aof

BİREY VE DAVRANIŞ 1.ÜNİTE KONU ANLATİMİ

Okuma Süresi:11 Dakika, 51 Saniye

GÜDÜLER VE GÜDÜLENME

Güdü : Organizmayı etkileyerek bir amaç için harekete geçmeye sevk eden, istekleri, arzuları, ihtiyaçları dürtüleri ve ilgileri kapsayan genel bir kavramdır.
Dürtü :Açlık, susuzluk, cinsellik gibi fizyolojik kökenli güdülere denir. Gereksinim ( ihtiyaç ) Vücut süreçlerini denge durumuna getirmek için çeşitli kaynakların kullanıldığı organizmanı fizyolojik ihtiyaçları ya da davranışı yüksek seviyede yönlendiren başarma, toplumsal onay, statüye ilişkin duyulan istek gibi dürtülerdir.

Güdülenme Kuramları

Dürtü Kuramı :İnsanların hayatta kalmalarını sağlayacak telem gereksinimlerinden mahrum kalması organizmada gerilim halinin oluşmasına sebep olacaktır. Gereksinim halinde organizma gergin bir durumda harekete hazır bir şekildedir. Organizma bu gerginliği azaltmak için harekete geçer, gereksinim gerçekleştirildikten sonra gerginlik durumu azalarak eski haline döner. Organizmanın dürtü hali sonlarır.

Özendirici Uyarıcı Kuramı:

Çevredeki herhangi bir durum davranışın oluşması için uyarıcı olabilmektedir. Biyolojik olmayan, bireye cazip gelen ve onu davranışa iten unsurlar özendirici uyarıcı olarak adlandırılır.

En Uygun ( Optimal )Düzeyde Uyarılma Kuramı :

Organizma sürekli belirli bir uyarılma düzeyinde kalmak ister, belirli bir uyarılma düzeyinin altına düştüğünde organizma çevresinde daha çok uyarıcı arar. Yüksek sesli müzik çalınan diskoya gitmek veya yamak paraşütü ile atlama gereksimi duymak.

İçgüdü Kuramı :

Leyleklerin göç etmesi, örümceklerin ağ örmesi bir içgüdüdür. Bilinçdışı Güdüler : İnsan davranışlarının sebeplerini bilinmediği ve anlaşılmadığı durumlardır. İnsan bazı davranışları niçin yaptığının tam olarak farkında değildir. Freud göre, bireylerin çoğu davranışını farkında olmadıkları güdüleri yönlendirmektedir ..Bireyler hatırlamak istemedikleri rahatsız edici düşünce istek ve güdülerini bilinçdışına iterler. Yok olmazlar varlıklarını sürdürürler.

Biyolojik Denge (Homeostasis ) Kuramı :

Organizmanın yaşamını sağlıklı şekilde sürdürebilmesi, su , hava, temel besin maddeleri
temel bazı ihtiyaç unsurlarının düzenli olarak alınmasına bağlıdır. Örnek beyin ısısı ani şekilde düşerse bilincimizi kaybederiz.Bu denge hemeostasis kavramıyla açıklanabilir. Yani ısıyı sürekli dengede tutan termostat gibi vücudun sürekli olarak dengede olmasını ve bu şekilde sağlıklı bir şekilde işlemesin sağlar.

