Germen

Substantive mit Präpositionen

Okuma Süresi:15 Dakika, 31 Saniye

das Abkommen über + (A) : Bir şey üzerine anlaşma yapma
das Angebot an + (A) : Bir şeye teklif, öneri, indirim yapma
das Angebot an+ (D) : Bir şeyde teklif, öneri, indirim olması
das Angebot von+(D) : Bire şeyden teklif, indirim olaması
das Attentat auf + (A): Suikastte , öldürme teşebüssünde bulunma
der Abschied von + (D): Birine veda etme, biriyle vedalaşma
der Abstand zu+ (D): Birine / bir şeye mesafe
der Abstand zwischen+(D): iki şey arasında ki mesafe
der Angriff auf+(A): Bir şeye / yere saldırı
der Anlass für + (A) : Bir şey için sebep , vesile
der Anlass zu + (D): Bir şey için / bir
der Anschlag auf +(A): Birine / bir şeye eylem düzenleme – suikast
der Anschluss an+(A): Katılma, girme, bağlatı
der Anspruch an+ (A): Bir şeye talep istek
der Anspruch auf + (A): Bir şeyde hakkı olma
der Anstieg um+ (A): Bir şeydeki artış, yükselme
der Anteil an+(D) : Bir şey de payı , hissesi olma
der Antrag an+(A): Bir şeye istekte, talepte bulunma, dilekçe verme
der Antrag auf+(A): Bir şey için talep, istem
der Appetit auf+(A): Yemek yeme isteği, bir şeye iştah
der Ärger mit+(D) : Biriyle başı beleda olma, sıkıntı yaşama
der Ärger über+(A): Bir kimseye / şeye kızgın olma
der Aufsatz über+(A) : – üzerine rapor, makale
der Aufstieg auf+(A): Bir şeyin üstündeki rampa, yükselti, yükseliş
der Aufstieg zu+(D): Der Aufstieg zum Geschäftsführer lag noch vor ihm.
der Auftrag für+(A): Aufträge für kleinere Unternehmen nehmen zu.
der Auftrag: zu+(D) Er bekam den Auftrag zur Sanierung des Unternehmens.
der Ausbau zu+(D): Bir şey için yapılan genişleme, ekleme (bina)
der Ausbruch aus+(D): Bir şeyden kaçma , uzaklaşma
der Ausschluss aus+(D): – den çıkarılma
der Ausschnitt aus+(D): Bir şeyden bölüm
der Ausstieg aus+(D) : Bir yerden ayrılma, çıkma, bir şeyden inme
das Bedürfnis nach + (D): Bir şeye duyulan ihtiyaç, gereksinim
das Beispiel für + (A) : Bir şey için örnek
das Bekenntnis zu + (D): Bir şeyi tanıma, kabul etme, bir şeyi bildirme
das Interesse an + (D): Bir konuya ilgi duyma, alaka gösterme, eğilimli olma
das Interesse für +(A) : Bir şey için ilgi duyma
das Misstrauen gegen + (A): Bir kimseye / şeye karşı güvensizlik
das Misstrauen gegenüber + (D): Bir şeye karşı şüphe, kuşku
das Mittel gegen + (A): Bir şeye karşı çare, imkan , yol
das Monopol auf+(A): Bir şeyde tekellik
das Opfer an+(D) : Bir şey / kimse için / uğruna fedakarlık, feda
das Opfer für+(A) : Bir şey / kimse için / uğruna fedakarlık, feda
das Pech bei+(D) : Bir konuda / durumda talihsizlik, şansızlık
das Pech in+(D) : Bir konuda / durumda talihsizlik, şansızlık
das Pech mit+(D ) : Bir şeyle ilgili şansızlık
das Produkt aus + (D): Bir şeyden üretilme, bir şeyden meydana gelen ürün
das Recht auf + (A): Bir konuda / alanda / durumda hak sahibi olma
das Recht zu + (D): Bir konuya / alana / duruma dair hak sahibi olma
das Ringen um + (A): Bir şey ile mücadele
das Schreiben an + (A) Birine yazılan yazı, birine yazı yazma (mektup vb.)
das Spiel mit + (D) : Bir şey / kimse ile oyun

