turkish

4 Sinif Turkce Ozet Konu Anlatimi

Cümlenin Öğeleri

Cümlenin temel öğeleri yüklem ve öznedir.

Cümlede oluş, iş ve hareket bildiren sözcük ve sözcük grubuna yüklem denir. Yüklem, cümlede kişi ve zaman bildirerek yargıyı ortaya koyar. Tek başına cümle özelliği gösterir. Bu nedenle cümlenin en temel öğesi yüklemdir. Diğer öğeler yüklemin tamamlayıcısı durumundadır.

Örneğin: Geldi. Annem geldi. Annem eve geldi. Annem eve erken geldi.

Bir cümlede bildirilen işi yapan, yüklemin bildirdiği durumu üzerine alan varlığa özne denir. Cümlede özneyi bulmak için yükleme kim – ne sorularını sorarız.

Elisa hasta olduğundan okula gelmedi. Yükleme soralım: Kim gelmedi? Elisa gelmedi. Bu cümlenin öznesi Elisa’dır.

Manzara gerçekten çok güzeldi. Yükleme soralım: Ne güzeldi? Manzara güzeldi. Bu cümlenin öznesi manzaradır.

Bazen özne cümlede belirtilmemiş olabilir. Bunlara gizli özne denir.

Örneğin: Okula gittim. ( kim gitti? Ben. Ama cümlemizde Ben kelimesi yoktur. Yani gizlidir. )

Hatırlatma: Her cümlede özne belli olmayabilir. Örneğin : Köye bu yoldan gidilmez. Cümlesine kim gidilmez? Ne gidilmez? sorduğumuzda bir cevap alamayız.

Özetleyen ve Sonuç Bildiren İfadeler

Bir yazı, konu, söz veya filmin içeriğini daha az sözle anlatmak, kısaltmak işine özetleme denir. Okuduğumuz metinlerde karşılaştığımız ve yazılarımızda kullandığımız özet olarak, özetle, kısacası gibi kelimeler özetleyen ifadelerdir.

Örnek: Ahmet geldi, Eyüp geldi, Furkan geldi, Baran geldi, Samet geldi, Yusuf geldi, Muhammed geldi. Kısacası tüm erkekler geldi.

Bazen anlatılan bir konu, durum, olay, düşünce sonuca bağlanmak istenir. Son olarak, böylece, bunun sonucunda, sonuç olarak gibi ifadeleri bu amaçla kullanılır. Bu ifadeleri de sonuç bildiren ifadeler olarak tanımlayabiliriz.

Örnek: Sonuç olarak yaşadığı onca olaydan sonra köyüne geri döndü.

Duygusal ve Abartlı İfadeler

“Sana bin kere oyuncakları topla dedim. “

Yukarıdaki konuşmada annenin söylediği “bin kere” sözü abartılı bir ifadedir. Çünkü bir söz bin kere söylenmez, söylense de kaç kez söylendiği sayılmaz. Konuşmalarımızda ve yazılarımızda dikkat çekmek, merak uyandırmak veya güldürmek için bunun gibi abartılı ifadelerden yararlanırız.

“Haklısın anneciğim, üzgünüm.”

Yukarıdaki konuşmada çocuğun söylediği “üzgünüm” sözü duygusal bir ifadedir. Duygusal ifadelerle duygularımızı anlatırız veya anlatılan duyguları anlarız. Sevincimizi, üzüntümüzü, korkumuzu, endişemizi kısacası duygularımızı anlatmak için duygusal ifadelerden yararlanırız

Genel ve Özel Durumları Bildiren İfadeler

Bir metni genel ve özel durumları bildiren ifadeleri dikkate alarak okursak ya da yazılarımızda bu ifadeleri kullanırsak anlatılan durumun ne kadar sıklıkla gerçekleştiğini anlamış ve anlatmış oluruz.

Genel durum bildiren ifadeler : Genel olarak, genellikle, çoğunlukla, sık sık, her zaman, tamamen gibi ifadelerdir.

Özel durum bildiren ifadeler : Özel olarak, birkaçı, bunlardan biri, sadece gibi ifadelerdir.

Örneğin : “ Sütümü genellikle şekersiz içerim.” cümlesinde sütün sıklıkla şekersiz olarak içildiği anlaşılır.

“Sütümü sadece sabah kahvaltısında içtiğimde şekerli içerim.” cümlesinde ise sütün şekerli içilmesinin kahvaltıya özel bir durum olduğu belirtilmiştir.

