Ogrenci Secme ve Yerlestirme Merkezi

1999 Oss Turkce Online Test Haziran

Okuma Süresi:14 Dakika, 30 Saniye

Aşağıdakilerden hangisinin sonuna, “Bu nedenle söz konusu yapıt çok okunmuş ve defalarca basılmıştır.” cümlesinin getirilmesi anlam akışı yönünden uygun olmaz?
? Yazarın, tarihsel olaylardan yola çıkarak oluçturduğu bu yapıtta, gerçeklerin payı büyüktür.
? Yapıtta, eski eğitim uygulamaları, kahramanın bakış açısından, etkileyici bir anlatımla yargılanmaktadır.
? Yapıtın, yazıldığı döneme göre, sade ve anlaşılır bir dili vardır.
? Belli bir kesime seslenen bu yapıtta terimlere dayalı bir anlatım kullanılmıştır.
? Yapıtta, içinde bulunulan ortamla insanın psikolojik durumu arasındaki ilişki açıkça görülmektedir.
Edebiyatı, sanatı kendime dert edinmiş bir kişiyim. Gece gündüz edebiyat düşünürüm, şiir düşünürüm. Sevdiğim bir şiiri tanıdıklarıma okumadığım ya da bir edebiyat sorusu üzerine tartışmaya girişmediğim günler, yaşadım saymam kendimi.

Böyle diyen bir yazar için aşagıdakilerden hangisi söylenebilir?
? Şiir dışındaki ürünlerden tat almaz.
? Edebiyattan hoşlanmayanları sevmez.
? Herkesi kendisi gibi düçünmeye zorlar.
? Yaşamıyla edebiyatı bütünleştirmiş biridir.
? Eleştiriye açık bir kişiliği vardır.
Bu sanatçımızın acaba hangi yapıtı kalıcı olacak, hangi yapıtı zaman içinde unutulup gidecek (I)? Bunu, bugünden kestirebilmek zor (II); ayrıca böyle bir yorum yapmak da bence gereksiz. Bırakalım, yarının insanı kendisi seçsin seveceği (III), devamlı okuyacağı ya da unutacagı yapıtları (IV)… Böyle bir seçim, yapıtları gerçek anlamda kalıcı kılar(V).
Yukarıdaki parçada numaralanmış noktalama işaretlerinden hangisi yanlış kullanılmıştır?
? I
? V
? IV
? III
? II
Bizim yaşamımızı yansıtmayan yapıtlar, üzerimizde yeterince etkili olmuyor. Bir yapıttaki yaşantıları paylaçabilmemiz, anlatılan olayların da bize tanıdık gelmesini gerektiriyor. Işte bu nedenle, öykülerde ve romanlarda —- isterim.

Düşüncenin akıçına göre, bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilemez?
? duygu ve düşüncelerimize ayna tutulmasını
? bize, yeni ve değişik insan tiplerinin tanıtılmasını
? E) kolaylıkla benimseyebileceğimiz karakterlerin çizilmesini
? evlerimizden ve eşyalarımızdan silinmez izler bulunmasını
? gelenek ve göreneklerimizden yola çıkılmasını
Romanını okuyup bitirdim. Hele biraz zaman geçsin, hazmedeyim. Neler kaldı, neler gitti? Bunları saptadıktan sonra bildireceğim görüşlerimi.

Böyle diyen bir kişi için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
? Zaman içinde görüşlerin degişebileceğini düşünür.
? Izlenimlerini yorumlayıp değerlendirme eğilimindedir.
? Düşüncelerini hemen açıklamaktan kaçınır.
? Düşüncelerini açıklamadan önce, başkalarıyla tartışarak dogrulamak ister.
? Ayrıntılı olarak düşünmenin gereğine inanır
Içeriğini çok iyi bildiğimiz kitapları bile yeniden okumalıyız. Çünkü kitaplarda keşfedilmeyi bekleyen nice hazine vardır. Benzer biçimde, resimlere de tekrar bakmalıyız. Onlara baktıkça yenilendiğimizi anlarız. Bir müzik yapıtını da yeniden dinlemeliyiz. O yapıtı dinledikçe dünyamızın zenginleştiğini, degiştiğini görürüz.

