Uzman Bas-Uzman Öğretmenlik 1 Modul Ayrıntılı Özet
MODUL 1 ÖĞRENME ÖĞRETME SÜREÇLERİ
Farklılaşmış Öğretim
Türlü tanımlara bakıldığında farklılaşmış öğretim: öğrencilerin farklı özellikleri olan öğrencilere öğretimin başında öğretim sırasında ve öğretimin sırasında (Öğrenme Stilleri, Zeka Türleri, Öğrenme Tipleri vs) bu farklı özelliklere sahip öğrencilere göre içerik ve etkinliklerin sürekli yeniden düzenleme yapmak. Alan teorisyenleri tarafından bir araç, bir tutum, bir yaklaşım, bir felsefe, bir program uyarlama stratejisi, bir organizasyon stratejisi ve ya sınıf yönetimi olarak tanılanır. Tüm öğrenciler farklıdır ve farklılaştırmayı destekleyen öğretmen sınıftaki çeşitli öğrenme ihtiyaçlarını daha iyi ele almasına ve yönetmesine yardımcı olan farklı stratejiler kullanmalıdır, Farklılaşmış öğretim, öğretim stratejilerin çeşitliliği vasıtasıyla öğrenci çeşitliliğine hitap anlamına gelir.
Farklılaşmış öğretimin dayanakları kuramlar;
Piaget’in bilişsel gelişim alanı
Vygotsky’nin yakınsal gelişim alanı
Gardner’ın çoklu zeka kuramı
Beyin temelli öğretim araştırmaları
Öğrenme stilleri
Blomun taksonomisi; Farklılaşmış öğretimin temel ögeleri:
Hartırlama İçerik
Kavrama Süreç
Uygulama Ürün
Analiz Öğrenme ortamı
Sentez
Değerlendirme
Öğrenciler art ardına zihinsel temsillerin parçalanması ve yeniden yapılandırması yoluyla nasıl öğrendiklerini ortaya çıkaran Piaget.
Vygotsky’nin çalışmalarında odaklandığı yakınsal gelişim alanı, öğrenme aşamalarına ilişkin Piaget’in anlayışını benimsemiştir.
Farklılaşmış öğretimin teorik çerçevesini Vygotsky oluşturmuştur ve öğrenme teorinin ilkelerini şöyle sıralamıştır;
- Öğretmenden öğrenciye öğrenciden öğretmene iki taraflı olarak öğrenmeyi teşvik eden sosyal etkileşimler önem taşır
- Öğrenme sürecinde bireyin kendisinden daha bilgili birine ihtiyacı vardır
- Öğrenciler kendilerin ulaşabilecekleri veya bir rehber eşleğinde başarabilecekleri görevler üzerinde çalıştıklarında daha etkili bir şekilde öğrenirler.
Farklılaşmış öğretim hem Gardner’ın çoklu zeka teorisinden hem de Bloom’un taksonomisinden etkilenmiştir. Gardner göre düşünme ve öğrenme konusunda her bireyin güçlü tarafları bulunmaktadır. Öğrenciler bu güçlü taraflarını kullandıklarında daha kolay öğrenir, zeka çeşitlerciden yalnız birine odaklanan bit öğretim veya program sadece o zeka çeşidine uyan öğrencilere hitap eder. Farklılaşmış öğretimi kullanan öğretmen öğrencilerini tanır öğrencileri gelişimsel olarak en üst düzeye çıkarmak için onların güçlü ve zayıf yönlerini bilir ve destekler
Tomlinson: Farklılaştırılmış öğretimi; Hazırbulunuşluk düzeyleri, İlgi Alanları ve Öğrenme Profillerideki farklılıklara odaklanıldığında öğrenci en iyi öğrendiği öncülüne dayanan bir öğretim felsefesi olarak tanımlamıştır. Öğrenme süreci sosyal ve işbirlikçi bir süreç, sorumluluğu önce öğretmene sonra öğrenciye vermekte, zaman ve kaynakları esnek ve yaratıcı, tüm öğrencilerin başarılı olabileceği, her öğrencinin en potansilini en üst düzeye çıkarmak için farklılıkları dikkate almak zorunda olduğunu savunmuştur. Grup öğrenmelerini teşvik ede, bireysel ve bağımsız öğrenmelere fırsat sunar, öğrencilerin en iyi öğrenecekleri yollar hakkında verimli seçimler yapar.
Farklılaşmış Öğretimin Temel İlkeleri
GÜÇLÜ SINIF – NİTELİKLİ PROGRAM – ULAŞILABİLİR GÖREVLER – YÜKSEK ÖĞRENME
DUYARLI ÖĞRETİM – FARKLILAŞTIRILMIŞ SINIF – ESNEK SINIF
- Güçlü bir sınıf topluluğu, grup üyelerinin her biri için öğrenmeyi destekler
- Nitelikli bir öğretim programı her sınıfa özeldir
- Öğrenciler için ulaşılabilir görevler, grup içerisindeki bireyler farklılıkları dengeler, tüm öğrencilerin kapasitesine saygı gösterir,
- Tüm öğrenciler için yüksek öğrenmeyi hedefler
- Süreç içerisinde devam eden değerlendirme duyarlı öğretim hakkında bilgi verir
- Her öğrencinin kendine özel ihtiyaçaları için tasarlanmış görevler üzerşbde vebzer hazırlık düzeyine sagip akranlarıyla çalışmaları gereken zamanlar vardır
- Esnek sınıf yönetimi, bir sınıftaki tüm öğrenciler için farklılaştırma ve etkili öğrenme için gerekli yapı ve açıkık dengesini sağlar
Öğrencilerin bireysel farklılık alanları:
Hazırbulunuşluk
İlgi
Öğrenme Profilleri
Farklılaşmış Öğretimde Kulllanılan Yöntem ve Teknikler
YÖNTEM TEKNİK | AÇIKLAMA |
İstasyonlar | Bir konun farklı alt bölümleri ile ilgili istasyonlar oluşturulur. Öğretmen ya da öğrenci hangi istasyona gideceğini belirleyebilir |
Merkezler | İstasyona benzer yanları vardır. Ayrılan yönü aynı konun farklı yollarla öğretilmesi amaçlanır. İLGİ ve ÖĞRENME İSTASYONLARI VARDIR |
Öğrenme Ajandaları | Sınıftaki her öğrenci çoğunlukla iki haftada tamamlanacak farklı görevler verilir. Her öğrencinin ayrı ajandası vardır. Derse destek olmak |
Karmaşık Öğretim | Birbirinden farklı (hetorojen) küçük öğrenci grupları uygulamasıdır. Öğrenciler birbirlerinin farklı yönlerini fark eder . Öğretmen açık uçlu sorular sorar. |
Yörünge Çalışmaları | Proje yönetiminin bireysel uygulama şeklidir. 3-6 süre, kararların tamamını öğrenci verir. Konular işlenen konun yörüngesi etrafından |
Giriş Noktaları | Aynı anda farklı giriş noktasından imkanı, üstbilişsel öğrenme kuramına dayanır çoklu zeka kuramına göre düzenlenir. Çoklu zeka kuramına dayanır |
Öğrenme Sözleşmesi | Öğretmen ve öğrenci arasında yapılan anlaşmadır. Katılımı artırmak bağımsız çalışma alışkanlığı kazandırmak kendi öğrenmelerinden sorumlu |
Katlı Öğrenme | Bireysel farklılıklara göre düzenlenir içerik, öğretim süreci, öğretim ürünü ve ortam kademelendirilir. Edinilmesi gereken temel bilgi ve becer için kullanılır. Öğrenme hızları, bilişsel yetenekleri öğrenme stilleri farklı olan öğretim ortamının olumsuzluğunu ortadan kaldırma |
Grup Araştırmaları | Konu seçiminde öğretmen rehberliği, ilgi alanlarına göre gruplara ayırır. |
Değerlendirme Teknikleri
Öğretimin Başında
Köşe Kapmaca: Sınıf köşelerine “neredeyse hiç”, “bazen”, “sıklıkla” ve “kesinlikle” yazan kartlar, bilgisini ifade eden köşeye gitmesi istenir.
Evet-Hayır: Kartın bir yüzüne “evet” diğer yüzüne “hayır””yazar Öğretmen sorusuna göre;
Kutu Yapma: İç içe iki kutu çizilir. Dıştaki kutuya “Ne biliyorum?” içteki kutuya “Ne bilmeliyim?” sorularını yazar ve cevap aranır.
Öğretim Sürecinde
Parmakla İşaretleme:
Parmakla işaretleme: Parmak Yukarı Çok şey biliyorum. Parmak Yana Doğru: Biraz bilgim var Parmak Aşağı Doğru: Çok az bilgim var.
Yumruk Yapma:
Tek Parmak Gösterme: Henüz öğrenimim başındayım. İki Parmak Gösterme: Daha fazla pratik yapmaya ihtiyacım var.
Üç Parmak Gösterme: Biraz yardıma ihtiyacım var Dört Parmak Gösterme: Yalnız yapacak kadar biliyorum.
Beş Parmak Gösterme: Birisine açıklayacak kadar biliyorum.
Gerçekle Yüzleşme: 3 adet kart dagıtılır. Kartlar üzerine mutlu, sakin ve üzüntülü resimi çizilir. Duygu durumlarında kullanılır.
Öğretimin Sonunda
Sarmal Oluşturma: O günün öğrenme konusu Sorulan sorular kağıt üzerine cevaplanır Daire oluşturulur ve söz hakkı alınır dönüşümsel olarakyazılanlar okunur
Simit Tekniği: Çizilen simidin içine “Biliyorum”, içine “ Öğreniyorum” yazılarak konu hakkında soru sorularak ilgili yerlere not edilir.Çemberin dışındaki öğrencilerle içindeki öğrenciler eşleştirilebilir. İç daire saat yönünde dış daire ise ter yönde döndülür Her bir öğrenci bildiklerini paylaşır
Konuşma Halkaları: Üçer kişilik gruplar oluşturulur. A-B-C gibi, bir grup konu ilgili işaret verilinceye kadar konuşur gruplar bitene kadar devam eder
Döngüsel Yansıma: Sınıfın farklı yerlerine konuların yazılır ve asılır. Küçük gruplar halinde köşelere giderek konu hakkındaki düşüncelerini yazar işaret verilinceye kadar köşeleri dolaşır
Portfolyo: Dahil edilen ürünleri tanımlamak için kullanuılan noktalar; Ürünlerleri toplama, , seçme, niçin seçildiğini açıklama hangi ölçüte göre , bir dahaki sefere be yapacaklarını karar verne. E-PORTFOLYO DİGİTAL BİR KOLEKSİYONDUR
Kırmızı Nokta: öğrenci tarafından seçilen ürünler.
Sarı Nokta: Öğretmen tarafından seçilen ürünler.
Yeşil Nokta : Öğrenci ve Öğretmen tarafından seçilen ürünler.
Sınıfta öğretmenlerin öğretcilere iletmesi beklenen mesajlar:
Davet MesajI: Burada olmanızdan memnunum ve elimden geleni yapmak istiyorum
Yatırım Mesajı: Dünyada önemli olduğunuzdan olabildiğince hızlı ve çok büyümenize yardımcı olmak için çok çalışacağım.
Kalıcılık Mesajı: Her zaman doğru yapamayabilirsiniz. Sizden asla vazgeçmeyeceğim.
Fırsat Mesajı: Gençsiniz be dünyada var olan olasılıkları yeni öğreniyorsunuz. Sizlere fırsat sunmak istiyorum.