das Spiel um+(A) : Bir şey için / uğruna oyun, mücadele
das Streben nach + (D): Bir şeyi elde etmek için uğraşma, çalışma, çaba gösterme
das Talent zu + (D): Bir alanda / bir şey için yetekli olma / yetenek
das Urteil : über + (A) : Bir şey / konu hakkındaki düşünce, hüküm
das Verdienst um + (A) : Bir konu / alanda başarı , yararlılık, kazanç, kar
das Verhalten gegenüber + (D): Birine karşı davranış, tavır
das Verhältnis zu + (D): Bir kimseye/ şeye anlayışlı olma
das Verhältnis zwischen + (D): Kişiler arasındaki ilişki
das Verlangen nach +( D): Bir şeye istek, talep, istem
das Verständnis für + (A): Kişi / şey için anlayış
das Vertrauen in + (A): Birine / bir şeye itimat, güven
das Vertrauen zu + (D): Birine / bir şeye itimat, güven
das Wissen um + (A): Bir şey hakkında bilgili olma, bilgi sahibi olma
das Zusammentreffen mit+(D) : Biriyle karşılaşma, rastlaşma
der Bedarf an+(D): Bir şeye talep, gereksinim, ihtiyaç
der Befehl zu+(D): Bir şeye, bir şey için emir
der Beitrag zu+(D): Bir şeye katkıda bulunma
der Bericht über + (A): Bir şey hakkında rapor , bilgi
der Beschluss über +(A) : Bir şey hakkında karar, hüküm
der Besuch bei + (D): Bir yeri, birini ziyaret etme
der Beweis für + (A) :Bir şey için kanıt, delil
der Bezug auf+(A) : İle ilgili olma, hakkında, üzerine
der Blick auf+(A) : Bir şeye göz atma
der Dank an+(A) : Bir şeye / kişiye teşekkür etme, sunma
der Dank für+(A) : Bir şey için teşekkür etme
der Druck auf+(A): Bir şey / kimse üzerindeki baskı
der Durst auf+(A): Bir şeye olan susuzluk Die Kinder hatten Durst auf eine Cola.
der Eid auf+(A) : Bir şey üzerine yemin etme
der Einblick in+(A): Bir şeye bakış , görüş, — hakkında anlayış
der Eindruck auf+(A): Bir şeyde intiba, etki, izlenim …
der Einfluss auf+(A): Bir şey üzerinde etki
der Eingang in+(A) : Bir yere giriş
der Eingriff in+(A) : Bir şeye müdahale, bir şeyin ihlali
der Einspruch gegen+(A): Bir şeye itiraz etme
der Eintritt in+(A): Bir yere girme, giriş
der Eintrag in+(A) : Bir yere / şeye katılım, giriş
der Einwand gegen+(A): Bir şeye / kimseye itiraz
der Ekel vor+(D): Bir şeyden iğrenme, tiksinti duyma
der Entschluss zu+(D): Bir şeye dair fikir, karar
der Ersatz für+(A) : bir şeyin / kimsenin yerine
der Gedanke an+(A) : Bir şey üzerine düşünme
der Gegensatz zu+(D): Birinin / bir şeyin aksine, zıttına
der Gegensatz zwischen+(D): arsındaki zıtlık, tezatlık
der Gehalt an+(D): Bir şeyde miktar, tutar,
der Gestank nach+(D): Bir şeydeki koku
der Glaube an+(A): Bir şeye / kimseye inanma, inanç
der Griff zu+(D): Bir şeyi kontrol altına alma, düzenleme, tutma, kavrama
der Grund für+(A) : Bir şeyin sebebi, nedeni
der Gruß an+(A): birine sevgiler, selamlar
der Hass auf+(A): bir şeye / karşı duyulan nefret, kin
der Hinweis auf+(A): Bir şeye dair iz, kanıt, belirti
der Jubel über+(A) : Bir şeye gösterilen seviç gösterisi, alkışlama
der Kampf gegen+(A): Bir şeye / kimseye karşı savaşma, mücadele