Önem Belirten İfadeler

Başlıca, daha iyi, özellikle, en iyisi, en kötüsü, en az, en çok daha kötü, özellik gibi kelimeler önem belirten ifadelerdir. Bir metni önem belirten ifadeleri dikkate alarak okumamız, anlatılanları daha doğru ve daha kolay anlamamıza yardımcı olur.

Örnek : Başarılı olmanın başlıca şartı çok çalışmaktır.

Bu işi en iyi şekilde bitirmek için var gücüyle çalışıyordu.

Her gün en az iki saat spor yaptığını biliyorum.

Durmadan konuşuyor, daha kötüsü konuştuklarının yarısı bile anlaşılmıyor.

Kitap okumayı çok seviyor, özellikle masal kitaplarına bayılıyor.

Vitrindeki en güzel elbiseyi aldığını düşünüyordu.

Karşılaştırmalar: Durumlar, olaylar, kişiler, nesneler arasında zaman zaman karşılaştırmalar yaparız. Karşılaştırma yaparken “benzer olarak, aynısı, gibi, farklı olarak, -den daha, kadar, buna rağmen” gibi ifadelerden yararlanırız.

Örnek: Hakan, Umut’tan daha iyi futbol oynar. ( İkisinin futbol yeteneği karşılaştırılmış)

Selin ile Hande aynı mahallede otururlar. ( İkisinin oturduğu yer karşılaştırılmış. )

Bilgisayar da televizyon kadar yaygınlaşmıştır. ( İkisinin yaygınlığı karşılaştırılmış)

Yazım Kuralları Noktalama İşaretleri

– Duygu ve düşüncelerimizi daha açık ifade etmek,

– Cümlenin yapısını ve duraklama noktalarını belirlemek,

– Okumayı ve anlamayı kolaylaştırmak,

– Sözün vurgu ve ton gibi özelliklerini belirtmek için noktalama işaretleri kullanırız.

Noktalama işaretleri;

– Ait oldukları sözcüklere bitişik olarak yazılır.

– Kesme işareti dışındaki işaretlerden sonra bir harf boşluğu kadar ara verilir.

En çok kullandığımız noktalama işaretleri şunlardır : nokta . – Virgül , – iki nokta : – soru işareti ? – ünlem işareti ! – tırnak işareti “ ” – parantez () -kesme işareti ’

NOKTA (.)

1. Olumlu ve olumsuz cümle sonlarında konur. Beni beklediğinizi bilmiyordum.

2. Kelimelerin kısa yazılışlarında kısaltmanın sonuna konur. Prof. Dr. Ahmet Emek

3. Tarihlerin ve saatlerin yazımında rakamların arasına konur. 02.05.2001’de, saat 10.50’de doğmuş.

4. Sıralama sayılarında “-inci” ekinin yerine kullanılır.

Kitabın 34. sayfasındayım.

5. Büyük sayıların yazımında basamaklar arasına konur. 678.550.000 89.095.000

6. Bölüm ve alt bölümleri gösteren rakam veya harflerden sonra kullanılır. 1. Lehçe 2. Şive 3. Ağız a. Matematik b. Kimya c. Fizik

“de, da” nın Yazılışı

de, da

Bağlaç Olan “de” Ek olan -de

Ayrı yazılır. Bitişik yazılır.

Ayrı yazılan “da, de” hiçbir zaman -da, -de, -ta , -te şekilleri vardır.

“-ta, -te” şeklinde yazılmaz.

Özel isimlerden sonra (‘) işareti Özel isimlerden sonra (‘) işareti ile ayrılmaz. ayrılır.

Ayrı yazılan “da, de” cümleye Ek olan “-da, -de” nerede, kimde

başkası gibi anlamı katar. sorularını cevaplar.

Cümleden çıkarıldığından anlamı bozuluyorsa bu ek olan “-da, -de”dir.

Elimde kağıt var. Elim kağıt var. Anlamı bozuldu. Demek ki burada ektir.

Ben de oyun oynadım. Ben oyun oynadım. Cümle gene anlamlı kaldı. Demek ki burada bağlaçtır.

Öznellik – Nesnellik: Kişinin anlatıma duygularını katmasına öznellik denir.

“Kitap okumayı seviyorum.” Bu cümleye kişi duygusunu kattığı için öznel bir yargıdır.

Bir durumun, bir olayın yorumsuz anlatılmasına nesnellik denir. Bu tür anlatımlarda kesinlik vardır.