Düşünme Mesajı: Sizi dinleyeceğim, sizden öğreneceğim, sizi gözlemleyeceğim: İşimi ve sizin için nasıl çalıştığımı düşüneceğim.
Farklılaşmış Öğretim Ders Tasarım Örneği
Ne biliyorum?
KWL ETKİNLİK FORMU Ne Öğrenmek isyiyorum?
Ne öğrendim? (Ders sonunda)
Ödülleri kullanmanın beş işlevsel alternatifi;
- Tehdidi ortadan kaldırma
- Güçlü bir olumlu iklim yaratmak
- Geri bildirimi artırmak
- Hedefleri belirlemek
- Olumlu duyguları harekete geçirmek
Program birbiriyle sıkı ilişkili dört öge üzerine kurulur;
- Amaç Hedet (Niçin) İçerik (Ne)
- Ölçme ve Değerlendirme (Ne kadar) Öğrenme Öğretme Süreçleri
Eğitim Programının Tanımı
Bobbit eğitim sorunlarına değinerek 1918 yılında ilk kitabını yazmış Latincede “yarış alanı” anlamına gelmekte olup program, genç ve çocukların yetişkin yaşamında yapılması gereken şeyleri iyice yapabilme becerisi geliştirmek ve her açıdan yetişkin olması gerektiği gibi olmak için yapmaları ve deneyimlemeleri gereken şeylerin toplamı olarak
Tyler; program geçmişte ya da şuu andaki uygulamalar ve bilimsel ve kurumsal çalışmalardan elde edilen amaçlar doğrultusunda biçimlendirilmiş öğrenci yaşantıları bütünü
English; program okul ya da okul sistemi içinde en azından öğretmenlerin öğrencilere öğretilmesi gereken içeriği ve kullanacakları yöntemi içeren bir doküman bir plandır.
Posner; program hem öğretmenin hem öğrencinin değerlendirme sürecine karar vermeye olanak sağlayan öğrenme ürünleri dizisi olarak ele almaktadır.
Ornstein ve Hunkins; eğitim programnın kendine özgü temlelleri, bilgi alanları, araştırma yaklaşımları, kuramları, ilkeleri ve uzmanları olab bir çalışma alanı
Varış; eğitim programı bir eğitim programın çocuklar yetişler ve gençler için sağladığı meb ve kurumun amaçlarına dönük tüm faaliyetler
Ertürk eğitim programını yetişek kavramını kullanarak belli öğrencileri belli bir zaman süresi içinde yetişmeye yönelik düzenli eğitim durumları tümü
Sönmez; Eğitim programı yerine yetişek kavramını kullanarak öğrencide gözlenmeye karar verilen hedef davranışları, onların içerikle bağlantısını eğitim ve sınama durumlarını kapsar.
Öngötüsel tanımlar genellikle neyin olması gerektiğini, tanımlayıcı tanımlar ise çoğunlukla edinilmiş yaşantılara geçmişe vurgu yaparak ele almıştır.(Ellis 2015)
Toplumun temel değerleri, anlayışları ve beklentilerini üzerine temellendiren program Demeuse ve Strauven (2016) Program planlı bir biçimde ulaşılması beklenen sonuçlara göre öğretimin düzenlenerek uygulanmasına yol gösteren bütüncül bir bakış açısı
Program Türleri
Sönmez ve Alacapınar!a göre; Resmi Yetişek, Örtük Yetişek, Karşıt Yetişek, Ek Yetişek
Einsner: açık program, dolaylı program, örtük program, ihmal edilen program
Posner: resmi program, uygulamadaki program, örtük program, ihmal edilen program, ekstra program
Crawford: yazılı program, öğretilen program, test edilen program
English: resmi program, resmi olmayan program, örtük program
Glatthorn: önerilen program, yazılı program, öğretilen program, desteklenen program, test edilen program, öğrenilen program, örtük program
Resmi Program: Devlet tarafından hazırlanan yürütülen program
Uygulamadaki Program: Uygulanan, dolaylı, işe vuruk gerçekleşen program
Test Edilen Program: Sınavlarda ölçülen öğrenmeleri kapsayan program
Örtük Program: Gizli, saklanan, informal program.
İhmal Edilen Program: Resmi programda yer almasına rağmen göz ardı edilen
Ekstra Program: Okul dışı etkinlik ve deneyimleri kapsayan program
Desteklenen Program: Sağlanan kaynakları (kitap, süre vs) içeren program
Önerilen Program: Bilim insanları ya da meslek kuruşları tarafından hazırlanan program.
Karşıt Program: Resmi programa tamamen karşı program.
Program Geliştirme Süreci
Hewit: program genel olarak bir bilgi alanını oluştururken eğitim programını geliştirm, bilgiye katkı sürecini temsil eder
Ornstein ve Hunkins: programın dinamik hedef olarak değil bir yolculuk olarak düşünülmesi gerektiğini
Demirel: programın ögeleri olan İçerik Hedef Öğretme Öğrenme süreçleri ve değerlendirme boyutları arasındaki dinamik ilişkiler bütünü
Program geliştirme Süreci;
Planlama–
Tasarlama –
Deneme –
Değerelendirme –
Programa Süreklilik Kazandırma
Öncelikle kimlerin hangi amaçla yer alacağı belirlenir ve konu alanları uzmanları, programın geliştirilmesine karar veren yetkililer, program tasarım uzmanı danışmanlar ilaveten sivil toplum.
Program geliştirmenin ne kadar sürede gerçekleştirileceği, hangi aşamada hangi adımlar izleneceğine ilişkin planlama, gereksinimlerin belirlenmesi, programın değerlendirilmesi ve süreklilik kazandırma
Program Değerlendirmenin Amacı İşlevi
Sürecin sonunda kararlaştırılan programın; olduğu gibi sürdürülmesine geliştirilmesine, sonlandırılmasına karar vermede kritik bir öneme sahiptir
Barnes: Ne, Niçin Nerede Ne zaman gibi soruların yanıtları programın etkinliğini belirlemede önemli yere sahiptir.
Ertürk, program değerlendirmeyi programın istenen davranış değişikliğini gerçekleştirmede başarılı olup olmadığının belirlenmesi olarak görmüştür.
Varış: programın geliştirme ve değerlendirme iç içe yürütülen bir süreçtir
Posner: belli bir amaç doğurultusunda yapılan inceleme dayalı olarak program değerinin belilenmesi olarak
Ornstein ve Hunkins: bir konu hakkında karar verebilmek için bilgi toplama ve nitelikli yargılama için standartların belirlemesi yöntemlerini içermektedir
Oliva: bilimsel temelleri olan bilgi toplama süreci ve süreç başında sormak doğru soru sormakdoğru kişiye sormak üç temel nokta
Melrose: bir program değerliliği ya da yararlılığını bireye gruba hizmet sunulan kuruma ya da topluluğa uygunluğunu belirleme süreci
Tanımlardan çıkarılan ortak fikir program amacı eğitim kurumlarının çağın gereklerine uygun bireylerin yetiştirilip yetiştirilmediğini, bireye istendik davranışların kazandırılıp kazandırılmadığı; kazanımları nedenlerini bulmayı amaçlayan ve bu amaçla verilerin toplanarak bilimsel ölçütlere göre yorumlanmasını içeren kapsamlı bir süreçtir.
Program Değerlendirme
Yüksel ve Sağlam’a göre program değerlendirme üç aşamada;
Planlama – değerlendirmenin ilk basamağı sistematik plan
Uygulama – Planlama aşamasında alınan kararların işe koşulludur
Değerlendirme – son aşaması süreç analizi değerlendirme eylem planı yapılması
Bu eylem planı; değerlendirilecek programdaki olguya odaklanma, bilgi toplanması, bilginin organize edilmesi, bilginin analiz edilmesi, bilginin raporlaştırılması, bilginin sürekli olarak gözden geçirilmesi
Program Değerlendirme Türleri
Değerlendirme biçimine göre;
Formal (sistematikj): sistematik, yapılandırılmış, uzmanlı gerektiren, amaçların belirlendiği nerede ne zaman kim tarafından yapılacağına karar verme tüm veri toplama araçlarının güvenirliğinin ve geçerliliğinin incelenmesi
Informal (sistematik değil):sistematik olmayan öznel, deneyim ve içgüdüye dayananhzılı veriye ulaşma kolaylığı, formal değerlendirmelere zemin oluşturan
Değerlendirme amacına göre;
Biçimlendirici (programın ilk aşamasında): geliştirilen programın ilk aşamasında durumun gözden geçirilmesi macıyla yapılan, programın niteliğini artıran soruna müdahale sağlayan değerlendirme türü
Toplam (programın uygulanmasından sonra) : program uygulama sonrasında programın başarısı program ögelerinin ve ya bütünün üzerindeki etkisi kanıtlar toplandığı, programın sonuçları
Kirkpatrick, toplam değerlendirmenin sonuçları açısından dört düzeyi vardır. Tepkiler, Öğrenme, Transfer Etme, Sonuçlar
Program Değerlendirme Yaklaşımları
Hedefe dayalı değerlendirme: program hedeflerin geçekleşme çıktılarını düzeyini sonuşları karşılaştırır değerlendirir, yargılama için neye bakılması gerektiğini gösterir hedefe odaklı olması farklı durumlar çıktığında bunlar gözden kaçırma gereken müdahale mümkün olmaması dezavantajı, programdan sonra değerlendirilir
Yönetime dayalı değerlendirme: yönetime bilgi sunmaya odaklı nitelik, özellikle karar vericiler kişilerce daha etkili kullanılabileceği savunusu, süreç yöneticilerle birlikte yürütülmesi. Değerlendirmeci tasarımı yapar verilerini toplar ve sunar. Avantajı tasarımdayken tartışma imkanı sunması, sınırlı yanı ise fark edilemeyecek kadar kritik durumların gözden kaçırılabileceği
Uzman odaklı değerlendirme: en eski en çok kullanılan yöntem, programın niteliğine program uzmanlarınca karar verilmesi” akreditasyon, proje, juri, hakem yerinde değerlendirme. Avantajı verimli ve güçlü olması
Tüketici Yararlanıcı odaklı değerlendirme,:hizmetiçi eğitimler, eğitim materyalleri gibi yetkili ya da bağımsız kuruluşlar tarafından ürün ve hizmet hakkında bilgi toplama, hizmetten yararlanan ın değerlendirme pozisyonu dayanır öncelik verilen değerlendirmecinin beklentisi
: paydaşların değerlendirmeye yardımı, çoğulcu bir bakış açısı, programın çok yönlü değerlendirilmesine olanak “Öğrenci, Öğretmen, veli vs.
Kavran Nedir?
Neslerin veya olayların ortak özelliklerini kapsayan ve biir ortak ad altında toplanan genel tasarıma kavram denir.
Kavramların beş özelliği vardır;
Öğrenilebilirlik: Kavramlar deneyimler sonucu doğuştan değil sonradan öğrenilir.
Kullanılabilirlik: isteğe bağlı kullanılmak üzere kavramların farklı çeşitte kullanım alanı
Açıklık: Kavramın anlaşılabilir ve anlamları üzerinde ortak fikir birliği
Genellik: Kavramlar hiyerarşik olarak organize edilir genelden özele gibi
Güçlülük: Kavramın diğer kavramların öğrenilmesine yardımcı olması
Kavram Geliştirme Süreci
Genelleme: Nesnelerin, olayların ve olguların var ola özelliklerinden yola çıkarak bir genel ilkeye varma
Ayrım: Benzeyen özelliklerin vurgulanmasıdır.