Bu parçadan sanat yapıtlarıyla ilgili olarak aşağgıdaki yargıların hangisine varılamaz?
? Değerleri ancak, üzerinden yıllar geçince anlaşılır.
? Onlarla bir kez karşılaşmış olmamız yetmez.
? Tüm güzelliklerinin ayrımına varmak zaman alır.
? Her seferinde bizde yeni duygular uyandırırlar.
? Duygularımızı çeşitli yönlerden besleyip geliştirirler.
(I) Haklarında fazla bir şey bilinmeyen hariciyeciler dünyasında gezinmek isteyenler için keyifle okunabilecek bir kitap. (II) Yazar, yirmi beş yılı yurt dışında geçen, otuz yedi yıllık meslek yaşamında edindiği izlenimleri okurlara duyurmak istemiş. (III) Mesleğinin sorunlarını, iyi ve kötü yanlarını dile getirmeye çalışmış. (IV) Çok akıcı bir dili var. (V) Kişilerin belirleyici özelliklerini en ince ayrıntılarına değin, somut bir biçimde yansıtmış.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangileri, söz konusu yazarın üslubuyla ilgilidir?
? II. ve III.
? II. ve IV.
? I. ve IV.
? IV. ve V.
? I. ve II.
I . Okur, onun yapıtlarını okurken kendisini, yıllanmış çamların olduğu bir ormanda kuş sesleri ve reçine kokularının arasında bulurdu.
II. Seçtiği ilginç ayrıntılarla, yaptığı benzetme ve karşılaştırmalarla yapıtlarında okura, doğanın temiz havasını soluturdu.
III. Öykülerinde Anadolu’nun köylerinde, kasabalarında yaşayanların değişik sorunlarını göstermeye çalışırdı.
IV. Roman ve öykülerinde, günlük yaşamın sıkıntıları içinde bunalan kişileri içlerdi.

Yukarıda numaralanmış cümlelerden hangileri, sanatçının betimlemelerindeki aynı niteliği yansıtmaktadır?
? II. ve IV.
? II. ve III.
? III. ve IV.
? I. ve III.
? I. ve II.
Bu, yazacağım yazının türüne göre değişir. Çok ciddi bir yazı yazacaksam konu üzerinde yoğunlaşabilmem için evde çıt çıkmamalıdır. Ayrıca dikkatimin uyanık olması için çalışma odamın sıcaklığının da on altı dereceyi geçmemesi gerekir. Bunun için, yaz aylarında ciddi yazılar yazamam; yazmaya kalktığımda da yazılarım, sıcağın etkisiyle mizah ağırlıklı olur.

Bu sözler aşagıdaki sorulardan hangisinin karşılıgı olabilir?
? Yaşadıklarınızın, yazdıklarınız üzerinde etkisi var mı?
? Düşündüklerinizi yazamadığınız zamanlar olur mu?
? Ne tür yazılar yazarsınız?
? Yazılarınızın planını nasıl belirlersiniz?
? Yazılarınızı hangi ortamda yazarsınız?
Aşagıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?
? Hava kirliliğine karşı çeşitli önlemler alınabilir.
? Bu gaz, havada yoğun oranda bulunur.
? Gençler, doğanın korunması konusunda bilinçleniyor.
? Akarsularımız sanayi atıklarıyla kirleniyor.
? Çevre sorunlarıyla ilgili toplantılar yapılmalıdır.
Bizdeki çocuk dergiciliğinin, uzun geçmişine karşın önemi yeterince anlaşılamamıştır. Bunu iyi bildiğimden “Süreli Çocuk Yayınları” başlıklı çalışmayı görünce çok sevindim; hemen okudum. Doğrusu çok yararlandım. Bu geniş inceleme, ciddi bir çalışmanın ve sağlam kanıtlara dayanan çok yönlü bir araştırmanın somut sonucu olarak elimizde bulunuyor. Hemen söyleyelim ki basımı da çok güzel olan bu kitap, içeriğinin zenğinliği yönünden eğitimcilerimizin olduğu kadar düşünürlerimizin, tarihçilerimizin, dilcilerimizin hatta folklorcularımızın lgisini çekecektir.