GÜDELERİN SINIFLANDIRILMASI
1-Birincil Güdüler :
Belirli bir biyolojik gereksinme durumu ile ortaya çıkan, birçok organizmada ortak, öğrenilmemiş ve davranışı yönlendiren güdülerdir .Açlık, susuzluk, Cinsellik gibi dürtüler.
Açlıkve Susuzluk : Açlık ile ilgilitepkileri yönlendiren merkez hipotalamustur. Açlık ve tokluk merkezleri ileyeme yada doyma durumunu kontroletmektedir. Kana doğrudan verilen insülin kandaki şeker miktarını düşürerekaçlık hissine yol açmaktadır. Aynı şekilde kana verilen glikoz da açlık hissiniortadan kaldırmaktadır. Bu güdülerin giderilmemesi biyolojik sorunlara yolaçar.
Cinsellik:Kadın ve erkekte cinsel davranışınaltında yatan en önemli biyolojik unsur testosteron hormonudur.
Uyarıcı Kaynaklı Güdüler : Dış uyarıcılaradaha fazla bağlı olup, çevreden bilgi edinmeye yöneliktir. Merak
etme,kurcalama gibi.
Araştırma ve Merak : insanların kendilerini geliştirip, sürekli araştırmalarına neden olur.Merak ile birlikte yeni durumları keşfedebilirler ve keşfettiğinden sıkınla birey kendini daha iler uğraşlara yönlendirir. İlerleme ve gelişmenin temeli bu şekilde merak ve araştırmadan geçer.
Kurcalama :
2- Sosyal Güdüler
Bireyin öğrenme yoluyla yeni güdeler kazanmasıdır. Toplum değerleri, yaşantının etkisiyle şekillenmiş güdülerdir: Bu güdülerin giderilmemesi psikolojik sorunlara yol açar. Bu güdüler kültürden kültüre göre değişir.
Başarı Gereksinimi : Yapılan bir işi en iyişekilde yerine getirme ve sonuçları ile ilgili haz alma davranışı ileilgilidir.
İlişki Kurma ve Bağlanma Gereksinimi : Kontrol Altında Tutma
Gereksinimi : ÖDÜLÜN KAYNAĞINA GÖREGÜDÜLENME
İçsel Kaynaklı Ödüller : İşin kendisinin ve içeriğinin ödül niteliğinitaşıması birey için bir zevk ve tatmin sağlayan ödüllere denir. Gelişme arzusu,araba kullanmak, bilme ihtiyacı, yüksek yerden suya atlama gibi
Dışsal Kaynaklı Ödüller : Eğer davranışın gerçekleştirilmesi için dışarıdanbir ödül sunuluyor ve davranış oluşuyorsa bu duruma denir.
Gereksinim ( ihtiyaçlar) Hiyerarşisi :
İnsancıl Psikolojinin Savunucusu Abraham Maslow a göre, gereksinimi bir piramit şeklinde en temel
gereksinimlerden yukarı doğru en karmaşık olana uzanan bir şekilde sınıflandırmıştır.
Piramitin en alt basamağında açlık, susuzluk gibi temel fizyolojik gereksinimler yer alır. En üst basamağında insanların potansiyellerini ortaya koymaya dönük kendini gerçekleştirme gereksinimlerini koyar.
Basamaklar ( en alttan enüstte doğru )
· Açlık,susuzluk , nefes alma, cinsellik uyku ( Temel fizyolojik )
· Ailenin,işin , sahip olunan kaynakların güvenliğinin gereksinimi ( Güvenlik )
· Aile,sosyal grup, yakın arkadaşlık gibi ait olma ve sevgiye ilişkin ( Ait olma veSevgi )
· Değer,başarı, saygının takdir edilmesi ( Değer, Başarı, Saygı )
· Ahlakınüstünlüğü , yaratıcılık, problem çözme ( Kendini gerçekleştirme )

Ünite Sonundaki Sorularve Cevapları :
Fizyolojik kökenli açlık, susuzluk cinsellik gibi güdülere dürtü denir.
Yemekten sonra tok olsanız dahi güzel kokan bir keki yeme ihtiyacı Özendirici Uyarıcı kuramla açıklanır.
Toplum içerisinde diğerleri ile birlikte olma, onların onayını alma, topluma uyma gereksinimlerine bağlanma denir.
Birincil güdülenmeler Açlık, susuzluk, cinsellik dir.
Bedensel fizyolojik değişikliklerin şekillenmesinde bireyin algıları ve anlayışının etkili olduğu kurama bilişsel kuram denir.
Bir işi en iyi şekilde yerine getirme ve sonuçları ile ilgili haz alma davranışına Başarı Gereksinimi denir
Sabit içsel durumu işaret eden, biyolojik denge olarak da tanımlanabilecek duruma Homeostasis denir
Açlık ve tokluk merkezinin bulunduğu, vücutta açlık ile ilgili durumları Hipotalamus yönlendirir.
Bireylerin yüksek bir yerden yamaç paraşütü ile atlama gereksinimlerinin sebebini açıklayan kuram En uygun düzeyde uyarılma kuramıdır.
Maslow’un gereksinimleri hiyararşisine göre diğer tüm ihtiyaçların karşılanması durumunda ulaşılabilen gereksinimlere Kendini gerçekleştirme denir.