“Türkiye’nin başkenti Ankara’dır. “ Bu cümleye kişi kendi yorumunu ve duygularını katmadığı için nesnel bir yargıdır.

Soru Eki “mı,mi, mu, mü”nün Yazılışı

mı, mi, mu, mü soru eki her zaman ayrı yazılır.

Örnek : Yeni çıkan robotu gördün mü ?

Sen de geldin mi ?

Soru ekinden sonra gelen ekler bu eke bitişik yazılır.

Örnek : Yapaca mısın ?

Okuyor muydu ?

Bu ek sorudan başka görevlerde kullanıldığı zaman da ayrı yazılır.

Örnek : Güneş açtı mı her yer aydınlanır. ( soru sormuyor zaman belirtiyor. )

Elisa güzel mi güzel bir kızdır. ( Burada da soru sormuyor. Pekiştirme görevi yapıyor )

Soru Eki “mı,mi, mu, mü”nün Yazılışı

mı, mi, mu, mü soru eki her zaman ayrı yazılır.

Örnek : Yeni çıkan robotu gördün mü ?

Sen de geldin mi ?

Soru ekinden sonra gelen ekler bu eke bitişik yazılır.

Örnek : Yapaca mısın ?

Okuyor muydu ?

Bu ek sorudan başka görevlerde kullanıldığı zaman da ayrı yazılır.

Örnek : Güneş açtı mı her yer aydınlanır. ( soru sormuyor zaman belirtiyor. )

Elisa güzel mi güzel bir kızdır. ( Burada da soru sormuyor. Pekiştirme görevi yapıyor )

Noktalalama İşaretleri

Kesme İşareti :

1. Özel adlara getirilen iyelik, durum ve bildirme ekleri kesme işaretiyle ayrılır.

Örnek : Ahmet’le Selim, Ankara’nın Kızılay ilçesinde oturuyorlar.

Van Gölü’nün suları tuzlu ve sodalıdır.

2. Kısaltmalara getirilen ekleri ayırmak için kullanılır.

Örnek : TRT’nin düzenlediği yarışmaya katılacağım.

TDK’nın yeni çıkan yazım kılavuzunu aldım.

3. Sayılara ve sıralama bildiren sayılara getirilen ekleri ayırmak için kullanılır.

Örnek : Bu şekerci 1976’dan beri burada hizmet vermektedir.

Yarışmada 2’nci olmasına hem sevindi hem de üzüldü.

Not : Kurum, kuruluş, kurul ve iş yeri adlarına getirilen ekler kesme işaretiyle ayrılmaz.

Örnek : Türkiye Büyük Millet Meclisine

Türk Dil Kurumundan

Atatürk İlkokulunda

Ünlem İşareti ( ! )

– Sevinç, kıvanç, acı, korku, şaşma gibi duyguları anlatan cümlelerin sonuna konur.

Örneğin : Hava ne kadar da soğuk!

Yazıklar olsun!

Demek bana yalan söyledin!

Yaşasın, başardım !

– Seslenme, hitap ve uyarı sözlerinden sonra konur.

Örneğin : Hey! Burada kimse yok mu?

Dikkat et!

Ey Türk gençliği!

Eş Anlamlı Kelimeler: Yazılışları ve okunuşları farklı olmasına rağmen aynı anlamı taşıyan kelimelerdir. Eş anlamlı sözcükler birbirlerinin yerine kullanılabilir.

Örneğin ; siyah – kara, cevap – yanıt, kalp – yürek, kelime – sözcük, ileti – mesaj, dil – lisan,

bellek – hafıza, uygarlık – medeniyet, al – kırmızı, misafir – konuk, model – örnek

Zıt Anlamlı Kelimler : Anlamca birbirinin karşıtı olan, birbiriyle çelişen kelimelere zıt anlamlı kelimeler adı verilir. Türkçemizde her sözcüğün eş anlamlısı olmadığı gibi zıt anlamlısı da yoktur

Örneğin ; uzun-kısa, siyah-beyaz, mutlu-üzgün, büyük-küçük, acı-tatlı, boş-dolu, güzel-çirkin

Adlar İsimler

AD ( İSİM ) : Canlı veya cansız varlıkları belirten sözcüklere ad (isim) denir.

Örnek: kazak, halı, radyo, aslan, ağaç, çocuk …..