Tümevarım: Genele ulaşma çıkarım yapma
Tanımlama: Kavramın özelliklerini açıklar
Tümden Gelim: Örnekten yola çıkarak geneli açıklama
Kavram Yanılgıları
Öğrencilerin bazı konularda basın yayın organlarından öğrendikleri yanlış öğrenebilmekte bilimsel bilgi ile bağdaşmamakta ters düşmektedir. Bu tip yanlış edinilen bilgilere kavram yanılgısı denir.
Öğretimde kavram yanılgıların nedenleri;
- yanılgıların yeterince ele alınmaması
- Anoloji gibi kavramın öğretilmesi yerine genelleme yapılması
- Öğretim materyallerindeki eksik ifadeler
- Yazılı görsel medya
Kavramın değiştirilebilmesi için; mevcut kavramda hoşnutsuzluk, yeni kavramın anlaşılır,mantıklı ve işe yarar olmalıdır
Kavram Öğretimi
Kavram öğretimi ve kavram yanılgılarını tespitinde kullanılabilecek yöntemler;
Kavram Haritaları: JosephNovak tarafından geliştirilmiş, Asubelin anlamlı öğrenme kuramına dayalıdır.bilgiyi organize edip görsel bir şekilde sunma, kavramlar bunlar arasındaki ilişkiler, grafiksel bir görsel araçtır. Kavram haritası hazırlamada dikkat edilecek hususlar;
- Tek bir akış diagramı şeklinde
- Özel isimler yazılmaz
- Her kavram bir defa kullanma
- Belli bir grup kavramlar renklendirilebilir
- Ayırt edilebilirlik sağlar
Birine bağlı kavramlar ok işareti ile gösterilmeli, iki kavram arasındaki tek bağlantı yerine çapraz bağlantılarda olmalıdır, hem öğrenme hem değerlendirme amacı ile kullanılabilir. Dersin girişinde konuyu bütün olarak görme imkanı, gelişme aşamasında tanımlanmış kavramları maskeleme yöntemi ile diğer kavramlarla ilişkisini gösterebilme, öğretmen ve öğrenci derse birlikte hazırlanabilir sonuç aşamasında öğrenilen konu özetlenerek bütün halinde görme ve ev ödevi verebilme
Zihin Haritaları: Tony Buzan tarafından ilk olarak not alma tekniği olarak kullanılmış olayların fikirlerin sistematik gösterilişi
V-Dİagram: 1980 Bob Gowin tarafından geliştirilmiş başlangıçta fen bilimleri alanında laboratuar araştırmalarının daha etkin yapılabilmesi içindir. teaori ile uygulama arası bağlantı ilişki kurma
Kavram Karikatürleri: kavramı karikatürle anlatma, kavram karikatürü hazırlar dikkat edilmesi gerekenler;
- Günlük hayattan bilimsel bir olayı konu alır
- İnsan ve hayvan karikatürleri gösterilir ve isimlendirilir
- Karakterler olayı tartışır veya diyalog halinde sunar
- Konuşma baloncukları ayrı ayrı ve sırayla verilmelidir
- için bilimsel doğru ve geçmiş deneyim ve sezgileri ortaya çıkaran kavram yanılgısı düşüncüleri özellikle verilir
- Karikatür dikkat çekici tasarlanmalıdır
- Tüm alternatif fikirler akla uygun ve eşit statüde olmalı
- Poster formatında ise tüm öğrencilerin görebileceği büyüklükte
- Konuşma balonlarının biri boş verilebilir
Metaforlar Anolojiler:
İki Üç Aşamalı Testler:
Akran Öğrenimi
Akran eğitimin adımları adımlarını akran öğretimi akış şeması;
Kısa Konu Anlatımı: Özet şeklinde kısa konu anlatımı
Kavram Testi: Konu ile ilgili kavram testi uygulanır
Öğrenci Oylaması: Öğrenciler her bir soruyu bireysel olarak düşünür ve yanıtlar.
Cevapların Gözden Geçirilmesi: Eğitmen yanıtları gözden geçirir.
Akran Tartışması: Öğrencilerin grup arkadaşları ile tartışmasına imkan sağlar
Öğrenci Oylaması: Öğrenciler her bir soruyu bireysel olarak
Cevapların Gözden Geçirilmesi: Eğitmen yanıtları tekrar gözden geçirir.
Açıklama ve Anlatma: eğitmen güçlük yaşanan kısımlar için gerekli açıklamaları ve anlatımları yapar.
Öğretmen öncelikle konuyı kısa anlatır.
Kavrama yönelik kavram testi uygulanır
Düşüncelerini için bir dakika zaman
Bireysel olarak cevaplar verir
Geri bildirim verilir
Sorulan sorulara verilen yanıtlar değerlendirilir
Yüzde 30 -70 arasında doğru cevap akran tartışması için idealdir ve akış şeması aynen uygulanır
Doğru cevap yüzde 70 ve üzeri ise cevap kısaca açıklanır .
İkinci turda yanıtlar tekrar gözden geçirilir cevap yüzdesine göre devam edilir .
Akran öğretminde en önemli aşamalardan birisi kavram sorusudur .
Kavram sorularında ; Sadece sayıların kullanılıp ,çözüme ulaşıldığı bir soru olmalıdır .
Çoktan seçmeli sorularda yeterli seçenek olmalıdır.
Öğrencilerden gelen yanıtları alma yöntemleri;
- El Kaldırma: en kolay ve en kısa sürede yapılabilecek yöntemdir
- Flaş Kartlar: Farklı renklerde A,B,C gibi kartlar
- Tarama Formları: Büyük gruplarda tercih edilir
- Clickers: Teknolojik bir uygulamadır ayrıca bir uygulama aparatı gerekir
- Çevrimici Yanıt Sistemleri: Web Araçları (Socrative,Edmodo, Kahoot)
Formal Öğrenme: genellikle okulda, motivasyon genellikle dışsal, yapılandırılmış, zorunlu, öğretmen liderliğinde, öğrenme değerlendirme, ardışıklık, genellikle önceden planlanmış
Non-Formal Öğrenme: okul dışı kurumlarda, genel olarak içsel motivasyon, yapılandırılmış, genellikle gönüllü, rehber ya da öğretmen liderliğinde, öğrenme genellikle değerlendirilmez, genellikle ardışık değildir, genellikle önceden planlanmamış
Informal Öğrenme: her yerde, temelde içsel motivasyon, yapılandırılmamış, gönüllü, genellikle öğrenenin öncülüğünde, öğrenme değerlendirilmez, ardışık değil, kendiliğinden
Okul dışı öğrenme etkinlikleri düzenlenirken içerik, yöntem ve ortam ilişkisine dikkat edilmelidir.
Okul Dışı Öğrenme Sonrasında Ölçme-Değerlendirme Araçları;
- Kavram, zihin haritaları, metin çözümleme, bulmacalar, fotoğraf sergisi
- Etkinlik sonrası değerlendime, Kompozisyon, mektup yazma
- Gazete, poster, broşür hazırlama
OKUL DIŞI ÖĞRENME ORTAMLARI :
Etkinlik öncesi hazırlık
Etkinliğin uygulanması
Etkinlik sonrası değerlendirme
EĞİTİMDE ETKİLİ GERİ BİLDİRİM BASAMAKLARI
ÖĞRENME SÜRECİNİN BELİRLİ UNSURLARI ;
Hiçbir şey istek olmadan olmaz
Çocuklar korku ve baskıyla değil kendi çabalarıyla daha iyi öğrenir
Öğrenmenin en önemli itici gücü meraktır .
Öğretim öğrencilerin bireysel özellikleri doğrultusunda farklılaştırılmalı ve zenginleştirilmeli
Öğretmenin en önemli görevi çocuklara öğrenmeyi sevdirmek ,onların öğrenme çabalarını desteklemek ,sevdirmek ve öğrenme kararlılıklarını sürdürmek.
En geniş tabanlı öğrenmeler yaparak yaşayaraktır
Öğretmenler demokratik bir sınıf ortamında pasif alıcı olmaktan kurtaran yöntemlere öncelik vermelidir.
Özgüven okul ekosistemindeki tüm paydaşların o bireye dair izlenimlerinin bir toplamıdır.
Öğrenme bireyin kendi zihşn şemalarını oluşturması mevcut şemaları güncellemesi dış uyarıcışardan gelen bilgiyi anlamlandırması ile olur.
Hatalar öğrenme sürecinin önemli deneyimleridir .
Geri bildirim öğrenme sürecinde bireyin bilişsel ve duyuşsal özellikleri üzerinde olumlu etkileri vardır.
Geri bildirimde öğrenme sürecine aktif olarak katılımı için teşvik edilmesinin yanı sıra katılımın niteliği de değerlendirilmeli .
Etkili Geribildirim Kuramları ;
Öğrencilerin bilişel becerilerini gelişiminin yanı sıra duyuşsal özelliklerine de katkıda bulunmaktadır
Bloom tam öğrenme modelinin öğrenme ürünlerini etkileyen temel unsurlar ön koşul öğrenmeleri kapsayan öğrencinin bilişsel ve duyuşsal giriş özellikleri ve hizmetin niteliği (ipuçları, katılma, pekiştirme, dönüt, düzeltme) olarak tanımlanmıştır.
Ön öğrenmelerin yoklanması, eksikliklerin giderilmesi,; ilgisinin olumlu tutumunun ve akademik motivasyonunun artırılması için önlemler, karşılıklı iletişim, akademik özgüven, öğrenme kapasitesi, benlik tasarımı, öğrenme stratejileri
Geri bildirimler;
- Ayrıntılı olarak sunulmalıdır
- Kişiye değil ürüne yönelik olmalı
- Açık ve anlaşılır olmalı
- Süreç odaklı ve biçimlendirici olmalıdır
- Bilişsel, üstbilişsel ve duyuşsal özelliklerini içermeli
- İlerlemeyi farkı göstermeli
- Sözlü ve yazılı olmalı
- Pozitif unsurları içermeli
- Pozitif jest ve mimikler geri bildirime eşlik etmeli
- Doğrudan yanıta dağil düşündürmeye yönlendirmeli
- Sadece eksikliklere ve yanlışlara yönlenmeli aynı zamanda düzeltme de içermeli
Etkili Geri Bildirim Sürecinde Web.2.0 Araçları
Kahoot: Öğrencilere anlık geri bildirim verebilmektedir.
Formative: Öğrenci anlık geri bildirim verebilmektedir. Onlarla etkileşime girerek yanıtlarını görülebilir ve ayrıntılı geri bildirimler düzenlenebilir.
Socrative: Öğrenciler yönelik çoktan şeçmeli, doğru-yanlış, ve kısa cevap sorular hazırlanabilir. Öğrencilere anında onaylayıcı ya da detaylı geri bildirim verilebilir.
Edmodo: sanal sınıf ortamı sağlayabilir, öğretmen ve akrana anlık ya da gecikmeli düzenlenebilir geri bildirim imkanı, Programın arayüzünde video linkleri paylaşılabilir, tartışmalar açılabilir, ödevler verilebilir.
Google Drive: Drive üzerinden ortak dökümanlar oluştırulabilir, üzerinde değişiklik yapılabilir kendi görüşlerine göre bunları düzenleyebilir.
Öğrenme Kavramı
Bireyin davranışını ve ya bu davranışı gösterme yeteneğinde kendi yaşantısı yoluyla meydana gelen nispeten kalıcı izli davranış değişikliğine öğrenme denir.