BİREY VE DAVRANIŞ 2.ÜNİTE DUYGULAR

Sempatik Bölümün Korku ya da Öfke Duygu Sürecinde Harekete Geçirdiği Yapılar
Kalp atışı ve solunum artar -Göz bebekleri büyür – Salya Salgılanması kitlenir. Mide barsaklar hareketleri, iskelet kas hareketleri , kanın pıhtılaşma hızı artar,
Duyguların Sınıflandırılması :
Duyguları sınıflandırılma konusunda çalışma yapan Robert Plutcbik tir. Davranışları güdeleyen duyguları sekiz temel kategoriye ayırmıştır.

Korku – Sevinç neşe – Öfke Kızgınlık – Üzüntü Hüzün – Tiksinti İğrenti – Umut Beklenti – Kabuln etme edilme – Hayret Şaşkınlık Sürpriz …

Plutcbik’in Duygu Çemberi
Neşe ve Beklenti bir araya gelerek İyimserliği
Kabul etme ve Korku bir araya gelerek Teslim Olmayı Sürpriz ve Üzüntü bir
araya gelerek Hayal Kırıklığı Öfke ve İğrenme bir araya gelerek Hor Görmeyi
Neşe ve Kabul etme bir araya gelerek Aşkı ve Sevgiyi Beklenti ve Öfke bir araya
gelerek Hırçınlığı ve Saldırganlığı Korku ve Sürpriz bir araya gelerek Dehşeti
İğrenti ve Üzüntü bir araya gelerek Pişmanlığı meydana getirir.