Bu parçada, sözü edilen yapıtla ilgili olarak aşagıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
? Anlatımının çocukların düzeyine uygun olduğuna
? Geniş kapsamlı bir çalışmanın ürünü olduğuna
? Güzel bir görünümle sunulduğuna
? Içerdigi bilgilerin güvenilir nitelik taşıdığına
? Farklı alanlarda çalışan insanlara ilginç geleceğine
Bir eleştirmenimizin 1974 yılında yaptığı değerlendirmeye katılmamak elde değil. Çünkü bu dipdiri ve sağlam öykü beni de çok etkiledi. Bu öykü gerçek anlamıyla çağdaş bir klasik.

Bu parçada “çağdaş bir klasik” sözüyle anlatılmak istenen aşagıdakilerden hangisidir?
? Oluşturuldugu dönemin dil anlayışına uygun olmakla birlikte eski ürünlerden de etkilenen
? Okurun ilgisini canlı tutan ve gelecekte de okuyucu bulabilecegi düçünülen
? Bazı yenilikler getiren ve okuyucuyu duygulandıracak özellikler içeren
? Güncel olayları ayrıntılarıyla yansıtacak biçimde, sağlam bir teknikle oluşturulan
? Oluşturuldugu dönemin havasını yansıttığı gibi değerini de hiçbir zaman yitirmeyecek olan
Gürültüden uzak, doğal güzelliklerle dolu parkın(I) “bir” köşesinde, yaşlı (II) “bir” hanım masanın üstüne koyduğu romanını (III) “bir” karış uzaktan okumaya çalışıyor; (IV) “bir” şişman, spor giyimli (V) “bir” adam da dalgın dalgın uzaklara bakıyordu.

Bu cümledeki anlatım bozukluğunu gidermek için numaralandırılmış ve tırnakla ayrılmış sözcüklerden hangisi atılmalıdır?
? II
? I
? III
? V
? IV
Şiir yazmanın belki en zor yanı ilk dizeyi bulmak tır. O ilk dize ozanın gideceği yönü belirler. Hiçbir şiir, planlı olarak yazılmaz. Ozan, şiirin yolunu açtığı gibi şiir de ozana yol gösterir. Işte bunun için ben, bir konuşmamda, “Şiirimi, yazarken düşünürüm ya da düşünürken yazarım.” demiştim.

Bu parçanın bütününde, şiirle ilgili olarak aşağıdakilerin hangisi üzerinde durulmaktadır?
? Iletisinin, yazmaya baçlamadan önce belirlendiği
? Düşünce ve duyguları birlikte ele aldığı
? Yazma süreci içinde oluştugu
? Ozanın değer yargılarından izler taşıdığı
? Ozanın duygu dünyasını yansıttığı
Önemli olan okuduğumuz kitapların sayısı değil,—-.

Bu cümlede boç bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilemez?
? okuduklarımızın davranışlarımızı, yaşama bakışımızı nasıl etkilediğidir
? bu kitapların yaşamımıza ne kattığıdır
? onlardan edindigimiz bilgilerle yeni bir dünya kurabilmemizdir
? onların bize kazandırdığı yeni duygulardır
? onların, eleştirmenlerce nasıl değerlendirildiğidir
Bugün eskisi kadar ne mektup yazıyor ne de mektup alıyorum. Okumanın yerini televizyon ekranlarının, mektuplaşmanın yerini telefonun aldığı bir gerçek. Yine de mektup yazarken verilen emeği ve mektuptaki kalıcılığı önemsiyorum. Mektubun aynı zamanda yazınsal bir tür olduğunu anımsatmaya gerek var mı? Çocukların, gençlerin birbirlerine mektup yazmalarını, telefonla konuşmalarından daha önemli, daha geliştirici buluyorum.