Öğrenme Kavramının Temel Özellikleri
Davranış yeterliliği – Neyi Yaşantı Yoluyla – Nasıl Kalıcı izli – Ölçüt
- Bireyin davranışlarında değişim
- Kalıcı izli ve uzun süreli
- Yaşantı ve deneyim sonucu kazanması sonucu
- Başka durumlara aktarma transfer edilebilir
- Yorgunluk, hastalık, ilaç kullanma gibi tepkilere bağlı olmaması
- Sadece büyüme ve olgunlaşma sonucunda oluşmaması
Reflex: Refleksler öğrenme ürünü değildir. Doğuştan getirilmiş belli uyarıcıya karşı belli bir davranış sergileme ve organizmanın bu uyarıcıya biyolojik doğal tepkisidir.
- Doğuştan getirilmiş
- Belli bir uyarıcıya karşı belli bir davranış
- Basit bir davranıştır
- Organizmanın biyolojik donanımında yer alır
İç Güdü: İç güdüsel davranışlarda öğrenme değildir. Doğuştan getirilen ve türün tüm üyelerinde görülen, başka türlerde aynı biçimde bulunmayan biyolojik gereksinimlerle ortaya çıkan karmaşık bir davranış örüntüsüdür.
- Doğuştan gelme
- Türe özgü türün tamamında
- Karmaşık bir davranış örüntüsü
- gelişimde önemli rol oynar
- Belli bir biyolojik gereksim sonucu ortaya çıkması
Yaşantı: Bireyin kendi yaşantısı yoluyla davranış değişikliğinin oluşturulması
Öğrenmenin temel özellikleri;
- Bireyin davranışında bir değişim olması
- Bu değişimin kalıcı ve uzun süreli olması
- Aktif katılımla gerçekleşmesi
- Hastalık, ilaç kullanımı vs etkisiyle davranışın geçici olmaması
- Sadece büyüme sonucunda oluşmaması
Davranış:
Bilişsel kuramcılara göre organizmanın gözlenebilen ve gözlenemeyen açık ya da örtük etkinliklerin tümünü kapsayan bir süreçtir. Bir davranışın gösterme yetenekleri ise öğrenme stratejileri, düşünme biçimleri tutumları değeri kapsar bu öğrenilen davranışlar performansa dökülebilir ve sonradan ortadan kalkabilir
- Doğuştan gelen davranışlar
- Geçici davranışlar
- Sonradan kazanılan ya da öğrenme ürünü davranışlar
Öğrenme ürünü istendik davranışlar iki yolla kazanılır; Planlı eğitim yolu ile kazanılan ve Gelişigüzel kültürleme ürünü olan davranışlar
Öğretme
Bireyin öğrenmesine destek rehberlik yapma işi. Davranışı modelleme kaynak sağlama, hangi sıra ile nasıl öğreneceğini gösterme ve dönüt verme; okul söz konusu olduğunda ise öğretim etkinlikleri ve programı doğrultusunda
Öğrenin temel ilkeleri;
- hedefe yönelik: Bireyler öğrenme görevlerini rastgele yapmazlar. Neyi, neden yaptıklarını bilemezlerse öğrenmek için harekete geçmezler. Öğrenme sırasında bireyin iki temel hedefi vardır:
1. Yapılan işin anlamını kavramak
2. Kendi öğrenmesini düzenlemek
- ön bilgi ve yeni bilgi arasında bağ kurma: Zihnimizde hâlihazırda yer alan bilgilere “ön bilgi” denir.
Öğrendiklerimiz zihnimizde depolanmıştır.
Temelde üç tip bilgi vardır:
Birincisi, dünyayı tanımlamamızı sağlayan tanımlayıcı bilgidir.
İkincisi, iş ve işlemlerin yapılışını formüle eden, işlemsel bilgidir.
Üçüncüsü ise bir işlemsel bilgiye ne zaman başvurmamız gerektiğini ortaya koyan koşul bilgisidir.
Yeni bir öğrenmenin gerçekleşmesi için ön bilgilerin aktive edilmesi gerekir
- bilginin örgütlenmesi: Bilginin kendi içinde anlamı ortaya koyacak şekilde ana noktalarının çıkarılması, yapılandırılması, ilişkilendirilmesi gerekir. bireylerin ön şemaları birbirinden farklıdır.
Örgütlemeyi destekleyecek materyaller sunma, Örgütleme zaman alır
- gelişimden etkilenen : öğrenme hızı, ön öğrenmelerdeki eksiklikler, öğrenme stilleri gibi birçok farklılık vardır, fizyolojik igelişimleri
- Öğrenme doğrusal olmayan fazlar halinde gerçekleşir: Her öğrenme bir diğerinin ön öğrenmesidir. Temelde üç fazdan söz edilebilir: Öğrenen önce ön öğrenmeleri hatırlar, sonra yeni gelen bilgiyi seçer; sonra yeni bilgiyle ön bilgiyi örgütler, birleştirir.
- stratejik olması: öğrencilerin yeni bilgi ve becerileri almak, anlamlandırmak, saklamak, gerektiğinde hatırlamak için kullandıkları amaçlı eylem ve düşüncelerdir. Öğrenme stratejilerini farklı şekillerde sınıflayabiliriz. Örneğin etkiledikleri süreçlere göre üçe ayırabiliriz.
A) Bilişsel stratejiler: Akademik işi tamamlamak amacıyla kullanılan
stratejiler (örneğin soru çözme, altını çizme, özet yazma).
B) Üstbiliş stratejiler: Öğrenmeyi planlama, izleme ve kontrol amacıyla
kullanılan stratejiler (örneğin nasıl öğrenebileceğini düşünme, öğrenip
öğrenmediğini kontrol).
C) Sosyal ve duyuşsal stratejiler: Başkalarıyla etkileşimi gerektiren ya da
bireyin duyuşsal durumunu etkilemeye yönelmiş stratejiler (örneğin
kendini ödüllendirme, kendisi için önemini düşünme, arkadaşına sorma).
Öğrenmeyi Etkileyen Dolaylı Faktörler
Öğrenmeyi dolaylı etkileyen faktörler, öğreten (öğretmen) ve öğrenme ortamıdır.
Öğrenme, bir öğrenen ve bir öğreten arasında ya da bir sınıf ortamında gerçekleşiyor ise öğreten (öğretmen) faktörü ortaya çıkar.
Öğrenmenin gerçekleşmesi için öğretenin (öğretmenin) bilgisi, tecrübesi, becerisi, yaklaşımı, iletişimi vb. gibi değişik faktörler öğrenenin öğrenmesinde etkili bir durumdur. Bu nedenle öğrenen (öğrenci) için uygun fiziksel koşulların sağlanması, öğrenmeyi, eğitim alanları ve modern hayatı bilecek (etken uyum) bireyler yetiştirmektir.
Bunun yanında öğrenmeyi dolaylı olarak etkileyen öğrenme ortamı, psikolojik ortam ve fiziksel ortam olarak genelde ikiye ayrılır.
Fiziksel ortam: öğrenmenin gerçekleşmesini sağlayan uygun çevresel koşulları anlatmak için kullanılır.Isı, ışık, koku, gürültü, temizlik durumu; estetik özellikler gibi. Uygun ısı, ışık, koku, temizlik ölçütlerini taşıyan; estetik ve gürültüsüz bir ortam
Psikolojik ortam: sınıfın iklimi ya da sınıfın havasıdır. utumlarını, becerilerini ve ilişkilerini, veli okul, veliöğretmen, okul-öğretmen, okul-öğrenci, öğrenci öğretmen, öğrenci-veli ilişkilerin
Öğrenmeyi Doğrudan Etkileyen Faktörler
Öğrenmeyi doğrudan etkileyen faktörler ise 3 gruba ayrılarak incelenebilir:
1. Öğrenmeyi etkileyen öğrenenden kaynaklı faktörler
2. Öğrenmeyi etkileyen öğrenme malzemesinden kaynaklı faktörler
3. Öğrenmeyi etkileyen öğrenme yönteminden kaynaklı faktörler
Öğrenen Kaynaklı:
- Türe Özgü Hazır Oluş,
- Olgunlaşma,
- Genel Uyarılmışlık Hali,
- Eski Yaşantıların Aktarılması,
- Güdü (Motivasyon),
- Dikkat
Öğrenme Yöntemi Kaynaklı:
- Öğrenmeye ayrılan zaman,
- Öğrenilen konun yapısı,
- Öğrencinin aktif katılımı,
- Geri Bildirim
Öğrenme Malzemesinden Kaynaklı:
- Algısal Ayırt Edilebilirlik,
- Anlamsal Çağrışım,
- Kavramsal Gruplama
Öğrenmeyi Etikleyen Öğrenen Kaynaklı Faktörler:
- Türe Özgü Hazır Oluş: Belli bir türe özgü o türün tamamında gözlemlenen doğuştan gelen biyolojik ihtiyaçlar sonucu ortaya çıkan davranışlar
- Olgunlaşma, : Organizmanın belli davranışı yapabilecek düzeye gelmesidir.
Yaş: Yaşa ile birlikte öğrenme düzeyinde farklılıklar, iyi bir öğrenme için
organizmanın davranışı öğrenebilecek düzeye gelmesi gerekir örneğin,
birey hücre kayıpları nedeniyle daha yavaş öğrenebilir
Zeka:Bir bilgiyi öğrenebilmek karşılaşılan problemleri çözmek olaylar ve
konulara ilgili akıl yürütebilmek ve düşünebilme becerisi
- Genel Uyarılmışlık Hali: Bireyin dışarıdan gelen uyarıcıları alma becerisidir. Dışarıdan çok fazla ya da çok az uyarıcılara kapalı olması uyarılmışlık halinin yüksek olduğu öğrenmeyi zorlaştırır.İyi bir öğrenme için orta düzeyde genel uyarılmışlık hali gerekmektedir
Kaygı: Korku ya da sürekli kötü bir şey olacağına dair hissin baskın olduğu
psikolojik bir durumdur
- Eski Yaşantıların Aktarılması: Öğrenmenin gerçekleştirilmesinde yeni ya da eski bilginin yeni bir becerenin öğrenilmesini kolaylaştırılması ve öğrenme eski yaşantılara bağlıdır.
Aktarma
Olumlu Aktarma: Eski öğrenmelerin yeni öğrenmeleri kolaylaştırması
Olumsuz Aktarma: Eski öğrenmelerin yeni öğrenmeyi güçleştirmesi
Ket Vurma
Ket vurma eski ya da yeni bilginin hatırlanmasını zorlaştırmasıdır. Öncesini
hatırlamıyorsa geriye, sonraki hatırlayamıyorsa ileriye ket vurma; Hatırlama
nerede zorlaşıyorsa ket vurma o yöne doğrudur.
İleriye Ket Vurma: önceki bilginin sonraki yeni bilginin hatırlanmasını
engellemesi
Geriye Ket Vurma: sonraki bilginin önceki eski bilginin hatırlanmasını
Engellemesi
Alt düzey transferans, spontane (kendiliğinden) veya otomatik olarak
gelişmiş iyice yerleşmiş becerileri anlatır. Daha önce denenmiş eylem ve
becerilerde gerçekleşir. Davranışlar, durumun benzerliğinden dolayı
otomatik olarak ortaya çıkar. Bazen kişi ne yaptığından habersiz bir
şekilde transferi gerçekleştirebilir. Bir arabayı kullanmayı öğrenen kişinin
diğer arabaları da kullanabilmesi; bir kişinin
farklı diş fırçaları ile dişini fırçalayabilmesi, bir matematik problemini
okulda ve evde çözebilmesi gibi.
Üst düzey transferans, soyut ve zihinseldir: “Bir durumda bilinçli bir
soyutlama modeli oluşturmayı ve bu sayede diğer durumlarla bağlantı
kurmayı içerir.” Öğrenciler bir kuralı, ilkeyi, ilk örneği, şemayı vb.