der Kampf um+(A) : bir şey için savaşma, mücadele
der Konflikt zwischen+(D): arasındaki anlaşmazlık, çatışma,
der Kontakt mit+(D): … ile temas, ilişki, arkadaşlık, iletişim
der Kontakt zu+(D) … ile temas, ilişki, arkadaşlık, iletişim
der Kontakt zwischen+(D) arasındaki ilişki, temas, bağ
der Lohn für+(A): bir şey için ödül, ücret, maaş, mükafat
der Mangel an+(D): Bir şeyde eksiklik, noksanlık olması
der Mut zu+(D) : – e cesaret
der Nutzen für+(A): bir şey için, çıkar , fayda
der Plan für+(A) : Bir şey için plan
der Preis für+(A): – için bedel , değer , eder , mükafat
der Rausschmiss aus+(D): – den kovulma, atılma
der Reichtum an+(D): – de bolluk, servet, varlık olması
der Respekt vor+(D): Bir şeye duyulan saygı
der Ritt auf+(D): – e binme
der Ruf nach+(D): -e çağırma, davet, çağrı, haykırış
der Schluss aus+(D): – in bitmesi, sonu, sonucu, edim
der Schuss auf+(A): birine , bir şeye ateş etme
der Schutz vor+(D): – den koruma, korunma
der Sieg über+(A): – karşı zafer, galibiyet, yengi
der Stolz auf+(A): -e duyulan gurur, – ile duyulan gurur
der Streik gegen+(A): -e karşı grev
der Streik um+(A): -için grev
der Streit mit+(D): – ile tartışma, kavga
der Streit über+(A): – üzerine tartışma
der Streit um+(A): bir şey için tartışma
der Trieb zu+(D): Bir şeye eğilim, güdü
der Überblick über+(A): Bir şeye genel bakış
der Überfall auf+(A): -e saldırı, baskın, gasp
der Übergang zu+(D): -e giriş
der Umgang mit+(D): –ile yaşama, ilişki, münasebet
der Umstieg auf+(A): Bir şeye geçme, aktarma
der Untergang in+(D): Batma, batış
der Unterricht in+(D): Bir alanda öğreti , ders
der Unterschied zu+(D): Ayrımında, farkında
der Unterschied zwischen+(D): – arsındaki fark, ayrım
der Vergleich mit+(D): – ile karşılaştırma, mukayesesinde
der Verkauf an+(A): -e satış, satım, satma
der Verlust an+(D): -de fire, zarar, hüstan
der Verrat an+(D): -e ifşa etme,
der Verstoß gegen+(A): – e karşı ihlal
der Verweis auf+(A): – e gönderme, itiraz
der Verzicht auf+(A): Vazgeçme, feragat etme
der Vorschlag zu+(D): -e öneri, önerge, öğüy
der Vorsprung vor+(D): – den arayı açma, avantaj sağlama
der Vortrag vor+(D): Önünde açıklama, bilgilendirme
der Widerspruch gegen+(A): – e karşı, itiraz
der Widerspruch zu+(D): bir şeye karşı olma, itiraz
der Widerspruch zwischen+(D): arasında çelişki
der Widerstand gegen+(A): -e karşı direnme, isyan
der Wille zu+(D): -e istek, istenç, istem, onay
der Wunsch nach+(D): Bir şeye duyulan dilek, emel, heves
der Zorn über+(A): Bir şey duyulan öfke, sinir, kızgınlık