Böyle konuşan kişi için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
? Televizyonun, okumayı olumsuz yönde etkilediğini düşünmektedir.
? Gençlerin birbirlerine mektup yazmalarını istemektedir.
? Eskisine göre daha az mektuplaşmaktadır.
? Mektubun salt haberleşme aracı sayılmasını doğru bulmamaktadır.
? Arayıp soranları gittikçe azalmıştır.
(I) Uykudan önce çocuklara okunacak kitapları onların yaşlarına ve ilgilerine göre seçmek gerekir. (II) Yatak başında, kitapları okurken çocuklarla yapılacak sohbetler, bir bakıma onların çocuksu sırlarını ve duygularını degişik açılardan yansıtır. (III) Bir kitap kahramanının hayranlık uyandıran bir yanı üzerine çocukları konuşturma ya da düşündürme onlarla olan ilişkiyi pekiştirip derinleştirir.(IV) Bunun için de çocuklar, bu sohbet saatlerinin tadına doyamazlar. (V) Daha da ileri giderek denebilir ki yetişkinlik döneminde de uykudan önceki bu saatler özlemle anımsanır.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde, kitabın, çocukları tanıma ve onlarla yakınlık kurmadaki işlevinden söz edilmektedir?
? I. ve II.
? I. ve III.
? II. ve IV.
? II. ve III.
? IV. ve V.
Bir sözcüğü ötekinin yanına öylesine getireceksin ki yaratacağın güzellikle okuyucunun yüreğindeki teli titretecek, onu gerçekler dünyasından düşler dünyasına taşıyacaksın.

Bu cümledeki altı çizili sözün cümleye kattıgı anlam açagıdakilerin hangisinde vardır?
? Bu tabloya her bakışında onda yeni ve degişik yönler bulurdu.
? Bu öyküyü okurken uzun süredir gidemediği köyünü anımsamıçtı.
? Çocukluğunda yaşadıgı bu ilginç olayı sık sık anlatırdı.
? Bu sıkıntılı yolculuğun bir an önce bitmesini istiyordu.
? Roman kişilerinin birbirine kavuşması onu çok etkilemiş, duygulandırmıştı.
Eskilerden gelen bir edebiyatçıyı günümüz ölçütlerine göre değerlendirmek dogru olur mu? Günümüzde insanların edebiyat anlayışları değişip geliçmiştir. Ancak bu gelişmeyi bir zincir olarak düşünürseniz, zincirin halkaları kopuk değil, birbirine geçmiş durumdadır. Günümüz edebiyatçıları, hem dillerini geliştirmek hem de yeni biçimler oluşturmak bakımından çok şey borçludurlar eskilere. Edebiyat merdiveninin basamakları, bizden önceki edebiyatçıların birikimlerinden oluşmuştur.

Bu parçadan açagıdaki yargıların hangisi çıkarılamaz?
? Her edebiyatçı yaşadığı dönemin koşulları içinde ele alınmalıdır.
? Her çağın kendine özgü değerlendirme ölçütleri vardır.
? Yaşadığı dönemde ilgi görmeyen bir edebiyatçı zamanla ün kazanabilir.
? Sanatçılar, kendilerinden önceki sanatçılardan etkilenirler.
? Öteki sanatlar gibi edebiyat da zamanla değişir.
Aşagıdaki dizelerde tırnakla ayrılmış sözcüklerin hangisinde, birden çok yapım eki kullanılmıştır?
? Bir med zamanı gökyüzü kurçunla “örtülü”
? Hava keskin bir kömür “kokusuyla” dolar
? Kara “gözlüm” çok özledim ben seni
? Gözleri yaç dolu “yorgun” bulutlar
? “Varlığımı” yalnız ona verdim ben
(I) Sabahları ekinler çiğlidir. (II) Gün doğmadan önce yaş ekinler ağırdır. (III) Yel esince ağır ağır dalgalanır. (IV) Gün doğup da çiğler kalkınca, ekinlerdeki dalgalanma artar. (V) Kocaman ovayı kaplayan ekinler tüy gibi hafiftir artık. (VI) Yel, tüy gibi hafif ekinleri toprağa değecek kadar yatırır.

