük
different:farklı
difficult:zor,güç
difficulty: zorluk
dream: rüya
each:her bir
easy: kolay
encourage:
cesaretlendirmek
encouragement:
cesaret
engine:motor
example:örnek
expression:ifade
everything:her şey
eye:göz
faith:güven,inanç
fail:başarısız olmak
fall:düşmek
false:yanlış
feel: hissetmek
find/found: bulmak
fishermen:balıkçı
fly:uçmak
follow:takip etmek
following:
takip eden, aşağıdaki
for:için
for example:örneğin
foreign:yabancı
forever:sonsuza dek
freeze:donmak
freezing:dondurucu
friend:arkadaş
friendly:
arkadaş canlısı
friendship:
arkadaşlık
frozen:donmuş
fun:eğlence
funny:
eğlendirici, komik
further ideas:
ek,ilave fikirler
generous:
cömert,eliaçık
get back: geri almak
get out of:
dışarı çıkmak
get together:
toplanmak, buluşmak
give/gave:vermek
give back:
geri vermek
good at:
bir işte iyi olmak
grab:kapmak,tutmak
great: büyük,harika
hand:el
handsome: yakışıklı
hardworking:
çalışkan
have:sahip olmak
have a good sense of
humour: iyi bir espiri
anlayışına sahip
have fun:eğlenmek
hear/heard:duymak
help:yardım etmek
helpful: yardımsever
hold/held up:
desteklemek
honest: dürüst
hospital:hastane
humour:mizah
hurt:incitmek,acıtma
ice:buz
idea:düşünce,fikir
I’m really sorry:
gerçekten üzgünüm
I’m sure: eminim
important:önemli
importance:önem
in time:zamanında
inspiration:
ilham kaynağı
joke:şaka
joy:eğlence
kind: nazik,kibar
know:bilmek
lake:göl
language:dil
large:geniş
last:geçen
laugh: gülmek
leave/left:
bırakmak, ayrılmak
left:sol
let:izin vermek,
bırakmak
lie:yalan
life: yaşam
lift up:
yukarı kaldırmak
like:gibi,hoşlanmak
list:liste
listen:dinlemek
lose/lost:kaybetmek
love:aşk
luckily:
çok şükür, Allahtan
magazine:dergi
make come true:
gerçekleşmesini
sağlamak
make good friends:
iyi arkadaşlar
edinmek
make joke:
şaka yapmak
make laugh:
güldürmek
make right:
doğru yapmak
make see:
görmeyi sağlamak
match:eşleştirmek
maybe:belki
medium height:
orta boylu
meet:karşılaşmak
memory: anı ,hatıra
month:ay
necessary:gerekli
need:
ihtiyaç duymak
never:asla
nice: güzel ,hoş
night:gece
noise:ses,gürültü
on time : zamanında
order:sıralamak
other:diğer
own:
kendi,kendine ait
page:sayfa
pain:ağrı,sızı
partner:eş,arkadaş
people:insanlar
person:kişi,insan
personal quality:
kişisel özellik
phone:telefon etmek
physical quality:
fiziksel özellik
picture:resim
pie:pasta
piece:parça
place:yer
plumb: tombul
polite: nazik, kibar
promise: söz vermek
properly:
uygun şekilde,
düzgün bir biçimde
put:koymak
quality: özellik
reach:uzanmak,
yetişmek
read:okumak
really: gerçekten
reflection: yansıma
reliable: güvenilir
return: geri dönmek,
geri vermek
ride:binmek
right: doğru, sağ
rolecard:rol kartı
rude: kaba
rule:kural
save life:
hayat kurtarmak
say/said:söylemek
scream:bağırmak,
çığlık atmak
see/saw:görmek
sense:anlayış
sensitive:
duygusal, hassas
shine:parlamak
should:-meli,-malı
shoulder:omuz
similar:benzer
since then:
o zamandan beri
sincere: samimi
sing:şarkı söylemek
situation:durum,hal
skimobile:
kar arabası
sky:gökyüzü
slim: zayıf yapılı
snowy:karlı
so:
bu yüzden, böylece
someone:birisi
song:şarkı
sorry:üzgün olmak
speak:konuşmak
special: özel
stand/stood by:
desteklemek
stand tall:
dimdik durmak
star:yıldız
statement:
ifade, durum
step:adım,basamak
stingy: cimri,paragöz
stop:durmak
story:hikaye
strength:güç
student counsellor:
öğrenci danışmanı,
rehber öğretmen
sudden:
ani, beklenmedik
suggest: teklif
etmek, önermek
supportive:
destekleyici
sure:emin olmak
swim:yüzmek
take/took:
almak, götürmek
talk about: bir şey
hakkında konuşmak
teen:genç
teen magazine:
gençlik dergisi
tell: anlatmak
tell the truth:
doğru söylemek
text:metin
thankful: minnettar
think:düşünmek
through:
içinden, arasından
tick:işaretlemek
today:bugün
together:birlikte
touch:dokunmak
treat : davranmak
trouble:sıkıntı,bela
true:doğru
true friend:
gerçek arkadaş
trustworthy:
güvenilir
truth: gerçek
try: denemek
understand:anlamak
unhappy:mutsuz
use:kullanmak
useful:yararlı
usually:genellikle
very:çok
voice:ses
want:istemek
water:su
way:yol,tarz
weak:güçsüz,zayıf
weekly:haftalık
what:ne
where:nerede
who:kim
why:neden
wind:rüzgar
wing:kanat
with:ile
without:olmaksızın
word:kelime
work:çalışmak
worried:
kaygılı,endişeli
write:yazmak
writer:yazar
wrong: yanlış
yet:henüz
yourself:kendin