der Zugriff auf+(A): -e el koyma, girişme, atılma, yakalama
der Zusammenhang mit+(D): -ile ilişki, anlam ilişkisi, bağlam
der Zusammenhang zwischen+(D): – arasında anlam ilişkisi, bağlam, ilişki;
der Zusammenschluss von+(D) – nın birleşmesi, çıkar birliği kurma
der Zuschuss zu+(D) Die Schule erhielt einen Zuschuss zu den Baukosten.
der Zutritt zu+(D): – e giriş
der Zuwachs an+(D): – de, – da artma, büyüme
der Zweifel an+(D): Bir şeyde kuşku, şüphe, kaygı
die Abgabe an+(A): -e vergi, harç, ödeme
die Abhängigkeit von+(D): – e bağlı olma
die Abhärtung gegen+(A): -e karşı sertleşme
Ich bereite mich auf die Abhärtung gegen die Erkältung vor.
die Abnahme um+(A): Bir şeyi alma, kabul, indirme
die Abneigung gegen+(A): Bir şeye karşı iğrenme, nefret
die Abweichung von+(D): -den ayrılma, sapma, fark
die Achtung vor+(D) : -e dikkat etme
die Ähnlichkeit mit+(D): – ile benzeme
die Ähnlichkeit zwischen+(D): – arsında benzerlik
die Analogie zu+(D): -e benzeme
die Anforderung an+(A): Bir şeye istek, arzu, talep
die Anfrage an+(A): Bir şeye başvurma
die Anfrage bei+(D)- e başvurma
die Angleichung an+(A): -e benzeşme, ayarlama, dengeleme
die Angliederung an+(A) : Bir yere katma, ilhak, bağlama
die Angst um+(A): Bir şey için endişe, korkma
die Angst vor+(D): birşeyden korkma
die Anhebung um+(A): -de artış, yükselme
die Ansprache an+(A): -e hitap etme
die Ansteckung mit+(D): Bir şeyin bulaşması
die Anteilnahme an+(D): -e alaka, duygudaşlık, katılma, ilgi
die Anteilnahme bei+(D): – dekatılma, destek, alaka
die Antwort an+(A): -e cevap
die Antwort auf+(A): Bir şeyin yanıtı
die Anwendung auf+(A):– deki uygulama
die Arbeit an+(D): Bir şey üzerine ,üstünde çalışma. Die Arbeit an dem Projekt war sehr mühselig
die Arbeit über+(A): Bir şey üzerine çalışma. Er schreibt an einer Arbeit über Goethe.
die Armut an+(D): – de yoksulluk, fakirlik
die Aufforderung zu+(D): Bir şeye çağrı, bir şeyi emir etme, ihtar, talep
die Auflehnung gegen+(A): Bir şeye karşı isyan, ayaklanma
die Auseinandersetzung mit+(D): -ile tartışma, çatışma, atışma, yüzleşme
die Ausleihe an+(A): Alma, ödüç alma, bir süreliğine alma
die Auslieferung an+(A): Bir şeyin /kişinin teslim edilmesi
die Ausnahme von+(D) : -nin dışında, haricinde
die Ausrüstung mit+(D): – ile donatma, sağlama
die Aussicht auf+(A): Bir şeyde ümit, şansı, fırsatı olma
die Aussprache gegen+(A): Bir şeye karşı görüş, fikir belirtme
die Aussprache über+(A): Bir şey hakkında görüş bildirme, müzakare etme
die Ausstattung mit+(D): Bir şey ile donatma, dekor etme, bir şeyi sağlama
die Bedingung für+(A) : için koşul, şart
die Befähigung zu+(D): -e yeterliliğin olması, yeteneğin olması
die Beförderung zu+(D): Bir şeye/ yere terfi
die Befreiung aus+(D): Bir şeyden kurtulma: Die Befreiung der Inhaftierten aus dem Lager geschah in letzter
Minute.