Yukarıdaki numaralanmıç cümlelerden hangileri ögelerinin sıralanıçı yönünden benzerlik göstermektedir?
? I., III., V.
? II., III., VI.
? III., IV., V.
? I., II., IV.
? IV., V., VI.
Hiç ummadığımız bir şiir, günü gelince bizim için söylenmiş izlenimini verir. Çünkü şiir eskimez, durur bir yerde, okurunu bekler. Bekler ve bir gün bulur onu. Dahası, en kötü, en sığ, en basit bir şiirden bile bir gün başka bir anlam, başka bir güzellik fışkırabilir. Bu nedenle, —-.

Düşüncenin akışına göre bu parçanın son cümlesi aşağıdakilerden hangisiyle tamamlanabilir?
? şiir değerlendirmelerinde olumsuz ve kesin yargılardan olabildiğince kaçınmak gerekir
? eleştirmenler, okuyacakları şiir kitabını seçmede okurlara yol göstermelidirler
? pek çok şiir kitabı ancak şairlerinin ölümünden sonra değer kazanmıştır
? iyi şiir her okuyucuda aynı duyguları, aynı çağrışımları uyandırabilmelidir
? sanat değeri taşıyan şiirler eskimiş olanlardır
Çayönü (I) “kazısında” ortaya çıkarılan (II) “buluntular”, insanlığın, (III) “avcılık” ve toplayıcılıktan yerleşik yaçama (IV) “geçiş” (V) “aşamasını” göstermektedir.

Bu cümledeki tırnakla ayrılmış ve numaralandırılmış sözcüklerden hangisinin kökü, sözcük türü yönünden öbürlerinden farklıdır?
? IV
? V
? III
? II
? I
(I) Minibüsle, sabahleyin yola çıktık. (II) Yeşilin, açığından koyusuna değin bütün tonlarıyla bezenmiş ağaçların süslediği yamaçlardan, tepelerden geçtik. (III) Şırıl şırıl akan derecikleri aça aça sonunda yeryüzü cennetine vardık. (IV) Çevresini irili ufaklı ağaçların kuşattığı mavi, duru, büyük göle bakan bir yamaçta durduk. (V) Kameramızı çıkarıp bu manzarayı görüntüledik.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde betimlemeye yer verilmemiştir?
? II. ve III.
? III. ve IV.
? II. ve IV.
? I. ve V.
? I. ve II.
I . Hasta sabaha kadar gözünü kırpmamıştı.
II. Dün akşam geç yattığından uykusunu alamamıştı.
III. Uykum gelmesin diye sık sık yüzümü yıkadım.
IV. Uykusunun ağır olduğunu herkes bilirdi.
V.Dünkü tartışma yüzünden bütün gece gözüme uyku girmedi.

Yukarıdaki cümlelerin hangilerindeki deyimler anlamca birbirine yakındır?
? IV. ve V.
? II. ve IV.
? I. ve V.
? II. ve III.
? III. ve IV.
Tüketim kültürü, şiiri az çok dışlamıştır. Televizyon, sinema, gazete gibi kitle iletişim araçlarının doğurduğu bu kültür, şiirin okur yitirmesine yol açmıştır. Ancak bilelim ki şiir, yalnızca sahte okurlarını yitirmiş, gerçek okurlarını korumuştur. Işte bunun içindir ki benim, şiirin geleceği açısından hiçbir kaygım yok. Iyi şiir, gerçek okuruyla yaşamını sürdürecektir.