DUYGU KURAMLARI
1- James – Lange Kuramı:
Vücutta gözlerin büyümesi, tüylerin diken diken olması beraberinde duyguları oluşturmaktadır. Issız bir sokakta
köpekle karşılaşan bir kişi köpeği gördükten sonra vücudunda fizyolojik değişmeler meydana gelir.Bedendeki bu
değişiklikler de beraberinde korkuya yol açar. Bir şekilde insanların korktukları için değil de kaçtıkları için korktuklarını
ileri süren bir anlayıştır.
Bu kurama göre Duyguların Gerçekleşme Süreci :
Uyaran — Algı / Yorum — Fizyolojik Değişim/ Otonom Uyarılma — Duruma özel duygunun hissedilmesi
2- Cannon Bard Kuramı :
Bir önceki kuramın eksikliklerin gidermeyi amaçlar .Duygular ve bedensel davranışlar aynı
anda ortaya çıkmaktadır.
Korktuğumuz için değil de kaçtığımız için korktuğumuzu ortaya koyar.
Bu kurama göre, duygular fizyolojik durumlara tepki olarak ortaya çıkmazlar. Bu kurama
göreDuyguların Gerçekleşme Süreci
Başlatan Olay — Beyindeki Talamusun harekete geçmesi — Otonom Sisteminin Uyarılması
— Bilinçli Duygu ( Korku )
3- Bilişsel Kuram :
Bu kuramda, bedendeki fizyolojik değişikliklerin şekillenmesinde bilişsel unsurlar olarak tanımlanan algı, anlayış,
edinilen bilgi ve tecrübelerin kodlanma ve geri çağrılma şekilleri, düşünme şekilleri gibi zihinsel süreçleri etkilidir.
Bu konuda öne çıkanlar, Stanley Schachter ve Jerome E.Singer dir.
Bu kuramda farlı olarak geri bildirim mekanizması bulunmaktadır. Bu yolla birey karşılaştığı durumları geçmiş
deneyimleri doğrultusunda değerlendirmektedir. Bir sokakta yaşadığı köpek saldırısını, başka bir zaman aynı sokakta
duyduğu farklı bir sesi o köpek sesiymiş gibi yaşamasıdır.
Plasebo Etkisi :
NorFuLL Paylaşım Mekanı | www.norfulpaylasim.com
Kişilerin gerçek bir tedavi olmaksızın, aslında hiçbir fizyolojik etkisi olmayan ve ilaç sanılarak içilen haplar yoluyla
tedavi gördükleri inancıyla iyileşme göstermelerini anlatan kavramdır.
Bu kurama göreDuyguların Gerçekleşme Süreci :
Uyaran — Algı / Yorum — Uyaran / Bağlam / — Fizyolojik Değişim/ Duruma özel duygunun hissedilmesi — Geri
Bildirim
Bu üç Kuramla ilgiliÖrnek :
Bir yabancının sizi izlemesi durumunda olay ve durumdan kaynaklanan Duygunun
Algılanması Örneği
James Lange Kuramı : Vücut için değişikliklerin harekete geçmesi = Beyin vücut içi değişiklikleri duygusal
deneyim olarak algılar
Cannon Bard Kuramı : Talamusun harekete geçmesi = Beyin tepki olarak bedensel değişikliklerin harekete
geçmesi
Schachter – Singer Kuramı : Genel Fizyolojik Uyarılmanın harekete geçmesi ve Çevresel ipuçlarının gözlenmesi =
Duygusal tecrübeyi tanımlama, uyarıcıyı uygun bir biçimde yerleştirmek için adlandırma ..
4- Sosyobiyolojik Kuram:
Kızgınlık duygusu aslında diğer insanların saldırganlıklarına karşı insanları korurken, neşe ve mutluluk gibi duygular
insanların yakınlaşmasını sağlamaktadır.
DUYGULARIN İFADEEDİLMESİ
Duygu ve düşünceleri destekleyerek onları gözle görülür somut hale getiren hareketlere jest ve mimikler denir.
Jest ve mimikler bazen istendik bazen de istenmedik hareketler şeklinde ortaya çıkabilmektedirler. Jest ve
Mimikler Esas ve İkincil olmak üzere iki şekilde dir.
1- Esas Jest veMimikler :
Duygu ve düşünceleri destekleyen onları somut hale getiren hareketler olarak tanımlanmaktadır. 3 e
ayrılır .
Anlatım Jest ve Mimikleri : Yüz ifadelerinde ortaya çıkarlar. Öfke, şaşkınlık, üzüntü, tiksinti
.İnsanlar genellikle duygularının ifade edilmesinde çoğu zaman yüz ifadelerini kullanırlar.
Toplumsal Jest ve Mimikler : Bireyin toplumsal rolü gereği ortaya koymak zorunda olduğu hareketlerdir.
Şematik Jest ve Mimikler : Tiyatro sanatçılarının, pandomin sanatçılarının yaptıkları taklit hareketleridir.
2- İkincil Jest veMimikler :
Esneme, hapşırma, öksürme gibi bedensel hareketleri içerir. Ünite Sonundaki
Sorularve Cevapları :
James – Lange kuramında duyguların gerçekleşme sürecinde Duygular, fizyolojik süreçlerden sonra meydana gelir
Bedendeki fizyolojik değişikliklerin şekillenmesinde bireyin algıları ve anlayışının etkili olduğu kuram Bilişsel Kuramdır .
Duygu ve Düşünceleri destekleyerek onları gözle görülür somut hale getiren hareketlere Jest ve Mimikler denir
Duyguların çevreye uyum aracı olduğunu savunan ve yıllar sürecinde değişip bugünlere geldiğini savunan kuram
NorFuLL Paylaşım Mekanı | www.norfulpaylasim.com
Sosyolobiyolojik Kurumdır
Vücutta uygun tepkilerin hazırlanmasında Otonom Sistem etkin görev alır.
Yalan makinesi Vücuttaki Fizyolojik Tepkilerden aldığı bilgiye göre değerlendirme yapmaktadır.
Plutchik tarafından ortaya konulan temel duygular arasında Korku, Sevinç, Öfke, Kabul etme vardır.
Duyguların oluşmasında etkili bilişsel unsurlar içinde Beklenti, Algı, Düşünme Şekli, Hatırlama bulunur.