öğrendiklerinde ve bu öğrendiklerini daha genel bir şekilde
kullandıklarında oluşur. Öğrenciler kuralı otomatik olarak
uygulamadıklarından dolayı transfer mantıksal bir tercihtir. Güdülemeyi
etkileyen faktörler ihtiyaçlar, değerler, amaçlar ve duygulardır.
Hazırbulunuşluk: Her öğrencinin mevcut bilgisi , beceri düzeyleri, ön bilgileri farklıdır.
İlgi, bireyin kendisi için önemli olduğunu düşündüğü bir konuya odaklanması ve öğrenmesi daha kolaydır.
- Güdü (Motivasyon): İstekleri arzuları ve dürtüleri ve ilgileri kapsayan genel bir ifadedir.
Birincil güdüler daha çok fizyolojik olup bedensel gereksinimlerin
doyurulmasına yöneliktir. Açlık, susuzluk, cinsellik, uyku, güvenlik, tuvalet
ihtiyacı gibi.
İkincil güdüler ise öğrenme yaşantıları sonucunda oluşmuştur. Başarma,
güç, ait olma, yakın ilişkiler kurma, egemenlik gibi. İkincil güdüler zaman
zaman da dolaylı olarak birincil güdüleri doyurma yönünde hareket eder
- Dikkat: kişinin amaçlarına ulaşabilmesi ve bilişsel süreçleri harekete geçirip sürdürmesi için harcadığı sınırlı insan kaynağıdır. bilincin belli bir noktada toplanması hâlidir. algısı ve öğrenmesi üzerinde etkilidir. sayılamayacak kadar çok uyarıcıyla karşı karşıya gelirler. Bunlardan hangisinin algılanacağı yani seçileceği dikkat ile ilişkilidir. Bu açıdan dikkat, birçok potansiyel girdinin bazılarını seçme süreci olarak tanımlanmaktadır.
Öğrenmeyi Etkileyen Öğrenme Yöntemi Kaynaklı:
- Öğrenmeye ayrılan zaman: öğrenme için ayırdıkları zaman, bireysel farklılık gösteren ve öğrenmeyi etkileyen önemli bir faktördür. “aralıklı çalışma” ya da “toplu çalışma” stratejilerini Aralıklı çalışan öğrencilerin öğrendiği bilgilerin ise daha uzun süre hatırlandığ, kalıcı olduğu görülmektedir.
- Öğrenilen konun yapısı: öğrenme malzemesinin (konu, ders, kitap vb.) kendine özgü bir yapısı vardır. Öğrenme malzemesinin yapısına göre “parçalara bölerek çalışma” ve “bütün hâlinde çalışma” hangisinin daha faydalı olduğu konuya, derse veya kitaba göre değişmektedir.
Parçalara bölerek öğrenme: eğitim sistemleri parçalara bölerek öğrenmenin üstün
olduğu bazı durumlardan söz etmektedir. bütünü parçalara ayırmanın kolay olması,
öğrenilecek malzemenin aşırı uzun olması. parçalara bölerek öğrenme, öğrenenin
güdülenmesine yardımcı olmakta; bir malzemeyi iyice öğrenmenin verdiği kendini
başarılı hissetme duygusunu yaşamasını. iki olumsuz yönü öğrenilen parçaların bir
araya getirilmesi için ek tekrarlara ihtiyaç, parçaları birbirine karıştırma ve sıralarını
bozma
Bütün hâlinde öğrenme: öğrenme malzemesinin tamamının parçalara
bölünemeyecek kadar kısa olduğu durumlarda öğrenme malzemesinin kolay
anlaşılır ve birbirine kolay bağlanabilir olduğu durumlarda parçalara bölerek
öğrenmeye göre daha yararlıdır
- Öğrencinin aktif katılımı: öğrenme malzemesi karşısındaki duruşundan, öğrenme
malzemesi ile ne kadar haşır neşir olduğundan söz edilmektedir. Öğrencinin bir
öğrenme durumunda “pasif” olmasından “aktif” olmasına doğru giden süreç
dinleme-okuma-yazma-anlatma şeklinde oluşmaktadır. Dinleme durumunda
öğrenci pasif durumdadır. Anlatmaya gelindiğinde ise aktiftir. Bir öğrencinin
“dinleme” yönteminden “anlatma” yöntemine doğru gittikçe öğrenmesi artar. Bu
durumda iyi bir öğrenme için önce dinlemek, sonra okumak, ardından yazmak ve
en sonunda da anlatmak iyi bir öğrenme yöntemi olarak sıralanabilir. Bunlar
kısaca;
1. Not tutma,
2. Önemli yerlerin altını çizme,
3. Gözden geçirme,
4. Ana hatları çıkarma,
5. Ana fikri çıkarma,
6. Grafik veya şema çizme,
7. Örnekleri yazma,
8. Yüksek sesle tekrar yapma,
9. Başkasına anlatma şeklinde ifade edilebilir.
- Geri Bildirim: İyi bir öğrenmenin gerçekleşebilmesi için öğrencinin öğrenip öğrenmediği ya da ne kadar öğrendiği ile ilgili olarak bilgilendirilmesidir. Kısaca öğrenme sonucunun hemen bilinmesidir. Öğrenci eksiklerinin ve/veya hatalarının neler olduğu hakkında hemen dönüt alırsa genellikle çabuk öğrenir. Ne kadar gelişme gösterdiğini bilmeyen öğrenci ise yavaş öğrenir veya hiç öğrenemeyebilir.
Geri bildirimin (dönüt) öğrenen açısından yararları
Ön bilgilerinin doğruluğunu test etmiş olur.
Aktarmayla yeni yapılandırdığı bilgilerin geçerliğine ilişkin bilgi edinir.
Konuya ilişkin mevcut anlayışını detaylandırmasına yardımcı olur.
Yeterliliğine ilişkin bilgi verir.
İçsel motivasyonu artırır.
- Öğrenme Malzemesinden Kaynaklı: öğrenilecek konu, şekil, şema, grafik, kitap, formül vb. anlatılmaktadır. malzemesinin taşıdığı bazı özellikler onun öğrenimini kolaylaştırabilir veya zorlaştırabilir. Telaffuz edilebilirlik bunlardan biridir. Telaffuz edilebilirlik, sözel öğrenme malzemesinin öğrenilme hızını etkileyen bir faktördür. Araştırmalar, kolay telaffuz edilen sözcüklerin daha kolay öğrenildiğini ortaya koymuştur.
Algısal Ayırt Edilebilirlik: etrafındaki malzemeden kolay ayırt edilebilenler çabuk öğrenilir. önemli olan kavram, dikkattir. Ayırt edilebilirlik dikkati çeker ve bir şeye ne kadar çok dikkat ederseniz o şeyi öğrenmeniz o kadar kolay olur. malzeme açısından konu ele alındığında ise öğrenilmesi gereken uyarıcının (bölüm, paragraf, şekil, grafik, şema, formül vb.) diğer uyarıcılardan ayırt edilerek incelenmesi, irdelenmesi, anlaşılması yani öğrenilmesi gerekmektedir.
Anlamsal Çağrışım: bir kavram; bireyin önceki bilgi birikimleriyle ve/veya geçmiş yaşantılarıyla ne kadar ilişkili ise öğrenme o kadar kolay, anlamsız hecelerin öğrenilmesi, anlamlı kelimelerin öğrenilmesine göre daha zordu, bir kavram diğer bir kavramı, o da başka bir kavramı çağrıştırdıkça öğrenme olasılığı da gittikçe artacaktır. “çağrışımsal”, “kavramsal” ve “basamak dizilerine ilişkin” anlamlar olarak üçe ayrılmaktadır. Çağrışımsal anlam, sözel bir malzemeyi çalışırken nelerin hatıra geldiğini anlatır.
Kavramsal Gruplama: Bir nesnenin veya düşüncenin zihindeki soyut ve genel tasarım, ”Nesnelerin veya olayların ortak özelliklerini kapsayan ve onları bir ortak ad altında toplayan genel tasarım. bir konunun kavramsal benzerliklere ve/veya farklılıklara göre yani özelliklerine göre gruplandırmak konunun öğrenilmesini kolaylaştıracaktır. birbirine yakın veya benzer olan kavramları gruplar hâline getirmek öğrenilebilirliği de artırır. çağrışımsal anlam dizisi öznel olup bireyin geçmiş yaşantılarına dayanır. Ancak kavramsal basamaklar dizisi mantıksal birtakım kurallara dayandığı için her yerde, her zaman, herkes tarafından aynı şekilde oluşturulabilir. kavramsal basamaklar dizisi öğrencilerden, sınıfta veya ödev olarak hazırlanmak üzere istenebilir.
Öğrenme stratejilerine atfedilen değerin artmasının nedenleri:
a) Öğrencinin öğrenme sürecindeki rolü,
b) Yaşam boyu öğrenme gereksinimi,
c) Öğrenme stratejilerinin öğrenme ürünleri üzerindeki etkisi olarak sayılabilir.
a) Öğrencinin öğrenme sürecindeki rolü: Öğrenci, öğrenme sürecinde etkin rolü olan, bilgiyi kendine özgü biçimde örgütleyip işleyerek edinen bir ögedir. Öğrenmenin gerçekleşmesi, büyük ölçüde öğrencinin uygun öğrenme stratejisini kullanmasına bağlıdır.
b) Yaşam boyu öğrenme gereksinimi: Eğitim kurumlarının en önemli hedefi: “Öğrenmeyi öğretme” olarak ifade edilmektedir.
c) Öğrenme stratejilerinin öğrenme ürünleri üzerindeki etkisi: Akademik başarı.Duyuşsal öğrenme ürünleri (tutum, güdü, benlik algısı)
Öğrenme güçlüğü yaşayan öğrenciler;
a) Öğrenme stratejilerini kendi kendilerine geliştirmede yetersiz kalırlar.
b) Öğrenme stratejilerini farklı bağlamlardaki işlere uygulamada güçlük çekerler.
c) Öğrenme stratejilerini kendiliğinden kullanamazlar.
d) Kullandıkları stratejinin etkisiz olduğunu fark edip değiştiremezler.
e) Daha karmaşık stratejiler kullanarak öğrenme çabalarının etkililiğini en üst düzeye çıkarabileceklerine inanmazlar.
Öğretim Stratejileri
- Sunuş Yolu ile Öğretim Stratejisi (Asubel)
- Buluş Yolu ile Öğretim Stratejisi ( Bruner)
- Araştırma İnceleme Yolu Öğretim (Dewey)
- Tam Öğrenme Öğretim Stratejisi (Bloom)
1-SUNUŞ YOLUYLA ÖĞRETİM–ANLAMLI ÖĞRENME (AUSUBEL)
Temel Özellikleri:
Öğretmen merkezli bir stratejidir.
Konu alanının kavram, ilke ve genellemeleri öğretmen tarafından organize edilip sunularak
anlamlı öğrenme gerçekleştirilir.
Sunuş yoluyla öğretimin temel aldığı yöntem tümdengelim (bütünden parçaya, genelden
özele) yöntemidir.
İçerik, öğretmen tarafından anlamlı bir yapı bütünlüğüne getirilerek genelden özele doğru
hiyerarşik bir sıra ile sunulur.
Öğretmen dersin başında öğreteceği konunun ana temasını söyler ve konuyu öğrencilere
basamak basamak anlatır. Böylece öğrenci dersin başında neyi öğreneceğini bilir ve ders
süresince bunları kazanır.
Eğer bilgiler iyi düzenlenmişse az zamanda çok bilgi kazandırılabilir.