Bu parçada, şiirle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
? Toplumsal değişmelerden etkilendiğine
? Nitelikli olanların varlığını koruyacağına
? Şiir beğenisi tam gelişmemş okurların elendiğine
? Her dönemde çok sevilen tür olduğuna
? Okur sayısının azaldığına
Kimi eleştirmenler yazınsal ürünleri değerlendirirken eleştiri türünün gerektirdiği kurallara uymazlar. Yapıtları değerlendirme yerine, birtakım oyunlara yönelirler. Bilgisizliklerini, yanlış ya da haksız yargılarını bu dil oyunlarının altına gizlerler. Bu yolla okuyucuyu yönlendirdikleri için de okuyucu bunun ayrımına varmaz. Böylece yapıttan kopuk kişisel görüşlerini, eleştiri adıyla ortaya koymuş olurlar.

Aşagıdakilerden hangisi bu parçada sözü edilen eleştirmenlerin bir özelliğidir?
? Okurlarına karşı sorumlu davranma
? Söylediklerini iyi seçilmiş örneklerle somutlaştırma
? Yapıttaki yetersizlikleri giderme yolları önerme
? Özentili bir anlatımla okuyucuları istediği yönlere çekme
? Yapıtların güç anlaşılan yönlerini aydınlatma
(I) Her çalışmasında olduğu gibi bunda da açık ve yalın anlatımı hemen göze çarpıyor. (II) Bu durum, şairin, edebiyat çevrelerinin yoğun ilişkilerinden uzak, yerel kaynaklara daha yakın olmasındandır. (III) Yine bu durum, onun şiirinin, toplumun degişik kesimlerinde aynı ölçüde anlaşılır olmasının da ana kaynağını oluçturmaktadır. (IV) Bilincimizin bir köçesinde var olan kır yaşantısının doğayla ilgili ögeleri, onun şiirlerinde evrensel bir temaya yönelişin çıkış noktasıdır. (V) Ardıçlar, söğütler, ahlatlar, balkon çiçekleri şairin lirik yanını sunar bize.

Şairin geniş bir okur kitlesine seslenebilmesini sağlayan özelliği, yukarıdaki parçanın kaçıncı cümlesinde belirtilmiştir?
? II
? III
? IV
? V
? I
Oraya gidersen, Etnografya ya da Kurtuluş Sa- vaşı müzelerini gezmelisin.

Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdakilerin hangisinden kaynaklanmaktadır?
? Koşul cümlesi olmasından
? Yüklemin gereklilik kipinde olmasından
? Yanlış baglaş kullanılmasından
? Ad tamlamasının gereksiz kullanılmasından
? Nesnenin yanlış yerde bulunmasından
Üleştirme sayı sıfatı eki, -er (-ar), ünlüyle biten sayılara eklendiğinde araya “ç” kaynaştırma harfi girer.

Açagıdakilerin hangisinde bu kurala örnek oluşturmayan bir sözcük vardır?
? Üyelerden ellişer milyon lira toplayalım.
? Herkes yirmişer dakika konuşacak.
? Masalara yedişer tabak koyalım.
? Beşer kişilik gruplara ayrıldılar.
? Defterinize ikişer cümle yazın.
Aşagıdaki dizelerin hangisinde yorum söz konusu değildir?
? İzmir’e girişini Atatürk’ün
Bir kahve duvarındaki resimde gördüm
? Koymuştu kılıcını içine kınının
Yürüyordu arasında sevgili halkının
? Işıktı sevinçti türküydü
Görseydiniz o resimde Atatürk’ü
? Alabildiğine insan kalabalığı vardı
Bir aydınlık geleceğe bakıyordu
? Bir ılık güz öğlesinde
Şanlı haki urbası üstünde
Aşağıdaki dizelerin hangisinde, tamlananı tamlayandan önce söylenmiş bir belirtili ad tamlaması vardır?
? Beni, sokağımıza dönen eski, tahta köprüden geçirin
? Eski, ılık akşamlar yağmurla çalsın kapımızı
? Sıcacık tarhana çorbasının içimiyle başlasın sabah
? Kâgıtlarla camlarını örteyim pencerelerin
? Müjdeye koşsun komşu çocukları evimize
“Gene bahar geldi, açıldı güller” dizesinde, güllerin açılışı baharın gelişine bağlanmaktadır.