3.ÜNİTE YAŞAM BOYU GELİŞİM :

Gelişim PsikolojisindeKullanılan Yöntemler
Doğal Gözlem : Gelişim sürecini kendi ortamında izlemeye dayalıdır. Örnek Olay Yöntem : Tek
bir denek ayrıntılı olarak incelenir.
Deneysel Yöntem Gelişim sürecindeki değişim ve süreçleri neden sonuç ilişkisi içerisinde açıklar
İlişkisel Yöntem : iki farklı değişkenin arasındaki ilişkiyi gösterir . Gelişim
SürecidekiBilgileri Elde Etmedeki Araştırma Desenleri
Enlemsel ( Kesitsel ) Desen : Aynı zaman döneminde farklı yaşlarda bireylerden veriler toplanır. Veriler arasında
kıyaslama yaparak gelişim süreci hakkında çıkarımlar yapar. İnsanlar farklı Zaman aynı .Para ve zaman
bakımından daha ekonomiktir.
Boylamsal Desen : Aynı insanlardan farklı zaman dönemlerinde veriler alınarak gelişimin saptanmaya
çalışılmasına dayalı bir desendir. İnsanlar aynı Zaman farklı .Zamanın farklı olmasından dolayı denek kaybı fazladır
Sırasal Desen : Enlemsel ve Boylamsal desenlerin birlikte kullanıldığı desendir. Biyografik ve Geriye Dönük
Çalışma : Kişilerin bilgilerine dayalı olarak geçmiş yaşamları
hakkında bilgi sahibi olup, belli dönemler hakkında o kişilerin kendi ağızlarından bilgi
toplamak esastır.
Evre de BulunmasıGerekenler
Yetenek, beceri, güdülerin bir araya gelerek oluşturdukları tutarlı bir örüntüyü oluşturan yapılar olmaları
Bir önceki evreye göre kazanılan nitelikler arasındaki farkı ortaya koyan niteliksel değişimler
Evredeki belli başlı değişikliklerde ortaya çıkan eşzamanlı değişimi işaret eden ani oluş .
Kuşak : Doğum yılı aynı olanve aynı yıllarda benzer gelişim sürecini yaşayan bireyleri açıklayan kavramdır.
DOĞUMÖNCESİ GELİŞİM :
Hücreler , döllenmeyi takip eden 2 haftalık süreçte döllenmeden itibaren bölünerek çoğalırlar.
İnce uzun bir yapıdaki farklılaşmış hücre yapısına Empriyo denir. Empriyolar 3.aydan itibaren Fetüs halini alır. İnsan
şeklini almaya başlayan bu yapının kolları ve ayakları seçilebilirler. Yaklaşık boyu 2,5 cm kadardır.
Fetüs’ler anne karnında plasenta adı verilen bir organ tarafından beslenirler. YENİ DOĞAN BEBEK :
Ağzına aldığı her şeyi emmesi ‘ emme refleksi ‘ dir. Ağzındakileri boğulmadan yutmasını sağlayan Yutma Refleksi,
Avucunun içine yerleştirilen bir nesneye ya da parmağa sıkıca sarılması Yakalama Refleksi , Kollarından tutularak
yürümeye çalışmasına da Adım Atma Refleksi diye adlandırılır.
Beden ve HareketGelişimi :
Kendi başına oturmayı 7 aylıkken yapar. 10 Aylıkken emekleme, 11 aylıkken elinden tutarak yürüme , 14 aylıkken tek
başına ayakta durabilme, 15 aylıkken kendi başına yürüme.
İki yaşından itibaren çocuğun beyni yetişkinlerin beyninin % 75 i kadardır. Bilişsel Gelişim :
Piaget ‘e göre BilişselGelişim ile ilgili evreler :
Duyusal Motor Dönemi : 0-2 Yaş
Bebekler kendini diğer nesnelerden ayırt edemediği dönemdir. Bebekler duyulardan aldığı bilgi ile hareket ederler.
Bu dönemin sonlarına yaklaştıkça çocuklarda problem çözümüne yönelik olarak sembol kullanımının arttığı gözlenir.
Sembolik Kapasite denir .Yani çocuk simgeleri, kelimeleri, veya jestleri kullanma becerisidir.
Bu dönemin en önemli özelliği Nesne Devamlılığı ile ilgilidir yani nesnenin görüş alanından çıksa dahi sürekli
olduğuna ilişkin temel inanıştır.