Varlıklara Verilişlerine Göre:

1. Özel Adlar: Dünyada eşi benzeri olmayan, tek olan varlıklara verilen adlara özel adlar denir. İnsan ad ve soyadları, ülke, millet, dil, din adları, şehir, mahalle, cadde, sokak, dağ, deniz adları, hayvanlara verilen adlar, kurum-kuruluş adları, kitap,gazete, dergi adları özel adlardır.

Örnek: Bülent Altuğ, Türkiye, Türk, Kürt, İslamiyet, İngilizce, Cumhuriyet Mahallesi, Şeyhbaba Caddesi, Nemrut Dağı, Ege Denizi, Karabaş, Tekir……

2. Tür Adları(Cins Adlar): Aynı türden olan varlıklara verilen adlara tür adları (cins adlar) denir.

Örnek: Erik, kiraz, maymun, inek, kalem, silgi……

Varlıkların Sayılarına Göre:

1. Tekil adlar: Aynı türden bir tek varlığı bildiren adlara tekil adlar denir.

Örnek: tablet, ev, koltuk, helikopter, havuz, çay, okyanus, nehir….

2. Çoğul Adlar: Aynı türden birden çok varlığı bildiren adlara çoğul adlar denir. Sözcükler “-ler, -lar” ekleriyle çoğul yapılır.

Örnek: kediler, sınıflar, yıldızlar, evler, binalar…

3. Topluluk Adları: Tekil olmasına rağmen birden çok varlığı bildiren adlara topluluk adları denir.

Örnek : Sürü, takım, ordu, aile

Varlıkların Oluşlarına Göre:

1. Somut adlar (Madde Adları): Beş duyu organımızla ( burun, kulak, dil, göz, deri) varlığını algılayabildiğimiz varlıklara verilen adlara somut adlar (madde adları) denir.

Örnek: Anahtar, araba, gül, , tuz, kitap , kalem

2 . Soyut Adlar (Mana Adları): Beş duyu organımızla algılayamadığımız fakat varlığına inandığımız kavramlara verilen adlara soyut adlar ( mana adları) denir.

Örnek: mutluluk, sevgi, özlem, hasret, korku, heyecan…..

İsmin Halleri ( Adın Durumları )

Başka bir sözcükle ilgi kurmak için adın yalın biçimde veya ek alarak girdiği duruma ad durumu denir.

Adlar, cümledeki görevlerine göre durum ekleri alır. Ad durum ekleri, adın anlamını değiştirmez, cümledeki görevini belirler. İsmin beş durumu ( hali ) vardır. Bunlar şunlardır :

1. Adın Yalın Durumu : Adın yalın durumu, adın taşıdığı kavramı ek almadan bildiren durumdur.

Örnek : Zeynep çok güzel bir resim çizdi.

2. Adın Belirtme Durumu :Belirtme durum eki “-i, -ı, -u, -ü”dür. Adın belirtme durumu cümlede yapılan eylemden etkilenen varlığı belirtir.

Örnek : Elisa kalemi aldı.

3. Adın Yönelme Durumu :Yönelme durum eki “-e, -a”dır. Adın yönelme durumu cümlede yapılan eylemin yönünü gösterir.

Örnek : Ayşegül eve gidiyor.

4. Adın Bulunma Durumu : Bulunma durum eki “-de, -da, -te, -ta”dır. Adın bulunma durumu cümlede yapılan eylemin gerçekleştiği yeri gösterir.

Örnek : Safvan şimdi okulda.

Adın Ayrılma Durumu : Ayrılma durum eki “-den, -dan, -ten, -tan”dır. Adın ayrılma durumu cümlede eylemin gösterdiği hareketin addan ayrıldığını, uzaklaştığını gösterir.

Örnek : Baran evden okula gidiyor.

Zamirler Adıllar

Zamirler (Adıllar) : Kendileri isim olmadığı halde ismin yerini tutan sözcüklere zamir ( adıl ) denir.

1. Şahıs ( Kişi ) Zamirleri: İnsan isimlerinin yerine kullanılan zamirlere şahıs ( kişi ) zamirleri denir. Kişi zamirleri üç tekil, üç çoğul olmak üzere altı tanedir. “Ben, sen, o, biz, siz, onlar” “Kendi” sözcüğü de kişi zamiridir.