Aşağıdaki dizelerin hangisinde buna benzer bir durum söz konusudur?
? Bacım yastıktadır, gözlerim yolda
? Düşman geldi, tabur tabur dizildi
? Ne bir vefa gördüm, ne faydalandım
? Erzurum dagları kardır, geçilmez
? Ağlatmadı güzel, güldürdü beni
(I) Güneye doğru indiğimizde göz alabildiğine uzanan bir ovayla karçılaştık. (II) Ova, güneşli ve dalgasız bir denizden daha da düzdü. (III) Yolda gelirken gördüğümüz, çılğınca esen rüzgârların oluşturduğu tepecikler burada yoktu. (IV) Uzaklarda, bir insan boyu yükseklikte, kubbeleştirilmiş, küçük küçük toprak yığınları vardı. (V) Merakla bu yışınlara yaklaştık. (VI) Bunların, bizim evlerimizdekinden çok daha küçük pencerelerinden bakınca, içinde yaşayan insanları gördük.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde “karçılaştırma” yoktur?
? I. ve III.
? I. ve V.
? II. ve III.
? IV. ve VI.
? II. ve IV.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, önerinin gerekçesi de açıklanmıçtır?
? Başkalarını eleştirdiğiniz kadar kendinizi de eleştirin.
? Sabır bir erdemdir, sakın ondan vazgeçmeyin.
? Başarının bir parçası olun, eleştirmeni değil.
? Daha az konuşup daha çok iş yapın.
? Çabalarla amaçları birbirine karıştırmayın.
Sonunda bilgisayar da gelip çalışma masamıza kuruldu. Belli ki geçici bir geliş degildir bu. Disketi, yazıcıyı da yanına alarak geldiğine göre temelli yerleşmeye niyetli. Sadece birkaç oyun ya da yazım kolaylığı sağlamakla yetinmeyen bilgisayar, getirdiği konfor, yarattığı alışkanlıklarla terk edilemez kaleler ele geçirdi. Ilk sıcak ilişkiler, yerini vazgeçilemez tutkuya bıraktığında bilgisayar dünyasının sıradan bir tüketicisi oldunuz demektir.

Bu parçada bilgisayarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi vurgulanmaktadır?
? Benimsenmesi uzun zaman alan bir yenilik olduğu
? Başka araçlarla birlikte kullanıldığında işe yaradığı
? Pek çok kolaylık sağladığı için insanı tembelleçtirdiği
? Kullanma alışkanlığının giderek güçlenip yaygınlaştığı
? Kullanılan malzemeler bakımından pahalı bir aygıt olduğu
Aşagıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?
? Bir sorunla karçılaştığınızda bizlerden yardım isteyebilirsiniz.
? Bizim için önemli olan, görevinizi en iyi biçimde yerine getirmenizdir.
? Bu işte de başarılı olacağınızdan hiç kuçkumuz yoktur.
? Çalışma yaşamınızda bu tür güçlüklerle sık sık karçılaşacaksınız.
? Bu, sizlere verebilecegimiz en önemli ödül ve en önemli hedeftir.
Aşagıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?
? Bilgisayarınızın bozuk olup olmadığını öğrenebilmek için onu bir teknisyene göstermelisiniz.
? Bu bölümde, bilgisayarınızı nasıl kuracağınız ve nasıl kullanacağınız açıklanmaktadır.
? AMakinenizi, arkadaki açma-kapama düğmesine basarak kapatmanız gerekmektedir.
? Daha fazla bilgi edinmek için yetkili satıcınıza başvurabilirsiniz.
? Bu kılavuzda sizi belli türdeki bilgilere uyar- mak için bazı özel içaretler kullanılmıçtır.
Ödüller konusunda şöyle yanlış bir kanı vardır (I) Kazanan yapıtın, o yarışmaya katılan tüm yapıtların en iyisi olduğu düşünülür (II) Oysa seçici kurullar, birikim ve begenileri birbirinden farklı kişilerden oluşur (III) Bu nedenle ödül ya da ödüller, bir uzlaşma sonucu verilir (IV) Yüzlerce yapıtın katıldığı yarışmalarda bundan doğal bir şey olamaz (V)