İşlem öncesi Dönemi : 2-7 Yaş
Dilin geliştiği dönemdir.
Kavram öncesi dönem 2-4 yaş ( taklide dayalı ve hayali oyunlar, sorunları çözme becerileri, Bu dönemde görülen en
önemli özellik Benmerkezci Düşüncedir Yani çocuk tüm dünyayı kendi bakış açısından görür. )
Sezgisel Dönem 4-7 yaş dır. ( Mantığın yerine sezgilerle açıklama durumu ağırlık kazanır. Bu dönemin en önemli
özelliği Korunum ilkesi dir. Yani,
Somut İşlemler Dönemi : 7-11 Yaş
Matematiksel işlemler yapar. Nesneleri sınıflandırabilmekte, Gerçek ve hayal dünyasını ayırt edebilmekte.
Formel İşlemler Dönemi : 11-15 Yaş
Sembolik aşamasını geçip, düşünce düzeyine gelir. Tümevarımdan tümdengelime geçmiştir.
Bebeklikte BireyselFarklılıklar :
Bebekleri birbirinden farklı kılan davranış özelliklerine Mizaç denir
Bebeklerde Algısal Gelişim:
6-8 aylık ken bir yetişkin kadar görebilir.
Bebeklerin dünyayı üç boyutlu ve nesneleri uzaklık yakınlık durumuna göre görmelerini sağlayan algıya Derinlik
Algısı denir .Bu algının 6-12 aylar arasında emekleme dönemi ile birlikte başladığı görülür.
Ahlak Gelişimi : Kohlberg :
Ahlak gelişim Kuramını ortaya koymuştur.Kültürlerarası farklılıklara fazla yer vermediği için eleştirilmiştir.
Bu kuram ahlak gelişimini 3 aşamada inceler
Gelenek öncesi Ahlak Düzeyi : Çocuklar , davranışları, somut sonuçları doğrultusunda değerlendirir.
Geleneksel Ahlak Düzeyi : Kurallara uymaya dikkat eder.
Gelenek ötesi Ahlak Düzeyi : Yasalara ve ahlaka uygunluk kavramları arasında ayrım yapar.
Dil Gelişimi : 2.aydan itibaren agulama seslerini çıkartırlar.12.ay itibariyle ilk kelimeleri söylemeye başlarlar.
Basılmama : Kaz ördek gibi hayvanların yumurtadan çıkar çıkmazgördükleri ilk hareketli nesneye karşı bağ
oluşturup onu takip etmelerine denir.İnsanlarda görülmez.
Aileden ÇocukYetiştirme Tarzları :
Bilinçli Otoriteye Dayalı Yetiştirme :
Çocuğun ihtiyaçları titizlikle karşılanır, neleri yapıp yapmayacağı aile içinde belirlenmiştir.
Fikrini rahatlıkla belirtebilir. Fakat belirli ilkelerden taviz verilmez
Baskıcı Otoriteye Dayalı Yetiştirme :
Çocuk otoriteye uymak zorundadır. Kendini ifade etme özgürlüğü yoktur. Kurallar sert bir kalıp içerisinde gösterilir.
Sınırsız Hoşgörüye Dayalı Yetiştirme :
Hiçbir sınırlama yoktur. İstediği her davranışı gerçekleştirebilir. Yanlış davranış cezalandırılmaz .