die Befreiung von+(D): Bir şeyden kurtuluş: Die Befreiung von 100 Geiseln war geglückt.
die Begegnung mit+(D): -ile karşılaşma, temas, tanışma, kesişme
die Begründung für+(A): -için sebebi, gerekçesi, nedeni
die Bekanntschaft mit+(D): ile tanışma, arkadaş olma
die Beliebtheit bei+(D) : -de –da sevilme , rağbet görme
die Belohnung für+(A) : – için ödül, süpriz Er bekam eine Belohnung für seine Arbeit.
die Belohnung mit+(D): ödül ile, ödüllü Man kann Kinder mit einer Belohnung motivieren
die Bemerkung über+(A): – hakkında eleştiri, yorum
die Bemühung um+(A): -e için çaba, uğraşı
die Benennung nach+(D): Birinin adıyla adlandırma
Die Benennung der Schule nach einem Politiker wurde abgelehnt.
die Berechtigung für+(A): – için izin, hak
die Bereitschaft zu+(D) : Bir şeye hazır olma
die Berufung auf+(A): Bir yere / kimseye dayanma, başvurma, bir yere atanma
die Berufung gegen+(A): – karşı temyiz, karşı çıkma
die Berufung zu+(D):Bir yere görevlendirme, çağırma
die Beschäftigung mit+(D): bir şeyle ilgilenme , meşgul olma
die Beschränkung auf+(A): -e sınır koyma, sınırlandırma
die Beschwerde über+(A): hakkında , ilgili şikayet.
die Besinnung auf+(A): Bir konuda düşünüş, şuur
die Bestrebung nach+(D): bir şeye uğraş, çaba
die Beteiligung an+(D): Bir yere katılma, iştirak
die Bewerbung auf+(A): -e başvuru
die Bezeichnung für+(A): Bir şeye verilen ad , nişan, etiket
die Beziehung zu+(D): – ile ilişki
die Beziehung zwischen+(D): -arasındaki ilişki
die Bindung an+(A):-e bağ,
die Bitte an+(A): Birine , bir şeye yakarış, rica
die Bitte um+(A): Bir şey için rica
die Differenz zwischen+(D): – arasındaki fark , ayrım
die Diskussion über+(A): -üzerine münazara , tartışma
die Distanz zu+(D): – e uzaklık
die Distanz zwischen+(D): – arasınzdaki uzaklık
die Eifersucht auf+(A): Bir şeye olan kıskançlık
die Eignung für+(A): Bir şey için uygun, elverişli , kabiliyetli olma
die Eignung zu+(D): Bir şeye meyili olma, bir şeye kabiliyeti olma
die Einbindung in+(A): -de birleşme, bütünleşme, dahil
die Einführung in+(A): -e giriş
die Einladung in+(A): -e davet
die Einladung zu+(D): -e katılma , davet
die Einmündung in+(A) : -yere giriş, ağız
die Einschreibung an+(D): -e kaydolma
die Einschreibung in+(A): Kaydolma
die Einsicht in+(A): Bir şeyi anlama, idrak…
die Einsparung an+(D) : -de tasarruf, biriktirme
die Einstellung zu+(D): -e tutum, bakış açısı
die Einweisung in+(A): -e gönderme, sevk etme
die Einwirkung auf+(A): -e etki, tesir
die Empfindlichkeit gegen+(A) : -e karşı duyarlılık, hassasiyet
die Entfernung von+(D): bir yerden uzaklık, bir yerden kaçma, ayrılma
die Entfernung zwischen+(D): – arasında uzaklık
die Entlassung aus+(D):-den çıkma, ayrılma, terhis, tahliye, taburcu
die Entscheidung für+(A): – için karar verme

die Entscheidung gegen+(A): -e karşı karar alma
die Entscheidung über+(A): – hakkında karar veme
die Entschlossenheit zu+(D): -e azimli olma, kararlılık
die Entschuldigung für+(A): bir şey için özür, af , mazeret dileme
die Erhöhung um+(A): bir seviyeye artma
die Erinnerung an+(A): bir şeyin , bir durumun anısına
die Erklärung für+(A): – için açıklama
die Erkrankung an+(D): -den hastalanma
die Ermächtigung zu+(D): -e yetkisi olma
die Ernennung zu+(D): Bir yere atanma, tayin
die Erwiderung auf+(A) : Bir şeye cevap, yanıt, karşılık
die Erziehung zu+(D): Bir şeye eğitme
die Fähigkeit zu+(D): Bir şeye yeteneği olma
die Fahndung nach+(D): – için arama
die Flucht aus+(D): – den kaçma
die Flucht in+(A): Bir yere kaçma
die Flucht vor+(D): -den kaçma
die Folgerung aus+(D) :– in sonucu
die Forderung an+(A): -den talep,
die Forderung nach+(D): -e talep
die Frage an+(A): birine soru
die Frage nach+(D): Bir şeye dair sorusu, davası, meselesi olmadie Freilassung aus+(D): -den bırakılma, serbest
kalma, ayrılma
die Freilassung gegen+(A): Kefaletle salıverilme
die Freude an+(D): Bir şeyden haz, neşe, mutluluk duyma
die Freude auf+(A): Bir şeyi iple çekme
die Freude über+(A) Die Freude über eine bestandene Klausur ist noch größer.
die Furcht vor+(D): -den kaçma
die Garantie für+(A): – için garanti
die Geduld bei+(D): -de sabır
die Geduld mit+(D): bir şey /kişi ile sabırlı olma, bir şeye /kişiye karşı sabır
die Geheimhaltung gegenüber+(D): -e karşı gizleme, gizlilik, saklı tutma
die Gelegenheit zu+(D): Bir şeye olanağın, fırsatın , şansın olması
die Gemeinsamkeit mit+(D): ile ortaklık,benzerlik
die Genehmigung zu+(D): bir şeye izni, lisansı, müsadesi olma
die Gewandheit in+(D): Bir alanda beceriklilik, yetenek, ustalık
die Gewissheit über+(A): bir şey hakkında garanti, kesinlik, eminlik
die Gewöhnung an+(A): e alışma
die Grenze zwischen+(D): – arasında sınır
die Grundlage für+(A): – için temel,esas
die Haftung für+(A): – için sorumluluk
die Herkunft aus+(D):- den kökeni olma
die Herrschaft über+(A): – üzerinde hüküm sürme, -e sahip olma, yönetme
die Hilfe bei+(D): Bir konuda yardım etme, destek verme
die Hoffnung auf+(A): Bir şeye , konuya dair umut
die Information über+(A): bir şey hakkında bilgi
die Kapitulation vor+(D): Teslim olma, savaşta yenilgiyi kabul etme
die Klage auf+(A): Bir şeye savunma sunma, dava
die Klage gegen+(A): -e karşı dava açma, şikayet etme
die Klage über+(A): hakkında şikayet.
die Klarheit über+(A): – hakkında netlik
die Konsequenz aus+(D): – den sonucu, bir şeyin sonucu .
die Konsequenz für+(A): – için sonuçları