2. İşaret Zamirleri: Varlıkların yerini işaret yoluyla tutan zamirlerdir. “ Bu, şu, o, bunlar, şunlar, onlar

3. Belgisiz Zamirler: Yerlerini tuttukları varlığı kesin olarak belirtmeyen, hangi ismin yerine kullandıkları tam olarak belli olmayan zamirlere belgisiz zamirler denir. ” Bazısı, bazıları, biri, birileri, kimi, çoğu, hepsi, tümü, herkes vb.”

4. Soru Zamirleri: İsimlerin yerlerini, soru yoluyla tutan zamirlere soru zamirleri denir. “ Kim, ne, hangisi, nerede, kaçı, kaçıncısı vb. “

Fiiller Eylemler

Eylemlerde ( Fiillerde ) Zaman: Varlıkların yaptıkları işleri, hareketleri, varlıklarla ilgili oluşları, duyguları kişiye ve zamana bağlayıp anlatan sözcükler eylem bildiren sözcüklerdir.

Eylem bildiren kelimelerin belirli bir zamanı vardır. Bunlar şunlardır :

Geçmiş Zaman : “-di, -dı, -du, -dü” veya “-miş, -mış, -muş, -müş” eki alan eylemler yapılmış ve bitmiş eylemleri anlatır.

Örnek : “Okudu.” veya “Okumuş.” dediğimizde okumuş geçmiş zamanda kalmıştır. Olmuş, bitmiştir.

Şimdiki Zaman : “-yor” eki almış eylemler içinde bulunulan anda olan, söylendiği anda yapılan eylemlerdir.

Örnek: “Okuyor.” dediğimizde okuma işinin devam ettiğini anlamış oluruz.

Gelecek Zaman : “-ecek, -acak” eki alan eylemler henüz gerçekleşmemiş eylemleri anlatır.

Örnek : Okuyacak. dediğimizde okuma işinin henüz yapılmadığını gelecekte yapılacağını anlamış oluruz.

Eylemler ( Fiiller ) Varlıkların yaptıkları işleri, hareketleri, varlıklarla ilgili oluşları, duyguları kişiye ve zamana bağlayıp anlatan sözcükler eylem bildiren sözcüklerdir.

Örnek :

Okuldan eve kadar yürüdüm. Bir hareketi bildirmektedir.

Annemle evi temizledik. Bir işi bildirmektedir.

Saksıdaki çiçekler solmuş. Bir oluşu bildirmektedir.

Ailemi çok severim. Bir duyguyu bildirmektedir.

Kişi; eylemdeki işi, hareketi, oluşu yapan varlıktır. Eylemlerin kişilerini sonlarına gelen eklerden anlayabiliriz.

Yazdım. ( ben )

Yazdın. ( sen )

Yazdı. ( o )

Yazdık. ( biz )

Yazdınız ( siz )

Yazdılar ( onlar )

Sıfatlar ( Önadlar )

Bir adı şekil durum renk sayı sıra yer soru bakımından niteleyen, belirten kelimeye sıfat (ön ad) denir. Ön adlar, her zaman bir addan önce gelir.

Yuvarlak masa kırıldı. Şekil belirtiyor.

Eski çantam kayboldu. Durum belirtiyor.

Kırmızı kalem aldım. Renk belirtiyor.

Üç arkadaş geldi. Sayı belirtiyor.

İkinci gün döndüm. Sıra belirtiyor.

Bu kalem benim. Yer belirtiyor..

Nasıl masa aldın. Sorarak belirtiyor.

Edatlar İlgeçler

Edatlar ( İlgeçler ) Tek başına anlamı olmayan, sonuna geldiği sözle cümledeki diğer sözcükler arasında ilişki kuran sözcüklere edat (ilgeç) denir. Edatlara örnekler :

Gibi : Birlikte kullanıldığı sözcüğe eşitlik, benzerlik anlamı katar: Buz gibi su içtim. Ali de Osman gibidir.

Göre : Yönünden ve karşılaştırma anlamı katar: Anlatılanlara göre haklısın. Sen Elif’e göre kısasın.

Kadar : Benzerlik, karşılaştırma, yakınlık, ölçü anlamı katar: Beni kardeşi kadar sever.

İle : Araç, alet, birliktelik, beraberlik, durum ve neden bildirir.Genellikle Başındaki –i sesi düşerek kelimeye bitişik yazılır. Ankara’ya uçakla gittim.

İçin : Neden ve amaç bildirir. Hakkında, yüzünden anlamlarını ifade eder: Başarmak için çalışmalıyım.