Kavramların ve soyut konuların öğrenimini sağladığı için daha çok ilköğretim 5. sınıftan
itibaren kullanılır.
Sunuş yoluyla öğretimde konular işlenirken ardışıklık, aşamalılık, bilinenden bilinmeyene
ilkelerine uygun hareket edilir. Bu nedenle yeni konuların önceki konularla ilişkilendirilmesi
gerekir, bunun için de önceki öğrenilenlerin tam olarak öğrenilmesi gerekir.
Önceki öğrenmelerle yeni öğrenmelerin ilişkilendirilmesi amacıyla ön örgütleyici – organize
ediciler (kavram haritaları, grafik, şema) kullanılır.
Uygulama aşamaları:
1.Ön organize ediciler kullanılır (Öğrenci öğrenmeye hazır hâle getirilir.).
2.Konu tümdengelim yöntemiyle sunulur (Kavram, ilke, bilgi birimi sunulur.).
3.Farklı örnekler sunularak ilke ve kavramlar ile öğrencilerin bilişsel süreçleri aktif hâle
getirilir (Öğretmen olumlu – olumsuz örnekler sunar, öğrenci öğretmenin verdiği örnekleri
açıklar ve öğrenciler kendi farklı örneklerini verirler.).
4.Sunulan bilgiler özetlenir.
Dikkat !!! Sunuş yolu öğrenmede öğretmen – öğrenci etkileşimi yoğundur çünkü bu stratejide anlatımın yanında soru – cevap, tartışma teknikleri de kullanılır. Öğrenci aktivitesi.
Yararları:
Kısa sürede çok bilgi aktarılır.
Zamanın kısıtlı olduğu durumlarda kullanılır.
Kalabalık sınıflar için idealdir.
Zor, soyut ve karmaşık konuların öğretiminde kullanılır.
Öğrencilerin ön bilgileri yeterli olmadığı durumlarda etkili olur.
Dersin girişinde, özetlenmesinde, tekrarında kullanılır.
Sınırlılıkları:
Sadece bilgi düzeyinde hedeflerin öğretiminde kullanılır.
Üst düzey hedeflerde kullanılmaz.
Öğrenci aktivitesi düşüktür.
Ezber öğrenmeler gerçekleşebilir.
Sıkıcı olabilir.
Öğrencilerden dönüt almak zor olduğundan hataların düzeltilmesine imkân olmayabilir.
2-BULUŞ YOLUYLA ÖĞRETİM – ÖRNEK KURAL (BRUNER)
Temel Özellikleri:
Bruner’e göre öğrenci, bilgiye kendisi ulaşmalı ve bilgiyi keşfetmelidir.
Bu yaklaşımın öğretim sürecinin merkezinde öğrenci vardır, kural ya da bilgi yapısını
keşfeden öğrencidir.
Öğrenci örnekleri inceler, deney yapar; ilke, tanım ve genellemelere kendisi ulaşır.
Tümevarım yöntemi kullanılır.
Tümevarım yöntemi, olay ve olgulardan hareket ederek sonuca ulaşma yoludur.
Bu yaklaşımda öğrenciyi buluşa götürmede sorular ve örneklerden yararlanılır.
Öğretmen gerektiğinde ipucu ve dönütler verir.
Öğretmen öğrencilerin merak duygusunu uyandıracak bir problemle derse başlar.
Bu yaklaşım; belli bir problemle ilgili verileri toplayıp analiz ederek sonuca ulaşmayı
sağlayan, öğrenci etkinliğine dayalı, güdüleyici bir yaklaşımdır.
Bu yaklaşımın en önemli özelliği öğrencinin öğrenme güdüsünü artırmasıdır.
Buluş yoluyla öğretimde öğretmenin görevi sunmak değil, daha çok öğrencilere bilgileri
buldurmaktır. Diğer bir ifadeyle öğrenciye rehberlik ederek, onu yönlendirerek ve ona
deneyimler yaşatarak onun bilgilere, genellemelere ve ilkelere ulaşmasına yardım etmektir.
Öğretmen dersin başında çözümü ya da sonucu vermez. Çözüme ya da sonuca giden
öğrencidir.
Öğretmenin dersin başında sonucu ya da çözümü söylemesi bu stratejinin etkisini ortadan
kaldırır.
Öğrencinin kavrama ulaşması için ön bilgilerinin olması gerekmektedir. O nedenle daha çok
kavrama düzeyindeki hedeflere uygundur.
Öğrencinin sezgisel düşünmesini gerektirir.
Bruner, öğrencinin sezgisel düşünmesini beslemek için tam olmayan kanıtlarla tahminde
bulunmasını ve daha sonra da bu tahminlerini sistemli araştırma yaparak test etmesini
önermektedir. Örneğin Karadeniz Bölgesi ile ilgili temel bilgileri öğrendikten sonra öğrenciye
eski bir harita gösterilebilir ve öğrencinin Karadeniz’deki bu limanlardan hangisinin en
önemli liman hâline gelmiş olabileceği konusundaki tahminleri alınır. Daha sonra da öğrenci
bu tahminlerinin doğru olup olmadığını bilimsel olarak araştırabilir.
Uygulama Aşamaları:
1.Öğretmenin örnekleri sunması
2.Öğrencilerin örnekleri açıklaması
3.Öğretmenin ek örnekler vermesi
4.Öğrencilerin ek örnekleri açıklaması
5.Öğretmenin örnekleri ve zıt örnekleri (örnek olmayan durumları) vermesi
6.Öğrencilerin bu zıt örneklerle karşılaştırma yapması
7.Öğretmenin öğrencilerin belirlediği ilkeleri ve özellikleri açıklaması, tamamlaması
8.Öğrencilerin ilke ve genellemelere ulaşması ve tanımı yapması
9.Öğrencilerin ek örnekler vermesi
Yararları:
Yaparak yaşayarak öğrenmeyi sağladığından kalıcı öğrenmeyi sağlar.
Üst düzey düşünme becerilerini geliştirir. ❖ Kavrama ve üstü hedef düzeyleri için uygundur. Sınırlılıkları:
Zaman alır.
Maliyeti yüksektir.
Ön bilgiler yoksa amacına ulaşmaz.
Karmaşık bazı konularda sonuca ulaşmayabilir.
Olgu öğretiminde etkili değildir.
3-ARAŞTIRMA-İNCELEME YOLUYLA ÖĞRETİM STRATEJİSİ (J. DEWEY)
Öğrenci merkezli bir stratejidir.
Öğrenci etkinliklerine dayalı bir problem çözme sürecidir.
Öğretmenin görevi: Uygun araştırma problemlerini belirlemektir. Bu problemler;
1-Gerçek hayatta karşılaşılabilecek problemler olmalı,
2-Merak uyandırmalı,
3-Birden çok çözümü olmalıdır.
Tümevarım ve tümdengelim yöntemleri kullanılır.
Buluş yoluyla öğretim stratejisinde olduğu gibi öğretmen bir yol gösterici, gerektiğinde
yönlendirici bir rehber konumundadır.
Bu stratejide ele alınan problemlerin gerçek hayatta karşılaşılan problem durumları olması
gerekir
Bu strateji, öğrencinin problem çözme becerisini kullanarak bilimsel yöntem sürecini
izlemesi gerekir.
Bu stratejide öğretim, öğrenci etkinliklerine dayalı bir problem çözme sürecidir.
Amaç, içeriğin aktarılması değil, öğrencilerin araştırma ve problem çözme yönteminin
farkında olması ve onu gerektiğinde kullanmasıdır.
Bu stratejinin kullanabilmesi için konunun hedef-davranış boyutu en az uygulama ve daha
üst düzeyde olmalıdır. Dolayısıyla üst düzeyli zihinsel süreçlerin (uygulama, analiz, sentez)
geliştirilmesinde en etkili stratejilerden birisidir.
Bu strateji sadece sınıf içerisinde değil aynı zamanda laboratuvar, atölye ve okul dışı doğal
ortamlarda kullanılabilir.
Stratejinin Uygulanması:
• Problemi hissetme
• Problemi tanımlama
• Problemle ilgili bilgilerin toplanması
• Problemle ilgili hipotezler kurma
• Veri toplama (problemin çözümü için)
• Hipotezleri test etme (Doğru-yanlış)
• Problemin çözümü
• Sonucu raporlaştırma
Yararları:
Öğrencilerin bilimsel, problem çözme, yaratıcı, eleştirel gibi üst düzey düşünme becerisini
kazanmalarını sağlar, Üst düzey hedeflerde kullanılır.
İletişim, sorumluk alma, kaynaklara ulaşma becerisi kazandırır. Sınırlılıkları:
Maliyeti yüksek, zaman alır, kalabalık sınıflarda uygulanması zor, ön koşul öğrenmeleri
eksik olan öğrencilerde uygulanması zor, her yaş ve her hedef düzeyi için uygun değildir;
öğretmen sınıf yönetiminde zorluk yaşayabilir.
4-TAM ÖĞRENME STRATEJİSİ (YAKLAŞIMI) ( BLOOM)
Temel Özellikleri:
1.Bilgi birimleri ünitelere ayrılmıştır ve bir ünite tam olarak öğrenilmeden diğerine geçilmez.
2. Tam öğrenme modeli, her okulda ve sınıfta hızlı öğrenen ve öğrenemeyen öğrencilerin
bulunduğunu; her öğrencinin hazırbulunuşluk düzeyine göre öğretimin yapılmasını, her
öğrenciye ihtiyacı olan ek öğretim zamanı ve nitelikli öğretme hizmeti (ipucu, katılım,
pekiştireç, dönüt) sağlanırsa her öğrencinin öğrenebileceğini ve okulda tüm öğrencilerin
başarılı olacağını savunur. “Öğrenemeyen öğrenci yoktur, öğretemeyen öğretmen vardır.”
3.Değiştirilmez Özellikler: zekâ, genel yetenek, öğrencilerin kişilik özellikleri, ailenin
sosyoekonomik statüsü Değiştirilen Özellikler: ön öğrenmeler, derse karşı ilgi, tutum, başarı
inancı, ipucu, pekiştireç, katılımı, dönüt, araç gereç ve zaman gibi değiştirilebilir ögeler
zenginleştirilerek etkili öğrenme sağlanabilir. Okullar öğrencilerin değiştirilemez özelliklerini
değil, değiştirilebilir özelliklerini geliştirerek öğrenmeyi sağlamalıdır.
4. Her ünite sonunda izleme testi (formatif) uygulanır.
5. Bloom eğitimdeki normal dağılım eğrisini reddeder, sola çarpık bir grafik oluşmasını kabul
eder. %90’‘ın dışında kalan öğrencilerin de önemsenmesi gerektiğini, onların da tam
öğrenmelerinin sağlanması gerektiğini savunur. Bu bağlamda öğretmene büyük görev
düşmektedir (%95-100’ü amaçlar).
6. Tam öğrenmenin 3 ögesi (değişkeni) vardır: öğrenci nitelikleri, öğretim hizmetinin niteliği,
öğrenme ürünleri. Öğrenci nitelikleri ve öğretim hizmetleri, öğrenme ürünlerini etkiler.
Tam Öğrenme Yaklaşımının Uygulama Basamakları:
1.Öğrenme birimlerinin üniteler şeklinde belirlenmesi
2.Ünitenin hedef-davranışlarının belirlenmesi, ulaşılacak hedef-davranış standardının
belirlenmesi (%70)
3 Ön koşul öğrenme düzeyinin belirlenmesi, varsa ön koşul öğrenmelerdeki eksikliklerin
giderilmesi
4.Öğretim ünitesinin işlenmesine geçilmesi (Etkinlikler düzenlenir.)