die Konzentration auf+(A): Bir şeye odaklanma
die Korrelation zwischen+(D): Arasındaki ilişki, orantı
die Kritik an+(D): Bir şeye / kişiye eleştiri
die Lehre aus+(D): Bir şeyden öğreti, öğrenme, edinim
die Lehre von+(D): -den öğreti, bir şeye dayanan öğreti
die Lesung aus+(D): – den bir bölüm, okuma
die Liebe zu+(D): Bir şeye / kimseye sevgi, aşk
die Literatur über+(A): bir şeyin literatür, bir şeyle ilgi yazılar
die Lust auf+(A): Bir şeye istek, arzu , zevk duyma
die Lust zu+(D) : bir şeye niyet, istek, arzu
die Meldung an+(A): Bir şeye rapor, haber verme.
die Meldung über+(A): Bir şey hakkında rapori bildirme, haber
die Mischung aus+(D): den karışım
die Mithilfe bei+(D): -de , da yardımcı olma, destek verme
die Mitsprache bei+(D): Bir alanda söz söyleme, konuşma, fikir
die Mitteilung an+(A): Bir yere / kişiye not, haber, mesaj yollama
die Möglichkeit zu+(D): Bir şey için imkan, olanak
die Nachfrage nach+(D): Bir şeye talep
die Nachricht an+(A): Birine ,yere haber, ileti
die Nachricht über+(A): Bir şey hakkında, haber, ihbar
die Nachricht von+(D): -den haber, mesaj, ileti
die Nähe zu+(D): Bir yerin yakını
die Neigung zu+(D): Bir şeye eğilim
die Neugier auf+(A): Bie şeye / kişiye merak
die Notwendigkeit zu+(D): Bir şeye zorunluluk
die Orientierung an+(D): Bir alanda durum belirleme, yöneltme
die Pflicht zu+(D): Bir şeye zorunluluk, görev
die Produktion von+(D): ürünlerin — den üretimi
die Prüfung auf+(A): Bir alanda test, inceleme, kontrol, sınav
die Prüfung in+(D)- alanda sınav
die Qualifizierung zu+(D): – alanında kalitelendirme, vasıflandırma
die Rache an+(D) – den intikam alma
die Rache für+(A): Bir şey için öc alma
die Reaktion auf+(A):- e tepki
die Rechnung für+(A): Bir şey için hesap, fatura.
die Rechnung über+(A): – nın üzerinde gelen hesap, fatura
die Rede von+(D): -den bahsetme, hakkında konuşma
die Reduktion auf+(A): – de azalma , küçülme, indirgeme
die Reflexion über+(A): hakkında düşünme , düşünüş
die Relation zwischen+(D): arasındaki ilişki
die Rettung vor+(D): bir şeyden kurtulma , kurtuluş
die Reue über+(A): Bir şeye tövbe
die Rücksicht auf+(A) Bir şeye saygı
die Scheu vor+(D): Bir şeyden mahcup olma, utangaçlık duyma
die Schlussfolgerung aus+(D: – den sonuç çıkarma, çıkarım
die Schuld an+(D) : -de sorumlu olma, suçlu olma,
die Sehnsucht nach+(D): -e özlem duyma
die Senkung um+(A) : oranında azalma , seviyesinde azalma
die Sorge um+(A): için endişe
die Spaltung in+(A): bölünme
die Spannung zwischen+(D): – arasındaki gergilik
die Steigerung um+(A): – ında artış
die Suche nach+(D): Bir şeyi arama