Üzere : Kullanıldığı cümlelere amaç, koşul, zaman gibi anlamlar katar: Babam gelmek üzere.

Karşı : Kullanıldığı cümlelere doğru, hakkında anlamları katar: Müziği karşı oldukça ilgilidir.

Betimleme ve Tanımlama

Betimleme, duyularımıza dayanan bir anlatım biçimidir. Betimleme bir kişiyi, bir hayvanı, bir bitkiyi, bir yeri, bir nesneyi, bir varlığı zihnimizde görüntüsü canlanacak şekilde anlatmaktır.

Okuduğumuz metinlerde yer alan betimlemeler, anlatılmak istenenleri daha etkili ve daha canlı anlamamızı sağlar.

Tanımlama ise bir şeyin ne olduğunu anlatmaktır. Sözlükler her sözcüğün tanımını verirler. Tanımlama cümlelerinde demektir,denir, tanımlayacak olursak , tanımlanmaktadır gibi ifadeler kullanırız.

Örneğin : “ Çiçek ve ağaç yetiştirilen yere bahçe denir.” Cümlesinde bahçenin tanımı yapılmıştır

Bağlaçlar

Bağlaçlar : Anlam yönünden birbiriyle ilgili cümleleri ve aynı görevdeki sözcükleri birbirine bağlamaya yarayan sözcüklere bağlaç denir.

“Ne… ne, ve, de, ki, öyle ki, ile, yine, yoksa, nitekim, üstelik, hem, ama, fakat, ancak, lakin, ne var ki, oysa, mademki, ya da, demek ki, hem de…” sözcükleri bağlaçlara örnektir.

Bağlaçlar cümlelerden çıkarıldığında anlamda pek fazla eksilme ve daralma olmaz. Bağlaçlar kaldırılıp yerlerine virgül ya da noktalı virgül konulabilir.

Örnekler :

Kardeşi ve ablası geldi. Eve geldim ve uyudum.

Yarışmaya ben de katılacağım. İşlerini bitir de yanımıza gel. Ali de Ayşe de resmimi beğendi.

Defter ile kitap aldım.

Öyle mutluyum ki anlatamam. Aç değilim ki sofraya oturayım.

Seninle gelirim ama yolda yaramazlık yapmayacaksın. Yaramaz ama çalışkan bir çocuktur.

ağlaçlar : Anlam yönünden birbiriyle ilgili cümleleri ve aynı görevdeki sözcükleri birbirine bağlamaya yarayan sözcüklere bağlaç denir.

“Ne… ne, ve, de, ki, öyle ki, ile, yine, yoksa, nitekim, üstelik, hem, ama, fakat, ancak, lakin, ne var ki, oysa, mademki, ya da, demek ki, hem de…” sözcükleri bağlaçlara örnektir.

Bağlaçlar cümlelerden çıkarıldığında anlamda pek fazla eksilme ve daralma olmaz. Bağlaçlar kaldırılıp yerlerine virgül ya da noktalı virgül konulabilir.

Örnekler :

Kardeşi ve ablası geldi. Eve geldim ve uyudum.

Yarışmaya ben de katılacağım. İşlerini bitir de yanımıza gel. Ali de Ayşe de resmimi beğendi.

Defter ile kitap aldım.

Öyle mutluyum ki anlatamam. Aç değilim ki sofraya oturayım.

Seninle gelirim ama yolda yaramazlık yapmayacaksın. Yaramaz ama çalışkan bir çocuktur.

YAPIM EKLERİ

Eklendiği sözcüğün anlamını değiştirerek yeni anlamda sözcük oluşturan eklere yapım eki denir. En çok kullanılanları -cı , – lı, – lık, – sız ekleridir.

Örnek :

simit – simitçi Kahta – Kahtalı tuz – tuzluk ev – evsiz

Bir yiyecek – Simit

satan kişi Bir şehir – Kahta’da Olan Bir madde – Tuz konulan kap İnsanların – Evi olmayan Yuvası

Eş Sesli (Sesteş) Kelimeler

Yazılış ve okunuşları aynı olan; ama anlamları birbirinden farklı olan sözcüklere eş sesli (sesteş) sözcükler denir. Bunlar yalın hâlde olabildikleri gibi ek almış hâlde de olabilirler. Örneğin ;

Bugün çayda balık yakaladık. ( Çay burada akarsu anlamındadır. )

Birlikte çay içtik. ( Çay burada sıcak bir içecek anlamındadır. )

Bir Cevap Yazın