Yukarıdaki parçada numaralanmış yerlerden hangisine, ötekilerden farklı bir noktalama işareti koymak gerekir?
? II
? III
? V
? IV
? I
Sergide tanıtılan antika eşyalar, geçmişte insanların inançlarını ve beğenilerini de yansıtıyor.

Bu cümledeki anlam karışıklıgı aşağıdaki değişikliklerden hangisiyle giderilebilir?
? “antika” sözcüğü atılarak
? “inançlarını” sözcüğü yerine “geleneklerini” getirilerek
? “geçmişte” sözcüğünden sonra “yaşamış” getirilerek
? “de” sözcüğü atılarak
? “tanıtılan” sözcüğünden sonra “çok değerli” getirilerek
Aşagıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?
? Çok sinirlenmiş, ağzına geleni söylemişti
? Törende çok mutlu olmuş, göğüsü kabarmıştı.
? Ona bir armağan vererek gönlünü almaya çalıştı.
? Günlerdir aynı konunun tartışılması sabrını taşırdı.
? Bu konuda onun da fikrini almak istedi.
(I) Bireysel acılarını yansıtmak için bir araç olarak görmez şiiri. (II) Kendi acılarına yer vermez şiirlerinde. (III) Daha çok, içinde yaşadığı toplumun acılarını, sevinçlerini yansıtmak ister. (IV) Imgeleri yalındır. (V) Söyleyişinde inişler çıkışlar yoktur. (VI) Bütün şiirlerinde okuru saran bir sıcaklık vardır.

Bu parçadan, aşağıdaki cümlelerin hangisi çıkarılırsa parçanın anlamında önemli bir daralma olmaz?
? V
? II
? III
? IV
? VI
(I) Onun öykülerinde sağlam bir tekniğin varlığı yadsınamaz. (II) Bununla birlikte, kimi öyküleri öykü olmaktan çok, bir köşe yazısını andırır. (III) Bu tür öykülerde toplumsal eleştiriye yönelir ve insanı dışlar. (IV) Ancak, bütün öykülerinde, sözcük seçimi yönünden kılı kırk yaran bir titizlik gösterir.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangileri, sözü edilen yazarla ilgili olumlu yargıları içermektedir?
? II. ve III.
? II. ve IV.
? I. ve IV.
? I. ve II.
? I. ve III.
(I) Oyun, bir gün içinde hatta birkaç saatte geçen olaylar üzerine kurulmuş. (II) Oyun, üç birlik kuralına uygun; ancak izleyicinin merakını kamçılama yönünden zayıf kalıyor. (III) Ilk bölümün ikinciye göre çok kısa oluşu, izleyenleri rahatsız ediyor. (IV) Kiçiler kendi toplumsal, psikolojik, ekonomik ve kültürel yapılarına uygun olarak olaylar içinde verilmiş. (V) Sanatçı, bu eksiklerine karşın, bir oyun yazarı olarak umut veriyor.

Bu parçanın anlam akışındaki bozukluğu gidermek için, aşağıdaki değişikliklerden hangisi yapılmalıdır?
? III. cümleyle IV. yer değiştirmeli
? II. cümleyle III. yer değiştirmeli
? IV. cümle I. den sonra gelmeli
? V. cümle II. den sonra gelmeli
? I. cümleyle II. yer değiştirmeli

Happy
Happy
0
Sad
Sad
0
Excited
Excited
0
Sleepy
Sleepy
0
Angry
Angry
0
Surprise
Surprise
0

Average Rating

5 Star
0%
4 Star
0%
3 Star
0%
2 Star
0%
1 Star
0%

Bir Cevap Yazın