die Synthese aus/von+(D) : -den birleşim , sentez
die Synthese zwischen+(D)- arasındaki sentezleme
die Teilnahme an+(D): Bir şeye katılma
die Teilung in+(A): -lara ayırma
die Tendenz zu+(D): -e eğilim
die Trauer über+(A): bir şeye üzülme, keder
die Trauer um+(A): – için yas, üzüntü
die Treue zu+(D): Bir şeye minnettarlık, sadakat
die Übergabe an+(A): Bir yere, kişiye teslim
die Übersetzung in+(A) : Bir dile çeviri
die Übersicht über+(A): Hakkında genel bir fikir, görüş
die Übertragung auf+(A): Bir yere / şeye aktarma, gelme, çeviri
die Umfrage unter+(D): – arasında yapılan anket
die Unterhaltung mit+(D): – ile konuşma, muhabbet
die Unterscheidung zwischen+(D): -arasındaki fark
die Untersuchung über+(A): bir şey üzerine, hakkında araştırma
die Urkunde über+(A): Bir şeye dair belge, evrak, bilgi
die Ursache für+(A): -için nedenler etkenler, sebepler
die Verantwortung für+(A): için sorumluluk
die Verarbeitung von+(D): Bir şeyin işlenmesi
die Verarbeitung zu+(D): Bir şeyden mutlu , hoşnut olma
die Verbindung mit+(D): – ile bağlantı
die Verheimlichung vor+(D): Bir şeyden / birinden gizleme
die Verleihung an+(A): Birine verme, bahşetme
die Verlobung mit+(D): -ile nişanlanma
die Verschwörung gegen+(A): -e karşı komplo, suikast
die Vertrautheit mit+(D) : -ile aşina olma, ilişkili olma
die Verurteilung zu+(D): Bir şeye hüküm Die Verurteilung des Angeklagten zu einer Haftsrafe stieß auf
heftige Kritik.
die Verwandtschaft mit+(D): – ile akrabalık
die Verwendung zu+(D) : Bir amaç için kullanım
die Verwunderung über+(A): Bir şeye hayret etme
die Voraussetzung für+(A): Bir şey için ön koşul
die Vorbereitung auf+(A): Bir şeye hazırlanma
die Vorstellung von+(D): Bir şeyin tanıtımı, anlatımı, takdim edilmesi
die Wahl zu+(D): Bir şey için seçim
die Warnung vor+(D): Bir şey için uyarı
die Werbung für+(A): Bir şeyin reklamı
die Werbung um+(A): – yönelik reklam
die Wirkung auf+(A): Bir şey üzerindeki etki
die Wissenschaft von+(D) : Bir şeyin bilimi
die Zahlung an+(A): Birine , bir şeye ödeme
die Zulassung zu+(D): – e kabul, onay
die Zunahme an+(D): – de attış
die Zunahme um+(A): – lık artış , … seviyesinde artış
die Zurückhaltung bei+(D):- de alçakgönüllük, çekingenklik, geri durmak
die Zuständigkeit für+(A): -için sorumluluk yetki
die Zustimmung zu+(D): Bir şeye onay , kabul

Happy
Happy
0
Sad
Sad
0
Excited
Excited
0
Sleepy
Sleepy
0
Angry
Angry
0
Surprise
Surprise
0

Average Rating

5 Star
0%
4 Star
0%
3 Star
0%
2 Star
0%
1 Star
0%

Bir Cevap Yazın