5.Ünite ya da konunun öğretimi bittikten sonra izlemeye dönük değerlendirmenin (ünite,
izleme testi) yapılması (formatif değerlendirme) 6.a)İstenilen öğrenme standardına (%70)
ulaşmayan öğrenciler için tamamlayıcı ek öğretim etkinliklerinin yürütülmesi b)Öğrenme
düzeyi iyi olan öğrenciler için zenginleştirilmiş öğretim etkinlikleri düzenleme
7.Sınıftaki tüm öğrencilerin istenen öğrenme standardına ulaşmasından sonra bir sonraki
üniteye geçilmesi
8. Birkaç ünite işlendikten sonra summatif değerlendirme yapılması, öğrencilerin öğrenme
düzeyinin belirlenmesi
Tamamlayıcı Öğretim Etkinlikleri:
Öğretmen veya özel öğretici tarafından bire bir eğitim (özel ders), küçük gruplarla öğretim;à
okulda, evde ek öğretim (ödev) Programlı öğretim, tekrar (farklı yöntem ve tekniklerle)
kaynak ve yardımcı kitaplarlaà öğretim Eğitsel oyunlarla öğretim, bilgisayarlı öğretimà
Tam öğrenmenin 3 temel değişkeni vardır. Bunların yerine getirilmesi gerekir.
Bilişsel giriş davranışları
1. Öğrenci Niteliği →GİRİŞ Duyuşsal giriş davranışları Pekiştirme
2. Öğretim Hizmetinin Niteliği İpucu GELİŞME Dönüt-Düzeltme Etkin Katılım Bilişsel
3. Öğrenme Ürünleri → SONUÇ Duyuşsal
NOT: Tam öğrenmenin giriş (öğrenci niteliği) ve gelişme (öğretim hizmetinin niteliği) kısmı bağımsız değişken olarak adlandırılırken sonuç (öğrenme ürünleri) kısmı bağımlı değişken olarak adlandırılmaktadır.
1. Öğrenci Niteliği: Öğrencinin sürecin başında taşıması gereken özelliklerdir.
a) Bilişsel Giriş Davranışları: Daha önce öğrenilmesi gereken; *Bilgi, beceri ve
yetenekler *Ön koşul bilgiler *Sözel ve işitsel yetenekler *Okuduğunu anlama
*Dinleme becerisi *Problem çözme becerisi
b) Duyuşsal Giriş Davranışları: Öğrencinin öğrenme ünitesine karşı; *İlgisi *Tutumu
*Akademik öz güveni (benlik)
2. Öğretim Hizmetinin Niteliği: Öğretim hizmetinin niteliğini büyük ölçüde dört öge belirlemektedir. Bunlar: ipuçları, öğrenci katılımı, pekiştirme ve geri bildirim (dönüt) ve düzeltmedir.
a) İpucu: Öğrenciyi harekete geçiren, istenilen davranışın yapılmasına yardımcı olan
mesajlardır. Bir sınıfta hedef davranışları kazandırmada kullanılan her türlü ileti
ipucudur. Hedefe ulaşmada yol gösterir (soru sorma, açıklama, örnekleme, modeller,
gerçek varlıklar, ses tonu, jest ve mimikler, harita, şemalar, grafikler…). Ör.
Türkiye’nin en büyük gölü hangisidir (Hani canavarı olan) (Türkiye’nin doğusunda bir
yer)?
b) Öğrenci Katılımı: Öğretmen sınıf içi öğretim etkinliklerini düzenlemede öğrencileri
aktif kılmak ve öğretim merkezli öğretim yapmak için etkinlikleri öğrencilerle birlikte
planlamalı ve uygulamalı, bununla birlikte öğretim sürecinde hedeflerden ve içerikten
çok yöntem ve tekniklere odaklanmalıdır. Yani farklı yöntem ve teknikler
kullanmalıdır.
c) Pekiştirme: Bir davranışın ortaya çıkma olasılığını artıran uyarıcılara “pekiştireç”
denir. Öğrencilerin doğru ve beklenene yakın davranışları pekiştirilir. Öğrenme
sırasında, 57 öğrencinin gösterdiği olumlu davranıştan sonra öğretmen pekiştireç
verirse (aferin, çok güzel, gülümseme, alkış) o davranış kalıcı olur.
d) Dönüt-Düzeltme (Geri Bildirim): Dönüt, öğrenciye yaptığı bir davranışın sonucu ile
ilgili bilgi vermektir. “Düzeltme” ise yanlışların ve öğrenme eksikliklerinin giderilmesi
işlemidir. Öğretmenin “doğru, yanlış, eksik” demesi öğrenci için dönüttür.
Öğretim sürecinde dönüt kullanmanın en önemli yönü, öğrencilere yapmış oldukları
davranışların düzeyi hakkında bilgi vermesi ve gerekli uyarı ve düzeltmelerin zamanında
yapılmasıdır.
Dönüt ve düzeltme, bir sınıftaki öğretim hizmetinin niteliğini ve öğrenme düzeyini belirleyen
en önemli öge olarak kabul edilir. Çünkü sınıf ortamında kullanılan ipucu, pekiştirme ve
katılma grup içerisindeki öğrencilere etki düzeyleri anlamında farklı sonuçlar verebilir.
Dönüt ve düzeltme, öğretimin bireyselleştirilmesi anlamında her öğrencinin düzeyi ile ilgili
net sonuçlar verir.
3. Öğrenme Ürünleri: -Öğrenme düzeyini (iyi, orta, kötü) -Öğrenme çeşidini (bilişsel,
duyuşsal, psikomotor) -Öğrenme hızını (hızlı, yavaş) -Duyuşsal ürünleri (kendine güven,
güdü) -Bilişsel ürünleri (kavrama, analiz, sentez, değerlendirme) kapsamaktadır.
EĞITIMDE GÜNCEL YAKLAŞIMLAR
YAŞAM BOYU ÖĞRENME YAKLAŞIMI
Yaşam boyu öğrenme, örgün eğitim ve yaygın eğitimin birleştirilmesidir.
Okul, öğrenmeyi sağlayan tek kurum olamayacağı gibi yaşam boyu gerekli tüm bilgi ve becerileri de kazandıramaz. Bu nedenle öğrenme yalnızca okulda gerçekleşmez, tüm yaşam süresince (ev, müze, kütüphane, etkinliklerde vb.) devam eder.
Öğretmenlerin yanında annebabalar, kardeşler, arkadaşlar vb. kişiler de öğrenmeyi etkiler.
Temel ilkesi, bilinçli ve amaçlı olarak yaşam boyunca öğrenmeye devam etmektir.
Yaşam boyu öğrenmenin temel amacı bireyin öğrenmeyi öğrenmesini sağlamaktır. ❖ Yaşam boyu eğitim; bireyin kişilik alanında, sosyal ve mesleki alanda gelişimini amaçlayan, tüm yaşam süresince devam eden çok geniş bir kavramdır.
Yaşam boyu öğrenme, teknolojik gelişmeler ve bunların yol açtığı değişime uyum sağlayabilme, sürekli olarak kendini yenileyebilme, bilgiyi üretebilme, öğrenmeyi öğrenebilme, iş birliği ve paylaşımı amaçlar.
Yaşam Boyu Öğrenmeye İlişkin Yanlış Anlayışlar
• Yaşam boyu öğrenme sadece yetişkinleri kapsamaz. Yaşamın tüm dönemlerinde
gerçekleşir.
• Yaşam boyu öğrenme sadece meslek, beceri kazandırmaz. Bireysel, sosyal, mesleki vb.
her alanı kapsar.
• Yaşam boyu öğrenme tesadüfi oluşmaz. Birey isteyerek, bilinçli, amaçlı öğrenir.
İŞBİRLİKLİ ÖĞRENME YAKLAŞIMI (J.DEWEY)
Geleneksel sınıflardaki öğrencilerin yarışına ve rekabetine son vermeyi amaçlayan ve başarıya birlikte ulaşmayı hedefleyen bir yaklaşımdır
İş birliğine dayalı öğretim, öğrencilerin ortak bir amaç doğrultusunda küçük gruplar hâlinde birbirinin öğrenmesine yardım ederek çalışmalarına dayalı bir yaklaşımdır.
“Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için” anlayışı hâkimdir.
Öğretmen rehberdir, yönlendiricidir.
Öğretmenlerin rolü;
2-6 kişiden oluşan heterojen grupların oluşturulması, gruplarda iş birliği ve verimin
artırılmasını sağlamak ve ürünlerin değerlendirilmesindeki tüm aşamaları planlamaktır.
Kubaşık öğrenmede paylaşılmış bir liderlik söz konusudur.
Tüm üyeler grup içerisinde liderlik etkinliklerini yerine getirmek için sorumluluklarını
paylaşırlar.
İş birliğine dayalı öğrenmeyi başarılı bir şekilde uygulamak için 6 temel ilkeye uymak gerekir.:
1.Olumlu bağlılık (bağımlılık): “Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için” anlayışı. Bireyin
başarısını gruba, grubun başarısını bireye endeksleme (Grup üyelerinin başarısının bireye,
bireyin başarısının gruba yarayacağını; bireysel başarı olmadan grup başarısının
olmayacağını algılama.).
2. Yüz yüze etkileşim: Öğrencilerin birbirlerin çalışmalarını desteklemeleri, birbirlerine
yardım etmeleridir.
3. Kişisel sorumluluk (ve bireysel değerlendirilebilirlik): Grubun her üyesi kendine düşen
görevi en iyi şekilde yerine getirmek zorundadır. Grup üyelerinin her biri önce kendi
sorumluluklarını yerine getirmek, sonra da ihtiyaç duyan arkadaşına yardım etmekle
yükümlüdür.
4. Sosyal beceriler: Grubun başarılı olabilmesi için kişiler arası iletişim becerilerinin yanında
diğer sosyal becerilerin de kullanılması gerekir (liderlik, iletişim, karar verme, karşılıklı
güven, uzlaşma vb.).
5. Grup sürecinin değerlendirilmesi: Bireyin ve grubun etkinlikleri değerlendirilir ve eksiler,
artılar ortaya çıkarılır. Grup çalışmalarına yön verilir.
6. Eşit başarı ilkesi: Her üyenin gruba katkısı kendi yetenek düzeyine göre
değerlendirilmelidir. Her öğrenci eşit fırsatlara, imkânlara sahip olmalıdır. İş Birliğine Dayalı
Öğretimin Uygulanması:
1. Takımların oluşturulması: 2-6 kişiden oluşan heterojen gruplar
2. Isınma teknikleri: Oyun ve etkinliklerle grup üyeleri arasında kaynaşma sağlanır.
3. Takımda konu ve görev dağılımı yapılması: Grup içerisinde görev dağılımı yapılır (lider,
raportör, yazıcı) ve konu alt dallara ayrılarak her öğrenciye bir konu verilir. Paylaşılmış
liderlik vardır.
4. Takım içi etkinlikler: Takım içerisinde başarı birbirine endeksli olduğundan, performansı
düşük öğrenciler için çalışmak, anlaşılmayan yerleri daha yaratıcı yollarla anlatmaya
çalışmak gerekir.
5. Değerlendirme: Her grup üyesi birbirinin öğrenmesinden sorumlu şekilde değerlendirilir.
Bireyin başarısı, grubun başarısına dönüştürülür ve değerlendirme ölçütlere göre öğretmen ve grupça birlikte yapılır.
Sınırlılıkları:
-Başarılı ve bireysel çalışmayı seven öğrencilerin başarısını düşürebilir.
