12 sinif ingilizce causative ettirgenlik konu anlatimi slayt

ingilizce
Englisch
Loader Loading…
EAD Logo Taking too long?

Reload Reload document
| Open Open in new tab

İndir/Yükle

Bizim yapmadığımız ama yaptırdığımız işler.

Her bir “causative” bu işlevi farklı anlamlarla
taşır.

HAVE

1) Eğer nesne kişi değilse fiil
üçüncü haldedir.

I had my hair cut.

V3

(Saçımı kestirdim.)

S+ have + sth+ V3

2) Eğer nesne bir
kişiyse fiil yalın
haldedir.

My father always has me
wash his car.

V1

(Babam her zaman arabasını
bana yıkatır. )

S+ have+ smo+ V1+ sth

1)

özne + have + something + V3

Eğer nesne kişi değilse fiil üçüncü halde.

She will have her blood pressure examined.

something V3

O kan basıncını ölçtürecek. (Kimin ölçeceği belli değil).

We had our cow slaughtered.

İneğimizi kestirdik. (Kimin kestiği belli değil)

We had our cow slaughtered.

özne + have + something + V3

I had all the knives in the kitchen sharpened.

something V3

Mutfaktaki tüm bıçakları bileylettim.

She had her piano tuned.

something V3

Piyanosunu ayarlattı.

We should have this text translated into English.

something V3

Bu metni İngilizce’ye tercüme ettirmeliyiz.

They had the ceiling whitewashed.

something V3

Tavanı badanalattılar.

2)

özne + have+ somebody + V1+ something.

Eğer nesne bir kişiyse fiil yalın haldedir.

My father always has me wash his car.

V1

Babam her zaman arabasını bana yıkatır.

I will have the mechanic fix the car.

Tamirciye arabamı tamir ettireceğim.

I will have the mechanic fix the car.

Özne+ have+ somebody + V1+ something.

He had everybody in the room keep quiet.

somebody V1

Odadaki herkesi susturdu.

The manager had all the staff work properly.

someone V1

Yönetici bütün elemanları düzgün çalıştırdı.

GET

Eğer nesne kişi
değilse fiil üçüncü
haldedir.

Jane gets her
house cleaned
twice a month.

Eğer nesne kişiyse
fiil “to infinitive”
alır.

I get a woman to
clean my house
once a week.

Have ile make arasında bir yerdedir.
Uygulamada çok kez have ile ayni anlamda
kullanılır. Ama “get” daha sınırlayıcı ve
güçlüdür. Get daha çağdaş İngilizcedir.

Bir işi başkasına onu ikna yaptırdığımızda
kullanırız. Bazen başarı halini de ima eder.

I will get all the machinary oiled.

Bütün makineları yağlatacağım.

Big companies get market surveys done
for their products.

Büyük şirketler ürünleri için pazar araştırması
yaptırırlar.

I got her to tell me he truth.

Bana gerçeği anlattırdım.

(Bana gerçeği anlatmaya onu ikna ettim.)

They got everybody to help the poor.

Herkesi fakirlere yardım ettirdiler.

HAVE-GET

  1. Uygulamada çok kez “have” ile ayni
    anlamda kullanılır.
  2. Ama “get” daha sınırlayıcı ve güçlüdür.
    “Get” daha çağdaş İngilizce’dir.
  3. İşi yapanın önemsiz olduğu durumlarda
    “have” den farkı yoktur.

MAKE

NOT: İşi yapan belli olsada olmasada make ile V1 kullanırız.

S

MAKE

someone

V1

His mother made him take his medicine

S

MAKE

something

V1

I made the machine work

Avoid using an infinitive or an –ing form instead of a verb word after a
person or thing in a causative with MAKE.

MAKE

  1. Zorlama. Bir otorite tarafından
    yaptırıldığında.
  2. Ana “causative” den sonra fiil yalındır.

My mother makes me tidy my room. But I dislike
doing this.

(Annem her zaman odamı bana düzelttirir. Ama bunu
yapmaktan nefret ederim. )

  1. Zorlamak. Nedeni bellidir.

I made my students come to class in time.

(Öğrencilerimi sınıfa zamanında getirttim. Onları zamanında
gelmeye zorladım. )

Eşanlamlıları:

Force, compel, oblige.

Aynı anlamı taşırlar ama “to infinitive alırlar”.

My friend forced me to smoke.

My friend compelled me to smoke.

My friend obliged me to smoke.

My friend made me smoke.

(Arkadaşım beni sigara içmeye zorladı.)

He made me go home.

Beni eve göndertti.

She always makes me cry.

O beni hep ağlatır.

If you don’t do your job, l’ll make you do it.

İşini yapmazsan, ben sana yaptıracağım.

Nobody can make me work if I don’t want to.

Ben istemediğim takdirde kimse beni çalıştıramaz.

He made her apologise for her mistake.

Hatasından dolayı ona özür diletti.

LET

  1. Birisine bir şey yapması için izin vermeyi
    anlatır.
  2. Fiil yalın kullanılır.

Her mother always lets her go wherever she
wants.

(Annesi ona her zaman nereye isterse
gitmesine izin verir. )

“Allow”, “let” in eşanlamlısıdır ama “to
infinitive” alır.

I don’t allow my daughter to drive my car.

(Kızımın arabamı sürmesine izin vermiyorum. )

CAUSATIVES

Eğer nesne kişi
değilse fiil üçüncü
haldedir.

S+ have + sth + V3

S+ get + sth + V3

S+ let + sth + V3

Eğer nesne bir kişiyse fiil
yalın haldedir.

S+ have + smo+ V1 + sth

S+ get + smo+ to V1 + sth

S+ make + smo+ V1 + sth

S+ let + smo+ V1 + sth


Eegitimim sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir Cevap Yazın