ERGENLİK : Kızlarda 10-11 yaş, Erkeklerde 12-13 yaşlarındaergenlik dönemi başlar .
Ünite Sonundaki Sorularve Cevapları :
Aynı insanların farklı zaman dönemlerinde veriler alınarak gelişimin saptanmaya çalışmasına dayalı desen Boylamsal
Desendir.
Anne karnında bebeği besleyen organa Plasenta denir .
Bir erkek çocuğu etek giydiği zaman kadın olabileceği düşünebilmektedir. Bu çocukta
Toplumsal Cinsiyet Değişmezliği ni kazanmadığını ortaya koyar .
Yeni doğan bebekte bulunan reflekslerden Tutma Refleksi yoktur Arama, Yutma, Emme, Adım atma refleksleri
vardır.
Kaz ördek gibi hayvanlar yumurtadan çıkar çıkmaz gördükleri ilk hareketli nesneye karşı bağ oluştururlar Bu duruma
Basımlama denir .
Çocukların birbirinin oyuna karışmadan aynı ortamda oynadıkları oyun türüne Paralel Oyun denir.
Nesne devamlılığı Duyusal motor döneminde görülür .
Çocuğun aile içinde önemli olduğu, ihtiyaçlarının titizlikle karşılandığı neleri yapıp
yapamayacağı kurallarla belirlendiği yetişme biçimine Bilinçli Otorite denir . Benmerkezci düşünce bilişsel
gelişim dönemlerinin İşlem öncesi döneminde görülür .
Bireyin bazı ahlak değerlerini içselleştirdiği diğerleri tarafından konular kurallara toplum tarafından kabul edilebilmek
için uymaya çalıştığı ahlak düzeyi Geleneksel Ahlak düzeyidir .

4.ÜNİTE KİŞİLİK :

Bireyinfiziksel ve sosyal çevreyle ilişki kurma biçimin şekillendiren, bireyidiğerlerinden ayıran, kendine özgü
duygu, düşünce ve davranış kalıplarıdır.
· Başkalarındagörülmeyen , kişiye özgü davranışlar olması gerekmektedir
· Kişinindavranışının zaman geçse de değişmeyen, tutarlı bir yapıda olması önemlidir.
· Davranışınyapılaşmış ve kalıplaşmış olmasıdır
· Bireyinortaya koyduğu davranışlar bireyin iç ve dış çevresiyle kurduğu ilişkidenetkilenir. Buna ilişki kuruş biçimi
denir.
PSİKODİNAMİK YAKLAŞIM :
· Kişiliğinbilinçdışı ( bilinçaltı ) unsurlarla şekillendiğini savunurlar .Bu yaklaşımınen önemli öncüsü Sigmund Freud
dur.
Sigmund Freud ( 1856-1939)
· Davranışıntemeli bilinçdışına ait duygu ve düşüncelere dayanır. İnsan davranışınıntemelinde
bilinçdışı güdüler ve dürtüler bulunur.
· İnsandavranışları iki temel biyolojik içgüdü tarafından yönetilir. Cinsellik vesaldırganlığa bağlı olarak ortaya çıkarlar.
Bu içgüdüler Yaşam içgüdüsü olanEros ve Ölüm içgüdüsü olan Thanatos dur.
· Kişilik, id , ego, süperego olarak adlandırılır.
NorFuLL Paylaşım Mekanı | www.norfulpaylasim.com
· İd, doğuştan gelir ve bilinçdışı istek ve güdüler haz peşindedir. Sürekli olarakistek ve güdülere yönelik doyum
arar, gerçek dünya ile alakası yoktur.
· Düşünceve akıl yürütme süreçlerinin kontrolü ego tarafından yapılır .Dürtü veisteklerinin yerine getirilmesinde
gerçeklik ilkesi doğrultusunda aracılıkyapar.

Happy
Happy
0
Sad
Sad
0
Excited
Excited
0
Sleepy
Sleepy
0
Angry
Angry
0
Surprise
Surprise
0

Average Rating

5 Star
0%
4 Star
0%
3 Star
0%
2 Star
0%
1 Star
0%

Bir Cevap Yazın