– Değerlendirme aşaması zordur. Grup içerisinde bireyleri ayrı ayrı değerlendirmek güçtür.
– Çalışmalar bir kişi üzerinde kalabilir.
ÖĞRETİM İLKELERİ
Hedefe (Amaca) Uygunluk İlkesi:
Eğitim durumları işe koşulduğu hedefe hizmet edebilmeli, onlara ulaşılabilir olmalıdır.
Bu yüzden bütün uygulamalar hedeflere ve kazanımlara uygun olmalıdır.
Aslında öğretim ilkeleri içerisinde en önemli olan ilkedir. Çünkü bir hedefe yönelik olmayan öğretim teknikleri gerçek amaçlarını hiçbir zaman gerçekleştiremeyecektir.
Bu yüzden bütün uygulamalar hedef davranışlara uygun olmalıdır.
Öğrenciye Görelik İlkesi:
Çağdaş eğitim anlayışında eğitim-öğretim faaliyetlerinin öğrenciye yönelik olması gerekir.
Öğretimde temel öge öğrencidir.
Öğrencinin ilgi, gelişim özellikleri, bireysel farklıkları dikkate alınmalıdır.
Öğrencinin fizyolojik, psikolojik özelliklerinin; ilgi ve ihtiyaçlarının, yeteneklerinin göz önünde tutulması öğrenciye görelik ilkesi itibarıyla en gerekli özelliklerin başında gelmektedir.
Bunun olmasını gerektiren asıl sebep, her öğrencinin farklı özelliklere sahip olmasıdır. Bu yönüyle öğrenciye görelik ilkesi geleneksel yöntemlere tamamen zıttır.
Bu ilke aynı yaş grubundaki öğrencilerin farklı ilgi, zekâ ve fizyolojik özelliklere sahip olduğunu belirtir ancak aynı yaş grubundaki öğrencilerin aynı gelişim seviyesine sahip olduğunu belirtir. Burayı karıştırmamak gerekir.
*Öğrenciye görelik ilkesi, çoklu zekâ yöntemi ve bireyselleştirilmiş öğretimi en çok savunan ve bunların uygulanması gerektiğini belirten ilkedir.
Öğrencinin gelişim seviyesine uygun bilgi ve materyallerin seçilmesi gerektiğini belirtir.
Ayrıca bu ilke, yöntem ve tekniklerin geliştirilmesi ve çeşitlendirilmesi gerektiğini savunur.
Öğrenci Düzeyine Uygunluk İlkesi:
Öğrencinin hazırbulunuşluk düzeyi dikkate alınmalıdır.
Hayatilik İlkesi (Yaşama Yakınlık, İşevurukluk):
Eğitim-öğretimin en önemli amacı bireyi hayata hazırlamasıdır.
Okul, hayatın bir parçası olmalıdır.
Ders konuları, sorunlar, araç gereçler, örnekler yakın çevreden yani hayattan alınmalıdır.
Hayatı sınıfa taşımalıyız. “Öğretim sürecinde, bireyin gereksinim duyacağı yararlı ve kullanılabilir bilgilerin öğretilmesi önemli bir yer tutar.” görüşünde, öğretimin “yaşama yakınlık” ilkesinin önemi vurgulanmaktadır.
Öğretim süreci içerisinde kazandırılan davranışların gerçek hayatta kullanılabilir olması ve gerçek hayatı kolaylaştırıcı nitelikte olmasını vurgular.
Bu ilkeye göre kazandırılmak istenilen davranış eğer öğrencinin gerçek yaşamında bir işe yaramayacaksa eksik, amaçtan yoksun bir kazanım olacaktır.
Transfer İlkesi
Öğrenci derste öğrendiğini farklı durumlara ve günlük hayata aktarabilmelidir. Sınıftakini hayata aktarmalıdır. Ör.: Öğrencinin dört işlem becerisini alışverişte kullanması, derste “Satın alacağı ürünleri belirlenen standartlara göre değerlendirir.” kazanımı sonrası, marketten alacağı ürünlerdeki üretim ve son kullanma tarihlerine dikkat etmesi. Yaşamdakini sınıfa aktarıyorsak: hayatilik Sınıftakini yaşama aktarıyorsak: transfer
Yaparak Yaşayarak Öğrenme (Uygulanabilirlik, Aktivite):
Bu ilke öğretimde öğrencinin aktif olması, bizzat kendisinin etkin olması gerektiğini ifade eder.
Öğrenci eğitim sürecine ne kadar fazla katılır, süreçte ne kadar etkin olursa o kadar başarılı olur.
Yaparak ve yaşayarak öğrenme, eğitimde ezberciliği ortadan kaldırır; kalıcı ve etkili öğrenme sağlar.
Bu ilke, öğrencinin etkin hâle dönüştürülmesini ve bu sayede kalıcı öğrenmeyi sağlamaktadır. Yine burada duyu organlarının sayısının artışı önemlidir.
Ne kadar çok duyu organı işin içindeyse öğrenci o kadar iyi anlayacaktır. Öğrencinin yapıp söylediklerinin %90’ını unutmaması ve hatırlaması göz önüne alınırsa bu ilkenin ne kadar önemli olduğu daha da iyi anlaşılacaktır.
Ekonomiklik İlkesi:
Öğretim hedeflerinin en kısa sürede, en az emek ve maliyetle en verimli şekilde verilmesidir.
Bunun için öğretim süreci iyi planlanmalı, kullanılan araç gereç ve materyaller amaca uygun kullanılmalıdır. Ayrıca bilişsel bir hedefi öğretirken yanında duyuşsal bir hedefi de öğretirsek aynı anda iki hedefimizi gerçekleştirmiş oluruz.
En az çabayla en fazla hedef davranışın üretilmesini ifade eden ekonomiklik ilkesi, süre ve emeğin minimize edilmesi gerektiğini savunur.
Bu ilkeye uyum için öğretim süreci tamamen planlanmalı, öğrencinin zaman ve enerjileri yerinde kullanılmalı; öğretim materyalleri, içerik ve değerlendirme amaca uygun şekilde yapılandırılmalıdır.
Aktüalite (Güncellik) İlkesi:
Çocuğun hayatın gerçekleriyle karşı karşıya gelmelerini ve yakın çevre, ülke ve dünyada gelişen son olaylara karşı ilgi duymalarını sağlamak için ders konularıyla aktüel (güncel) olay ve sorunlar arasında ilişki kurulmalıdır.
Bir öğretmen, sınıfa o günkü tarihli gazeteyi getirip derse oradaki haberle başlıyorsa o öğretmen aktüalite ilkesinden yararlanmıştır.
Açıklık (Ayanilik) İlkesi:
Açıklık iki anlamda kullanılmaktadır.
1. Öğretmenin kullandığı dilin açık ve anlaşılır olmasıdır.
2. Öğrenmede birden çok duyu organına hitap edebilmektir.
Öğrencinin dersi anlaması, öncelikle konuşulan dilin anlaşılır olmasına bağlıdır. Aynı zamanda öğrenmede ne kadar çok duyu organı işe koşulursa o kadar etkili ve tam öğrenme sağlanabilir.
İki şekilde açıklanmaktadır: Anlaşılır, sade ve açık bir dilin kullanılmasıdır. Bir diğer anlamı da öğretimde ne kadar çok duyu organı işe karışırsa o kadar nesnellik ve açıklık mümkün olmaktadır.
Bu ilkeye göre materyal kullanımı nesnellik açısından önemlidir. Ayrıca yaparak yaşayarak öğrenme bu ilkenin en çok desteklediği öğrenme şeklidir.
Somuttan Soyuta İlkesi:
Bireyin zihinsel gelişimi somuttan soyuta doğru olmaktadır.
Somut kavramlar soyut kavramlara göre daha anlaşır kavramlardır. Bu yüzden önce somut kavramlar daha sonra soyut kavramlar öğretilmelidir.
Özellikle ilköğretim birinci kademede uygulanır.
Bu ilke önce elle tutulan, gözle görülen; sonra bunların üzerine soyut kavramların öğretilmesini belirtmektedir.
Bu ilke de materyal kullanımını vurgulamaktadır. Burada dikkat etmemiz gereken başka bir husus da soyut öğrenmeler devam etmektedir ancak soyut kavramları somutlaştırma yoluna gidilmektedir.
Bilinenden Bilinmeyene İlkesi:
Yeni öğretilecek bilginin, becerinin önceden öğrenilenden hareket ederek öğretilmesini öngörür. Böylece öğrenme kolaylaşmakta ve yeni öğrenilecek bilgi önceki bilgilerle ilişkilendirilerek anlamlı hâle getirilmektedir
Öğretmen derse bir önceki derste işlediği konularla ilgili soru sorarak ya da o konuyu tekrar ederek başlarsa bu ilkeyle hareket etmiştir.
Ön öğrenmeler ve hazırbulunuşluk göz önünde tutularak bilişsel ve duyuşsal tutumu geliştiren ilkedir.
Bildiğinin üstüne bilinmeyenin eklenmesiyle öz güven artırıcı bir ilke olarak karşımıza çıkar. Öğrencinin eski bilgilerle yeni bilgiler arasında köprü kurmasını sağlar ve anlamlandırma gerçekleştirilir.
Yakından Uzağa İlkesi
Bu ilkede öğrenmeye yakın çevreden başlanır. Konularla ilgili örnekler yakın çevreden verilir. Çünkü çocuk yakın çevreyle daha ilgilidir. Daha sonra uzak örneklere doğru hareket edilir
Zamansal ve mekânsal olarak yakın çevreden uzak çevreye 66 doğru giden bir yol izlenmektedir. Örneğin coğrafya dersinde dağları anlatan bir öğretmenin önce yakın çevreden öğrencilerin bildikleri dağları göstermesi, daha sonra o ilde bulunan dağları listelemesi ve Türkiye’de bulunan dağların özelliklerini anlatması bu ilkeye uyduğunu göstermektedir.
Basitten Karmaşığa İlkesi
Öğretmen tarafından konular verilirken önce basit konulara ve kavramlara yer verilmesi ve zaman içinde giderek zor ve karmaşık konulara geçilmesi esasına dayanır.
Bütünlük İlkesi:
Çocuğun bedensel, duygusal, ruhsal ve sosyal; bütün yönleriyle bir bütün olarak ele alınıp tüm yönleriyle dengeli bir biçimde geliştirilmesine dayanır. Ayrıca konuların da bütünlük içinde öğretilmesi yani derslerin disiplinlerarası yaklaşım ve geniş alan yaklaşımıyla işlenmesi gerekmektedir.
Bireyin bütüncül olarak gelişimini sağlayan bu ilkenin hedefi, öğrencide sadece bilgi genişlemesi yaratmak değil; onun iradesini; duygusal, ahlaki ve sosyal yönelimlerini de harekete geçirerek öğretimde bütünlüğü sağlamaktır.
Bu ilkenin üzerinde en çok Brunner durmuş ve bu ilkeyi desteklemiştir.
Anlamlılık:
Öğrenciler öğrenmeye güdülendiğinde öğrenmeler daha etkili olur. Bunun için öğrenme konularının ne zaman, ne şekilde, ne işe yarayacağı veönemi açıklanır. Böylece öğrencilerde öğrenmeye yönelik beklenti ve istek oluşur.
Tümdengelim:
Bir öğrenme konusu önce genel ve ortak özellikleri, sonra da özel ve ayrıntı özellikleri ile verilir.
Sosyallik İlkesi:
Öğretim ilkeleri konusunun son ilkesi olan sosyallik, öğretim sürecinde insanların sosyalleşmesini ve toplumsallaşması
Eegitimim sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.